Psikolog bana ne yapabilir ki

PSİKOLOG BANA NE YAPABİLİR Kİ?

Ocak 2011 64.SAYI

Hayırlı günler hocam,
Sizin kasım ayındaki yazınızı okudum. Ben şu anda yurtdışında yasayan, 21 yaşında, üniversiteye hazırlanan bir kızım ve hayal dünyası artık benim de asıl yaşadığım dünya oldu ve içinden bir türlü çıkamıyorum. Bu hayal dünyam yüzünden çok kötü kalpli bir insan olmanın yanı sıra olmadık şeylerden ötürü etrafımdaki insanların canını yakmaktan hiç geri durmuyorum. Ben bu yaşıma kadar normal bir hayat yaşamadım. İlk önce 16 yıllık hastalığım arkasından yurtdışına çıkmam ve beraberinde bütün okul sıkıntıları da benim kimyamı bozdu. Yazınızda sorusunu cevapladığınız bayana psikologa gitmesini tavsiye etmişsiniz. Affınıza sığınarak şunu söylemek istiyorum: Ben de bu tavsiyeyi ciddiye alarak bir psikologa gidebilirim. Yardım alabilirim. Ama psikolog başlayacak benim çocukluğumdan, dinleyecek sonra ben duygusal bir insan olduğum için anlatırken ağlamaya başlayacağım, ama ben ağlamak istemiyorum ağlamaktan da yoruldum artık. Ayrıca söyle bir düşüncem var: Psikolog bana ne yapacak? Dinleyecek dinleyecek sonra kendisi de bilemeyecek ne yapacağını sonra sen yoluna ben yoluma. Bana bir psikolog nasıl yardım edebilir? Sadece bunu yazın bana.

MELEK … / AVUSTURYA

Sanırım sizin psikoloji mesleğine dair bilgileriniz duyum ötesine geçememiş. Oysa dört yıl üniversiteyi okuduktan sonra yıllar süren eğitim ve öğrenimlerle ancak terapist kimliğini kazanarak psikoterapi yapmaya çalışırız. Bir psikolog bu kadar eğitimden sonra danışanına ne yapacağını bilemez bir pozisyonda asla olamaz. Bizler empatik duruşa sahip kişiler olmasak bu mesleği yapamayız. Zira bu kadar çok acıyı bir ruhun kaldırması hiç de kolay bir şey değil. Kendim için diyebilirim ki insanları dinleyip onlara yardımcı olmak ticari getirinin dışında manevi olarak o kadar güzel hazlar yaşatıyor ki vazgeçilmesi hiç de kolay bir şey değil.

Daha seansa başlarken sizinle kurduğumuz olumlu ilişki danışan için en iyileştirici unsurlardan biridir. Zira terapiye kişileri getiren asıl etken ilişkilerdeki yamukluklar ya da beceriksizliklerdir. Terapi odasında önce danışan hayatını anlatırken eleştirilmeden, utandırılmadan, işe yaramaz yorum yapılmadan dinlenilmenin huzurunu yaşar. Bizim egodistonik (olaya dışarıdan bakmak) dediğimiz bakış açısıyla kendi hayatına bir de dışarıdan bakmayı öğrenir. Zira olayın içinde kaybolmak bazen en görünür çözümleri de ıskalamaktır. En çok çalıştığımız alan daha ziyade kişinin duygu, düşünce ve davranışları olduğu için kişi bu yolla ruh dünyasını içe bakış yoluyla gözlemleyerek farkındalığına kavuşur.

Gerekmedikçe hiç kimsenin çocukluğuna inmeyiz. Zira onun bize neyi getirdiği son derece önemlidir. Fakat bazen kendisinin dikkate almadığı ama literatürde önemli olan konu başlığını kendimiz konuşmak isteriz. Terapi kişinin ruhsal dünyasına içsel bir seyahatidir. İslam’da içsel yolculuğa hikmet denir. Kişinin kendini bilmesi en büyük erdem olduğu için terapi bu bilgiyi kazandıran yollardan biridir. Bizler sorunu görürüz, ayna tutarız ve danışanın da görmesi için yorumlar yaparız. Her yorum farkındalığı arttıran bir fenerdir. Daha sonra Cenab-ı Hakk’ın insanlara bahşettiği telafi edici unsurlar olan akıl, irade ve yetenek becerileri ile sorunlarını nasıl halletmesi gerektiği konusunda gerekli müzakereler yaparak yol almasını sağlarız.

Yolumuz akıl verme yolu değil teknik öğretme yoludur. Mesleğini bilimsel olarak yapan her psikolog muhakkak danışanına birçok çözüm yolu sunar. Dışarıdan görüldüğü gibi sadece dinleyip dinleyip çaresiz kalmak değildir psikolog olmak. Kişinin kendi üzerine düşünmesini, kendi üzerine çalışmasını, potansiyelini irdeleme yolculuğudur. Kişinin kimyasını değiştirmeyiz fakat şimdiye kadar öğrendiği yanlış zihinsel şemaları doğruyla değiştirerek bakış açısı üzerinde çalışma yaparız. Zira şu dünyada mutlu ve huzurlu olmanın asıl yolu; kendimize, hayata ve olaylara nasıl baktığımızla çok alakalıdır. Tüm bu bakış açısını doğru düzenlemek zihinsel şemaların yeniden yapılanmasıyla gerçekleşebilir. Terapi yeniden inşa sürecidir. Onun için her seans kişinin kendiyle yeniden tanışması ve kendisine “hoş gelmesi”dir.

Sizin hayalleriniz bize biraz da hayatınızdan memnun olmadığınızı gösteriyor. Zira her hayal gerçekten kaçıştır. Ruhun bir savunma mekanizması olsa da hayaller, çoklu olarak ona başvurulması, ortada bir problemin varlığını gösterir. Aktardığınız kadarından anlıyorum ki, iç dünyanızda çözemediğiniz bazı problemlerin sizde oluşturduğu gerginlik dış dünyaya ve ilişkilere çatışma olarak yansıyor. Gerçekten bir yardım alabileceğiniz uzmana başvurursanız bu konuda olumlu şekilde yol alacağınıza inanıyorum. Sizden bir şeye dikkat etmenizi isterim; o da destek alacağınız kişinin uzmanlık sahasının psikolog olması, terapi alanında çalışmış olması gerekmekte. Unutmayın ki her psikolog psikoterapist değildir.

Yasemin U. SALİHOĞLU
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın