๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Peygamberler Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 13 Ocak 2010, 18:46:38



Konu Başlığı: Zemzemin Çıkışı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Ocak 2010, 18:46:38
Zemzemin Çıkışı:



Hz. Hâcer, İsmail Aleyhisselâmı getirip ağacın gölgesi altına yatırdı. Su kırba-s´nı, ağaca astı. [278]

Hz. Hâcer, İsmail Aleyhisselâmı emziriyor ve kırbadaki sudan da, ona içi-nyordu. [279]

Kırbadaki su, tükenince, hem kendisi, hem de, İsmail Aleyhisselâm, su-sadılar. [280]

Su, tükendiği zaman, Hz. Hâcer´in sütü de, kesildi.

İsmail Aleyhisselâm, acıkmağa başlamış, acıktıkça da, kendisinin açlığı şid detlenmişti.

Hz.Hâcer; oğlunun açlığından[281]´, susuzluğundan kıvranıp durduğuna ba-

kıyordu. [282]

Onu, ölüyor sandı ve tasalandı. Kendi kendine:

"Bari, kendisinden uzaklaşayım da, onun ölümünü, görmeyeyim!" dedi. [283]

Çocuğunun elemli haline bakmağa daha fazla dayanamayarak onun yanından kalkıp biraz öteye doğru gitti[284]. "En yakın tepe, hangisidir?" diye etrafına bakındı. [285] O bölgede, en yakın tepe olarak Safa tepeciğini buldu. Onun üzerine çıktı. Sonra, vadiye karşı, durdu.

Bir ses işitmek veya bir kimse görmek ümidiyle dinledi ve etrafına bakındı. Fakat, ne bir ses, işite bildi, ne de, bir kimse görebildi. [286]

Safa tepeciğinden hızla inip vadide entarisinin eteğini topladıktan sonra, müş-kil bir işle karşılaşan bir insan azmiyle koştu ve vadiyi geçerek Merve tepeciğine geldi.

Orada da, biraz durdu ve bir kimse, görebilir miyim? diye baktı. Fakat, yine, hiç bir kimse göremedi. [287]

Hz.Hacer´in Safa ile Merve arasında gidip gelmekle meşgul olması, hem bir kimse görebilme ümidinden, hem de, açlıktan, susuzluktan kıvranan yavrusunun can verişini gözleriyle görmek istemeyişinden ileri geliyordu.

Bununla birlikte, Hz. Hâcer, İsmail Aleyhisselâmın yanına iki kere uğramaktan da, kendini alamamış, onu, eskisi gibi can çekişir bulunca, mahzun ve bitkin bir halde, tekrar Safa tepeciğine dönmüştü. [288]

Hz.Hacer, Safa ile Merve arasında yedi kere gitmiş, gelmişti. [289]

Peygamberimiz Aleyhisselâm: "Bunun için, insanlar, Safa ile Merve arasında sa´y ederler." buyurmuştur. [290]

Hz.Hacer; son defa Merve tepeciği üzerine çıktığında bir ses işitti ve kendi

kendine:

"Sus ta, iyice dinle!" dedi. Sonra, dikkatla dinledi. Bu sesi, önceki gibi bir daha işitti. [291] Bu ses, bir insan sesine benziyordu. [292] Bunun üzerine: "Ey ses sahibi! Sesini, duyurdun!

Eğer, sen, yardım edecek güçte isen, bize, yardım et! [293] Ey Allah´ım! Sesini, bana duyurdun, imdadıma da, yetiş!

Yetişmezsen, ben de, yanımdaki yavrum da, helak olup gideceğiz!" diye yal-varınca[294], Zemzem kuyusunun bulunduğu yerde bir Melek (Cebrail) göründü. [295]

Cebrail Aleyhisselâm; Hz.Hâcer´e: "Sen, kim´sin?" diye sordu. Hz.Hâcer:

"Ben, İbrahim (Aleyhisselâm)ın, buraya bıraktığı zevcesiyim, oradaki de, oğ-lumdur!" dedi.

Cebrail Aleyhisselâm:

"İbrahim, sizleri, kime ısmarladı?" diye sordu.

Hz.Hâcer:

"Bizi, Yüce Allah´a ısmarladı." dedi.

Cebrail Aleyhisselâm:

"O, sizi, en şerefli, en keremli ve yeterli Rabb´e, ısmarlamış!" dedi [296] ve aya ğının ökçesiyle yeri eşince, su, kaynamağa başladı!

Hz.Hâcer, bir yandan, boşa akmasın diye suyu, havuz gibi toprakla çevirip gö lek yapmaktan geri durmuyor, bir yandan da, kırbasını doldurmağa devam ediyordu.

Su ise, avuç avuç alındıkça, yerden kaynayıp duruyordu. [297]

Peygamberimiz Aleyhisselâm:

"Allah, İsmail´in Annesi Hâcer´e rahmet eylesin!

Eğer, o, Zemzem´i, kendi haline bıraksaydı da, suyu, avuçlamasaydı, muhakkak ki, Zemzem, akar bir kaynak olurdu!" buyurmuştur. [298]

Hz. Hâcer, bu sudan içti. Sütü gelip çocuğunu, emzirdi. [299]

Melek, Hz. Hâcer´e:

"Zayi ve helak oluruz diye sakın, korkmayınız!

İşte, şurası, Beytullâh´ın yeridir.

O Beyt´i, bu çocukla Babası yapacaktır!

Muhakkak ki, Allah, o işin ehlini zayi etmez!" dedi. [300]



[278] Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1,s.55

[279] Buharî-Sahih c.4,s.114. Taberî-Tarih c.1,s.131, Kurtubî-Tefsir c.9,s.369, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.155.

[280] Buharî-Sahih c.4,s. 114, Taberî-Tarih c.1,s.131, Sâlebî-Arais s.82, Beyhakî-Delailünnübüvve c.1,s.323, Kurtubî-Tefsir c.9,s.369, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.155.

[281] Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1,s.55.

[282] Buharî-Sahih c.4,s.114, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.155.

[283] Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1,s.55.

[284] Buharî-Sahih c.4,s.114, Kurtubî-Tefsir c.9,s369, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.155.

[285] Sâlebî-Arais s.82.

[286] Buharî-Sahih c.4,s.114, Taberî-Tarih c.1,s.13O, Sâlebî-Arais s.82, Beyhakî-Delâilünnübüvve c.1,s.323, Kurtubî-Tefsir c.9,s.369, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.155.

[287] Buharî-Sahih c.4,s.114, Beyhakî-Delâil, c.1,s.323, Kurtubî-Tefsir c.9,s.369, Ebülfida-Elbidaye vennihaye C.1.S.155.

[288] Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1,s.55.

[289] Buharî-Sahih c.4,s.114, Beyhakî-Delâil c.1,s.323, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.1O3, Kurtubî-Tefsir c.9,s.369, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.155.

[290] Buharî-Sahih c.4,s.114, Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1,s.55, Beyhakî-Delâilünnübüvve c.1,s.323, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.1O3, Kurtubî-Tefsir c.9,s.369, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.155.

[291] Buharî-Sahih c.4,s.114, Beyhakî-Delâilünnübüvve c.1,s.323, Kurtubî-Tefsir c.9,s.369, Ebülfida-Elbidaye ven nihaye C.1.S.155.

[292] Taberî-Tefsir c.13,s.23O, Sâlebî-Arais s.82

[293] Buharî-Sahih c.4,s.114, Beyhakî-Delâil c.1 ,s.323, Kurtubî-Tefsir c.9,s.369, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.155.

[294] Taberî-Tarih c.1,s.131, Sâlebî-Arais s.82.

[295] Buharî-Sahih c.4,s.114, Beyhakî-Delâil c.1,s.323, Kurtubî-Tefsir c.9,s.369, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.155.

[296] Sâlebî-Arais s.82.

[297] Buharî-Sahih c.4,s.114, Taberî-Tarih c.1,s.13O, 131, Sâlebî-Arais s.82, Beyhakî-Delâil C.1.S.323, Kurtubî-Tefsir c.9,s.369, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s. 155

[298] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.1 ,s.253, Buharî-Sahih c.4,s.114, Taberî-Tarih c.1 ,s.131, Sâlebî-Arais s.82, Beyhakî-Delâil c.1,s.323, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.1O3, Kurtubî-Tefsir c.9,s.369, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.155

[299] Buharî-Sahih c.4,s. 114, Beyhakî-Delâil c.1,s.323, Kurtubî-Tefsir c.9,s.369, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.155

[300] Buharî-Sahih c.4,s.115, Taberî-Tarih c.1,s.131, Sâlebî-Arais s.82, Beyhakî-Delâilünnübüvve c.1,s.323, Kurtubî-Tefsir c.9,s.369, Ebülfida-Elbidaye vennihaye C.1.S.155

M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/177-180.





Konu Başlığı: Ynt: Zemzemin Çıkışı
Gönderen: Zeynep 8D üzerinde 27 Mayıs 2014, 13:51:07
Ne kadar güzel ... Zemzem'in bir çok yararı var. Zemzem suyu bize Allah tarafından verilen büyük bir mucize.Şifası:

Süt artırıcı: Resûlullah (sav) Efendimiz “Hacer zemzemden içiyor, içtikçe İsmail’i emzirmek için sütü çoğalıyordu” buyurarak, zemzemin süt çoğaltıcı etkisini belirtmişlerdir.

Susuzluk giderici: Çölde insanların susuzluğunu gideren bir iksirdir.

Doyurucu, açlığı giderici: Ebu Zer’i Gıfari (ra), Kabe’de 30 gün kalmış, sadece zemzem suyu içerek yaşamıştır. Hacılar da sadece zemzem suyu içerek yaşayabilir.

Şişmanlatıcı: Yine Ebu Zer’i Gıfari (ra), bu 30 gün zarfında şişmanlamıştır.


Konu Başlığı: Ynt: Zemzemin Çıkışı
Gönderen: Ramazan. üzerinde 15 Şubat 2015, 14:16:52
Es Selamün Aleyküm. Yüce ALLAH hiçbir kulunu hiçbir Peygamberini zor durumda bırakmaz. Bu da bu konuya bir örnek olsun....


Konu Başlığı: Ynt: Zemzemin Çıkışı
Gönderen: Yunus Emre üzerinde 15 Şubat 2015, 14:35:12
Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuh.Zor durumda kalır isek gücenmeden,darılmadan  Allah (c.c) sığınmalıyız çünkü o en rahmeti bol olandır.Bizleredr Rahmet eylesin inşallah.


Konu Başlığı: Ynt: Zemzemin Çıkışı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 15 Şubat 2015, 16:27:23
a.s.. ,Rabbim c.c  güzel yorumlarinizin devamini nasip etsin insaallah..Zemzem suyunun sifalari çoktur..Rabbim c.c tez zamanda hacca gidebilmeyi ve zemzem suyundan kana kana içmeyi nasip etsin insaallah..


Konu Başlığı: Ynt: Zemzemin Çıkışı
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 16 Şubat 2015, 02:34:21
Esselamualeykum,
Zemzemin cikisi gercekten de o kadar kolay degilsmis...Hazreti Hatice annemiz gide gelevgide gele su bulmus ama eziyetlerle susuzlukla aclukla savsarak almis ...rabbim olen butun annelere rahmet etsin inşallah...