๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Peygamberler Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 09 Ocak 2010, 15:32:31



Konu Başlığı: Vahy tarzlarından ikincisi: Peygamber
Gönderen: Sümeyye üzerinde 09 Ocak 2010, 15:32:31
Vahy Tarzlarından 2-7´ye Kadar Olanlar:


Vahy tarzlarından ikincisi: Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselâmda olduğu gibi, Vahy edi lecek Kelâm´ın[69], Melek, görünmeksizin[70] Peygamberlerin kalbine ilka buyrulmasıdır.[71]

Yüce Allah, Cebrail Aleyhisselâmda, İlâhî hitaba muhâtab ve İlâhî emri tebliğe memur bulunduğu hakkında zarurî bir ilim yarattığı gibi, Peygamberimizin kal binde de, zarurî bir ilim yaratırdı da, Peygamberimiz, kalbine ilka olunan şeyin, mücerred bir ilhamdan ibaret bulunmadığını, Cebrail Aleyhisselâmın, Allâh´dan getirdiği bir Vahy olduğunu kesin olarak bilirdi.[72]

Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselâm :

"Hiç şüphesiz, Rûhulkudüs (Cebrail Aleyhisselâm), kalbime, şunu ilka ve Vahy etti ki: "Hiç bir nefs[73], Eceli dolmadıkça[74], rızkını, tamam olarak almadıkça, ölmez!

Öyle ise, Allâh´dan sakınınız da, onu, güzel ve meşru´ yollardan arayınız![75]

Helâl olanı, alınız! Haram olanı, bırakınız![76]

Rızık, gecikirse, onu, Allah´a mâsiyetle elde etmeğe kalkışmayınız!

Çünki, Allah katındaki şeye, Allah´a itaatin başkası ile nail olunamaz!"[77] Hadîs-i şeriflerinde olduğu gibi.[78]

Vahy tarzlarından üçüncüsü: Vahy Meleğinin, insan suretine girerek Vahy edilecek şeyi[79], bir insanın, bir insana tevdi edişi gibi, Vahy edişidir.[80]

"Yâ Resûlallâh! Vahy, Sana, nasıl gelir?" diye sorulduğu zaman, Peygambe rimiz Muhammed Aleyhisselâm:

"Bazı kerre Melek, benim için, insan suretine girer, benimle konuşur. Ben de, Onun söylediklerini, iyice bellerim.[81]

Bu, bana, Vahy´in en kolay, gelenidir" buyurmuşlardır.[82]

Cebrail Aleyhisselâm, Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselâm´a, çok kerre Eshab´dan Dıhye b.Halîfe´nin suretinde gelirdi.[83]

Eshâb-ı Kiramın, Onu gördükleri olurdu.[84]

Vahy tarzlarından dördüncüsü: Vahy´in, dehşet saçan bir çan, çıngırak uğul tusu gibi uğuldayarak gelişidir.[85]

"Yâ Resûlallâh! Sana, Vahy nasıl gelir?" sorusuna, Peygamberimiz Aleyhis-selâm´ın verdikleri cevapta, Vahy´in bu tarzı, şöyle açıklanmış:

"Vahy, bazan bana, çıngırak sesi gibi (müthiş bir madenî ses uğultusu ile) gelirdir ki, Vahy´in bana, en ağır geleni de, budur!

Vahy hali, benden kalkınca, Meleğin, bana söylemiş olduğunu, iyice bellemiş bulu­nurum!" buyrulmuştur.[86]

İşitilen bu şiddetli ses, ya Vahy Meleğinin kendi sesi, ya da, kanadlarının uğul tusu idi.[87]

Bunun hikmeti de, Vahy´i, telakki ve hıfz için, Peygamberimizin kalbini topar lamak ve hazırlamak[88], kulaklarının ve kalbinin, Vahy Meleğinin sesinden baş kası ile meşgul olmasına meydan bırakmamak içindi.[89]

"Yâ Resûlallâh! Vahy´in gelişini sezermisin?" diye sorulduğu zaman, Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselâm:

"Evet! Sesi, işitir ve susarım.

Bana, hiç bir sefer (bu tarzda) Vahy olunmamıştır ki, ruhum, alınıyor olduğunu san mış bulunmayayım!" buyurmuştur.[90]

Yüce Allah, bir emri Vahy etmek, Vahy suretiyle dile getirmek istediği zaman, Allah´ın emrinin korkusundan gökleri, son derecede şiddetli bir titreme alır![91]

Göklerin halkı olan Melekler de, İlâhî Kelâmı, düz ve sert bir kayaya çarpan demir zincir(in çıkardığı korkunç ses) gibi işitince[92], Allah´ın Kelâmına karşı duyulan  derin haşyettendolayı, kanatlarinı çirparlar[93] baygın düşüp secdeye ka panırlar!

Ayılıp secdeden başını ilk kaldıran, Cebrail Aleyhisselâm, olur.

Yüce Allah, Ona, Vahy´lerinden, dilediğini, söyler.[94]

Cebrail Aleyhisselâm, yanlarına gelinceye kadar, öteki Melekler, öylece bay gın halde kalırlar.

Cebrail Aleyhisselâm, Meleklere uğrar.[95]

Her göğe uğradıkça[96], kalblerinden korku kaldırılan[97], o gök halkı olan[98] Me­lekler, Ona:

"Ey Cebrail!"[99] Rabbımız[100], ne buyurdu?" diye sorarlar. Cebrail de:

"Hakkı, buyurdu![101] En Yüce, en büyük olan O´dür!" der. Meleklerin hepsi de, Cebrail Aleyhisselâmın söylediği gibi, söylerler.[102]

Vahy´in bu tarzından, Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselâm, beşeriyet sı fatından soyunup, sıyrılıp Melekiyet sıfatına bürünerek Vahy´i, Cebrail Aleyhis-selâmdan alırdı ki, bu, Vahy´in en zor, en güç olanı idi.[103]

Eshâb-ı kiramın görüp anlattıklarına göre:

Vahy´in inişi sırasında, Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselâm´a, ağır bir sıkıntı basar, yüzü gül gibi olur[104], gözlerini kapar[105], başını önüne eğerdi.

Yanında bulunanlar da, başlarını, önlerine eğerlerdi.[106] Peygamberimiz Aleyhisselâm, o hallerinde, çabuk çabuk nefes alırdı.[107] En soğuk günde bile, alnından inci taneleri gibi ter dökülürdü.[108]

Vahy hali, sona erinceye kadar, yanında bulunanlardan hiç biri başlarını kaldı rıp Peygamberimizin yüzüne bakmağa kadir olamazlardı.[109]

Vahy´in ağırlığı veya hafifliği, inen Sûre´nin ağırlığı veya hafifliği ile orantılı bu-lunurdu.[110]

Yâni, inen Vahy, va´d ve tebşir mâhiyetinde ise, Cebrail Aleyhisselâm, beşer suretinde gelir, hitab ve telakki, Peygamberimize bir güçlük vermezdi.

İnen Vahy, azab ve korkutmakla ilgili bulunduğu zaman, dehşet saçan bir çan, çıngırak uğultusuyla uğuldayarak gelirdi.[111]

Deve üzerinde bulunduğu sırada da, Peygamberimiz Muhammed Aleyhisse-lâma böyle Vahy geldiği olur, devenin, inen Vahy´in ağırlığına dayanamadığı[112], bacaklarının ikiyana ayrıldığı, büküldüğü, kırılacak gibi olduğu, bazan da, çöktü ğü görülürdü.[113]

Vahy tarzlarından beşincisi: Vahy Meleği Cebrail Aleyhisselâmın, Yüce Al lah tarafından yaratıldığı aslî hey´et ve surette görünerek[114] Yüce Allah´ın dile diğini, Peygamberimiz Aleyhisselâm´a Vahy edişidir.[115]

Bu da, iki kerre vuku bulmuş[116], Peygamberimiz Aleyhisselâm, Cebrail Aley-hisselâmı, yaratıldığı aslî hey´et ve suret üzere altıyüz kanadıyla[117] iki defa[118], yerle gök arasını doldurur bir halde görmüştür.[119]

Vahy tarzlarından altıncısı: Yüce Allah´ın Mirâc gecesinde olduğu gibi[120], göklerin üstünde[121], Peygamberimiz Aleyhisselâm´a, uyanık iken, perde arka sından, hitabda bulunması, ya da, uyurken, arada, Vahy Meleği bulunmaksızın, Peygamberimizle konuşmasıdır.[122]

Vahy tarzlarından yedincisi de: Yüce Allah´ın, arada, Vahy Meleği bulunmak sızın, Peygamberimiz Aleyhisselâma doğrudan doğruya hitab buyurmuş ol masıdır.[123]

Peygamberimiz Aleyhisselâmın bildirdiklerine göre: Mirâc gecesinde, Cebrail Aleyhisselâm, Peygamberimizi, yukarı götüre götüre, nihayet (Kaza ve Kaderi ya zan) Kalemlerin cızırtılarını işitecek kadar yüksek bir yere çıkardı.[124]

Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselâm orada, Cennet´ten, yemyeşil bir Ref-ref(ipek döşek)´in, birden, ufku kapladığını, doldurduğunu, gördü.[125]

Peygamberimiz, onun üzerine oturdu.

Cebrail Aleyhisselâm, Peygamberimizden ayrıldı.[126]

Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselâm, Aziz ve Cebbar (dilediğini, yaptır mağa kadir olan) Rabb´ına, yükseltilip yaklaştırıldı.[127]

Kendisinden, bütün sesler, kesildi.[128]

Yüce Rabb´ının:

"Korkma yâ Muhammed! Yaklaş! Yaklaş!" buyurduğunu işitmeğe başladı.[129]

Nihayet, hiç bir kimsenin, hiç bir zaman erişememiş olduğu yakınlık Makamı na, İlâhî huzura kabule, İlâhî ikram ve İhsana nail oldu.[130] Rabbını, gördü.[131]

Yüce Allah, Mîrac gecesinde, Peygamberimiz Aleyhisselâm´a, Vahy etmek is tediğini, istediği şekilde Vahy etti.[132]



[79] Süheylî-Ravd. c.2,s.394, İbn, Kayyım-Zâd. c.1,s.32, Kastalânî-Mevâhib c.1,s.55, Zürkânî Mevahib Şerhi, c.1,s.227.

[80] İbn.Sa´d-Tabakat c.l, s. 197, Halebî-lnsanülüyun c.l, s.414.

[81] Mâlik-Muvatta´ c.l, s.202-203, İbn.Sa´d-Tabakat c.l, s. 198, Ahmed b.Hanbel-Müsned c.6, s. 158, buharî-Sahih c.l, s.2-3, Müslim-Sahih c.4, s. 1816-1817, Tirmizî-Sünen c.5, s.597, Nesaî-Sünen c.2, s.148, Taberî-Tefsir c.22, s.91, Ebû Nuaym-Delâilünnübüvve c.l, s.178, Begavî-Mesâbihussünnec.2, s. 175, İbn.Esir-Câmiul´usûl c.12, s.41

[82] Taberî-Tefsir c.22, s.91.

[83] İbn.Sa´d-Tabakat c.3, s.250, Ahmed b.Hanbel-Müsned c.2, s. 107, Kastalânî-Mevâhibülledünniye c.l, s.55, Zürkanî-Mevâhib. Şerhi c.1 s.227.

[84] İbn.Kayyım-Zâdülmaad c.l, s.32

[85] İbn.Sa´d-Tabakat c.l, s. 198, Süheylî-Ravdulünüf c.2, S.394. İbn.Kayyım-Zâdülmaad c.l, s.32, Bedrüddin Aynî-Umdetülkarî c.l, s.40, Kastalânî-Mevâhib. c.l, s.55, Zürkanî-Mevahib.Şerhi c.l, S.228.

[86] Mâlik-Muvatta´ c.l, s.203 İbn.Sa´d-Tabakat c.l. s. 198, Ahmed b.Hanbel Müsned c.6, S. 158, Buharî-Sahih c.l, S.2-3, Müslim-Sahih c.4, S. 1816-17, Tirmizî-Sünen c.5, s.597, Nesaî-Sünen c.2, s.148, Begavî-Mesabîhussünne c.2, s.175 İbn.Esîr-Câmiurusûl c.12, s.41, Aynî-Umdetülkarî c.l, s.40-41, İbn.Hacer-Fethulbârî c.l, s.49

[87] Zürkanî-Mevâhibülledünniye Şerhi c.l, S.228.

[88] Süheylî-Ravd. c.2, s.394, Ibn.Seyyid-Uyûn.c.l, s.90, Zürkanî-Mevâhib. Şerhi c.l, s.228.

[89] Bedrüddin Aynî-Umdetülkarî c.l, s.40-41, İbn.Hacer-Fethulbârî c.l, S.49.

[90] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.2, s.222, Ebülferec İbn.Cevzî-Elvefa c.l s. 170, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.3, s.22, Haiebî-İnsanüluyun c.l, S.415.

[91] Taberî-Tefsir c.22, s.91, Kurtubî-Tefsir c.14, s296Ebülfida-Tefsir c.3, s.537, Heysemî-Mecmauzezevaid c.7, s.94.

[92] Buharî-Sahih c.5, s.221, EbûDâvud-Sünenc.4, s.235, Tirmizî-Sünen c.5, S.362, Ibn.Mâce-Sünen c.l, S.70, Taberî-Tefsir c.22, s.90, Kurtubî-Tefsir c.14, s.296, Ebülfida-Tefsir c.3, s.537, Heysemî-Mecmauzzevaid c,7, s.94.

[93] Buhariî-Sahih c.5, s.221, Tirmizî-Sünen c.5, s.362, ibn.Mace-Sünen c.l, s.70, Kurtubî-Tefsir c.14, s.296, Ebülfida-Tefsir c.3, s.537.

[94] Taberî-Tefsir c.22, s.91, Kurtubî-Tefsir c.14, s.296, Ebülfida-Tefsir C.3.S.537, Heysemî-Mecmauzzevaid c.7, s.294-295, Bedrüddin Aynî-Umdetülkarî c.l, s.45, C.25, s.152.

[95] Ebû Dâvud-Sünen c.4, s.235, Hazin-Tefsir c.3, S.488.

[96] Taberî-Tefsir c.22, s.91, Kurtubî-Tefsir c.14, s.296, Ebülfida-Tefsir c.3, 537, Heysemî-Mecmauzzevaid c.7,

94-95.

[97] Buharî-Sahih c.5, s.221, Ebû Dâvud-Sünen c.4, s.235, Tirmizî-Sünen c.5, S.362, İbn.Mace-Sünen c.l, s.70, Kurtubî-Tefsir c.14, s.296, Ebülfida-Tefsir c.3, s.537.

[98] Taberî-Tefsir c.22, s.91, Kurtubî-Tefsir c.14, s.296, Ebülfida-Tefsir c.3, s.537, Heysemî-Mecmauzzevaid c.7, s.95 I

[99] Ebû Dâvud-Sünen c.4, s.235, Kurtubî-Tefsir c.14, s.296, Aynî-Umdetülkarî c.l, s.45, c.25, s.152

[100] Taberî-Tefsir c.22, s.91, Kurtubî-Tefsir c.14, s.296, Ebülfida-Tefsir c.3, s.537, Heysemî-Mecmauzzevaid c.7, s.95, Aynî-Umdetülkarî c.25, s.152.

[101] Ebû Dâvud-Sünen c.4, s.235, Taberî-Tefsir c.22, s.91, Kurtubî-Tefsir c.14, s.296, Ebulfıda-Tefsır c.3, s.537, Heysemî-Mecmauzzevaid c.7, s.95, Aynî-Umdetülkarî c.25, s.152.

[102] Taberî-Tefsir c.22, s.91, Kurtubî-Tefsir c.14, s.296, Ebülfida-Tefsir c.3, s.537, Heysemî-Mecmauzzevaid c.7, s.95.

[103] Bedrüddin Zerkeşî-Bürhan c.l, s.229.

[104] İbn.Sa´d-Tabakat c.l, s. 197, Ahmed b.Hanbel-Müsned c.5, s.327, Müslim-Sahih c.3, s.1317-1317.

[105] İbn.Esîr-Câmiul´usûl c.12, s.41, Halebî-İnsanüluyun c.l, s.416.

[106] Müslim-Sahih c.4, s.1817, İbn.Esîr-Camiulusul c.12, s.41.

[107] Bedrüddin Aynî-Umdetülkarî c.l, s.43.

[108] Mâlik-Muvatta´ c.l, s.203, İbn.Sa´d-Tabakat c.l, s.198, Ahmet b.Hanbel-Müsned c.6, s.58,202, Buharî-Sahih c.l, s.3, Müslim-Sahih c.4, s. 1816, Tirmizî-Sünen c.5, s.597, Nesaî-Sünen c.2, s. 149.

[109] İbn.Esîr-Câmiulusul c.12, s.42, Halebî-İnsanüluyun c.l, s.416.

[110] Ebülferec İbn.Cevzi-Elvefa c.l, s.169, Halebî-İnsan, c.l, s.416.

[111] Kaslalânî-Mevâhibülledünniye c.l, s.57, Zürkanî-Mevahib. Şerhi c.l, s.234.

[112] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.2, s. 176, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.3, S.22.

[113] İbn.Sa´d-Tabakat c.l, s. 197, Ebülferec İbn.Cevzî-Elvefa c.l, s.171, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.3, s.22.

[114] Süheylî-ravdulünüf c.2, s.395, İbn.Kayyım-Zâdülmaad c.l, s.32, Aynî-Umdetülkarî c.1, s.40, Kastalânî-Mevâhibülledünniye c.l, s.56, Zürkanî-Mevâhibülledünniye Şerhi c.l, s.230, Halebî-İnsan. c.l, s.416.

[115] İbn.Kayyım-Zâdülmaad c.l, s.32, Kastalânî-Mevâhib. c.l, s.56, Zürkanî, Mavahib. Şerhi c.l, s.230.

[116] İbn.Kayyım-Zâdülmaad c.l, s.32, Süyûtî-Dürrülmensur c.6, s. 124, Kastalânî-Mevâhib. c.l, s.56, Halebî-İnsanüluyun c.l, s.416?417, Zürkanî-Mevahib.Şerhi c.l, s.230.

[117] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.l, s.395, Buharî-Sahih c.6, s.50, Müslim-Sahih c.l, s.158?159, Tirmizî-Sünen c.5, s.395, Taberî-Tefsir c.27, s.49, Beyhakî-Delâilünnübüvve c.2, s.122, Ebülfida-Tefsir c.4, s.248.

[118] Buharî-Sahih c.l, s.50, MüslimSahih c.l, s. 159, Tirmizî-sünen c.5, S.395.

[119] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.l, s.418, Müslim-Sahih c.l, s. 159.

[120] Süheylî-Ravd. c.2, s.395, İbn.Kayyım-Zâd. c.l, s.32, İbn.Seyyid-Uyun c.l, s.90, Ayni-Umdetülkarî c.l, s.40, Kastalânî-Mevâhib. c.l, s.56, Halebî-İnsan c.l, s.417, Zürkanî-Mevahib.Şerhi c.l, s.230

[121] İbn.Kayyım-Zâd. c.l, s.32, Kastalânî-Mevâhib. el, s.56, Halebî-İnsan c.l, s.417, Zürkanî-Mevahib. Şerhi el, s.230

[122] Süheylî-Ravd. c.2, s.395, ibn.Seyyid-Uyun.el, S.90, Aynî-Umdetülkarî, c.l, s.40, Kastalânî-Mevâhib. c.l, s.56, Halebî-İnsan c.l,s.419, Zürkanî-Mevahib Şerhi c.l, s.230.

[123] İbn Kayyım-Zâd c.l, S.32, Kastalânî-Mevâhib. c.l, s.56, Halebî-İnsan c.l,s.417-418, Zürkanî-Mevahib.Şerhi c.l, s.232.

[124] İbn.Sa´d-Tabakat c.l, s.213, Buharî-Sahih c.l, s.92, Müslim-Sahih c.l, s.149, Beyhakî-Delailünnübüvve c.2, s.129, Kadı lyaz-Şifa c.l, s.140,148, İbn.Esîr-Camiul´usûl c.12, s.56, İbn. Seyyid-Uyûn. c.l, s.145, Zehebî-Tarihulislâm c.2, s.168

[125] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.l, s.449, Buharî-Sahih c.6, s.51, Taberî-Tefsir c.27, s.57, Beyhakî Delâilünnübüvve c.2, s.122, Kurtubî-Tefsir c.17, s.98.

[126] Kadı lyaz-Şifa c.l, s.162, Kurtubî-Tefsir c.17, s.89.

[127] Buharî-Sahih c.8, s.204, Taberî-Tefsir c.27, s.45, ibn.Esîr-Camiulusul c.12, s.51, Ibn.Kayyım-Zâdülmaad c.2, s.53, Kurtubî-Tefsir c.17, s.98, Zehebî-Tarihulislam c.2, s.174, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.3, s.112.

[128] Kadı lyaz-Şifa c.l, s.160, Kurtubî-Tefsir c.17, s.98, Diyar Bekrî-Hamîs c.l, s.312.

[129] Kadı lyaz-Şifa c.l, s.160, Diyar-Bekrî-Hamîs c.l, s.312.

[130] Kadı lyaz-Şifâ c.ı, s.163.

[131] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.l, s.285, Heysemî-Mecmauzzevaid c.l, s.78 Aynî-Umdetülkarî c.19, s.198, ibn.Hacer-Fethulbarî c.8, s.468.

[132] İbn.Ebî Şeybe-Musannef c.14, s.304, Ahmed b.Hanbel-Müsned c.3, s.149, Buharî-Sahih c.6, s.51, Beyhakî-Delâil. c.12, s.131, Kadı lyaz Şifâ c.l, s137, İbn.Esîr-Camiulusul c.12, s.54, ibn.Seyyid-Uyun. c.l, s.144, Zehebî-Tarihulislam c.2, s.161.

M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/14-18.






[69] Süheylî-Ravdulünüf c.2, s.393, İbn.Kayyım-Zâdülmaad c.l, s.32, Kurtubi-Tefsir c.16, s.53, Ibn.Seyyid-Uyûnüleser c.l, s.89-90, Ebülfida-Tefsir c.4, s.121 Kastalânî-Mevahibülledünniye c.l, s.55 Halebî-İnsanüluyun c.l, s.413, Zürkanî-Mevâhib, Şerhi c.l, s.225

[70] İbn.Kayyım-Zadülmaad c.l, s.32, Kastalânî-Mevâhib, c. I, s.55, Zürkanî-Mevâhib Şerhi c.l, s.225.

[71] Süheylî-Ravd. c.2, s.293, İbn.Kayyım-Zadülmaad c.l, s.32, İbn.Seyyid Uyun, c.l, s.90, Aynî-Umdetülkarî c.l, s.40, Kastalânî-Mevâhib, c.l, s.55, Halebî-İnsanüluyun c.l, s.413, Zürkanî-Mevâhib, Şerhi c.l, s.225.

[72] Fahrurrazî-Tefsir c.28, s.288, Kastalanî-Mevahib, c.l.s.53, Halebî-İnsanüluyun c.l, s.407-408, Zürkanî-Mevâhib Şerhi c.l, s.225.

[73] İbn.Mâce-Sünen c.2, s.725, Süheylî-Ravdulünüf c.2, S.393, İbn.Kayyım-Zadülmaad c.l, s.32, İbn.Seyyid-Uyûnüleser c.l, s.90 Kastalânî-Mevâhib. c I, s 55, Halebî-İnsanüluyun c.l, s.413, Zürkanî-Mevâhibülledünniye Şerhi c.l, s.225-226.

[74] Süheylî-Ravdunülüf c.2, s.393, Kurtubî-Tefsir c.16, s.53, İbn Seyyid-Uyunüleser c.1, s.90, Ebülfida-Tefsir c.5, s.121, Halebî-İnsan. c.1, s.413, Züranî-Mevâhib. Şerhi c.1, s.226.

[75] İbn.Mâce-sünen c.2, s.725, Süheylî-Ravd. c.2, s.393-394, İbn.Kayyım-Zadülmaad c.l, s.32, Kurtubî-Tefsir c.16, s.53, İbn.Seyyid-Uyun. c.l, s.90, Ebülfida-Tefsir c.4, s.121, Kastalânî-Mevâhib. c.l, s.55, Halebî-İnsan. c.l, s.413, Zürkanî-Mevâhib. Şerhi c.1,s.226.

[76] İbn.Mâce-sünen c.2, S.725, Kurtubî-Tefsir c.16, S.53 Halebî insan, c.l, s.413, Zürkanî-Mevâhib.Şerhi c.l, s.226.

[77] İbn.Kayyım-Zâd. c.l, s.32 Halebî-İnsan. c.l, s.413 Zürkanî-Mevâhib.Şerhi c.l, s.26

[78] Süheylî-Ravd. c.2, s.393-394, İbn.Kayyım-Zâd. c.l, s.32, Kurtubî-Tefsir c.16, S.53, İbn.Seyyid-Uyun. c.l, s.90, Ebülfida-Tefsir c.4, s.121, Kastalânî-Mevâhıb. c.l, s.55, Halebî-İnsan. c.l, s.413, Zürkânî-Mevâhib.Şerhi c.l, s.225-226