> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Peygamberler Tarihi > Nuh Aleyhisselâmın Tufan Gemisi Ve Sonucu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Nuh Aleyhisselâmın Tufan Gemisi Ve Sonucu  (Okunma Sayısı 1042 defa)
11 Ocak 2010, 22:50:44
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 11 Ocak 2010, 22:50:44 »



Nuh Aleyhisselâmın Tufan Gemisi Ve Sonucu:


Yüce Allah; Nuh Aleyhisselâmın kavmini, zulme devam edip durdukları sırada, Tûfan sularında boğdu. Nuh Aleyhisselâm ile gemi arkadaşlarını, selâmete erdir. [147]

Gemisini de, Cezîre toprağında[148], Cezîre toprağından Karda´da[149], Karda

biraktı. [151]

Gemi, uzun zaman, orada kaldı. [152]

Hattâ, Nuh Aleyhisselâmın ümmetinin öncekilerinden nice kimseler, varıp onu, seyr ve temâşâ ettikten sonra[153], Gemi, çürüyüp kül oldu. [154]

Tefsir kitaplarımızdaki görüşler, böyle!

Acaba, Kamer sûresinin 15. âyetindeki mutlak beyana bakılarak Gemi´nin, Cûdî Dağı üzerinde, şu veya bu şekilde mesela taşlaşmış olarak ibretli bir Mucize hâ inde el´an mevcudiyeti düşünülemez mi?

Ecnebî İlim ve Fen adamlarından bazılarının, Gemi´den bir kalıntı bulabilme ümidiyle ve Ahd-i Atîk´ın, Tekvin kitabının 8. babının 4. fıkrasındaki Ararat tâbirin den mülhem olarak zaman zaman gelip Ağrı dağına tırmandıklarını ve her sefe-nnde de, elleri boş döndüklerini işitiyoruz...

Tırmanıp Ağrı´nın başına, Yorma gel kendini boşuna. Maksadın keşf ise Gemiyi Düş Cûdî dağında peşine.[155]



[147] Ankebût: 14-15.

[148] Taberî-Tefsir c.27,s.95, Zemahşerî-Keşşaf c.4,s.38, Nesefî-Medârik c.4,s.2O3, Kurtubî-Tefsirc.17,s.133, Ebülfida-Tefsir C.2.S.446, Hâzin-Tefsir c.4,s.2O3, Ebüssuud-Tefsir c.8,s.17O.

[149] Taberî-Tefsir c.27,s.95, Kurtubî-Tefsir c.17,s.133.

[150] Dîneverî-Elahbar s.1.

[151] Taberî-Tefsir c.20,s.136, Zemahşerî-Keşşaf c.4,s.38, Nesefî-Medarik c.4,s.2O3, Ebüssuud-Tefsir c.8,s.17O.

[152] Zemahşerî-Keşşaf c.4,s.38, Nesefî-Medarik c.4,s.2O3, Ebülfida-Tefsir c.2,s.446, Hâzin-Tefsir c.4,s.2O3, Ebüssuud-Tefsir c.8^.170.

[153] Taberî-Tefsir c.27,s.95, Zemahşerî-Keşşaf c.4,s.38, Kurtubî-Tefsir c. 17,s. 133, Nesefi-Medarik c.4,s.2O3, Ebülfida-Tefsir c.2,s.446, Hâzin-Tefsir c.4,s.2O3, Ebüssuud-Tefsir c.8,s.17O.

[154] Taberî-Tefsir c.27,s.95, Kurtubî-Tefsir c.17,s.133, Ebülfida-Tefsir c.2,s.446.

[155] M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/103.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Nuh Aleyhisselâmın Tufan Gemisi Ve Sonucu
« Posted on: 24 Nisan 2024, 11:21:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Nuh Aleyhisselâmın Tufan Gemisi Ve Sonucu rüya tabiri,Nuh Aleyhisselâmın Tufan Gemisi Ve Sonucu mekke canlı, Nuh Aleyhisselâmın Tufan Gemisi Ve Sonucu kabe canlı yayın, Nuh Aleyhisselâmın Tufan Gemisi Ve Sonucu Üç boyutlu kuran oku Nuh Aleyhisselâmın Tufan Gemisi Ve Sonucu kuran ı kerim, Nuh Aleyhisselâmın Tufan Gemisi Ve Sonucu peygamber kıssaları,Nuh Aleyhisselâmın Tufan Gemisi Ve Sonucu ilitam ders soruları, Nuh Aleyhisselâmın Tufan Gemisi Ve Sonucuönlisans arapça,
Logged
07 Mart 2015, 19:54:24
Ramazan.
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 6.353



« Yanıtla #1 : 07 Mart 2015, 19:54:24 »

Es Selamün Aleyküm . Hz.  Nuh (A.S.) ve tufan hakkında bende birşey paylaşmak isterim .

Nûh aleyhisselam kavminin bu tutumu karşısında aslâ yılmadan, tebliğ vazîfesine devâm ettiği hâlde, onların bir türlü îmâna gelmeyeceklerini iyice anladı. Bunun üzerine meâlen şöyle dua ettiği Kur’ân-ı kerîm’de bildirilmektedir:
“Nuh (aleyhisselam) dedi ki: “Ey Rabbim! Yeryüzünde, hareket eden hiçbir kâfiri bırakma! Eğer sen onları bırakırsan, kullarını dalâlete, sapıklığa sürüklerler. Hem bundan sonra onların çoluk çocuğu olmaz. Olsa bile çocukları fâcir ve küfürde pek ileri kimseler olurlar. Ey Rabbim! Beni, anamı, babamı, mümin olarak evime girenleri, erkek, kadın bütün müminleri mağfiret eyle, bağışla, zâlimlerin (kâfirlerin) ise ancak helâk ve hüsrânlarını arttır.” (Nuh sûresi: 26-28) ve
“(Nuh aleyhisselam dua edip) dedi ki: Yâ Rabbi! Gerçekten kavmim beni tekzip etti. Beni yalanladı. Artık benimle onların arasındaki hükmü sen ver. Beni ve berâberimdeki müminleri kurtar.” (Şuara sûresi: 117-118)
Nuh aleyhisselamın bu duası üzerine, Kur’ân-ı kerîmde Allahü teâlânın ona meâlen şöyle vahy ettiği bildirilmektedir:
“Nuh’a vahy olundu ki; kavminden daha önce îmân etmiş olanların dışında hiç kimse îmân etmeyecek. O hâlde sen, kavmin seni yalanladıkları için ve sana ezâ verdikleri için mahzûn olma, kederlenme ki; onlardan intikam alma vakti gelmiştir. Nezâretimiz altında ve vahy ettiğimiz, bildirdiğimiz şekilde bir gemi yap! Zâlimler (kâfirler) hakkında bana dua etme. Zîrâ onlar (suda) boğulacaklardır.” (Hûd sûresi: 36-37)
Nuh aleyhisselam kendisine gönderilen vahiy üzerine hemen bir gemi yapmaya başladı. Geminin yapılmasında Cebrâil aleyhisselam, Allahü telânın emri üzerine yardımcı oluyor ve nasıl yapılacağını târif ediyordu. Nuh aleyhisselam ve îmân eden müminler de geminin yapılmasında çalıştılar. Geminin inşâsını gören putperestler; “Şimdi de marangozluğa mı başladın?” diyerek alay ediyorlardı. Hazret-i Nuh ise; “Benimle alay ediyorsunuz ama, rezil edici azâbın kime geleceğini ve kime sürekli azâbın ineceğini göreceksiniz.” diyordu.
Nuh aleyhisselam, yüzyıllar boyu insanları Allahü teâlâya îmân etmeye çağırdığı hâlde insanların îmân etmemeleri sebebiyle helak olmalarının yaklaştığı sırada son olarak şöyle dedi. “Ey insanlar! Ben size doğru yolu göstermek için Allah tarafından görevlendirildim. Bir ömür boyu size nasihat ettim. Dinlemediniz, benimle alay ettiniz, sabır ve tahammül gösterdim. Bana, inananlara eziyet edip, incittiniz Allahü teâlâ yer yüzünü zulüm ve küfürden temizleyecek. Geliniz, dâvetimi kabul ediniz. Câhillik etmeyiniz. Allahü teâlâya itâat ediniz. Ben sizin hayır ve iyiliğinizi istiyorum. Siz bilmiyorsunuz ama,Allah’ın azâbı en kısa zamanda büyük bir tufan şeklinde gelecek. Bildirdiklerime inanmayan herkes helâk olacaktır. Şu yaptığım gemi, îmân edenlerin binip kurtuluşa ereceği gemidir. Allah’a îmân etmeyen âsiler suda boğulacaktır. Kurtulmayı isteyen îmân etsin ve benimle yolcu olsun. Bu benim, herkesin duyması gereken son sözümdür.”
Nuh aleyhisselamın son olarak söylediği bu sözlerine de uymayan insanlar; “Ey Nuh, uzun yıllardan beri bu sözleri söylüyorsun. Şimdi de kuru bir çöl ortasında büyük bir gemi yaptın. Bizi tufanla korkutuyorsun biz sana da söylediklerine de inanmıyoruz.” dediler.
Nihâyet bir müddet sonra geminin yapımı tamamlandı. Hazret-i Nuh’un yaptığı ve üç katlı olduğu rivâyet edilen bu geminin ateş yanarak kazanı kaynayıp hareket ettiği (Buharlı bir gemi olduğu) Kur’ân-ı kerîm’de açıkça bildirilmektedir. Hûd sûresi, 40. âyet-i kerîmesinde meâlen buyruldu ki:
“Nihâyet helak etme emrimizin azâbımızın vakti geldiği, tennûrun (fırının) taşıp fışkırdığı (yâhut gemi kazanının kaynadığı) zaman biz Nuh’a şöyle emreyledik ki, kendisinden faydalanılan hayvanların her cinsinden erkek ve dişi birer çift hayvanı gemiye koy. Üzerlerine boğulma emri takdir edilenler hâriç âile halkınla bir de îmân edenleri gemiye yükle. Zâten Nuh’a îmân edenler pek az idi.”
Gemiye binecekler hazır olunca hazret-i Nuh onlara, Allahü teâlânın ismiyle gemiye binmelerini söyledi. Bütün müminler, o azgın kâfirlerin gözleri önünde Hazret-i Nûh ile gemiye bindiler. Nitekim Kur’ân-ı kerîm’de meâlen buyruldu ki:
“Nuh (aleyhisselam) gemiye bineceklere; “Allahü teâlânın ismiyle girin ki, geminin yürümesi ve durması Allahü teâlânın irâdesiyledir. Benim Rabbim, müminleri mağfiret edici ve merhametiyle tufân belâsından kurtarıcıdır.” dedi.” (Hûd sûresi: 41) Yine Kur’ân-ı kerîm’de meâlen buyruldu ki:
“Ey Nuh sen ve berâberindekiler gemiye yerleşince; “Bizi zâlim (kâfir) milletten kurtaran Allah’a hamd olsun. Rabbim, beni hareketli bir yere indir sen, indirenlerin en hayırlısısın.” de.” (Mü’minûn sûresi: 28, 29)
Nuh aleyhisselam her hayvandan birer çift alıp, îmân edenlerle birlikte gemiye yerleştikten sonra, gökten çok şiddetli bir yağmur yağmaya ve yerden de sular fışkırmaya başladı ve her şey suya gark oldu. Sular dağları aştı. Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında kaldı. Nuh aleyhisselama inanmayan putperest kavim boğularak helak olup gitti. Bu tûfan hâdisesi Kur’ân-ı kerîm’de Kamer sûresi 11 ve 12. âyette bildirilmektedir.
Tûfan başladığı sırada Nuh aleyhisselam îmân etmeyen oğlu Yâm’a (Kenan), îmân edip gemiye binmesini söyledi ise de oğlu; “Dağa çıkar sudan kurtulurum.” deyip binmedi. Bir dalga gelip onu da boğdu. Boğulanlar arasında hazret-i Nûh’un hanımı da vardı. O da îmân etmemişti. Tûfan altı ay devam etti. Altı ay sonra Allahü teâlânın meâlen; “Ey arz! Suyunu yut ve ey gök suyunu tut...” (Hûd sûresi 44) emriyle yağmur kesilip sular çekildi.
Nuh aleyhisselamın gemisi Muharrem ayının onunda aşûre günü Irak’ta Cûdi Dağı üzerine oturdu. Bundan sonra insanlar Nuh aleyhisselamın üç oğlundan türedi. Bu bakımdan Nuh aleyhisselama ikinci Âdem denildi. Nuh aleyhisselam bin yaşında vefat etti. Nuh aleyhisselamın Sâm adlı oğlundan Arap, Fars ve Rum kavmi, Hâm adlı oğlundan ise Hindistan, Habeş ve Afrika halkı, diğer oğlu Yâfes’ten de Asyalılar ve Türkler meydana geldi. Nihâyet insanlar zamanla çoğalıp, Asya’ya, Avrupa’ya, Okyanusya’ya ve Berring (Behreng) Boğazından Amerika’ya geçerek bütün yeryüzüne yayıldılar.
Nuh aleyhisselam Kur’ân-ı kerîm’de şekür (çok şükreden kul) sıfatıyla anılmış olup, birçok âyet-i kerîmede ondan bahsedilmektedir. Ayrıca Kur’ân-ı kerim’deki sûrelerden biri de Nuh sûresi olup, bu sûrede Nuh aleyhisselamdan bahsedilmektedir. Ülü’lazm peygamberler arasında Neciyullah (Allahü teâlâya karşı devamlı olarak teveccühte ve münâcaatta bulunup, ilâhî feyzleri alan) denilen Nuh aleyhisselam hakkında Peygamber efendimiz hadis-i şeriflerde buyurdu ki:
“Melek-ül mevt (Azrail aleyhisselam) Nuh’a (aleyhisselam) geldiğinde dedi ki: “Ey Nuh ey peygamberlerin en büyüğü (en yaşlısı) ey uzun ömürlü ve ey duası kabul olunan! Dünyâyı nasıl gördün?” Nuh (aleyhisselam) dedi ki: “Şöyle bir kimse gibi ki, kendisine iki kapısı olan bir ev yapılmış da birinden girmiş diğerinden çıkmıştır.”
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes