๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Peygamberler Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 15 Ocak 2010, 23:33:29



Konu Başlığı: Mûsâ Aleyhisselâmın Medyen´e Götürülüşü
Gönderen: Sümeyye üzerinde 15 Ocak 2010, 23:33:29

Mûsâ Aleyhisselâmın Medyen´e Götürülüşü:


Mûsâ Aleyhisselâm; korku içinde, işin sonucunu bekler bir halde şehirden çıktı. "Ey Rabb´im! Beni, bu zâlim kavmin elinden kurtar!" diye yalvardı.

O sırada, elinde kısa mızrak tutan, atlı bir Melek, Mûsâ Aleyhisselâmın yanına geldi, ve:

"Beni, arkamdan takip et!" dedi.

Mûsâ Aleyhisselâmı, Medyen´e kadar götürdü.

Mısırla Medyen arası, sekiz gecelikti.

Mûsâ Aleyhisselâmın, ağaç yapraklarından başka yiyeceği yoktu.

Mûsâ Aleyhisselâm, Medyen şehrinin kapılarından birinin yanına geldiğinde, toplanmış bir çok kişinin hayvanlarını sulamakta olduklarını gördü.

Onların gerisinde iki kadın da, vardı ki, kalabalık yüzünden, suya yaklaşamı-yorlardı.

Mûsâ Aleyhisselâm, onlara:

"Nedir derdiniz? (Ne için suya yaklaşmıyorsunuz?) diye sordu.

Kızlar:

"Biz, zaitleriz, erkeklerin arasına sokulamıyoruz.

Çobanlar, hayvanlarını sulayıp götürmeden önce, biz, su alamıyoruz.

Babamız da, çok ihtiyar bir kimsedir." dediler.

Mûsâ Aleyhisselâm, onlara acıdı.

Kuyuya yaklaşarak kuyunun üzerindeki büyük taş kapağı, kaldırdı.

Halbuki, Medyenlilerden, müteaddid kimseler bir araya gelmedikçe, onu, kal­dıramazlardı.

Mûsâ Aleyhisselâm, kovayı alıp kuyudan su çekti. Kızlar, koyunlarını, suladılar. Sonra, babalarının yanına döndüler.

Halbuki, bundan önce, onlar, koyunlarını, ancak havuzda arta kalan su ile su larlardı.

Mûsâ Aleyhisselâm, oradaki bir ağacın gölgesine çekilerek:

"Ey Rabb´ım! Cidden ben, bana indirdiğin hayrdan dolayı bir fakirim!" dedi.[37] "

O, bunu, söylediği zaman, biri, ona bakmış olsaydı, açlığın şiddetinden, bar-saklarının, yeşillenmiş olduğunu görürdü.

Böyle olduğu halde, o, Allâh´dan bir lokmadan fazla bir şey istemedi.[38] Kızlar, evlerine döndükleri zaman, babaları, onlara: "Gece olmadan gelişiniz, neden çabuk oldu?" diye sordu.

Onlar da:

"Salih bir Zat bulduk. Bize, acıdı. Davarlarımızı, sulayıverdi" diyerek[39] Mûsâ Aleyhisselâmın yaptığı iyiliği, Babaları Şuayb Aleyhisselâma haber verdiler. [40]

Şuayb Aleyhisselâm, kızlarından birisine:

"Git, onu, bana çağır!" diyerek[41] onlardan birisini[42] -ki, Mûsâ Aleyhisselâ ma zevce olacak olanını[43], ona, gönderdi. [44]

O da, yüzünü örtüp[45] utana utana Mûsâ Aleyhisselâmın yanına vardı. Ona:

"Bize yaptığın sulama hizmetinin ücretini sana ödemesi için, Babam, seni, ça ğırıyor!" dedi. [46]

Çağırılma sebebi hakkındaki söz, Mûsâ Aleyhisselâmın hoşuna gitmediğinden, önce, davete icabet edip gitmek istemedi ise de, orasının, yırtıcı ve vahşî hay vanların durağı korkunç bir yer olduğunu düşünerek, onunla gitmekten başka çâre bulamadı. [47]

Kalkıp ona:

"Haydi, yürü!" dedi. [48]

Kız, öne düşüp yürüdü.

Mûsâ Aleyhisselâm da, onu, tâkıb etti. [49]

Giderlerken, rüzgâr, kızın elbisesini yukarı kaldırıp ta, arkası, açılıp görününce[50], Mûsâ Aleyhisselâm, onun arkasına bakmak istemedi[51]

Ona bakmamak için, yüzünü, bir kere ondan başka tarafa çevirdi, bir kere de, gözünü, yumdu ve:

"Ey Allâhın kulu kadın! Sen, benim arkamda ol! [52] Arkamda yürü! [53]

Yanılırsam, [54] yanıldığım zaman, [55] sen, bana sözünle[56], doğru yolu bulun caya kadar, ayaklarıma atacağın çakıl taşları ile[57] yol göster[58].

Çünkü, biz Ehl-i Beyt[59] Yâkub Oğulları [60], kadınların, açılan arkalarına bak mayız!" dedi. [61]

Mûsâ Aleyhisselâm, gelip Şuayb Aleyhisselâmın yanına girdiği zaman, akşam yemeği hazırlanmıştı.

Şuayb Aleyhisselâm:

"Ey genç! Otur, yemek ye!" dedi.

Mûsâ Aleyhisselâm:

"Allâha sığınırım!"´[62] diyerek yemek yemekten kaçındı. [63]

Şuayb Aleyhisselâm:

"Ne için böyle yapıyorsun? [64] Sen, aç değil´misin?" diye sordu.

Mûsâ Aleyhisselâm:

"Evet! Ben, ac´ım. Amma, bunun, koyunlarınızı sulamanın karşılığı olmasın dan korkarım.

Ben, öyle bir Ehl-i Beyt´tenim ki, biz, Âhiret emellerinde hiç bir şeyi, dünya do lusu altına satmayız!" dedi.

Şuayb Aleyhisselâm:

"Hayır! Vallahi, ey genç! Bu yemek, hizmet karşılığı, değildir. [65]

Bu, ancak, Atalarımın[66] âdetidir[67] Biz, konukları, ağırlarız ve onlara yemek ye-diririz!" dediği zaman[68], Mûsâ Aleyhisselâm, oturup yemek yedi. [69]

Mûsâ Aleyhisselâm, Şuayb Aleyhisselâma, başından geçenleri anlattı.

Şuayb Aleyhisselâm:

"Korkma! O zâlimler güruhundan kurtuldun!" dedi.[70]




[37] Kasas: 24.

[38] Taberî-Tarih c.1,s.199-205, Sâlebî-Arais s.166-174, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.169-176.

[39] Sâlebî-Arais s. 174.

[40] Taberî-Tarih c.1,s.2O5, Sâlebî-Arais s.174, ibn.Asakir-Tarih c.6,s.322, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.176.

[41] Sâlebî-Arais s.174, ibn.Asakir-Tarih c.6,s.322.

[42] Taberî-Tarih c.1,s.2O5, Sâlebî-Arais s.174, İbn.Asakir-Tarih c.6,s.322, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.176

[43] Sâlebî-Arais s.174

[44] Taberî-Tarih c.1,s.2O5, Sâlebî-Arais s.174, ibn.Asâkir-Tarih c.6,s.322, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.176.

[45] İbn.Asâkir-Tarih c.6,s.322.

[46] Taberî-Tarih c.1,s.2O5, Sâlebî-Arais s.174, İbn.Asâkir-Tarih c.6,s.322, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.176.

[47] İbn.Asâkir-Tarih c.6,s.322.

[48] Taberî-Tarih c.1,s.2O5.

[49] Taberî-Tarih c.1 ,s.2O5, Sâlebî-Arais s.174.

[50] Taberî-Tarih c.1,s.2O5, Sâlebî-Arais s.174, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.176.

[51] Sâlebî-Arais s.174.

[52] İbn.Asâkir-Tarih c.6,s.322.

[53] Taberî-Tarih c.1,s.2O5, Salebî-Arais s.174, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.176.

[54] Taberî-Tarih c.1,s.2O5.

[55] Sâlebî-Arais s.174.

[56] İbn.Asakir-Tarih c.6,s.322.

[57] Sâlebî-Arais s.174.

[58] Taberî-Tarih c.1,s.2O5, Sâlebî-Arais s.174, İbn.Asakir-Tarih c.6,s.322, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.176.

[59] İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.176

[60] Sâlebî-Arais s.174.

[61] Sâlebî-Arais s.174, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.176.

[62] İbn.Asâkir-Tarih c.6,s.322.

[63] İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.177.

[64] İbn.Asâkir-Tarih c.6,s.322, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.177.

[65] İbn.Asâkir-Tarih c.6,s.322.

[66] İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.177.

[67] İbn.Asakir-Tarih c.6,s.322, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.177.

[68] İbn.Asakir-Tarih c.6,s.322.

[69] İbn.Asakir-Tarih c.6,s.322, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.177.

[70] M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 2/15-18.