> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Peygamberler Tarihi > Kur´ân-I Kerimin Yûsuf Aleyhisselâm Hakkındaki Açıklaması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kur´ân-I Kerimin Yûsuf Aleyhisselâm Hakkındaki Açıklaması  (Okunma Sayısı 605 defa)
15 Ocak 2010, 00:55:55
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 15 Ocak 2010, 00:55:55 »



Kur´ân-I Kerimin Yûsuf Aleyhisselâm Hakkındaki Açıklaması:




Yüce Allah; Yûsuf Aleyhisselâmın gördüğü rü´yâdan itibaren başından geçen leri şöyle açıklar:

"Bir vakit, Yûsuf, Babasına:

Babacığım! Gerçekten, ben, rü´yâda, on bir yıldızla güneş ve ay´ı gördüm. Gör düm ki, onlar, bana, secde edicilerdir! demişti.

(Babası Yâkub):

Oğulcağızım! Rü´yânı, kardeşlerine anlatma! dedi.

Sonra, sana, bir tuzak kurarlar.

Çünkü, şeytan, insanın, apaçık bir düşmanıdır.

Rabb´in, seni, öylece (rü´yada gördüğün gibi) beğenip seçecek (Peygamber ya­pacak, mülk´ü saltanata erdirecek)

Sana, rü´yâ tabirine ait bilgi verecek. Sana karşı da, Yâkub Hanedanına karşı da, nimetlerini -daha önce de, Ataların İbrahim´e ve İshak´a tamamladığı gibi- ta­mamlayacaktır.

Şüphesiz ki, Rabb´in, her şeyi bilendir, tam hüküm ve hikmet Sahibidir.

And olsun ki: Yûsuf´un ve kardeşlerinin haberlerinde (onları) soranlar için, nice ibretler vardır.

Hani, onlar (o kardeşler) şöyle demişlerdi:

Yûsuf´la kardeşi (Bünyamin), Babasının yanında, muhakkak, bizden daha sev gilidir.

Halbuki, biz (birbirimizi destekleyen güçlü) bir cemâatiz. Babamız, her halde, açık bir yanılgı içindedir. Yûsuf´u, öldürünüz!

Yahud, onu (uzak ve ıssız) bir yere atınız ki, Babanızın teveccühü, yalnız size münhasır olsun ve siz, ondan sonra, sâlih bir zümre olasınız!

İçlerinden, bir sözcü:

Yûsuf´u, öldürmeyiniz! Onu, bir kuyunun dibine bırakınız da, bir yolcu kafilesin den biri, onu (yitik olarak) alsın!

Eğer (mutlaka) yapacaksanız (böyle yapınız!) dedi.

Bunun üzerine;

Ey Babamız! Sen, bize, Yûsuf´u, ne diye inanmıyorsun?

Halbuki, biz, onun en hayrhâhlarıyız!

Yarın, onu, bizimle birlikte (kır´a) gönder de, bol bol yesin, oynasın.

Şüphesiz, biz, onun koruyucularıyız! dediler.

(Babaları):

Onu götürmeniz, muhakkak ki, beni, tasaya düşürür.

Siz, kendisinden gafil bulunurken, onu, kurt (gelip) yemesinden korkarım! dedi.

And olsun ki: bizim (güçlü) bir cemâat olmamıza rağmen, onu, kurt yerse, bu takdirde, biz de, hüsrana uğrayanlardan oluruz! dediler.

Nihayet, vaktâ ki, onu, götürdüler.

Onu, kuyunun dibine bırakmayı, kararlaştırdılar.

Biz de, kendisine (Yûsuf´a) and olsun ki: Sen, onlara, hiç farkında değillerken (bir gün), bu işlerini, haber vereceksin! diye Vahy ettik.

(Yûsuf´un kardeşleri) akşamleyin, ağlaya ağlaya Babalarına geldiler:

Ey Babamız! Hakikaten, biz gittik, yarış edecektik.

Yûsuf´u da, eşyamızın yanında bırakmıştık. (Bir de ne görelim!!!)

Onu, kurt, yemiş!

Biz, doğru söyleyenler olsak ta, (biliyoruz ki) Sen, bize inanıcı değilsin! dediler.

Bir de, üstüne yalancıktan bir kan (bulaştırılmış olan) gömleğini getirdiler.

(Yâkub):

Hayır! Nefisleriniz, sizi aldatıp (böyle büyük) bir işe sürüklemiş!

Artık, (bana düşen) güzel bir sabırdır.

Sizin şu anlatışınıza karşı, yardıma sığınılacak (ancak) Allâh´dır! dedi.

Bir yolcu kafilesi gelip Sakalarını (kuyu başına) yolladılar.

O da, kovasını, saldı.

ÂH Müjde! İşte, bir Civan! dedi.

Onu, bir ticaret malı gibi sakladılar.

Allah ise, ne yapacaklarını, pekâlâ bilici idi.

Onu, değersiz bir bahaya, bir kaç dirheme sattılar.

Onlar, bunun hakkında rağbetsiz idiler.

Onu, satın alan bir Mısırlı, karısına:

Bunun Makamını (katımızda) şerefli tut!

Umulur ki: bize yararı, olur, yahud, onu, evlad ediniriz! dedi.

İşte, Yûsuf´u, böylece (Mısır) arz(ın)da, yerleştirdik ve ona, rü´yânın tâbirini (yo­rumunu) öğrettik.

Allah, emrinde (hâkim ve) galibdir.

Fakat, insanların çoğu (bunu) bilmezler.

O, tam ergenlik çağına girince, kendisine hüküm ve ilim verdik.

İşte, iyi hareket eden insanları, biz, böyle mükâfatlandırırız.

Onun bulunduğu evdeki (kadın) onun nefsinden murad almak istedi.

Kapıları, sımsıkı kapadı ve:

Sana, söylüyorum: beri gel! dedi.

O ise:

Allah´a, sığınırım! Doğrusu, o (Mısır Azîz´i), benim Efendim´dir.

O, bana, güzel bir mevki vermiştir.

Hakikat, şudur ki: zâlimler, asla felah bulmaz! dedi.

O (kadın) ise, and olsun ki, ona, niyeti kurmuştu.

Eğer, Rabb´inin Burhanını, görmemiş olsaydı, (belki Yûsuf´da) onu, kasdetmiş gitmişti.

İşte, Biz, ondan fenalığı ve fuhşu, bertaraf edelim diye böyle (Burhan gönderdik). Çünkü, o, (tâatta) Ihlâsa erdirilmiş kullanmadandı.

İkisi de (Yûsuf, ondan kaçıp kurtulmak, kadın da, onu tutup bırakmamak için) kapıya doğru koştular.

O (kadın), bunu, gömleğini, arkasından (tutup) boylu boyunca yırttı. Kapının yanında (kadının) Efendisine rastgeldiler. (Suçunu kapatmak maksadiyle kadın, kocasına):

Zevcene, kötülük etmek isteyenin cezası, zindana atılmaktan, yahud acıklı bir azabdan başka ne olabilir? dedi.

Yûsuf:

O, kendisi, benim nefsimden murad almak istedi! dedi.

Onun (kadının) yakınlarından bir şahid de, şehâdet etti ki:

Eğer, gömleği, önünden yırtıldı ise, (kadın) doğru söylemiştir, bu ise, yalancılar dandır.

(Yok) eğer, gömleği, arkadan yırtıldı ise, (kadın) yalan söylemiştir.

Bu ise, doğru söyley idlerdendir." dedi.

Vaktâ ki (zevci, Yûsuf´un gömleğinin) arkadan yırtılmış olduğunu gördü ve:

Şüphesiz ki: bu, sizin (siz kadınların) fendinizdendir.

Çünki, sizin fendiniz, büyüktür.

Yûsuf! Sen, bundan (bu meseleyi söylemekten) vazgeç!

(Ey kadın!) Sen de, günahına istiğfar et! Çünkü, sen, gerçekten, günahkârlar dan oldun! dedi.

Şehirdeki bir kısım kadınlar:

Azîz´in karısı, delikanlısının nefsinden murad almak istiyormuş! Sevgi, yüreği nin zarına işlemiş!

Görüyoruz ki: o, muhakkak, apaçık bir sapıklıktadır! dediler.

Vaktâ ki, (kadın) onların, gizliden gizliye yaptıkları dedikoduları, işitti.

Kendilerine (dâvetci) yolladı.

Onlar için (rahatça) yaslanacak bir yer (bir de, sofra) hazırladı.

Onlardan, her birine (etleri, meyvaları kesmek için) birer bıçak verdi.

(Yûsuf´a):

Çık karşılarına! dedi.

Şimdi, onlar, bunu görünce, kendisini, büyük bir varlık olarak tanıdılar. (Hayran­lıklarından) ellerini, kestiler ve:

Sübhânâllâh! Bu, bir beşer değildir?

Bu, çok şerefli bir Melek´ten başkası değildir! dediler.

(Kadın):

İşte, beni, kendisi hakkında ayıpladığınız, şu gördüğünüz (Zat)dır.

And ederim ki: onun nefsinden ben murad almak istedim de, o, nâmuskârlık gös terip redd et)di.

Yemin ederim ki: eğer, o, kendisine emredeceğimi, yapmazsa, her halde, Zin dana atılacak ve her halde zillete uğrayacaklardan olacaktır!" dedi.

(Yûsuf):

"Ey Rabb´im! Zindan, bana, bunların davet edegeldikleri şey(i işlemek)den da ha sevgilidir.

Eğer, Sen, bunların tuzaklarını, benden döndürmezsen (belki) onlara meyi eder, câhillerden olurum!" dedi.

Bunun üzerine, Rabb´i, onun duasını kabul etti, ve onların tuzaklarını, kendisin den savdı.

Çünkü, O, hakkıyle işitenin, her şeyi bilenin ta kendisidir.

Sonra, bütün o delilleri gördüklerinin ardından, mutlaka, onu, bir zamana kadar Zindana atmaları reyi onlara zahir oldu.

Onunla birlikte Zindana iki de, delikanlı girdi. Bunlardan birisi:

Ben, rü´yamda, kendimi şarap(üzüm) sıkıyor gördüm! dedi. Öbürü de:

Ben de, rü´yamda, kendimi, başımda ekmek götürüyor, kuşlarda, ondan (kek-meleyip) yiyor! gördüm.

Bize, bunun tabirini, haber ver.

Çünkü, biz, seni, iyilik edenlerden görüyoruz." dedi.

(Yûsuf):

Size, rızıklanacağınız bir taam gelecek oldu mu, ben, muhakkak, onun ne oldu ğunu, size daha gelmezden önce, haber veririm.

Bu, Rabb´imin, bana öğrettiği ilimlerdendir.

Çünkü, ben, Allah´a inanmaz bir kavmin dinini -ki, onlar, Âhireti inkâr edenlerin 2 kendisidirler- terk ettim.

Atalarım İbrahim´in, İshak´ın, Yâkub´un dinine uydum. Allah´a, her hangi bir şeyi ortak katmamız, bizim için (doğru) olmaz. Bu (Tevhid), bize ve insanlara, Allah´ın lütuf ve inâyetindendir. Fakat, insanların çoğu (buna) şükretmezler.

Ey zindan arkadaşlarım! Darma dağınık bir çok düzme tanrılar mı hayırlıdır, yok sa, hepsine ve her şeye galib ve Kahhâr olan bir tek Allah mı?

Sizin, onu bırakıp taptıklarınız, kendinizin ve atalarınızın takmış oldukları (kuru) adlardan başkası değildir.

Allah, bunlara, hiç bir Burhan indirmemiştir.

Hüküm, Allâh´dan başkasının değildir.

O, kendisinden gayrısına ibadet etmemenizi emreylemistir.

Dosdoğru din, işte, budur.

Fakat, insanların çoğu bilmezler.

Ey zindan arkadaşlarım! (Rüyalarınızın yorumuna gelince):

Biriniz, Efendisine şarap içirecek, diğeri ise, asılıp tepesinden kuşlar, yiyecektir!

işte, hakkında fetva istemekte olduğunuz mesele (böylece) olup bitmiştir! dedi.

(Yûsuf), bu ikisinden kurtulacağını bildiği kimseye:

Beni, Efendinin yanında an! dedi.

Fakat, şeytan, Efendisine anmayı, ona, unutturdu da, (bu yüzden Yûsuf) daha nice yıllar, zindanda kaldı.

(Bir gün) Kral:

Ben, rü´yâmda yedi arık (inek)in yemekte olduğu yedi semiz inekle yedi yeşil oaşak ve diğer (yedi) kuru (başak) görüyorum!

Ey ileri gelenler (Kâhinler)! Eğer, rü´yâ, tâbir edi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kur´ân-I Kerimin Yûsuf Aleyhisselâm Hakkındaki Açıklaması
« Posted on: 18 Nisan 2024, 09:45:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kur´ân-I Kerimin Yûsuf Aleyhisselâm Hakkındaki Açıklaması rüya tabiri,Kur´ân-I Kerimin Yûsuf Aleyhisselâm Hakkındaki Açıklaması mekke canlı, Kur´ân-I Kerimin Yûsuf Aleyhisselâm Hakkındaki Açıklaması kabe canlı yayın, Kur´ân-I Kerimin Yûsuf Aleyhisselâm Hakkındaki Açıklaması Üç boyutlu kuran oku Kur´ân-I Kerimin Yûsuf Aleyhisselâm Hakkındaki Açıklaması kuran ı kerim, Kur´ân-I Kerimin Yûsuf Aleyhisselâm Hakkındaki Açıklaması peygamber kıssaları,Kur´ân-I Kerimin Yûsuf Aleyhisselâm Hakkındaki Açıklaması ilitam ders soruları, Kur´ân-I Kerimin Yûsuf Aleyhisselâm Hakkındaki Açıklamasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes