๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Peygamberler Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 11 Ocak 2010, 22:52:50



Konu Başlığı: Kur´ân-ı Kerimin Tûfan Hakkındaki Açıklaması
Gönderen: Sümeyye üzerinde 11 Ocak 2010, 22:52:50
Kur´ân-ı Kerimin Tûfan Hakkındaki Açıklaması:



Tûfan ve Sonucu, Kur´ân-ı kerimde şöyle açıklanır:

"Bunun üzerine, biz de, şarıl şarıl dökülen bir suya, gök kapılarını açtık.

Yeri de, kaynaklar halinde (tamamıyla) fışkırttık da, (her iki su) takdir edilmiş bir emr üzerinde birleşiverdi. [156]

"(Gemi), nankörlük edilmiş bulunan (o zâta) bir mükâfat olmak üzere, bizim göz lerimiz önünde akıp gidiyordu.[157]

Nuh, ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna bağırdı:

Oğulcağızım! (gel) bizim yanımıza sen de, bin! Kâfirlerden olma!

Qğ(u (se:

Bir dağa sığınırım!

O, beni, sudan, korur! dedi.

Nuh:

Bu gün, Allah´ın emrinden, esirgeyen, Kendisinden başka hiç bir kurtarıcı yok tur! dedi.

İkisinin arasına, dalga girdi.

O da, derhal, boğulanlardan oldu. [158]

Nuh, Rabb´ına dua ve nida edip:

Ey Rabb´ım! Benim oğlum da, şüphesiz, benim âilemdendir.

Senin (ailemi kurtaracağın hakkındaki) va´d´in, elbette hak´dır ve Sen, Hâkimle rin Hâkimisin! dedi.

(Allah):

Ey Nuh!, O, kat´iyyen senin ailenden değildir!

Çünki, o(nun işlediği) sâlih olmayan (kötü) bir iştir (kâfirlik ve imansızlıktır)

O halde, bilmediğin bir şeyi benden isteme!

Seni, bilmezlerden olmaktan, bihakkın men ederim! buyurdu.

Nuh:

Ey Rabb´ım! Ben, bilmediğim şeyi, Senden istemekten, Sana, sığınırım!

Eğer, Sen, beni bağışlamazsan, esirgemezsen, hüsrana düşmüşlerden olurum! dedi. [159]

Ey arz! Suyunu, yut!

Ey gök! Sen de, tut! denildi.

Su, kesildi. İş, olup bitirildi.

(Gemi de) Cûdî (dağının) üzerinde durdu.[160]

O zâlimler güruhuna:

Uzak olsunlar! Denildi. [161]

Ey Nuh! Sana ve (Gemide) beraberinde bulunanlardan (gelecek Mü´min) üm metlere bizden selâm (ve selâmet) ve bereketlerle in (Gemiden)!

(Onlardan türeyecek diğer kâfir) ümmetler de, vardır ki, biz, onları da (dünyada dolu azıklarla) yararlandıracağız.

Sonra ise (Âhirette) kendilerine bizden pek acıklı bir azab çarpacaktır! denildi. [162]

And olsun ki: biz, Nuh´u, kavmine (Peygamber olarak) göndermişiz de, o, aralarında-elli yıl müstesna olmak üzre-bin yıl kalmıştır.

Nihayet, onlar, zulümde devam edip dururlarken, kendilerini, Tufan, yakalayı-? ermiştir.

Fakat, biz, onu da, gemi arkadaşlarını da, selâmete erdirmiş ve bunu, âlemlere oır ibret yapmışızdır! [163]

And olsun ki: biz, bunu (Gemiyi) bir âyet olarak bırakmışızdır.

O halde, düşünüp ibret alan var mı ki, benim azabım ve tehdidlerim nice

-niş[164]

Bunlar, gayb haberlerindendir ki, sana, Vahy ediyoruz. Bundan önce, ne sen biliyordun, ne de, kavmin biliyordu. O halde, sen de, (Nuh gibi her cefaya) katlan. Akıbet, hiç şüphesiz, takvaya erenlerindir. "[165]




[156] Kamer: 11-12.

[157] Kamer: 14.

[158] Hûd: 42-43

[159] Hûd: 45-47.

[160] Cudî Cezîre´de bir dağ´dır. (Buhâri-Sahih c.4,s.1O4)

[161] Hûd: 44.

[162] Hûd: 48.

[163] Ankebût: 14-15.

[164] Kamer: 15-16.

[165] Hûd: 49.

M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/103-105.