> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Peygamberler Tarihi > Kral Talutun Calut İle Çarpışmağa Gidişi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kral Talutun Calut İle Çarpışmağa Gidişi  (Okunma Sayısı 958 defa)
19 Ocak 2010, 12:54:27
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Ocak 2010, 12:54:27 »



Kral Tâlût´un Câlût İle Çarpışmağa Gidişi:


Yaşlı, yaşlılığından, Hasta, hastalığından, Âmâ, âmâlığından,

Özürlü de, özründen dolayı olmadıkça, hiç kimse geride kalmamak üzere, Tâ-lût´un askerleriyle birlikte Beyt-i Makdis´ten çıkıp Câlût ile savaşmağa gitmesi, Yüce ALLAH tarafından Şemuyel Aleyhisselâma emredildiği ve Tâbût´u da, gör dükleri zaman, İsrail oğulları;

"Bize, Tâbut, gelmiş olunca, o, bu hususta, hiç kuşkusuz, yardım eder!" dedi ler ve savaşmağa seğirttiler.

Tâlût:

"Binasını, yapıp bitirmeyen bina yapıcısı adam,

Ticaretle uğraşan tüccar,

Üzerinde borç bulunan adam,

Nişanlanmış ve henüz evlenmemiş adam... bana, gerekmez!

Böyleleri, benimle birlikte gitmesin!

Bana, kalbi, her şeyden boşalmış, ferah gençlerden başkası tâbi´ olmasın!" dedi.

Bu şart üzere [100], yâni: yaşlılar, hastalar, özürlüler ve sanatı icâbı, geri kalan lar dışında, hiç kimse geri kalmaksızın [101]´, seksen bin kişi toplandı. [102]

Çok sıcak bir günde yola çıktılar. [103]

İsrail oğulları, kendileriyle düşmanları arasında su azlığından şikâyet ettiler. [104]

"Biz, susuzluğa, dayanamayız!

Bize, bir ırmak akıtması için, Yüce ALLAH´a düa et!" dediler. [105]

Şemuyel Aleyhiselâm, Rabb´ine dua etti.

Yüce ALLAH, onlar için, bir ırmak akıttı. [106]
 
Bu ırmak: Filistin ırmağı  [107], yâhud Ürdün [108], ya da, Ürdünle Filistin arasın daki tatlı sulu Edma [109], yâhud Ürdün´deki Sehm ırmağı idi. [110]

Amalıkların hükümdarı Câlût; vücudca, insanların en irisi, en güçlü ve en ce saretlisi olup askerlerinin önünde yürürdü.

Adamları, ancak, onun, düşmanını yenmesinden sonra, yanında toplanırdı. [111]

İsrail oğulları; Câlût´a ve ordusuna bakınca:

"Bu gün, bizim, Câlûta ve ordusuna dayanacak gücümüz yoktur!" dediler. [112]

Tâlût, Şemuyel Aleyhisselâmın emriyle [ 113], İsrail oğullarına:

"Şüphesiz ki, ALLAH, sizi, bir ırmakla imtihan edicidir.

İşte, kim, ondan (kana kana) içerse, benden değildir.

Kim, onu, tatmazsa, artık, o, bendendir.

Eliyle, bir avuç alanlar, başka, (onlara, o kadarına müsâade var) dedi.

Derken (ırmağa varır varmaz) içlerinden birazı, müstesna olmak üzere ondan, bol bol içtiler.

Nihayet, o (Tâlût) ve maiyetindeki Mü´minler, vaktâ ki, onu (ırmağı) geçtiler.

(Beri yanda kalan, ırmağı geçemeyenler):

"Bu gün, bizim, Câlût´a ve ordusuna karşı (duracak) takatimiz yoktur!" dediler.

Âhirette, muhakkak, Allâha kavuşacaklarını bilenler (ve itâatla ırmağı geçenler) ise:

"Nice az bir cemâat, daha çok cemaata -Allâhın izniyle- galebe etmiştir. ALLAH, sabr (ve sebat) edenlerle beraberdir!" dediler. Onlar, Câlût ile askerlerine karşı çıktıkları zaman:

"Ey Rabbimiz! Üzerimize (yağmur gibi) sabr yağdır! Ayaklarımıza, sebat ver! Bu kâfirler güruhuna karşı, bize yardım et!" dediler. [114]

Tâlût´un askerlerinden pek çoğu, Câlûtla karşılaşmaktan korktukları için, ırmak tan içtiler.

Ancak, su içmeyenler, Tâlûtla birlikte ırmağı geçtiler. [115] Irmağın suyundan, avuçta değil de, kanasıya içenler, susadılar. Avuçları ile içenler ise, suya kandılar ve susamadılar. [116]

Irmağı geçip Câlût ve onun ordusu ile çarpışanların sayısı, Eshab-ı Bedr´in sa yısı kadar, üç yüz on küsurdu. [117]

Câlût ve askerleri; Tâlûtla ve askerleriyle karşılaşıp [118] birbirleriyle çarpışma ya hazırlandıkları zaman [119], Câlût, Tâlût´a:

"Benim kavmim ve senin kavmin, ne için öldürülsün? Ya sen, karşıma çık, be nimle çarpış! Ya da, istediğin kimse, karşıma çıkıp benimle çarpışsın!

Eğer, ben, seni öldürürsem, senin mülk ve saltanatın, benim olsun!

Eğer, sen, beni öldürürsen, benim mülk ve saltanatım, senin olsun!" diye ha ber gönderdi. [120]

Bu teklif, Tâlût´a, çok ağır geldi. [121]

Ordusunun içinde nida ettirerek [122]:

"Kim, Câlût´u, öldürürse, kızımı, onunla evlendireceğim! [123]

Mülk ve saltanatımın [124] ve servetimin [125] yarısını, kendisine bırakacağım! [126]

Mülkümde onun Mührünü de, geçerli kılacağım!" dedi. [127]

Câlût´la çarpışmaktan korkarak hiç bir kimse Tâlût´un dâvetine icabet etmedi.

Bunun üzerine, Tâlût, Şemûyel Aleyhisselâma başvurup onun bu hususta, Al lah´a düa etmesini istedi. [128]

Yüce ALLAH, Şemûyel Aleyhisselâma:

"ALLAH; Câlût´u, filanın oğullarından filanın eliyle öldürecektir!

Câlût´u, öldürecek olanın alâmeti de şu yağ boynuzu, onun başına konulunca, içindeki yağ kaynayacaktır! [129]

İsa´nın oğlu, Câlût´u, öldürecek kimsedir!´

Ben, onu, senden sonra, Halîfe yapacağım..

O, davar çobanıdır.

İsa´ya, söyle: oğullarını, sana, birer birer göstersin!" diye Vahy etti.

Bunun üzerine, Şemûyel Aleyhisselâm, İsa´yı çağırıp kendisine:

"Oğullarını, bana getirip göster! [130]

Yüce ALLAH, oğullarının içinden birisinin eliyle Câlût´u öldüreceğini, bana Vahy etti!" dedi.

İşa:

"Olur ey ALLAH´ın Peygamberi!" diyerek [131], oğullarından, her biri direğe ben zeyen on ikisini getirip Şemûyel Aleyhisselâma gösterdi.

İçlerinde en boylu boslu, güzel yüzlü ve görünüşte, en üstünü ve hoşa gider olanı da, bulunuyordu.

Yağ boynuzu, birer birer onların başları üzerine konulduğu halde, hiç bir şey görülmedi. [132]

Bunun üzerine, Yüce ALLAH, Şemûyel Aleyhisselâma;

ALLAH´ın, insanları suretlerine, görünüşlerine göre değil, kalblerinin iyiliğine ve

düzgünlüğüne göre, üstün tuttuğunu, Vahy ile bildirdi. [133] Şemûyel Aleyhisselâm, İsa´ya:

"Senin, bunlardan başka, oğlun var mı?" diye sordu. [134] İşa:

"Yoktur!" dedi. [135] Şemûyel Aleyhisselâm:

"Yâ Rab! İşa, kendisinin, başka oğlu bulunmadığını söylüyor!" dedi. Yüce ALLAH:

"Yalan söylüyor o!" buyurdu. Şemûyel Aleyhisselâm, İsa´ya:

"Rabb´im, senin, yalan söylediğini, bunlardan başka, bir oğlun daha bulundu ğunu, bana haber verdi!" dedi. [136]

İşa:

"Ey ALLAH´ın Peygamberi! Doğrudur! Benim, Dâvud adında bir oğlum daha vardır.

Fakat, halkın, onun kısa boyluluğunu ve çelimsizliğini, görmesinden utandı ğım için, koyunlarımı güttürmek üzere, kendisini, geride bıraktım!" dedi.

Şemûyel Aleyhisselâm:

"Nerededir o?" diye sordu.

İşa:

"Filan vadinin filan yerinde [137], filan dağın, filan yerindedir." dedi. [138]

Şemûyel Aleyhisselâm, hemen, o tarafa doğru gitti ve onu, oradaki vadide buldu.

Kendisinin, vadide akan sel sularına ve su biriken çukurlara davarları düşür memek için, ikişer ikişer taşıyıp geçirmeğe çalıştığını görünce [139]:

"İşte, hiç şüphesiz, budur o! [140]

Hayvanlara, böyle acırsa, o, insanlara, daha çok acır!" dedi.

Yağ boynuzunu, onun başına koyunca, içindeki yağ, kaynamağa başladı. [141]

Demir Tennûr´un içine girince de, vücudu, onu, doldurdu! [142]

Şemûyel Aleyhisselâm; ALLAH tarafından, kendisine verilen Yağ Boynuzu ile de mirden yapılmış Tennûr´u, Tâlût´a gönderdi. [143]

Câlût´u, öldürecek olan adamınızın başına, Yağ boynuzu, konulunca, içindeki yağ, kaynayacak, o, yağdan başına sürünecek, süründüğü yağ, yüzüne akma yacaktır.

Yağ boynuzu, aynı zamanda, onun başında bir Tac şeklini alacaktır. Kendisinin vücudu da, Tennûr´un içine girince, onu, dolduracaktır!" dedi.

Tâlût; İsrail oğullarını, birer birer çağırıp başlarına Yağ boynuzunu koymak ve vücudlarına da, Tennûr´u ölçmek suretiyle deneme yaptı ise de, onlardan, hiç birine uygun gelmedi. [144]

Tâlût; böylece, denemeyi yapıp boşaldıktan sonra, Dâvûd Aleyhisselâmın ba basına:

"Senin oğullarından, görmediğimiz, geride kalmış olan, var mı?" diye sordu. Dâvûd Aleyhisselâmın babası: "Evet! Vardır. Oğlum Dâvûd kaldı. Kendisi, bize yiyecek getirir." dedi. [145]



[100] Sâlebi-Arais s.269.

[101] İbn.Asâkir-Tarih c.7,s.48.

[102] Taberî-Tarih c.1...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 19 Ocak 2010, 12:55:48 Gönderen: Sümeyye »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kral Talutun Calut İle Çarpışmağa Gidişi
« Posted on: 29 Mart 2024, 10:11:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kral Talutun Calut İle Çarpışmağa Gidişi rüya tabiri,Kral Talutun Calut İle Çarpışmağa Gidişi mekke canlı, Kral Talutun Calut İle Çarpışmağa Gidişi kabe canlı yayın, Kral Talutun Calut İle Çarpışmağa Gidişi Üç boyutlu kuran oku Kral Talutun Calut İle Çarpışmağa Gidişi kuran ı kerim, Kral Talutun Calut İle Çarpışmağa Gidişi peygamber kıssaları,Kral Talutun Calut İle Çarpışmağa Gidişi ilitam ders soruları, Kral Talutun Calut İle Çarpışmağa Gidişiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes