Konu Başlığı: Karunun Kimliği ve Yaşantısı Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Ocak 2010, 22:52:02 Karun Ve Karun´un Mûsâ Aleyhisselâma İftira Edişi Ve Yer Tarafından Yutuluşu: Karun´un Kimliği ve Yaşantısı: Karun; Mûsâ Aleyhisselâmın amcasının oğlu olup [502] büyük servet sahibi ve servet azgını idi. Hazînelerinin anahtarlarını, müteaddid adamlar, zorlukla taşıyabilirdi. [503] Süslenmiş üç yüz câriye ve dokuz bin adamları yanında bulunduğu halde, hal kın yanına çıkardı. Konağının kapısını altından yaptırmış, duvarlarını, altın levhalarla kap-latmıştı. [504] Firavun ve Hâman gibi, Karun da, Mûsâ Aleyhisselâmı; "Çok yalancı bir Sihirbazdırl" diyerek red ve tekzib etmişti. [505] Mûsâ Aleyhisselâm; Karun´un, kötü tutum ve davranışlarını -akrabası olduğu için- af ve müsamaha ile karşılardı.[506] Firavun; Karun´u, İsrail oğullarına Vali tayin etmişti. [507] İsrail oğullarına zulmünü ve taşkınlığını, onun vâsıtası ile yapardı. [508] Karun; Musa ve Hârûn Aleyhisselâmdan sonra, İsrail oğullarının en bilgilisi ve üstünü idi. [509] Kendisi; İsrail oğulları arasından seçilip -tevbe etmek üzere- Tûr´a götürülen ve orada, Yüce Allah´ın Kelâmını işiten yetmiş kişi arasında idi. [510] Mûsâ Aleyhisselâm; İsrail oğullarına, zekâtı emredince, Karun, İsrail oğullarını toplayıp onlara: "Bu, size, oruç, namaz ve bir takım şeyler getirmiş, siz de, onlara katlanmış bulunuyorsunuzdur. Ona, birde, mallarınızı verme külfetini, yüklenecek misiniz?" dedi. İsrail oğulları: "Biz, ona, mallarımız(ın zekâtın)ı, verme külfetini, yüklenmeyeceğiz! Sen, ne görüştesin?" dediler. Karun: "Benim görüşüm: İsrail oğullarının fahişesini, ona gönderelim. Onun, ona, kendisiyle temasta bulunmak istediği iftirasını atmasını [511] ve bu nu, ordu dumandanları ve halk arasında yaymasını, emredelim!" dedi. Öyle yaptılar [512] Karun; İsrail oğulları arasında bulunan bir fahişeyi; Mûsâ Aleyhisselâma, cinsî münasebette bulunma suçu atmak üzere, kiraladı. Karun; İsrail oğullarının, Meclislerinde toplandıkları gün, Mûsâ Aleyhisselâmın yanına varıp: "Ey Mûsâ! Hırsızlık edenin, cezası, nedir?" diye sordu. Mûsâ Aleyhisselâm: "Eli, kesilmektir!" dedi. Karun: "Hırsızlık eden, sen olsan da mı, böyledir?" diye sordu. Mûsâ Aleyhisselâm: "Evet!" dedi. Karun: "Zina edenin, cezası, nedir?" diye sordu. Mûsâ Aleyhisselâm: "Taşlanıp öldürülmektir!" dedi. Karun: "Zina eden. sen olsan da. böyle midir" diye sordu. Mûsâ Aleyhisselâm: "Evet!" dedi. Karun: "Sen. zina etmişsin!" dedi. Mûsâ Aleyhisselâm: "Yazıklar olsun sana! Kiminle etmişim?" dedi. Karun: "Filanca kadınla!" dedi. Mûsâ Aleyhisselâm, hemen o kadını, çağırdı: "Tevratı, indiren Allah adına, sana, and veriyorum: Karun, doğru mu söylüyordur?" dedi. Kadın: "Madem ki, sen, bana, Allah adına and verdin. Ben de, Allah için, yemin ederek şehâdet ederim ki: Sen, bu işden berîsin, uzak sın ve Allah´ın Resulüsün! Ailâh düşmanı Karun, sana, bu suçu atayım diye beni kiraladı!" dedi. Mûsâ Aleyhisselâm, hemen kalkıp secdeye kapandı. [513] Karun aleyhinde, Allah´a dua edince; Yüce Allah, Mûsâ Aleyhisselâma, boyun eğmesi için, yer´e, emretti. [514] Mûsâ Aleyhisselâma da: "Başını, secdeden kaldır! Yer´e, istediğini, emret!" diye vahy etti. [515] Mûsâ Aieyhisseiâm: "Ey İsrail oğulları! Yüce Allah, beni, Firavun´a, gönderdiği gibi, Karun´a da, gönderdi. Kim, onun yanında bulunuyorsa, yerinde kalsın! Kim, benim yanımda bulunuyorsa, onun yanından ayrılsın!" dedi. Karun´un yanında iki kişiden başka kimse kalmadı. [516] Mûsâ Aleyhisselâm, Yer´e: "Tut onları, yut!" dedi. Yer, onları, topuklarına kadar, yuttu. [517] Oniar: "Ey Mûsâ! Ey Mûsâ" diyerek istimdad ediyorlardı. [518] Mûsâ Aleyhisselâm, yere: "Tut oniarı, yut!" dedi. Yer, onları, dizlerine kadar yuttu! [519] Onlar: "Ey Mûsâ! Ey Mûsâ!" diyerek istimdad edip durdular. [520] Mûsâ Aleyhisselâm, yer´e: "Tut onları, yut!" dedi. Yer, onları, bellerine kadar yuttu! Onlar, yine: "Ey Mûsâ, Ey Mûsâ!" diyerek istimdad ettiler, durdular. [521] Mûsâ Aieyhisselâm, yere: "Tut onları, yut!" dedi. Yer, onları, boğazlarına kadar yuttu! [522] Onlar, yine: "Ey Mûsâ! Ey Mûsâ!" diyerek istimdad ettiler. Mûsâ Aleyhisselâm, yer´e: "Tut onları, yut!" dedi. Yer, onları, yuttu! Tamamı ile kaybolup gittiler. Bunun üzerine, Yüce Allah, Mûsâ Aleyhisselâma: "Ey Mûsâ! Kullarım, senden yardım istediler, durdular. Sen, yardım etmedin! Eğer, onlar, benden yardım istemiş olsaydılar, muhakkak, onların imdadlarına yetişir, kendilerine, yardım ederdim!" diye Vahy etti. [523] Diğer rivayete göre: Mûsâ Aleyhisselâm, Abdest alıp namaz kıldı ve ağladı: "Yâ Rab! Senin düşmanın, benim eziyyet edicim, benim rüsvay olmamı ve ayıplanmamı, istiyordur. Beni, onun üzerine, musallat kıl!" diyerek dua etti. "Yer´e, dilediğini, emret! Sana, itaat edecektir!" diye vahy olundu. Bunun üzerine, Mûsâ Aleyhisselâm, Yer´e: "Ey yer! Tut onları, yut!" dedi. Karun´un konağı sarsıldı. Yer, Karûnu ve adamlarını, topuklarına kadar, tutup yuttu! Karun: "Ey Mûsâ! Bana, acı!" diye sesleniyordu. Mûsâ Aleyhisselâm: "Ey Yer! Tut onları yut!" dedi. Konak, sarsıldı. Karun ile adamları, dizlerine kadar, yere battılar! Karun ise, Mûsâ Aleyhisselâma: "Ey Mûsâ! Bana, acı!" diye yalvarıyor ve sesleniyordu. Mûsâ Aleyhisselâm: "Ey Yer! Tut onları yut!" dediği zaman, konak, sarsıldı. Karun ile adamları, alınlarına, kadar, yere, battılar! Karun ise, Mûsâ Aleyhisselâma, yalvarıyor: "Ey Mûsâ! Bana, acı!" diyordu. Mûsâ Aleyhisselâm, tekrar, yer´e: "Ey yer! Tut onları, yut!" dediği zaman, yer, Karûnu ve adamlarını konağıyle birlikte tamamıyla yuttu! Yüce Allah tarafından, Mûsâ Aleyhisselâma: "Ey Mûsâ! Sen, çok katı davrandın! İzzet sıfatım hakkı için, onlar, bana seslenmiş olsalardı, davetlerine icabet eder dim!" buyruldu. [524] Rivayete göre, Karun ve adamları, Kıyamete kadar, her gün, bir insan boyu, yerin dibine geçirilmektedir! [525] Karun, helak olduğu zaman, İsrail oğulları: "Musa, onu, ancak, konağını ve servetini ele geçirmek için, helak etti!" dediler. Karun´un helakinden üç gün sonra da, Yüce Allah, bütün konak ve mallarını, yere yutturdu! [526] [502] İbn.Kuteybe-Maarif s.20, Taberî-Tarih c.1,s.23O, Sâlebî-Arais s.213 [503] Taberî-Tarih c.1 ,s.23O, Sâlebî-Arais s.213-214, Ebülferec İbn.Cevzî-Tabsıra c.1 ,s.252, İbn.Esîr-Kâmil c.1, s.2O4, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.309. [504] Taberî-Tarih c.1,s.233, Sâlebî-Arais 215-216, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.2O4, Ebülferec İbn.Cevzî-Tabsıra c.1,s.253. [505] Mü´min: 23-24. [506] Taberî-Tarih c.1,s.233. [507] Sâlebî-Arais s 213. [508] Sâlebî-Arais s.213, Ebülferec İbn.Cevzî-Tabsıra c.1,s.252. [509] Sâlebî-Arais s.213. [510] Deylemî-Elfirdevs c.3,s.277. [511] İbn.Ebî Şeybe-Musannef c.11,s.532, Hâkim-Müstedrek c.2,s.408-409. [512] İbn.Ebî Şeybe-Musannef c.11,s.532. [513] Taberî-Tarih c.1,s.232, Sâlebî-Arais s.216, Ebülferec ibn.Cevzî-Tabsıra c.1,s.253, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.2O5 [514] İbn.Ebî Şeybe-Musannef c.11.s.532. Hâkim-Müstedrek c.2,s.4O9 [515] Taberî-Tarih C.1.S.232, Sâlebî-Arais s.216, Ebülferec-Tabsıra c.1,s.253, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.2O5 [516] Sâlebî-Araiss.216. [517] Taberî-Tarih c.1 ,s.232, Hâkim-Müstedrek c.2,s.4O9, Sâlebî s.216, Ebülferec-Tabsıra c.1 ,s.252, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.2O5 [518] İbn.Ebî Şeybe-Musannef c.11,s.532, Hâkim-Müstedrek c.2,.409. [519] İbn.Ebî Şeybe-Musannef c.11 ,s.532, Taberî-Tarih c.1 ,s.232, Hâkim-Müstedrek c.2,s.4O9, Sâlebî s.216, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.2O5. [520] Hâkim-Müstedrek c.2,s.4O9. [521] jbn.Ebî Şeybe-Musannef c.11,s.532. [522] İbn.Ebî Şeybe-Musannef c.11,s.532, Taberî-Tarih c.1,s.232, Hâkim-Müstedrek c.2,s.4O9, Sâlebî-Arais s.216. [523] İbn.Ebî Şeybe-Musannef c.11,s.532, Taberî-Tarih c.1,s.232, Hâkim-Müstedrek c.2,s.4O9, Sâlebî-Arais s.217, Ebülferec İbn.Cevzî-Tabsıra c.1,s.253, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.205-206. [524] Taberî-Tarih c.1,s.234, Sâlebî-Arais s.216-217, Ebülferec lbn.Cevzî-Tabsırac.1,s.253, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.2O6. [525] Taberî-Tarih c.1,s.234, Sâlebî-Arais s.217, Ebülferec İbn.Cevzî-Tabsıra c.1,s.253. [526] Ebülferec İbn.Cevzî-Tabsıra c.1,s.253. M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 2/84-89. |