๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Peygamberler Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 17 Ocak 2010, 18:26:50



Konu Başlığı: İsrail Oğullarının Tih Çölünde Kırk Yıl Kalışı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Ocak 2010, 18:26:50
İsrail Oğullarının Tîh Çölünde Kırk Yıl Kalışı:



Mûsâ Aleyhisselâmla İsrail oğulları, Mısırdan çıkışlarının üçüncü ayında, yaz Mevsiminin başında Tîh çölüne girdiler. [479]

Tîh: Seyna´nın kırıdır. [480]

Eyle, Mısır, Kulzum denizi ve Şam´ın Serat dağları arasında bulunmaktadır.[481]

Tîh çölüne girenlerden, kırk yıl içinde Yuşa´ b.Nûn Aleyhisselâmla Kâlib b.Yu-fenna Aleyhisselamdan başka, hepsi ölmüşlerdir.[482]

İsrail oğullarından, Mûsâ Aleyhisselâma itaat eden ve onunla birlikte olanları: "Ey Mûsâ! Bize, bunu, ne diye yaptın?!" dediler. [483] Mûsâ Aleyhisselâm, İsrail oğulları aleyhinde dua ettiğine pişman oldu. [484] İsrail oğulları:

"Ey Mûsâ! Burada, bizim için su ve yiyecek nasıl ve nereden sağlanacak" di ye sordular.

Yüce Allah, turunç ağaçlarının üzerlerine kudret helvası indirdi, bıldırcın kuş ları, düşürdü.

İsrail oğullarından her hangi biri gelip kuşlara bakar, semiz ise, onu, tutar, ke ser, zaif ise, salardı.[485]

İsrail oğulları:

"Bu, yiyecektir. [486]

İçeceğimiz su, nerededir?" dediler.

Yüce Allah tarafından, Mûsâ Aleyhisselâma, Asası ile taşa vurması emrolundu.

Taştan, her bir kabilenin içeceği su ayrı olmak üzere, on iki pınar fışkırdı. [487]

İsrail oğulları:

"Bunlar, yiyecek ve içecektir.

Gölgeleneceğimiz[488] gölge, nerede?" dediler.

Bunun üzerine, Yüce Allah, onların üzerlerini, bulutla gölgeledi. [489]´

İsrail oğulları:

"Bu da, gölgedir

Giyineceğimiz[490] elbise, nerededir?" dediler.

Bunun üzerine, üzerlerindeki elbiseleri, çocukların, büyüdükçe uzamaları gi bi, boylarına göre, uzar, yırtılmaz ve eskimez oldu. [491]

Bundan sonra, İsrail oğulları, Mûsâ Aleyhisselâma tekrar başvurarak bir çeşid yemekten bıktıklarını, buna, daha fazla katlanamayacaklarını söyleyip yerin bitir diği bakliyattan da, yararlandırılmaları için, Allâha dua etmesini istediler, [492]:

"Bize, kim et yedirecek?

Biz, Mısırda iken, balık, hıyar, kavun, karpuz, pırasa, soğan, sarımsak yerdik!?" dediler.

İsrail oğullarının bu istekleri, Mûsâ Aleyhisselâmı, çok üzdü. [493]

İsrail oğullarının Tîh çölündeki durum ve davranışları, Kur´ân-ı kerimde şöyle açıklanır:

"Biz, onları, on ikiye (o kadar) torunlara (kabileye) ümmetlere ayırdık.

(Tîh´da susayan) kavmi, (Musa´dan) su istediği zaman:

"Asa´nı taşa vur!" diye (Vahy ettik) de, ondan on iki pınar kaynayıp aktı.

İnşaların her kısmı, su içecekleri yeri, iyice belledi.

Onları, üstlerindeki bulutla gölgelendirdik.

Onlara, kudret helvası ile bıldırcın indirdik.

Size, rızık olarak verdiğimiz en temiz ve güzellerinden yeyiniz! (dedik) Onlar, bize zulmetmediler. Fakat, kendilerine zulmediyorlardı. "[494] "...(Onlara demiştik ki): Allah´ın rızkından, yeyiniz, içiniz! (Fakat) yeryüzünde fesadcılar olarak taşkınlık yapmayınız! "[495] "Hani, siz:

Ey Mûsâ! Bir çeşid yemeğe (kudret helvası ile bıldırcın etine) mümkün değil da­yanamayız!

O halde, bizim için, Rabb´ine dua et te, yerin bitirdiği şeylerden, sebze, acur, sarımsak, mercimek ve soğan çıkarsın!" demiştiniz.

(Mûsâ da):

O hayırlı olanı, şu daha aşağı olanı ile değiştirmek mi istiyorsunuz?!

(Öyle ise) bir şehire ininiz.

Çünkü (orada) size, istediğiniz (sebzeler) var!" demişti.

Onların üzerine, horluk ve yoksulluk vuruldu.

Onlar, Allah´dan, bir gazaba da, uğradılar.

Bu, onların, Allah´ın âyetlerini inkâr ettiklerinden, Peygamberlerini haksız yere, öldürdük/erindendi.

Bu, isyan ettiklerinden ve (mâsiyetlerde) aşırı gittiklerinden idi. [496]

O zaman, onlara:

Şu şehirde yerleşiniz!

Onun, dilediğiniz yerinden yiyiniz. Hıtta! deyiniz.

Kapısından, hepiniz secde edici olarak giriniz ki, suçlarınızı, yarlıgayalım.

İyi hareket edenlere, ileride daha fazlası ile vereceğiz! denilmişti.

Fakat, içlerinden, o zulmedenler, sözü, kendilerine, söylenenden başka bir şekle soktu.

Biz de, zulmeder oldukları için, üstlerine murdar bir azab (Taun) indirdik." [497]





[479] Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.28O, ibn.Haldun-Tarih c.2,ks.1,s.85

[480] Yâkubî-Tarih c.1,s.41

[481] Yâkut-Mûcemülbüldan c.2,s.69.

[482] Yâkut-Mûcemülbüldan c.2,s.69, Mir Hâvend-Ravzatussafa Terceme s.272-273

[483] Taberî-Tarih C.1.S.222

[484] Taberî-Tarih C.1.S.222, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.196

[485] İsrail oğulları, Tih çölünde, kendilerine ihsan edilen Bıldırcın kuşunun etinden, bir günlükten fazla aldıklarını ertesi güne bıraktıkları zaman, fazla olan kısım, sabaha çıkmadan, muhakkak, bozulur, kokardı. (Taberî-Tefsir c.1,s.298) Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselâm:

"Eğer, israil oğulları olmasaydı, et, kokmazdı!" Hadîs-i şeriflerile, her halde, bu vakıaya işaret buyurmuşlardır. (Buhari-Sahih c.4,s.1O3, Müslim-Sahih c.2,s.1092)

[486] Taberî-Tarih C.1.S.222

[487] Taberî-Tarih c.1,s.222, Sâlebî-Arais s.244-245, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.196.

[488] Taberî-Tarih c.l,s.222.

[489] Taberi-Tarih c.1,s.222, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.196

[490] Taberi-Tarih c.1,s.222

[491] Taberi-Tarih c.1,s.222, Sâlebî-Arais s.245-246, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.196

[492] Taberi-Tarih C.1.S.222

[493] Yakubi-Tarih c.1,s.4O

[494] Ârâf: 160.

[495] Bakare: 60.

[496] Bakare: 61.

[497] Ârâf: 162.

M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 2/79-81.