๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Peygamberler Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 14 Ocak 2010, 17:26:06



Konu Başlığı: İbrahim Aleyhisselâmın Vefatı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 14 Ocak 2010, 17:26:06
İbrahim Aleyhisselâmın Vefatı:



İbrahim Aleyhisselâm, Ken´an ilinde[616] hastalanıp[617] yüzyetmişbeş[618] veya kiyüz yaşında bulunduğu sırada vefat etti. [619]

Habrun tarlalarından satın alıp Hz. Sâre´yi gömmüş olduğu yere, kendisi de[620], oğulları İsmail ve İshak Aleyhisselamlar tarafından gömüldü. [621]

Ona ve âline ve gönderilen bütün Peygamberlere Selâm Olsun!

Halilurrahman diye anılan bu yerle Kudüs arasındaki uzaklık, bir Merhaleye akındır. [622]

İbrahim Aleyhisselâmın vefatında, İsmail Aleyhisselâm, seksen dokuz yasın-aa idi. [623]



[616] ibn.Haldun-Tarih c.2,ks.1,s.39.

[617] Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.174.

[618] ibn.Kuteybe-Maarif s.16, Taberî-Tarih c.1,s. 160-161, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.124, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.174.

[619] ibn.Sa´d-Tabakat c.1,s.48, İbn. Kuteybe Maarif s.16, Taberî-Tarih c.1,s.16O.

[620] ibn.Kuteybe-Maarif s.16, Sâlebî-Arais s.98, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.174.

[621] Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.174.

[622] Nevevî-Tehzîbülesmâ vellugat c.1,s.99.

[623] Diyar.Bekrî-Hamîs c.1,s.145.

M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/223.





Konu Başlığı: Ynt: İbrahim Aleyhisselâmın Vefatı
Gönderen: Ramazan. üzerinde 23 Mart 2015, 20:13:00
Es Selamün Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatühü . İbrahim aleyhisselâm yüzyetmişbeş yaşında, Hazreti Hacer ve Hazreti Sâre’den sonra Kudüs’te vefat etti. Vefatı şöyle oldu: İbrahim aleyhisselâmın ibâdet ettiği bir evi var idi. Bir gün evden çıkıp kapıyı kilitledi ve bir müddet sonra döndü. Kapıyı açıp girince, içeride birisinin oturduğunu gördü. Ona sordu: “Bu eve seni kim koydu?” “Ev sahibi koydu.” “Ev sahibi benim. Ben seni içeri koymadım!” “Senden ve benden başka bir sahip vardır. O her şeyin sahibidir.”
Bunun üzerine İbrahim aleyhisselâm, oturanın melek olduğunu anladı. “Kimsin” diye sordu ve Melek-ül-mevt, yani ölüm meleği hazreti Azrail olduğunu öğrendi. Sonra İbrahim aleyhisselâm, ondan, müminlerin ruhunu nasıl aldığını göstermesini istedi. O da yüzünü yana çevirmesini söyledi.
İbrahim aleyhisselâm yüzünü çevirince, gayet güzel bir suret gördü. Hiç öyle güzel yüz görmemişti. Bunun üzerine buyurdu ki: “Ey Melek-ül-mevt! Eğer ölen bir kimseye bu suret gösterilirse, bu ona kâfidir.” Bundan sonra, kâfirlerin ruhunu nasıl aldığını görmeyi arzu etti. Azrail aleyhisselâm; “Tahammül edemezsin” buyurdu. Görmek isteğinde ısrar edince, yine yüzünü çevirmesini söyledi.
İbrahim aleyhisselâm yan tarafa dönüp bakınca, çok korkunç bir suret gördü. Bu hâli görüp, kendinden geçti. Kendine gelince de buyurdu ki: “Eğer kâfire bundan başka kötü şey göstermeseler, bu ona yeter.” İbrahim aleyhisselâm, bundan sonra da Azrail aleyhisselâma sordu: “Ziyarete mi geldin, yoksa ruhumu almaya mı?” “Eğer izin verirsen ruhunu almaya!” “Dost dostun canını alır mı?” “Ya İbrahim, bu hususu Allahü teâlâya arz edeyim, ne buyurursa sana bildireyim.”
Azrail aleyhisselâm gidip hemen geldi. Allahü teâlânın, “Dost dosta kavuşmak istemez mi?” buyurduğunu iletti. İbrahim aleyhisselâm bunu işitince dedi ki: “Çabuk gel kardeşim, hemen canımı canana kavuştur, benim için bundan büyük müjde olamaz.”
Bunun üzerine Azrail aleyhisselâm, mübarek ruhunu kabzetti.
İbrahim aleyhisselâm, Kudüs civarında Habrun kasabasında bir mağaraya defnedilmiştir. Bu kasaba, İbrahim aleyhisselâmın Halil ismine izafeten Halilurrahman ismiyle meşhurdur. Bu beldede; Hazreti Lût, Hazreti İshak ve Hazreti Yakub’un ve daha pek çok peygamberin kabrinin bulunduğu rivayet edilmiştir. Müslüman hükümdarlar orada bulunan mescidleri ve türbeleri kendi devirlerinde tamir ettirmişlerdir. Halilurrahman’daki mescid ve türbeleri ise son olarak, Osmanlı Sultanı İkinci Abdülhamid Han tamir ettirmiştir...