Konu Başlığı: İbrahim Aleyhisselâmın Puthanedeki Putları Kırmasi Gönderen: Sümeyye üzerinde 12 Ocak 2010, 23:30:16 İbrahim Aleyhisselâmın Puthanedeki Putları Kırmasi Nemrud ile kavmin Eşrafı, İbrahim Aleyhisselâmı, delilsiz olarak cezalandırmayı, uygun görmediler. Suçunu, kendisine itiraf ettirmek istediler. [81] "O halde, onu, insanların gözleri önüne getiriniz. Olur ki, onlar da, kendisinin aleyhinde şâhidlik ederler!" dediler. [82] İbrahim Aleyhisselâm, getirildikten sonra, halk, kralları Nemrud´un huzurunda toplandılar. [83] "Ey İbrahim! Sen mi, tanrılarımıza bu işi yaptın?" dediler. İbrahim: "Belki, onların şu büyüğü yapmıştır! Eğer, konuşurlarsa, onlara sorunuz[84] Bu putların en büyüğü, sizin, kendisiyle birlikte şu küçük putlara da, tapmanı za kızarak onları, kırmıştır!" deyince, biraz insafa gelir gibi oldular. [85] Sonra, yine, eski kafalarına döndürüldüler de: "And olsun ki: bunların, söz söylemeyeceğini, sen de, bilirsin!" dediler. İbrahim: "Öyle ise, Allâhı bırakıp ta, size hiç bir şeyle ne yarar, ne de zarar yapamaya cak olan şu putlara hâlâ tapacak mısınız?! Yuf size ve Allâhı bırakıp tapmakta olduklarınıza! Siz daha akıllanmayacak mısınız?" dedi. [86] Bunun üzerine, kavmi, Yüce Allah hakkında, İbrahim Aleyhisselâm ile tartışıp, tanrılarının daha hayırlı olduğunu iddia etti. [87] "Ona, hüccet getirmeğe kalkıştı. İbrahim de: "Allah, beni, doğru yola iletmişken, siz, Onun hakkında benimle hâlâ çekişiyor musunuz? Ben, ona şerik koştuğunuz şeylerden hiç bir zaman, korkmam! Meğer ki, Rabb´im, hakkında bir şey (bir felâket) dilemiş bulunsun. Rabb´imin ilmi, her şeyi kuşatmıştır. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?! Hem, Allâhın, size, haklarında hiç bir delil ve burhan indirmediği şeyleri, siz, Ona şerik koşmanızdan korkmazken, ben, şerik koştuğunuz o şeylerden nasıl korkarım?! Şimdi, biliyorsanız, söyleyiniz: iki zümreden, hangisi, korkudan emîn olmaya daha ayıktır? İman edenler, bununla beraber, imanlarını, haksızlıkla ve şirkle bulaştırmayan-´ar, işte, ancak, onlardır ki, korkudan emîn olmak hakkı, elbette kendilerinindir. Onlar, doğru yolu bulmuş kimselerdir! "[88] diyerek, Yüce Allâhın korkulmağa ve ibadet edilmeğe, tapındıkları şeylerden daha lâyık olduğunu bilsinler diye on lara ibretli temsiller getiriyordu. [89] Nemrud, İbrahim Aleyhiselâmı, huzuruna çağırıp "Senin, şu ibadet etmekte olduğun ve halkı da, ona, ibadete davet ettiğin, başkalarına karşı, kudretinin ululuğundan ve üstünlüğünden söz ettiğin İlâhını gör dün mü? Nasıldır o?" diye sordu. [90] ibrahim: "Benim Rabb´ım, hem diriltir, hem öldürür!" deyince, Nemrud: "Ben de, diriltirim, öldürürüm!" dedi. (Bakara: 258) İbrahim Aleyhisselâm, ona: "Sen, nasıl diriltir ve öldürürsün?" diye sordu. Nemrud: "Tutup ölümüne hükmettiğim iki adamdan birini, öldürürüm, onu, öldürmüş olurum. Diğerini ise, affedip sağ bırakırım. Onu da, diriltmiş olurum!" dedi. [91] İbrahim: "Allah, güneşi, doğudan getiriyor. Haydi, sen, onu, batıdan getir bakayım?" deyince, kâfir (Nemrud), şaşırıp, tutulup kaldı. Allah, zâlimler güruhunu, muvaffak kılmaz. [92] Bunun üzerine, Nemrud, İbrahim Aleyhisselâmı, zindanda yedi yıl hapsetti. [93] Bundan sonra, Nemrud ile kavmi, İbrahim Aleyhisselâmın öldürülmesi üzerin de söz birliği ettiler. [94] "Onun için bir bina çatınız da, alevli ateşin içine atınız onu! [95] Onu, yakınız! Bu suretle, tanrılarınıza, yardım ediniz, eğer bir iş yapanlarsanız!" dediler.[96] Nemrud´a "Onu, ateşte yakınız!" diye tavsiyede bulunan adam, Fars Bedevi lerinden Kürt Heyzen idi. Yüce Allah, onu, yere yutturdu da, kendisi, Kıyamete kadar, kımıldadıkça, ye re batıp duracaktır![97] Nemrud, İbrahim Aleyhisselâm için, her çeşit odun toplanmasını emretti. Odunların, en sert ve dayanıklı cinslerinden odun toplandı. Hattâ, İbrahim Aleyhisselâmın köyünden, hasta bir kadın: "Tanrı, beni, hastalıktan kurtarırsa, İbrahim için, odun toplayayım!" diyerek adak adamıştı. [98] Nemrud, İbrahim Aleyhisselâm için, toplattığı çakıl taşlar ile de geniş bir ateş çukuru, tandır yaptırdı[99] Ateş ocağı, Guta kariyesinde idi ve ocağa, üç ay odun toplanıp yığılmıştı, [100] Ocağın içine yığılan odunları, her taraftan tutuşturdular. Ateş, o kadar alevlenmişti ki, uçan kuşlar, oradan geçecek olsalar, hararetin şiddetinden, yanıp kavruluyorlardı![101] Ateşin sıcaklığı ve dumanı, Guta halkını, neredeyse, helak edecekti! Hararetin şiddetinden, bazıları, yer altındaki bodrumlara sığınmak zorunda kalmışlardı.[102] İbrahim Aleyhisselâmı, ateşe atmak için, yüksek bir binanın üzerine çıkardılar. Ellerini, ayaklarını, sımsıkı bağladılar. [103] Binanın üzerine de bir Mancınık kurdular.[104] İbrahim Aleyhisselâmı, Mancınığın kefesine koydular. [105] Mancınığı yapan, ve kuran, Kürd Heyzen olup kendisi, Mancınık yapanların il ki İdi.[106] İbrahim Aleyhisselâm, bağlanırken, Yüce Allah´a: "Senden başka ilâh yoktur! Sen, her noksandan münezzeh ve mukaddessin. Âlemlerin Rabb´isin! Hamd, Sana mahsustur. Mülk, Senindir. Senin şerîkin yoktur!" dedi. [107] Mancınıkla havaya atıldığı sırada[108] Cebrail Aleyhisselâm: "Ey İbrahim Bir hacetin var mı?" diye sordu. [109] İbrahim Aleyhisselâm: "Sana ise, hayır!" dedi. [110] Cebrail Aleyhisselâm: "Öyle ise, hacetini, Rabb´inden dile!" dedi. İbrahim Aleyhisselâm: "O´nun; hâlimi, dileğimi, bilmesi, bana yeter!" dedi. [111] ve başını, göğe kaldırıp: "Ey Allâhım! Sen, göklerde Tek´sin! [112] Yerde de, Tek´sin! [113] Ben de, yerde bir tek´im! [114] Yerde, benden başka, Sana ibâdet edecek kim se yoktur. [115] Allah, bana yeter! [116]Ne güzel Vekildir O!" dedi. [117] [58] Hâkim-Müstedrek c.2,s.596. M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/148. [59] İbn.iyas-Bedâyiuzzühûr s 84 M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/148-149. [60] Yâkubî-Tarih c.1,s.24, Mes´ûdî-Murûcuzzeheb c.1,s.45 [61] Yâkubî-Tarihc.1,s.24 [62] Meryem: 42-48 [63] Tevbe: 114 [64] Enbiya: 52-56 [65] Şuarâ: 70-102. M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/149-152. [66] Sâlebî-Arais s.75, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.96. [67] Taberî-Tarih c.1,s.120-122. [68] Enbiya: 57. [69] Taberî-Tarih c.1,s.122. [70] Zemahşerî-Keşşaf c.2,s.576. [71] Taberî-Tarih c.1,s.122, İbn.Esir-Kâmil c.1,s.97. [72] Sâffât: 91-92. [73] Taberî-Tarih c.1,s. 122. [74] Yâkubî-Tarih c.1,s.24. [75] Enbiya: 58. [76] Taberî-Tarih c.1,s.122, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.97. [77] Enbiya: 59-60. [78] Taber-Tarih c.1,s.122, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.97. [79] Sâffât: 94-96. [80] İbn.Sa´d-Tabakat c.1,s.46. M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/152-153. [81] Taberî-Tarih c.1,s.122. [82] Enbiyâ: 61. [83] Taberî-Tarih c.1,s.122, Ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.97. [84] Enbiyâ: 63. [85] Taberî-Tarih c.1,s.122, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.97. [86] Enbiyâ: 62-67. [87] Taberî-Tarih c.1,s.122-123. [88] En´am: 80-82 [89] Taberî-Tarih c.1,s.123, İbn.Esîr-Kâmil c.1,ş.98. [90] Taberî-Tarih c.1,s.123, Sâlebî-Arais s.75, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.98. [91] Taberî-Tarih c.1,s.123, Sâlebî-Arais s.75, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.98. [92] Bakara: 258. [93] İbn.Sa´d-Tabakat c.1,s.46, Taberî-Tarih c.1,s.159, Nevevî-Tehzîbülesmâ c.1,s.101. [94] Taberî-Tarih c.1,s.123, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.98. [95] Seffât: 97. [96] Enbiyâ: 68. [97] İbn.Habîb de, bunu, böyle kayd eder. (İbn.Habîb-Kitabülmuhabber s.391. [98] Taberî-Tarih c.1,s.123-124, Sâlebî-Arais s.77, İbn.Esîr-Kâmil C.1.S.98-99, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.146. [99] İbn.Sa´d-Tabakat c.1, s.46 [100] ibn.iyas-Bedâyiüzzühur s.85. [101] Taberî-Tarih c.1,s.l23-124, Sâlebî-Arais s.77, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.99, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.146 [102] İbn.İyas-Bedâyiüzzühur s.85. [103] Taberî-Tarih c.1,s.124-125, Sâlebî-Arais s.77, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.146 [104] Ebüiferec ibn.Cevzî-Tabsırac.ı,s.n 4. [105] Yâkubî-Tarih c.1,s.24, Zemahşerî-Keşşaf c.21,s.578, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.146 [106] Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s. 146. [107] Sâlebî-Arais s.77, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.146 [108] Hakîmüttirmizî-Nevairirül´usûl s.218, Ebü Talib Mekkî-Kutülkulub c.1 ,s.466, Sâlebî-Arais s.77, Ebülferec ibn.Cevzî-Tabsıra c.1,s.115, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.146. [109] Hakimüttirmizt-Nevairül´usûl s.218, Taberî-Tarih c.1,s.125, Ebû Talib Mekkî-Kutülkulub c.1,s.466, Sâlebî-Arais s.77, Ebülferec İbn.Cevzî-Tabsırac.1,s.115, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.99 Ebülfida-Elbidaye vennihaye c,s. 146, Mîr Hâvend Ravzatussafa Terceme s. 164. [110] Hakîmüttirmizî-Nevadirül´usûl s.218, Taberî-Tarih c.1,s.125, Sâlebî-Arais s.77, Ebülferec ibn.Cevzî-Tabsıra c.1,s.115, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.l,s.146, Mîr Hâvend-Ravzatussafa Terceme s.164. [111] Sâlebî-Arais s.77, Ebülferec ibn.Cevzî-Tabsıra c.1,s.115, Ravza. Terceme s.164. [112] Taberî-Tarih c.1 ,s,124, Sâlebî-Arais s.77, Ebülferec ibn.Cevzî-Tabsıra c.1 ,s.115, İbn.Esîr-Kâmil c.1 ,s.99, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1 ,s.146. [113] Sâlebî-Arais s.77, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.99. [114] Taberî-Tarih c.1,s.124, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.146. [115] Taberî-Tarih c.1 ,s.124, Sâlebî-Arais s.77, Ebülferec İbn.Cevzî-Tabsıra c.1,s.115, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s. 146. [116] İbn.Sa´d-Tabakat c.1 ,s.46, ibn.Ebî Şeybe-Musannef c.11 ,s.52O, Hakîmüttirmizî-Nevadirül´usûl s.218, Taberî-Tarih c.1,s.124, Sâlebî-Arai s.77, Zemahşerî-Keşşaf c.2 ,s.578, Ebülferec ibn.Cevzî-Tabsıra c.1,s.115, ibn.Esir-Kâmil c.1,s.99, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.146. [117] İbn.Sa´d-Tabakat c.1,s.46, ibn.Ebî Şeybe-Musannef|c.11,s.52O, Taberî-Tarih c.1,s.124, Sâlebî-Arais s.77, Zemahşerî-Keşşaf c.2,s.578,Ebülferec ibn.Cevzî-Tabsırac.1,s.115, ibn.Esir-Kâmil c.1,s.99, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.146. M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/154-157. |