Konu Başlığı: Hz. Meryemin Hâmile Oluşu İsa a.s ı Doğuruşu Gönderen: Sümeyye üzerinde 20 Ocak 2010, 23:25:29 Hz. Meryem´in Hâmile Oluşu Ve İsâ Aleyhisselâmı Doğuruşu: Hz.Meryem; Mesciddeki odasında, kendisini, öyle ibâdetlere vermişti ki, bu hu susta, o zamanda, kendisinin bir benzeri daha yoktu. Hattâ kendisinde, Zekeriyyâ Aleyhisselâmı bile imrendirecek bir takım fevkal´-âde haller zuhur ve melekler, kendisine, hitab etmeye, müjdeler vermeye başlamıştı.[39] Bu husus, Kur´ân-ı kerimde şöyle açıklanır: "Hani, Melekler: Ey Meryem! demişti, şüphesiz ki, Allah, sana, seçkin bir hususiyet verdi. Seni, tertemiz (büyüttü). Seni, âlemlerin kadınları üzerine, mümtaz kıldı. Ey Meryem! Huşu ile Rabb´ın Dîvanına dur, secdeye kapan [40] (Allah´a) Rükû edenlerle birlikte Rükû et, eğil (cemaatla namaz kıl [41] Melekler: "Ey Meryem! Allah, Kendinden bir Kelime´yi, sana, müjdeliyor: Onun adı: İsâ, (lakabı) Mesîh. (Sıfatı): Meryem oğludur. Dünyada da, Âhirette de, sânı, yücedir. (Kendisi, Allah´a) çok yakınlardandır da. Beşiğinde de, yetişkinlik halinde de, insanlara söz söyleyecektir. (O) Sâlihlerdendir!" dediği zaman da, (Ey Resulüm! Sen, onların yanında değildin.[42] Hz.Meryem; yirmi [43] veya on beş, ya da, on üç yaşında bulunduğu sırada idi ki, Cebrail Aleyhisselâmla karşılaşmıştı. [44] Gerek bu karşılaşma ve gerek İsâ Aleyhisselâma hâmile kalış hâdisesi, Kur´ân-ı kerimde şöyle açıklanır: "Kitabda, Meryem (kıssasını)da, an! Hani, o ailesinden ayrılıp şark tarafında bir yere çekilmişti. Sonra, onların önünde bir perde edinmiş (çekmiş)ti. Derken, biz, ona, Rûh´umuzu (Cebrail´i) göndermiştik te, o, kendisine, hilkati tam (genç) bir beşer şeklinde görünmüştü. (Meryem, ona): Doğrusu, ben, senden, Esirgeyici´ye (Allah´a) sığınırım! Eğer, sen, fenalıktan hakkıyle sakınan (bir insan) isen, (çekil yanımdan) dedi. (Ruh da): Ben, ancak, sana (günahlardan) pâk bir oğul verme(ye vesile olmak) için, (o sığındığın) Rabb´ının (gönderdiği) Elçisiyim! dedi. O (Meryem): "Benim, nasıl bir oğlum olacakmış?! Bana, bir beşer dokunmamıştır! Ben, bir iffetsiz de, değilim!? dedi. (Ruh: Evet!) öyledir! (Fakat) Rabb´in: Bu, bana göre, pek kolaydır! Çünki, biz, onu, insanlara bir âyet (bir Burhan) ve tarafımızdan bir rahmet kı lacağız. Zâten, bu iş, olup bitmiştir! buyurdu dedi. [45] Meryem: Ey Rabb´im Bana, bir beşer, dokunmamışken, benim nasıl çocuğum olabilir?!" dedi. (Allah): Öyledir! (Fakat), Allah, ne dilerse, yaratır. (O) bir işe, hükmedince, ona, ancak: ol! der, o da, oluverir. (Allah) Ona, yazmayı, Hikmeti, Tevratı, İncil´i öğretecek. Onu, İsrail oğullarına Peygamber gönderecek. (O da, onlara diyecek ki): Hakikat, ben, size, Rabbinizden bir âyet (Mucize) getirdim. Hakikat, ben, size, çamurdan kuş biçimi gibi bir şey yapar, ona, üfürürüm de, Allah´ın izniyle, (o) derhal (canlı) bir kuş olurdur. (Yine) Ben, Allah´ın izniyle, ana dan doğma körü ve abraşı iyi eder ve ölüleri diriltirim! Evlerinizde, ne yiyor, ne biriktiriyorsanız, size haber veririm. Elbette, bunlarda sizin için -eğer iman edicilerseniz- kat´î bir ibret vardır. Önümdeki Tevratı tasdik edici olarak size ve size haram edilen bazı şeyleri -yararmıza- helâl kılmak için, (geldim) Size, Rabb´inizden, (Peygamberliğimi isbatlar) âyet (Mucize) getirdim. Artık, Attâh´dan korkunuz! Bana da, itaat ediniz! Şüphe yok ki, Allah, benim de, Rabbim, sizin de, Rabbinizdir. Öyle ise, Ona, ibadet ediniz! İşte, doğru yol (budur)!´[46] "Irzını (muhkem bir kale gibi) koruyan o kızı (Meryem´i) de (yâd et)ki, biz, ona, Ruhumuzdan, üflemiş, kendisini de, oğlunu da, âlemlere bir ibret kılmıştık. " [47] "Namusunu (muhkem bir kale gibi) koruyan İmran kızı Meryem´i de, (Allah bir misal olarak îrad buyurdu) Biz, bundan dolayı ona, Ruhumuzdan, üfürdük. O, Rabbının Kelimelerini ve Kitablarını tasdik etti. (Rabbına) itâatde sebat edenlerdendi, o!´[48] Rivayete göre: Cebrail Aleyhisselâm, Hz.Meryem´in yanma vanp gömleğinin yakasından üfürmüş ve üfürüğü, onun döl yatağına erişmiştir. [49] "Nihayet, (Meryem), ona (İsa´ya) hâmile kaldı. [50] [39] Ebülfida-Elbıdaye vennihaye c.2,s.64. [40] Secde âyeti değildir. [41] Âl-i İmran: 42-43. [42] Âl-i İmran: 45-46. [43] Salebi Arais s.383, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.3O7 [44] Sâlebî-Arais s.381, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.3O7 [45] Meryem: 16-21. [46] Âl-i İmran: 47-51. [47] Enbiyâ: 91. [48] Tahrim: 12. [49] Taberî-Taihc.2,s.1B. [50] Meryem: 22. M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 2/306-309. |