๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Peygamberler Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 15 Ocak 2010, 15:25:28



Konu Başlığı: Eyyûb Aleyhisselâmın İbtilâya Uğrayışı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 15 Ocak 2010, 15:25:28
Eyyûb Aleyhisselâmın İbtilâya Uğrayışı:
    [36]



Eyyûb Aleyhisselâmın ibtilâya uğramasına türlü sebepler gösterilir.

Bu cümleden olmak üzere: Beseniye halkı, zorbalardan bir zorba olan ve hal ka zulmeden krallarının huzuruna varıp onunla konuştukları ve kendisine, ağır sözler söyledikleri halde, Eyyûb Aleyhisselâmın -ekinleri, hakkında- ondan çeki nerek, konuşmasında yumuşak davrandığı, Mârufu, emretmediği, işlediği zulüm hakkında, zâlimi, uyarmadığı rivayet edilir. [37]

Şam toprağında kuraklık, kıtlık olup ta, Mısır Kralı Firavun: "Bize gel! Bizim yanımızda, senin için, bolluk, genişlik vardır!" diye yazı gönderince, Eyyûb Aley hisselâm; çoluk çocukları, atları, küçük büyük baş hayvanları ile birlikte kalkıp Mısır´a gider. [38]

Firavun, onlara, yiyecekler, elbiseler[39] ve yerler ayırıp verir. [40]

Eyyûb Aleyhisselâm, Firavun´un yanında bulunduğu sırada, Şuayb Aleyhisse lâm gelip içeri girer ve:

"Ey Firavun! Gök halkı, yer halkı, denizler ve dağlar halkı, kızınca, Allah´ın da, gazaba geleceğinden korkmaz mısın?" der.

Eyyûb Aleyhisselâm ise, susar, konuşmaz. [41]

Eyyûb ve Şuayb Aleyhisselâmlar, Firavun´un yanından çıkınca, Yüce Allah, Ey yûb Âleyhisselâma:

"Ey Eyyûb! Sen, Firavun´un ülkesine gittiğin için, sustun[42]

İbtilâ´ya hazırlan!" diye Vahy eder.

Eyyûb Aleyhisselâm:

"Ben, yetim´in geçimini, üzerime almadım mı?

Garîb´i, barındırmadım mı?

Ac´ı, doyurmadım mı?

Dul´a, yardımcı olmağa çalışmadım mı?" der.

O sırada; içinden, on binlerce yıldırımlar, korkunç gök gürlemeleri duyulan bir bulut geçer ve bulutun içinden:

"Ey Eyyûb! Bunu, sana yaptıran kim´di?" denilir.

Eyyûb Aleyhisselâm; hemen, bir avuç toprak alıp başının üzerine koyarak:

"Sen´din yâ Rab!" der.

Yüce Allah, ona:

"İbtilâya hazırlan!" diye Vahy eder. [43]

Bunun üzerine, Eyyûb Aleyhisselâmın bütün serveti yok olur. [44]

Üzerlerine, ev yıkılıp bütün oğulları, ölür! [45]

Fakat, o, bunlara rağmen, hep Yüce Allah´a hamd´ü senada bulunmaktan, ibâ dete devamdan, verdiğine şükür, uğradığı ibtilâya sabredip katlanmaktan ay-rılmaz. [46]

"Zâten, onlar, Allah´a âitt. Onları, bize emânet olarak vermişti. Onları, ister bırakır, ister geri alır! [47]

Ben, annemin karnından çıplak olarak çıktım ve çıplak olarak toprağa, kabre döneceğim. Çıplak olarak ta, Rabb´ime haşrolunacağım!" deyip Allah´a hamd et meğe devam eder. [48]

Eyyûb Aleyhisselâm, aynı zamanda hastalanır da. [49]

İlk defa olarak Çiçek[50] veya Cüzzam hastalığına tutulur. [51]

Yemeği, ancak, iki elini birleştirerek tutup ağzına güçlükle götürür.

Dili, şişer, ağzını, doldurur.

Yemeği, ağzına güçlükle sokar.

Barsakları, vazifesini yapmaz olur.

Yediği şey, karnına girdiği gibi, çıkar, vücuduna yararlı olmaz.

Ayaklarında güç kalmaz, onları, taşıyamaz hale gelir. [52]

Vaktiyle, kendilerini, ev halkı gibi geçindirdiği kimselere avuç açar olur.

Onlar, bir tek lokma verirler, onu da, başına kakarlar, kendisini, kınar ve ayıp larlar.

Bütün oğulları ölüp elinden tutacak, yardım edecek kimsesi kalmaz.

Ailesi, ona, küser.

Akrabaları, dostları da, kendisinden yüz çevirir, ilgilerini keser.

Tanıdıkları, kendisini, tanımaz olur.

Bütün hakları, inkâr edilir.

Yaptığı iyilikler, unutulur.

Seslenişine, ses verilmez, aldırış edilmez olur. [53]

Köy halkı, kendisini, köy dışındaki çöplüğe sürüp çıkarır. [54]

Üzerine gerilen bir gölgelikte barınmağa başlar. [55]

Yanına, zevcesinden başka pek uğrayan olmaz. Hacetini, yalnız zevcesi, gi dip gelip görür.

Eyyûb Aleyhisselâm, uğradıkları ibtilânın kaldırılması için de, yıllarca, dua etmez.[56]

Zevcesi Leyya hatun, bir gün:

"Sen, duası, makbul bir Zat´sın. Sana, şifâ vermesi için, Allah´a dua etsen a!" demişti.

Eyyûb Aleyhisselâm:

"Biz, yetmiş yıl nimetler içinde yaşadık.

Bırak ta, yetmiş yıl da, ibtilâ içinde bulunalım!" dedi. [57]

Eyyûb Aleyhisselâm; kaybettikleri servet, evlad ve sıhhate ağlayan zevcesine:

"Onları, bize kim ihsan etti?" diye sordu.

Zevcesi:

"Allah ihsan etti." dedi.

Eyyûb Aleyhisselâm:

"Onlardan, kaç yıl yararlandık?" diye sordu.

Zevcesi:

"Seksen yıl!" dedi.

Eyyûb Aleyhisselâm:

"Allah, bizi, onların ibtilâsı ile kaç yıldan beri mübtelâ kılıyor?" diye sordu.

Zevcesi:

"Yedi yıldan beri!" dedi.

Eyyûb Aleyhisselâm:

"Yazıklar olsun sana! Vallahi, sen, Rabb´ine karşı, ne adaletli, ne de, insaflı davrandın!

Geçim bolluğu ve rahatlık içinde bulunduğumuz gibi, Rabb´imizin, bizi uğrattı ğı şu ibtilâya da, seksen yıl katlanmamız gerekmez mi?" dedi. [58]




[36] ibtilâmn en şiddetlisi Peygamberlere, Peygamberlerden sonra, dindarlık derecelerine göre kullara gelir ve onla rı, yeryüzünde günahsız dolaşır hale getirir. (ibn.Sa´d-Tabakat c.2,s.2O9, Ahmed b.Hanbel-Müsned d ,s.18O, Tirmizî-Sünen c.4,s.601-602, İbn.Mâce-Sünen c.2,s.1334) Peygamberlere gelen ibtilâ, onların derecelerini kat kat yükseltmek için gelir.

Kendileri, ibtilâ ile karşılaşmaktan, son derece sevinç duyarlar. (ibn.Sa´d-Tabakat c.2,s.2O8, A.b.Hanbel-Müsned c.3,s.94, ibn.Mace-Sünen c.2,s.1335).

[37] jbn.Asâkir-Tarih c.3,s.194,195.

[38] jbn.Asâkir-Tarih C.3.S.194, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.129.

[39] ibn.Asâkir-Tarih c.3,s.194.

[40] İbn.Esîr-Kâmil c.1,s,129.

[41] ibn.Asâkir-Tarih c.3,s.195, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.129.

[42] ibn.Asâkir-Tarih c.3,s,194.

[43] Ibn.Asâkir-Tarih c.3,s.195, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.129-130.

[44] Taberî-Tarih c.1,s.166, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.128.

[45] Taberî-Tefsir c.17,s.69, Beyzâvî-Tefsir c.2,s.79.

[46] Taberî-Tarih c.1,s.166, Sâlebî-Arais s.155, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.128.

[47] Sâlebî-Arais s. 154.

[48] Taberî-Tefsir c.17,s.58, Sâlebî-Arais s.154.

[49] Taberî-Tarih c.1,s.166, Sâlebî-Arais s.156, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.129.

[50] İbn.Asâkir-Tarih c.3,s.199, Ebülferec ibn.Cevzî-Tabsıra c.1,s.192.

[51] ibn.Esîr-Kâmil c.1,s,129, Ebülfida-Tefsir c.3,s.188

[52] Taberî-Tefsir c.17,s.6O, Sâlebî-Arais s.157.

[53] Taberî-Tefsir c.17,s.68, Sâlebî-Arais s.157, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.134.

[54] Taberî-Tarih c.1,s.166, Sâlebî-Arais s.156, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.129, Fahrurrazi-Tefsir c.22,s.2O5.

[55] Taberî-Tefsir c.17,s.59, Sâlebî-Arais s.156, Ebülferec İbn.Cevzî-Tabsıra c.1,s.192.

[56] Taberî-Tarih c.1,s.166, İbn.Asâkir-Tarih c.3,s.196, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.129.

[57] İbn.Asâkir-Tarih C.3.S.196.

[58] Taberî-Tefsir c.17,s.7O, Sâlebî-Arais s. 161.

M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/307-310.