๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Peygamberler Tarihi => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 19 Ocak 2010, 22:44:43



Konu Başlığı: Davud Aleyhisselamın Vefatı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 19 Ocak 2010, 22:44:43
Dâvûd Aleyhisselâmın Vefatı:



Dâvûd Aleyhisselâm, son zamanlarında, bir gün Yüce Allah´a:

"Yâ Rab! Ömrüm uzadı, yaşım, büyüdü. Bacaklarım, zayıfladı!" diyerek halini arz etmişti.

Yüce Allah, ona:

"Ey Dâvud! Ne iyidir o kişi için ki, ömrü, uzamış, ve ameli, güzel olmuştur!" diye Vahy buyurdu. [161]

Dâvûd Aleyhisselâmın hastalığı şiddetlenip ağırlaşınca, oğlu Süleyman Aley-hisselâma:

"Sen, İlâh´ın olan Rabb´ın tavsiyelerine göre amel ve hareket et!

O´nun, Mûsâ b.İmran´a indirmiş olduğu Tevrat´taki Mîsakları, Ahidleri ve Tav siyeleri, koru!" dedi. [162]

Dâvûd Aleyhisselâm, ailesi hakkında son derece kıskançtı.

Dışarıya çıktığı zaman, kapılar, kilitlenir, kendisi, dönünceye kadar, ailesinin yanına, hiç kimse giremezdi.

Kendisi, yine, bir gün, dışarı çıkmış, kapılar kilitlenmişti.

Zevcelerinden birisi, evin kapısını açıp ta, evin ortasında bir adamın dikilip dur duğunu görünce, kendi kendine:

"Evde, bir kimse var!?

Ev, kilitli olduğu halde, bu adam, eve, nereden girdi?!

Vallahi, Dâvûd, bize, bağırır, çağırır, azab eder!" dedi.

Tam o sırada, Dâvûd Aleyhisselâm da, gelip adamın, evin ortasında ayakta dikildiğini görünce [163] ona :

"Seni, bu eve, bu vakitte, izinsiz olarak kim soktu?! dedi [164] ve:

"Sen, kimsin?" diye sordu.

Adam:

"Ben, öyle bir kimseyim ki: krallardan korkmam ve hiç bir şey de, benden imtina´ edemez, korunamaz! [165]

Ben, kralların yanlarına, izinsiz girerim!" dedi. [166] Dâvûd Aleyhisselâm:

"Öyle ise, sen[167], Vallahi, [168] Ölüm Meleğisin!" dedi. [169]

Adam:

"Evet!" dedi. [170]

Dâvûd Aleyhisselâm:

"Hoş geldin Allah´ın emriyle!" dedi. [171]

"Sen, dâvetci olarak mı? Yoksa, ölüm haberi getirici olarak mı geldin?" diye sordu.

Ölüm Meleği:

"Ölüm haberi getirici olarak geldim!" deyince Dâvûd Aleyhisselâm:

"Bundan önce[172], ölüme hazırlanmam için, bana, haber göndersen olmaz mı idi?" dedi.

Ölüm Meleği:

"Ben, sana[173], kaç kereler[174], pek çok kereler[175] haber göndermişimdir. [176]

Sen, uyanmadın!" dedi.

Dâvûd Aleyhisselâm:

"Senin, bana gönderdiğin[177] Elçin, kimdi?" diye sordu. [178]

Ölüm Meleği:

"Ey Dâvûd! [179] Baban[180] İşa[181], nerede? [182]

Annen, nerede[183]

Kardeşin[184], nerede?´[185]

Komşun[186], nerede? [187]

Tanıdıkların[188], filan, filan[189] neredeler?" diye sordu. [190]

Dâvûd Aleyhisselâm:

"Onların hepsi[191], öldüler!" dedi. [192]

Ölüm Meleği:

"Bilemedin mi ki[193]: onlar, sana:

Sen de, muhakkak, onlar gibi, öleceksin!" diyen[194], sana, ölüm nöbetini teb liğ eden[195], benim birer Elçilerimdi!" dedi. [196]

Dâvûd Aleyhisselâm, Mihrabından inerken, Ölüm Meleği, onun yanına varmış bulunuyordu.

Dâvûd Aleyhisselâm, ona:

"Beni, bırak ta, ya aşağı ineyim, ya da, yukarı çıkayım!" dedi. Ölüm Meleği:

"Ey Allanın Nebîsi! Yıllar, aylar, yiyecek ve içecekler tükendi artık!" dedi. Dâvûd Aleyhisselâm, hemen Mihrabın basamaklarından bir basamağın üzerin de secdeye kapandı.

Ölüm Meleği, onun ruhunu secdede iken, kabzetti.

Dâvûd Aleyhisselâmın vefat ettiği gün, cumartesi günü idi. [197]

Dâvûd Aleyhisselâm, o zaman, yüz yaşında idi. [198]

Dâvûd Aleyhisselâm, yıkanıp kefenlendikten sonra -Süleyman Aleyhisselâmın emriyle- kuşlar, Dâvûd Aleyhisselâmın cesedini, kanadlarıyla gölgelediler. [199]

Dâvûd Aleyhisselâmın on dokuz oğlu vardı. Hükümdarlığa, Hikmetine ve bilgi sine ve Peygamberliğine, oğullarından, yalnız Süleyman Aleyhisselâm vâris oldu. [200]

Ona ve gönderilen bütün Peygamberlere Selâm olsun![201]




[161] ibn.Ebî Şeybe-Musannef c.13,s.204.

[162] YâkutnTarih c.1,s.56.

[163] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.2,s.419 Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.2,s.17 Heysemî-Mecmauzzevaid C.8.S.206-207.

[164] Sâlebî-Arais s.292.

[165] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.2,s.419, Ebülfida-Elbidaye vennihaye C.2.S.17, Heysemî-Mecmauzzevaid c.8,s.2O7.

[166] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.2,s.419, Sâlebî-Arais s.292, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.228.

[167] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.2,s.419, Sâlebî-Arais s.292, ibn.Esîr-Kâmil C.1.S.228, Ebülfida-Elbidaye venniha-ye c.2,s.17, Heysemî-Mecmauzzevaid c.8,s.2O7.

[168] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.2,s.419, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.2,s. 17, Heysemî-Mecmuazzevaid c.8,s.2O7

[169] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.2,s.419, Sâlebî-Arais s.292, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.228, Ebülfida-Elbidaye venniha ye c.2,s.17, Heysemî-Mecmauzzevaid c.8,s.2O7

[170] Sâlebî-Arais s.292, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.228

[171] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.2,s.419, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.2,s.17, Heysemî-Mecmauzzevaid c.8,s.2O7.

[172] Sâlebî Arais s.292.

[173] Sâlebî-Arais s.292, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.228.

[174] Sâlebî-Arais s.292, ibn.Esîr-Kâmil C.1.S.228 .

[175] İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.228.

[176] Sâlebî-Arais s.292, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.228.

[177] Sâlebî-Arais s.292.

[178] Sâlebî-Arais s.292 İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.228.

[179] Sâlebî-Arais s.292.

[180] Sâlebî-Arais s.292 İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.228.

[181] Sâlebî-Arais s.292.

[182] Sâlebî-Arais s.292 İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.228.

[183] Sâlebî-Arais s.292.

[184] Sâlebî-Arais s.292 İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.228.

[185] Sâlebî-Arais s.292.

[186] Sâlebî-Arais s.292 İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.228.

[187] Sâlebî-Arais s.292..

[188] ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.228.

[189] Sâlebî-Arais s.292.

[190] Sâlebî-Arais s.292 ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.228.

[191] Sâlebî-Arais s.292.

[192] Sâlebî-Arais s.292 İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.228.

[193] Sâlebî-Arais s.292.

[194] ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.228.

[195] Sâlebî-Arais s.292.

[196] Sâlebî-Arais s.292 İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.228.

[197] Hâkim-Müstedrek c.2,s.433, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.2,s,17.

[198] İbn.Sa´d-Tabaksat c.1,s.28-29, Taberî-Tarih c. 1,8.252, Hâkim-Müstedrek c.2,s.586, Sâlebî-Arais s.292, Deylemî-Firdevs c.3,s.269, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.228, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.2,s.16, Heysemî-Mecmauzzevaid c.8,s.2O6.

[199] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.2,s.419, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.2,s.17 Heysemî-Mecmauzzevaid c.8,s.2O7..

[200] Sâlebî-Arais s.292 ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.228.

[201] M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 2/197-199.