> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Peygamberler Tarihi > Dâvûd a.s Peygamber Oluşu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dâvûd a.s Peygamber Oluşu  (Okunma Sayısı 897 defa)
19 Ocak 2010, 16:57:20
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Ocak 2010, 16:57:20 »



Dâvûd Aleyhisselâmın Peygamber Oluşu Ve Bazı Faziletleri:



Yüce Allah; Dâvûd Aleyhisselâma saltanat verdiği gibi, Hikmet (Peygamberlikle, vermiş [54], kendisinde hükümdarlıkla Peygamberliği birleştirmiş[55], kendisine, se­mavî kitablardan Zebur´u indirmiştir. [56]

Dâvûd Aleyhisselâm; İsrail oğullarına kral olduğu zaman, kılık değiştirip ken disini belirsiz ederek halk arasına karışmayı ve kendisinin icrâât ve gidişatı hak kında soruşturma yapmayı âdet edinmişti. [57]

Çarşıda, pazarda[58], gördüğü kimsenin, hemen yanına varır: Ona:

"Dâvûd hakkında ne dersin?" diye sorar, o da, onu öever ve hayırlı olduğunu söylerdi. [59]

Kendisi hakkında soruşturma yapıp ta, ibâdette, gidişatta ve adalette hayırlı olduğunu övmeyen bir kimse yoktu. [60]

Dâvûd Aleyhisselâm; böyle, her karşılaşıp sorduğu kimselerden:

"O, kendisi için de, ümmeti için de, Allah´ın, yaratıklarının hayırlısıdır!" ceva bını aldığı [61] günlerden bir günde idi ki [62], Yüce Allah insan suretine koyduğu bir Meleği, onunla karşılaştırdı. [63]

Dâvûd Aleyhisselâm, onu, görünce [64], âdeti vechile[65], başkalarına sora gel diği gibi [66], kendisini, ona da, sordu. [67]:

"Şu kral Dâvûd hakkında ne dersin?" dedi. [68]

Melek insan:

"O, ne iyi adamdır! [69] Kendisi ve ümmeti için, insanların hayırlısıdır! [70]

Ne olurdu, kendisinde olan bir şey de, olmasaydı [71], Kâmil olurdu!" dedi. [72]

Dâvûd Aleyhisselâm, buna hayret ve merak ederek [73]:

"Ey Allanın kulu! [74] Nedir o şey?" diye sordu. [75]

Melek insan:

"Dâvûd[76], Beytülmal´dan[77], Müslümanların malından [78], yiyor [79], rızıklanıyor [80] ev Halkına da, yediriyor. [81]

Ne olurdu o, Ev halkına, Beytülmaldan yedirmeseydi! [82]

Keşke, kendisi, elinin emeğinden yeseydi, faziletlerini, tamamlardı!" dedi. [83]

Bu, Dâvûd Aleyhisselâmı [84] uyarmağa yetti. [85]

Yüce Allah´a:

"Ey Allâhım! Rızkın, en güzeli, hangisidir?" diye sordu.
 

"Ey Dâvûd! Elinin emeğidir!" buyuruldu.[86]

Dâvûd Aleyhisselâm, hemen geri döndü. [87]

Kendisini ve Ev halkını[88], Beytülmal´a muhtaç etmeksizin[89], elinin emeğiyle geçindirecek[90] bir geçim yolu ihsan etmesini [91], bir sanat [92] öğretmesini [93] ve onu, kendisine kolaylaştırmasını [94] Yüce Allâh´dan diledi. [95]

Yüce Allah da, ona, demiri, hamur gibi yumuşatacak bir kudret ihsan etti. [96]

Demir; ateşe sokulmaksızın, çekiçle vurulmaksızın, Dâvûd Aleyhisselâmın elin de mum, hamur ve çamur gibi olur, Dâvûd Aleyhisselâm, onu, istediği şekle koyardı. [97]

Yüce Allah, ona, zırh gömlek yapma sanatını da, öğretti. [98] Bu, Yüce Allah´ın, onun için seçtiği bir sanattı. [99] O, böylece, zırh gömlek yapıcısı oldu. [100]

Dâvûd Aleyhisselâm, zırh gömlek yapanların ilki olduğu gibi [101], onu, giyen lerin de, ilki idi. [102]

Ondan önce, zırh, gömlek halinde değil, levha halinde yapılır ve kullanılırdı. [103]

Dâvûd Aleyhisselâm, zırh gömlek yapmağa koyuldu. [104]

Lukman Hakîm, hiç zırh gömlek görmemişti. [105]

Dâvûd Aleyhisselâmı, zırh gömlek yaparken görünce[106], teaccüb etti. [107]

Bunun, ne olduğunu, bilmediği için, Dâvûd Aleyhisselâma sorup öğrenmeğe isteklendi ise de, Dâvûd Aleyhisseiâmın onu örüp boşalmasına kadar susmayı tercih etti, [108] Hikmeti, onu, ona sormasına engel oldu. [109]

Ne ona, ne yaptığını sordu, ne de o, haber verdi.[110]

Dâvûd Aleyhisselâm, kalkıp zırh gömleği, sırtına giyindi ve:

"Savaş eri için, ne güzel bir gömlektir!" dedi.

Lukman Hakîm, onunla, ne yapılmak istendildiğini, öğrenince [111]:

"Susmak, Hikmettir!

Fakat, susanı, pek azdır!" dedi. [112]

Dâvûd Aleyhisselâm; her gün, Bir zırh gömlek yapar[113], yaptığı [114] her zırhı, dört bine satar[115], bundan, hem kendisinin, hem ev halkının geçimini sağlar, hem de, yoksullara ve züğürtlere tasaddukta bulunurdu. [116]

Rivayete göre: kazancının üçte birini, hemen fakirlere tasadduk eder, üçte biri ile kendisine ve Ev halkına yetecek geçimlik satın alır, üçte birini ise, başka bir Zırh yapıncaya ve bir günden o bir güne kadar tasadduk etmek üzre, yanında tutardı. [117]

Dâvûd Aleyhisseiâmın, hurma yaprağından yaptığı zenbili çarşıya gönderip sat tırarak onun parasıyla geçindiği de, rivayet edilir. [118]

Peygamberimiz Aleyhisseiâmın da, açıkladıkları gibi: Dâvûd Aleyhisselâm: "Kendi elinin emeğinden başkasını, yemezdi." [119] Dâvûd Aleyhisselâm; zamanını, üçe ayırmış:

Bir gününü, halk arasında hüküm vermeğe,

Bir gününü, tenhâya çekilip Rabbına ibâdet etmeye,

Bir gününü, kadınlarıyla meşgul olmaya tahsis etmişti. [120]

Diğer rivayete göre: Zamanını, dörde ayırmış:

Bir gününü, kadınlarile meşgul olmaya,

Bir gününü, ibâdete,

Bir gününü, İsrail oğulları arasında hüküm vermeğe tahsis etmişti.

Dördüncü günde ise, İsrail oğullarına hatırlatmada, uyarmada bulunur, onlar da, ona, hatırlatmada, uyarmada bulunurlar´[121], o, onları, ağlatır, onlar da, onu, ağlatırlardı. [122]

Dâvûd Aleyhisselâm; her gecenin yarısında uyur, üçte birinde namaz kılardı.

Gecenin altıda birinde yine uyurdu. [123]

Kendisi, insanların en çok ibadetlisi idi. [124]

Yüce Allah, ibâdet için, ona büyük güc ihsan etmişti [ 125]

Dâvûd Aleyhisselâm; Allâha ibâdet için, en faziletli vakitleri araştırırdı.

Nitekim bir gün, Cebrail Aleyhisselâma:

"Ey Cebrail! Hangi gece, efdaldir?" diye sormuş, Cebrail Aleyhisselâm da:

"Ey Dâvûd! Seher vaktinde Arş´ın titreyişinden başkasını, bilmiyorum!" demişti. [126]

Dâvûd Aleyhisselâm; bir gün oruç tutar, bir gün, iftar eder´[127], yılın yarısını, oruçlu geçirirdi. [128]

Çok mütevazı´ idi.

Mescidlere girer, göz ucuyla, İsrail oğullarının halkalandıkları yere bakar, yan larına varıp oturur ve:

"Miskîn, miskinlerin aralarında yakışır!" derdi. [129] Dâvûd Aleyhisselâm, çok ağlardı. [130]´

Yere kapanıp o kadar ağlardı ki [131] otlar, yeşerirdi...

Yüce Allah:

"Ey Dâvûd! [132] Ne istiyorsun [133]

Malını, çocuklarını 134], ömrünü [135], saltanatını [136] artırmamı mı istiyorsun?" di ye Vahy etti. [137]

Dâvûd Aleyhisselâm:

"Yâ Rabb! Beni, yarlığa!" demiş [138] ve yarlıganmıştı. [139]

Dâvûd Aleyhisselâm:

"İlâhî Ben, Sana, nasıl hakkıyle şükredebilirim ki: Senin nimetin olmadıkça, Sana, şükretmeye de, güc yetiremem!" dedi.

Yüce Allah, ona:

"Ey Dâvûd! Sana gelen nimetin, benden olduğunu, biliyorsun değil mi? buyurdu.

Dâvûd Aleyhisselâm:

"Evet yâ Rab!" dedi.

Yüce Allah:

"Ben, bunu, senin tarafından şükür olarak kabul ettim!" buyurdu. 140]

Dâvûd Aleyhisselâm:

"İlâhî! Saçımın her teli, iki...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dâvûd a.s Peygamber Oluşu
« Posted on: 25 Nisan 2024, 19:28:53 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dâvûd a.s Peygamber Oluşu rüya tabiri,Dâvûd a.s Peygamber Oluşu mekke canlı, Dâvûd a.s Peygamber Oluşu kabe canlı yayın, Dâvûd a.s Peygamber Oluşu Üç boyutlu kuran oku Dâvûd a.s Peygamber Oluşu kuran ı kerim, Dâvûd a.s Peygamber Oluşu peygamber kıssaları,Dâvûd a.s Peygamber Oluşu ilitam ders soruları, Dâvûd a.s Peygamber Oluşu önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes