๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Peygamberimizin Hayatı => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 14 Ocak 2011, 14:53:19



Konu Başlığı: Vahyin tekrar gelmeye başlaması
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 14 Ocak 2011, 14:53:19
VAHYİN TEKRAR GELMEYE BAŞLAMASI

Kırk günlük bir aradan sonra, Peygamber Efendimize vahiy tekrar gelmeye başladı.

Vahyin tekrar gelmeye başlaması hâdisesini bizzat kendileri şöyle anlatmışlardır:

"Bir gün giderken, anîden gökyüzünde bir ses işittim. Başımı kaldırıp baktığımda, Hira'da bana gelen meleği (Cebrail), yerle gök arasında bir kürsü üzerinde oturmuş gördüm. Ürpererek yere çöktüm. Evime dönüp, 'Beni örtünüz, beni örtünüz!' de

dim. Bunun üzerine Yüce Allah,  'Ey örtüye bürünen Peygamber!.. Kalk da sana îman etmeyenleri azabla korkut! Rabbinin büyüklüğünden bahset! Elbiseni temiz tut! Putperestlik pisliğini bırakmakta devam et!"95 âyetlerini indirdi. Artık, vahiy gelmeye başladı ve ardı arkası kesilmedi."196

Vahiy tekrar gelmeye başlayınca, Resûli Kibriya Efendimizin ruhundaki sıkıntılar dindi; iç âlemi huzur ve sükûta kavuştu.

Cenâbı Hakk, serapa ahlâkî güzellikler ve kemâllerle süslemiş olduğu Hz. Muhammed'i (s.a.v.) peygamberlik vazifesiyle vazifelendirmekle, onu insan nev'i içinde en mümtaz ve en seçkin mevkiye çıkarmış oluyordu. Bu suretle aynı zamanda Yüce Allah'ın umum kâinatta carî olan "Her nev'de bir ferdi mümtaz ve mükemmel ve cami' halkedip, nev'in medarı fahri ve kemâli yapar." kanunu, insanlık camiasında da tecellîsini buluyordu.

"Cenâbı Hakk'ın esmasında [isimlerinde] bir İsmi Âzam olduğu gibi, masnuatında [san'atlarında] da bir Ferdi Ekmel bulunacak ve kâinatta münteşir [dağıtılmış] kemâlâtı o ferdde cem edip [toplayıp] kendine medarı nazar edecek.

"O ferd, herhalde zîhayattan olacaktır. Çünkü, envaı kâinatın [kâinattaki türlerin] en mükemmeli zîhayattır. Ve herhalde zîhayat içinde o ferd, zîşuurdan olacaktır. Çünkü, zîhayatın envai içinde en mükemmel, zîşuurdur. Ve herhalde o ferdi ferîd, insandan olacaktır. Çünkü, zîşuur içinde hadsiz terakkîyata müstaid, insandır.

"Ve insanlar içinde herhalde o ferd, Muhammed (a.s.m.) olacaktır. Çünkü, zamanı Âdem'den şimdiye kadar hiçbir tarih, onun gibi bir ferdi gösteremiyor ve gösteremez. Zîra o zât , kürei arzın [yeryüzünün] yarısını ve nevi beşerin [insanların] beşten birisini saltanatı mânevîyesi altına alarak bin 350 sene (şimdi bin 400 sene) kemâli haşmetle saltanatı mânevîyesini devam ettirip, bütün ehli kemâle, bütün envaı hakaikte [hakikatlerin her türlüsünde] bir Üstadı Küll hükmüne geçmiş.

"Dost ve düşmanın ittifakıyla, ahlâkı hasenenin en yüksek derecesine sahip olmuş, bidayeti emrinde [peygamberliğinin başlangıcında] bütün dünyaya meydan okumuş. Her dakikada 100 milyondan ziyade insanların virdi zebanı olan Kur'ânı Mu'cîzü'l Beyan'ı ziyade insanların virdi zebanı olan Kur'ânı Mu'cizû'l Beyan'ı göstermiş bir zât, elbette o ferdi mümtazdır, ondan başkası olamaz.

"Bu âlemin hem çekirdeği, hem meyvesi odur."197

196 Buharî, Sahih, c. 1, s. 7; Müslim, Sahih, c. 1, s. 98; Ahmed ibni Hanbel, Müsned (h. 2846); Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 592.

197 Bediüzzaman Said Nursî, Mektûbat, s. 284285.