> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > Peygamberimizin Hayatı > Uhud harbinin seyrini değiştiren hadise
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Uhud harbinin seyrini değiştiren hadise  (Okunma Sayısı 566 defa)
06 Ocak 2011, 19:47:51
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 06 Ocak 2011, 19:47:51 »



Uhud Harbinin Seyrini Değiştiren Hadise
 
Düşman ikiye bölünüp sür'atle harb yerinden uzaklaşırken, mücâhidler de geride terk edilen ganimetleri toplamaya başlamışlardı. Ayneyn Tepesinde vazifeli okçular ise, Uhud Meydanındaki manzarayı seyrediyorlardı.

Bu arada, okçularda, yerlerinden ayrılıp mücâhidlere katılma isteği uyandı. Onlar, harb bitmiş, kendilerinin görevi ise sona ermiştir düşüncesini taşıyorlardı. Ayrılmak isteyen okçulara,kumanları Abdullah b. Ciibeyr, verilen emri hatırlattı: "Resûlullah'ın size söylediklerini, verdiği emri ve talimatı unuttunuz mu?" Fakat, bu hatırlatmaya rağmen, kumandanla-rıyla birlikte kalan birkaçı müstesna, diğerleri Ayneyn Tepesini terk ederek harb sahasındaki mücâhidlerin yanına vardılar. Onlarla birlikte ganîmet toplamaya başladılar.

Hâlid b. Velid'in Fırsatı Değerlendirmesi

Birçok okçunun yerini terk etmesiyle İslâm Ordusunun arka cephesi müdafaasız kaldı. Harb dahîsi ve Kureyş Ordusunun süvari kumandanı Hâlid b. Velid de, zâten böyle bir fırsat kolluyordu. Harbin en hararetli zamanında da bu geçitten girmek istemiş, ancak okçular tarafından püskürtülmüştü.

Hâlid b. Velid, emrindeki kuvvetlerle tepede kalan 10 kadar okçuyu şehid ettikten sonra, Müslüman saflarının arkasına daldı. Hücum, ânî ve beklenmedik bir anda olmuştu. Her şey birden değişiverdi. Mücâhidler, düşman bozguna uğrayıp gitti diye gayet rahat idiler. Hattâ bazıları silâhlarını bile bırakmıştı.

Bu durumu görünce, kaçan Kureyş kuvvetleri de geri döndü.

Bu durumda mücâhidler, iki ateş arasında kalmışlardı. Beklenmedik bir hücuma mâruz kaldıklarından şaşırmışlardı. İki taraftan sarılınca kuvvetlerini haliyle kaybetmişlerdi.

Beklenmedik bir anda beklenmedik bir hücum, beklenmedik bir netice doğuruyordu.

İSLÂM ORDUSUNUN DAĞILMASI!

Önden ve arkadan hücuma mâruz kalıp sıkıştırılan mücâhidler, bir anda kendilerini toparlayamadılar ve ister istemez dağılmak zorunda kaldılar. Peygamber Efendimizin çevresinde her şeye rağmen 10-15 kadar sahabî kalmıştı. Bu bir avuç mücâhid, canını dişine takarak, müşriklerden gelen oklara, mızrak ve kılıç darbelerine göğüs geriyor, vücutlarını siper ederek Kâinatın Efendisini korumaya çalışıyorlardı. Bu arada küfür ordusundan atılan taşlardan biri, Hz. Resûlullah'ın sağ alt çenesindeki mübarek dişlerinden birini şehid etti; bir diğer taş ise, alnını ve alt dudağını yardı. Abdullah İbn-i Kamia a-dındaki kâfirin kılıç darbesiyle de, elmacık kemiği yara aldı. Darbenin şiddetiyle miğfer parçalandı ve iki halkası mübarek yüzüne battı.137

Sevgili Peygamberimizin mübarek yüzüne miğferin iki halkasının battığını gören Ebû Ubeyde b. Cerrah, bir anda kendisini onun önüne atıverdi ve yanından bir an dahi olsun ayrılmayan Hz. Ebû Bekir'e, "Yâ Ebû Bekir! Allah aşkına olsun, Resûlullah'la aramızdan çekil. Bırak da mübarek yüzünden halkaları çıkarayım!" diyerek halkaların her birini dişleriyle çekip çıkardı. Bu arada kendisi de iki dişinden oldu.138

Öte taraftan, Mâlik b. Sinan (r.a.) ise, Fahr-i Âlem'in yüzünden akan kanları diliyle temizledi. Bu hareketi üzerine, Efendimizin, "Kanım kanına dokunan ve karışan kimseye Cehennem ateşi erişmez." müjdesine muhatab oldu.139

Bir müşrik tarafından, Müslümanların düşürülmesi için kazılmış bir çukur vardı. İslâm Ordusunun bozulmaya yüz tuttuğu o dehşetli anda harbin şiddetinden dolayı farkına varamaya-rak, Resûl-i Ekrem, kazılmış olan çukura yanı üzerine düştü. Çukurun etrafı derhâl mücâhidler tarafından sarıldı ve düşman askerlerinin yaklaşmasına müsaade edilmedi.

Çukurdan çıkmaya muvaffak olan Kâinatın Efendisinin yüzü gözü kanlar içinde kalmıştı. Elini, kanayan yüzüne sürdü. "Kendilerini Rablerine îmana davet ederken, Peygamberlerinin yüzünü kana bulayan bir kavim nasıl felah bulabilir?" dedi.

Bu, bir sitemdi, bir serzenişti. Cenâb-ı Hakk, Sevgili Resulünün bu sitemi üzerine şu mealdeki âyetleri indirdi:

"Ey Resulüm!.. Kulların işinden hiçbir şey sana âit değildir (senin elinde bir şey yoktur). "Allah, ya onlara (rahmetiyle) tevbe nasîb eder, yahut zalim oldukları için onları azaba çarpar.

"Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır; O dilediğini bağışlar, dilediğini azaba uğratır. Allah, kulları hakkında çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.'"40

"ZÜLFİKÂR GİBİ KILIÇ, ALİ GİBİ YİĞİT BULUNMAZ!"

Çok az sayıda Müslümanın, müşriklere karşı direndiği sıradaydı.

Peygamber Efendimiz, bir grup müşrikin kendisine doğru gelmekte olduğunu fark etti. Yanından ayrılmayıp kahramanca çarpışan Hz. Ali'ye, "Hücum et onlara!.." diye emretti.

Allah'ın arslanı Hz. Ali, cesaretle müşrik birliğinin üzerine yürüdü; onları püskürtüp, içlerinden birini de yere serdi.

Bu esnada Cebrail (a.s.), "Yâ Resûlallah!.. Bu, sizin için yapılan iyilik ve civanmertliktir." diye seslendi.

Peygamber Efendimiz cevaben, "O, bendendir, ben de ondanım." buyurdu.

Tam o esnada bir ses işittiler: "Zûlfikâr gibi kılıç, Ali gibi yiğit bulunmaz!"141

SA'D B. EBÎ VAKKAS'IN MÜŞRİKLERE OK YAĞDIRMASI

Mücâhidlerin, Resûl-i Ekrem Efendimizin etrafından dağıldıkları esnada, Hz. Sa'd b. Ebî Vakkas da bir köşeye çekilmiş, kararsız duruyordu. Kendi kendine, "İçimden ne şehidlik arzusunu, ne de kurtulma arzusunu atabiliyorum!" diyordu.

O sırada mücâhidin biri ona, "Yâ Sa'd!.. Resûlullah seni çağırıyor." dedi.

Hz. Sa'd, derhâl Hz. Resûlullah'm yanına vardı. Sonrasını Hz. Sa'd şöyle anlatır:

"Resûlullah, beni önüne oturttu. Ok atmaya başladım. Her atışta, 'Allah'ım! Bu, Senin okundur. Onunla düşmanını vur!' diyordum. Resûlullah da (s.a.v.), 'Allah'ım, Sa'd'm duasını kabul et! Allah'ım, Sa'd'ın atışını, okunu doğrult! Devam, devam Sa'd!.. Babam, annem sana feda olsun!' buyuruyordu. Her ok atışımda Resûlullah (s.a.v.) aynı duayı tekrarlıyordu.

"Ok çantam boşalınca, Resûlullah (s.a.v.), kendi çantasında bulunan okları da birer birer yayıma yarleştirip attırdı. Okları yaya yerleştirmekte, o, herkesten daha çabuk ve sür'atli idi."

Hz. Ali derki:

"Resûlullah (s.a.v.), anne ve babasını, Sa'd'dan başka hiç kimse hakkında birleştirerek 'feda olsun' dememiştir. Uhud günü, ona, 'At, ey Sa'd!.. Annem babam sana feda olsun! At, ey kısa boylu, kuvvetli delikanlı!..' buyurdu. Nebî'nin (s.a.v.) ondan başkasına böyle söylediğini bilmiyorum."142

HZ. TALHA B. UBEYDULLAH'IN KAHRAMANLIĞI

Harbin en nâzik ve dehşetli ânı idi. Müslümanlar, önden ve arkadan hücuma geçen müşrik kuvvetlerinden kendilerini kurtarmak için tepelere doğru çıkıyorlardı. Hz. Resûlullah'ın etrafında kala kala 15 kadar mücâhid kalmıştı. Bunlar, Peygamber Efendimizle birlikte sabır ve sebat göstererek müşriklere karşı kahramanca savaşıyorlardı. Bunlardan biri de Hz. Talha b. Ubeydullah idi.

Müşriklerin Resûlullah'ın dört tarafını sardıkları sırada, Hz. Talha sağa sola dönerek kılıcıyla onları uzaklaştırmaya çalışıyordu.

Bir ara, müşriklerin keskin nişancı okçularından Mâlik b. Züheyr, Efendimize nişan alıp bir ok attı. Hz. Talha, bu okun Kâinatın Efendisine isabet edeceğini anlayınca, buna mâni olmak için, elini oka hedef tuttu. Son sür'atle gelen ok, parmağını delip, elini çolak yaptı.143

Peygamber Efendimiz, "Yeryüzünde gezen Cennetlik bir kimseye bakmak isteyen, Talha b. Ubeydullah'a baksın!" buyurdu.144

Hz. Resûlullah'ı korumak uğrunda müşriklerden gelen kılıç darbelerine ve oklara vücudunu siper eden Hz. Talha'nın baş ve gövde damarlarından biri kesildi. Gövdesi yaralar içinde kaldı. Fazla kan kaybından bayılıp yere düştü. O sırada Hz. Ebû Bekir, Peygamberimizin yanına geldi. Resûl-i Ekrem, ona, "Amcanın oğluyla ilgilen." dedi.

Hz. Ebû Bekir yüzüne su serpince, Hz. Talha kendine geldi. Yaralarının acısı sızısı umurunda değildi. Şahsını düşünmüyordu; uğrunda bunca fedakârlığa katlandığı zâtın durumunu merak ediyordu. Başucunda duran Hz. Ebû Bekir'e, "Resûlullah ne yapıyor?" diye sordu.

Hz. Ebû Bekir, "İyidir. Beni sana o gönderdi." diye cevap verince, bu kahraman ve fedakâr sahabî, "Allah'a şükürler olsun! Resûlullah sağ olduktan sonra her musibet bizim için hiçtir!" diye konuştu.145

İ'lây-ı Kelimetullah uğrunda gösterdiği bunca kahramanlık ve fedakârlıktan dolayı, Hz. Resûlullah tarafından bu harbte "Talhatü'1-Hayr (Hayırlı Talha)" olarak adlandırılan Hz. Tal-ha'nın, Uhud'dan döndüğü zaman vücudunda tam 75 yarası vardı. Başı dört köşeli yarılmış, uyluk damarı baştan aşağı kesilmişti. Eli ise çolak olmuştu.146

HZ. HAMZA'NIN ŞEHÂDETİ

Müslümanların tepelere doğru dağıldıkları karışık hengâmede idi.

Hz. Hamza, var gücüyle müşriklere karşı direniyor ve, "Allah'ım! Müslümanların şu hâllerinden dolayı Sana sığınır, Senden af dilerim." diye dua ediyordu.

Müşrikler, onun yanına pek yaklaşamıyorlardı. Onu uzaktan vurup düşürmenin çâresini arıyorlardı.

Mekke'de, "Vahşî" adında bir köle vardı. Habeş usûlüne göre kargı atmakta oldukça maharetli ve becerekli idi. Tesbit ettiği hedefe isabet edemediği pek az olurdu.

Kureyş Ordusu Mekke'den ayrılmadan önce idi. Efendisi Cübeyr b. Mut'im, kölesi ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Uhud harbinin seyrini değiştiren hadise
« Posted on: 29 Mart 2024, 18:30:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Uhud harbinin seyrini değiştiren hadise rüya tabiri,Uhud harbinin seyrini değiştiren hadise mekke canlı, Uhud harbinin seyrini değiştiren hadise kabe canlı yayın, Uhud harbinin seyrini değiştiren hadise Üç boyutlu kuran oku Uhud harbinin seyrini değiştiren hadise kuran ı kerim, Uhud harbinin seyrini değiştiren hadise peygamber kıssaları,Uhud harbinin seyrini değiştiren hadise ilitam ders soruları, Uhud harbinin seyrini değiştiren hadiseönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes