> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > Peygamberimizin Hayatı > Râhib Bahîra'nın müşahedesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Râhib Bahîra'nın müşahedesi  (Okunma Sayısı 806 defa)
15 Ocak 2011, 17:38:19
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 15 Ocak 2011, 17:38:19 »



RÂHİB BAHÎRA'NIN MÜŞAHEDE VE TESBİTİ

Busra Panayırına yakın küçük bir manastırda o sırada bir râhib yaşıyordu: Bahîra... Bu râhib, Hıristiyanların o zaman hatırı sayılır bir âlimi idi. Çünkü, manastırda bir kitap vardı ki, orada ibâdete kapanan her râhib o kitaptan okuyarak Hıristiyanların en bilgili kimsesi olurdu. O güne kadar gelip geçmiş bütün râhibler de o kitaptan istifade etmişlerdi.94

Kureyş'in ticaret kafilesi, her sene olduğu gibi bu sene de rahibin bu manastırına yakın bir yerde konakladı. Garibtir ki, daha önceki seneler gelen Kureyş kervanının hiçbiriyle ilgilenmeyen, konuşmayan Bahîra, bu sefer kafileye beklenmedik bir sürprizle yakın alâka gösterdi, hattâ kendileri için bir ziyafet tertipledi.

Bu ilgi, bu ziyafet nedendi? Kafiledekileri düşündüren soru, bu idi!

Bilgin râhib, kafilede o âna kadar gözlerini şâhid olmadığı bazı garibliklere şâhid olmuştu: Manastırda, Kureyş kafilesini

Bahîra'nın asıl adı, Circis veya Sercis'tir. Avrupalı tarihçiler, "Serciyus" derler. Kendisi bir Yahudî âlimi iken, sonraları Hıristiyanlığı kabul etmiştir (İbni Hişam, Sîre, c. 1, s. 191, dipnot 1). seyrederken, bir bulutun, Efendiler Efendisini gölgelediğini görmüştü! Kafile gelip bir ağacın altına konunca, aynı bulutun ağacı da gölgelediğini; ağacın dallarının ise, nur çocuğun üstüne âdeta eğilip gölge ettiğini müşahede etmişti!

Bu garibliği görmüş olan Râhib Bahîra, manastırından çıkarak, Mekkeli ticaret kafilesini çağırdı ve şöyle dedi:

"Ey Kureyşliler!.. Size yemek hazırladım. Bu ziyafetime, büyüğünüz küçüğünüz, hürünüz köleniz dâhil hepinizin gelmesini istiyorum!"

Bahîra'nın bu garib tavrı, Kureyşli tüccarların dikkatinden kaçmadı. Sebebini merak ettiler ve sordular: "Ey Bahîra!.. Vallahi, bugün sende bambaşka bir hâl var. Biz sana her gelişimizde uğrarız. Şimdiye kadar bize böyle bir şey yaptığın vâkî değil. Sendeki bu hâl nedir?"

Bahîra, sırrını açıklamadı ve şu cevapla yetindi:

"Evet, gerçekten doğru söylediniz! Ama, ne de olsa, sizler misafirimsiniz. Bunun için sizi misafir etmek, yemek yedirmek, istedim. Buyurun yeyiniz!"

Davete icabet edildi ve sofraya oturuldu.

Ancak, kafileden, sofrada tek bir kişi eksikti: Bahîra'nın aradığı, Kâinatın Efendisi! Yaş itibarıyla en küçükleri olduğundan, kafilenin eşyalarını beklemekle vazifeli olarak ağacın altında oturuyordu.

Bahîra, bütün dikkatiyle sofradakileri süzmekle meşguldü; ancak, aradığı nurlu sima yoktu aralarında... Sordu: "İçinizde yemeğe gelmeyen, geride kalan kimse var mı?"

Cevap verdiler: "Hayır ey Bahîra!.. Senin dâvetine icabet edip gelmeyen kimse yok. Sâdece bir çocuk var: Eşyalarımızı beklemek üzere bırakılmış bir çocuk!.."

Mukaddes kitapları dikkatle incelemiş olan ve onlardan Son Peygamber'in özellik ve alâmetlerini öğrenmiş bulunan Bahîra, onun da gelmesini ısrarla istedi.

Kureyşli tüccarlar, Bahîra'nın bu ısrarlı isteğini reddetmediler ve Kâinatın Efendisi Nur Çocuğu da alıp getirdiler.

Efendiler Efendisi sofrada yemek yemekle meşgul iken, Bahîra'nın gözleri bütün dikkat ve hayretiyle onun üzerinde dolaşıyordu. Her hâlini, her hareketini dikkatli bakışlarla süzmekteydi.

Bahîra, aradığını bulmuştu! Maksadına erişmişti; zîra, bütün dikkatiyle süzmekte olduğu nur çocuğun her hâli ve her hareketi, yanındaki kitapta yazılı sıfatlara tıpatıp uyuyordu!

Yemek yendi. Sofradakiler dağılırken, Bahîra, Kâinatın Efendisi Peygamberimizin kulağına eğildi ve, "Bak delikanlı, Lat ve Uzza hakkı için sana soracağım şeylere cevap ver!"

Nur gözlerde bir tiksinti, bir nefret belirtisi: "Lat ve Uzza adına benden bir şey isteme. Vallahi, onlardan nefret ettiğim kadar hiçbir şeyden nefret etmem!"

Bahîra, önceki teklifinden vazgeçti: "O hâlde, Allah hakkı için, sana soracaklarıma cevap ver!"

Peygamber Efendimiz, "Sor," dedi, "istediğini sor!"

Sorduğu her soruya aldığı cevap, Bahîra'yı hayretler içinde bırakıyordu; çünkü, onun Son Peygamber hakkında bildiklerine aynen uyuyordu!

Son olarak, Kâinatın Efendisinin sırtına baktı ve Peygamberlik Mührünü gördü!

Artık Bahîra'da, seksiz şüphesiz kesin kanaat hasıl olmuştu: Bu genç, beklenen Son Peygamber idi!

Râhib Bahîra ile Ebû Tâlib Baş Başa

Râhib Bahîra, bu teşhisinden sonra, Efendimizin amcası Ebû Tâlib'in yanına vardı. Aralarında şu konuşma geçti:

"Bu çocuk senin neyin olur?" "Oğlumdur!"

"Hayır, o senin oğlun değil! Bu çocuğun babasının hayatta olmaması lâzım!"

"Evet, doğru söyledin; o benim öz oğlum değil, yeğenimdir."

"Peki, babasına ne oldu?"

"Annesi bu çocuğa hâmile iken vefat etti."

"Evet, doğru konuştun!"

Bahîra açısından artık her şey apaçık ve kesin idi.

Sonunda, Peygamberimizin amcasına şu tavsiyede bulunarak hakperestliğini gösterdi:

"Bu yeğenini hemen memleketine geri götür! Onu hasetçi Yahudilerden koru. Vallahi, Yahudiler, çocuğu görüp de, benim farkettiklerimi onlar da farkederlerse ona kötülükte bulunurlar. Çünkü, senin bu yeğenin, ileride büyük şân ve nâm kazanacaktır. Durma, onu hemen geri götür!'"35

Bu tavsiye üzerine Ebû Tâlib, mallarını orada satarak azîz yeğeniyle Mekke'ye geri döndü.96

Râhib Bahîra gibi, birçok Hıristiyan ve Yahudi âlimi, Resûli Ekrem Efendimizin sıfatlarını kitaplarında görmüşler ve, "Evet, kitaplarımızda Muhammedi Arabi'nin (s.a.v.) sıfatları yazılıdır." diyerek, hak bir itirafta bulunmuşlardır. Bu itirafa rağmen, yine de birçoğu İslâm'ın şerefiyle şereflenmekten mahrum kalmışlardır.

Bu eşsiz bahtiyarlığa erenler arasında ise şunları sayabiliriz:

Abdullah İbni Selâm, Vehb İbni Münebbih, Ebî Yâsir, Şamûl, Esid ve Sa'lebe b. Saye, İbni Bünyamin, Muhayrık, Kâbû'lAhbar, Dağatır, İbni Nafur, Carud...97

Kur'ânı Kerîm, Ehli Kitap'ın bu hakperest âlimlerinden şu âyetleriyle bahseder:

"Şüphe yok ki, onlar, hakkı itiraf etmek hususunda büyüklenmek istemezler. Peygamber'e indirilen Kur'ân'ı dinledikleri zaman, hakkı tanımalarından dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Onlar, 'Ey Rabbimiz!.. Biz, Senin indirdiğine îman ettik. Artık, Sen, bizi hakka şâhid olanlarla beraber yaz.' derler."9


94 Ibni Hişam, Sîre, c. 1, s. 191.

95 ibni Hişam, Sîre, c. 1, s. 191194; İbni Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 153155; Belâzurî, Ensab, c. 1, s. 9697; Taberî, Tarih. c. 1, s. 194195.

96 İbni Hişam, A.g.e., c. 1, s. 194; İbni Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 155; Belâzurî,A.g.e., c. 1, s. 97.

97 Hüseyin elCisr, Risalei Hamidiyye, Tere, s. 5556; Bediüzzaman Said Nursî, Mektûbat, s. 168169.

98 Mâide, 8283.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Râhib Bahîra'nın müşahedesi
« Posted on: 28 Mart 2024, 19:41:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Râhib Bahîra'nın müşahedesi rüya tabiri,Râhib Bahîra'nın müşahedesi mekke canlı, Râhib Bahîra'nın müşahedesi kabe canlı yayın, Râhib Bahîra'nın müşahedesi Üç boyutlu kuran oku Râhib Bahîra'nın müşahedesi kuran ı kerim, Râhib Bahîra'nın müşahedesi peygamber kıssaları,Râhib Bahîra'nın müşahedesi ilitam ders soruları, Râhib Bahîra'nın müşahedesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes