> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > Peygamberimizin Hayatı > Netice
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Netice  (Okunma Sayısı 635 defa)
05 Ocak 2011, 18:49:41
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 05 Ocak 2011, 18:49:41 »



Netice
 
On günü bulan bir muhasara esnasında kalelerinin birer ikişer düştüğünü gören Yahudiler, çaresiz kalıp sulh istediler. Peygamber Efendimiz, bu isteklerini kabul etti. Kendilerinden gelen heyetle Resûl-i Ekrem arasında şu maddeler tesbit edildi:

Kalede çarpışmaya katılmış bulunan Yahudîlerin kanları dökülmeyecek.

Hayber'den çocuklarıyla birlikte çıkıp gitmelerine müsaade edilecek.

Beraberlerinde bir hayvan yükünden başka bir şey götürmeyecekler.

Bunun dışında, gerek menkul ve gerekse gayrimenkul bütün mallar, yay, miğfer, at, cübbe, zırh, gömlek gibi silâhlar ve üzerlerindeki elbiselerinden başka bütün elbise ve kumaşlar Hz. Resûlullah'a bırakılacak.

Hz. Resûlullah'a bırakılması gereken herhangi bir şey ne suretle olursa olsun gizlenmeyecek, gizleyenler ise Allah ve Resulünün eman ve himaye taahhüdünün hâricinde kalacaklardır.602

Bu şartlar çerçevesinde anlaşmaya varılıp sulh yapıldıktan sonra, Yahudîler, Hayber'den çıkmak üzere hazırlandılar. Bu sırada Peygamber Efendimize bir teklif getirdiler: "Biz mal mülk sahipleriyiz! Mülk bakımı ve işletmesini senden daha iyi bilir ve başarırız! Bırak bizi, Hayber topraklarında kalalım!"603

Resûl-i Ekrem Efendimiz ve sahabîler, burada duracak durumda değillerdi. Bakıp gözetmeye de müsait bulunmuyorlardı. Bu sebeple Peygamber Efendimiz, tekliflerini müsbet karşıladı ve Hayber mahsulâtının yarı yarıya bölüştürülmesi şartıyla onların tekrar yurtlarında kalmasına müsaade etti. Ancak, bu anlaşma, istendiği zaman Peygamber Efendimiz tarafından ortadan kaldırılabilecekti.604 Böylece, Yahudiler, İslâm Devletiyle ziraî bir işletmede ortaklık akdetmiş gibi, işledikleri araziden yarı nisbetinde bir hisse vereceklerdi.

Resûl-i Ekrem Efendimiz, her sene mahsûl zamanı Abdullah b. Ravaha Hazretlerini Hayber'e gönderirdi. Hz. Abdullah, mahsulâtı yarı yarıya ayırır, sonra da onları istediğini almada serbest bırakırdı. Bu âdilâne muamele karşısında Yahudiler, "Bu adalet sayesinde yer ve gök ayakta duruyor!"605 demekten kendilerini alamazlardı.

Şehid ve Ölü Sayısı

Harb sonunda, bin 600 kişilik İslâm Ordusunun 20'nin üzerinde şehid vermiş olduğu görüldü. Buna karşılık, müdafaada bulunan ve harbi kendi kalelerinde kabul etmek gibi bir avantaja sahip olan 20 bin kişilik Yahudi ordusunda ölü sayısı ise 93 'ü buluyordu.606

Bu parlak muzafferiyet neticesinde Hayber de İslâm Devleti hudutları dâhiline alınmış oldu.

HABEŞİSTAN MUHACİRLERİNİN HAYBER'E GELİŞİ


Resûl-i Kibriya Efendimiz, henüz Hayber'den ayrılmamıştı. Bu sırada Cafer b. Ebî Tâlib başkanlığındaki Habeşistan muhacirleri çıkıp geldiler.607 Resûl-i Ekrem Efendimiz, bundan son derece memnun oldu ve, "Bilmem, bu iki şeyden hangisiyle sevineyim? Feth-i Hayber'le mi, yoksa kudum-u Cafer'le mi?.." diye buyurdu.608 Peygamber Efendimiz, Hayber ganimetinden onlara da pay ayırmıştır.609

Çift Hicretli ve Çift Ücretli Olanlar!

Medine'ye gelindikten sonra, Hayber fethine katılan mücâ-hid muhacirlerden bazılarının, Habeşistan muhacirlerine, "Biz hicrette sizi geçmişizdir!" dedikleri duyulmuştu. Hattâ, bir gün, Hz. Cafer b. Ebî Tâlib'in, Habeşistan'a hicret etmiş bulunan hanımı Hz. Esma, Hz. Hafsa'nın ziyaretine gitmişti. Orada Hz. Ömer'le karşılaşmıştı. Hz. Ömer onun Esma bint-i Umeys olduğunu öğrenince, "Bizler, hicrette sizleri geçmişizdir. Bu sebeple de, Resûlullah'a (a.s.m.) sizden daha yakınız!" demişti.

Hz. Esma buna kızmış ve, "Hayır!.. Gerçek, senin bildiğin gibi değildir! Vallahi, sizler Resûlullah'ın (a.s.m.) yanında bulunuyordunuz da, o sizin aç olanlarınızı doyuruyor, câhillerinizi de va'z ve nasihat ederek yetiştiriyordu! Bizler ise, dinimiz yolunda uğradığımız düşmanlıklar yüzünden Habeş ülkelerine gitmek zorunda kalmıştık. Bunu da ancak, Allah ve Resulünün rızasını kazanmak yolunda göze almıştık." dedikten sonra ilâve etmişti: "Vallahi, ben senin bu dediklerini Resûlullah'a söyleyeceğim ve bunun doğru olup olmadığını soracağım!"O sırada Resûl-i Kibriya Efendimiz geldi.

Esma bint-i Umeys, Hz. Ömer'in kendisine söylediklerini nakletti.

Resûl-i Ekrem, "Buna karşılık sen ona ne söyledin?" diye sordu.

Hz. Esma, "Ben de ona şöyle şöyle cevap verdim." dedi.

Bunun üzerine Resûl-i Kibriya Efendimiz, Hz. Esmâ'ya, "Bu hususta, bana sizlerden daha yakın kimse yoktur!" buyurduktan sonra ilâve etti: "Ömer ve arkadaşlarına bir hicret (sevabı) vardır! Siz gemi halkına ise, iki hicret (sevabı) vardır!"610

Bunu duyan Habeşistan'dan gelen Müslüman muhacirler de son derece sevindiler. Bu da, Müslümanların hicrete ne derece ehemmiyet verdiklerini açıkça göstermektedir.

Ganimetler

Hayber'de elde edilen ganîmetler, bu gazaya katılmış olsun olmasın, Hudeybiye Sulh Anlaşması sırasında Peygamber E-fendimizin yanında bulunan bütün sahabîlere taksim edildi.6" Zîra, Cenâb-ı Hakk, Hudeybiye Seferine iştirak edenlere, Hay-ber'in fethedileceğini ve kendilerine bol ganîmet ihsan edeceğini önceden haber verip müjdelemişti.612

Resûl-i Ekrem Efendimiz ayrıca, Hayber'de gelip İslâm Ordusuna katılan Devs Kabilesine mensup 400 Müslüman ile Cafer b. Ebî Tâlib'in (r.a.) başkanlığında Habeşistan'dan dönen ve Hayber'de Müslümanlara kavuşan Habeşistan muhacirlerine bu ganimetten hisse ayırdı.613

Resûl-i Zîşan Efendimizin emriyle ganîmet malları ilk önce beş parçaya ayrıldı. Beşte bir parça Peygamber Efendimize teslim edildi. Geri kalan dört parça ise Efendimizin emriyle satışa çıkarıldı.

Peygamber Efendimiz, ganimet mallarından satılanların paralarını Müslümanlar arasında taksim etti.614

Hayber'in gayrimenkul malları, yâni arazi ve varidatı ise Şıkk, Natat ve Ketîbe mülkleri olarak bölüştürüldü. Şıkk ve Natat mülkleri, Müslümanların beşte dört hisselerine karşılık tutuldu. Ketibe mülkleri ise Beytû'l-Mâl'e âit olmak üzere Peygamber Efendimize bırakıldı.615

Resûl-i Ekrem Efendimiz, Ketibe'nin mülk ve mahsûllerini ihtiyaç derecelerine göre, akrabaları, hanımları, Müslüman erkek ve kadınlar arasında bölüştürdü.616

Ganimetler arasında, Tevrat'tan müteaddit nüsha da vardı. Yahudiler bunların kendilerine iadesini taleb ettiler. Peygamber Efendimizin emriyle, Müslümanlar, Tevrat nüshalarını derhâl geri verdiler. Böylece, diğer dinlere karşı olan geniş müsamahalarını bu hareketleriyle göstermiş oldular. Bu hâdise, aynı zamanda, Müslümanların, Allah tarafından daha önceki peygambere gönderilmiş mukaddes kitaplara hürmet gösterdiklerinin bir ifadesiydi.

YAHUDÎLERİN, PEYGAMBERİMİZİ ZEHİRLEMEYE KALKIŞMALARI

Peygamber Efendimizin bütün iyi niyet ve güzel muamelesine rağmen, Yahudilerin İslâm'a karşı gönüllerinde besledikleri kin ve düşmanlık ateşi bir türlü sönmüyordu. Her iyi muameleye karşı kötü bir hareketle, haince bir tertiple cevap vermeyi, âdeta kendilerine huy edinmişlerdi.

Hayber fethedilmiş, Peygamberimiz ashabıyla birlikte istira-hate çekilmişti. Savaşla Resûl-i Ekrem'i mağlûb edemeyen Yahudiler, bu sefer haince bir tertibin içine girdiler: Onu zehirlemeye karar verdiler! EJu vazifeyi, meşhur Yahudi Sellam b. Mişkem'in karısı Zeyneb üzerine aldı. Plân gereği, Zeyneb, bir dişi keçi kızarttı ve her tarafını tesirli bir zehirle zehirledi; ayrıca, Peygamber Efendimizin, davarın kol ve kürek etini daha çok sevdiğini de sorup öğrendiği için, keçinin oralarına daha da çok zehir serpti.

Dessas Yahudi kadını, kızartılmış, kebap edilmiş zehirli keçiyi alıp getirdi ve, "Ey Ebû'l-Kasım!.. Bunu sana hediye ediyorum!" diyerek Peygamber Efendimizin önüne koydu.

Kadın uzaklaşırken, Peygamber Efendimiz ve orada bulunan sahabîler de ortaya konulan etten yemeye hazırlandılar. Resûl-i Ekrem, etin sevdiği kürek kısmından bir lokma aldı; fakat yutmadan, sahabîlere, "Ellerinizi çekiniz! Şu kürek, etin zehirlenmiş olduğunu bana haber veriyor!"617 diye buyurdu.

Herkes elini çekti. Sâdece Bişr b. Bera Hazretleri, ağzına aldığı lokmayı yutmuştu. Et öylesine kuvvetli zehirliydi ki Hz. Bişr, oturduğu yerde birden morardı ve ânında şehid oldu.618

Peygamberleri öldürmekle iştihar bulan, zehirleme marifetini her milletten çok daha iyi beceren Yahudilerin bu teşebbüsü de akim kalınca, Peygamber Efendimiz, bu tertibe âlet olan Zeyneb'i huzuruna çağırdı. Zeyneb suçunu itiraf etti. Peygamber Efendimizin, "Neden bunu yaptın?" sorusuna şu cevabı verdi:

"Eğer gerçekten bir peygambersen, sana haber verilecek; dolayısıyla zarar görmezsin. Eğer peygamber değil de bir hükümdarsan kendimizi ve insanları senden kurtarmak için yaptım!"619

Bazı rivayetlere göre, hiç kimseden şahsî intikam alma duygusu taşımayan Peygamber Efendimiz, kadını öldürtmeyip af-fetmiştir.620 Bazı rivayetlerde ise, onu öldürttüğünden bahsedilir. Tahkik ehli demiş ki:

Hz. Resûlullah öldürtmemiş, fakat şehid olan Bişr'in veresesine vermiş, onlar kısas olarak öldürmüşler.621

HAYBER'DE YASAKLANAN ŞEYLER

Resûl-i Kibriya Efendimiz, Hayber günü Müslümanlara dört şeyi yasakladı:

Esir alınan kadınlara dokunmayı,

Ehlî merkeplerin etlerini yemeyi,

Her yırtıcı, azı ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Netice
« Posted on: 19 Nisan 2024, 18:01:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Netice rüya tabiri,Netice mekke canlı, Netice kabe canlı yayın, Netice Üç boyutlu kuran oku Netice kuran ı kerim, Netice peygamber kıssaları,Netice ilitam ders soruları, Neticeönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes