> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > Peygamberimizin Hayatı > Müslümanların sadakat imtihanı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Müslümanların sadakat imtihanı  (Okunma Sayısı 539 defa)
05 Ocak 2011, 19:26:05
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 05 Ocak 2011, 19:26:05 »



Müslümanların Sadâkat İmtihanı
 
Sahabîler, çok arzuladıkları hâlde, Kâbe-i Muazzama'yı ziyaret ve tavaftan alıkonmuşlardı. Bunun yanında, Hz. Resûlullah anlaşmayla, görünüşte aleyhlerinde olan birtakım ağır hükümlerine gereği gibi nüfuz edemediklerinden dolayı bu durum, sahabîlerin son derece güçlerine gitti. Manen rahatsızlık duydukları, hâl ve davranışlarından belli oluyordu.

Kendi âleminde böylesine ağır şartlara evet demenin izahını bir türlü bulamayan Hz. Ömer, huzura varmadan edemedi ve Peygamberimize, "Sen, Allah'ın hak peygamberi değil misin?" diye sordu.

Resûl-i Ekrem, "Evet, ben Allah'ın peygamberiyim." buyurdu.

Hz. Ömer bu sefer, "Biz Müslümanlar hak, düşmanlarımız olan müşrikler ise bâtıl üzere bulunmuyorlar mı?" diye sordu.

Resûl-i Ekrem, "Evet, öyledir." buyurdu.

Bunun üzerine Hz. Ömer, "Bu hâlde dinimizi küçük düşürmeye niçin meydan veriyoruz?" dedi.

Resûl-i Ekrem, "Ey Hattab'ın oğlu!.. Ben, Allah'ın kulu ve Resulüyüm. Allah'ın emirlerine aykırı harekette bulunamam. Bu muahede maddelerini kabul etmekle de Allah'a isyan etmiş değilim. O, beni hiçbir zaman zarara uğratmayacaktır." buyurdu.

Bu sefer Hz. Ömer, "Sen, bize, Allah'ın nusret buyuracağını, gidip Kabe'yi hep beraber tavaf edeceğimizi va'detmiş değil miydin?" dedi.

Resûl-i Ekrem, "Evet, va'detmiştin. Ancak, bu yıl gidip tavaf edeceğimizi söylemiş miydim?" buyurdu.

Hz. Ömer, "Hayır." dedi.

O zaman Resûl-i Ekrem Efendimiz, "O hâlde tekrar ediyorum: Sen muhakkak Mekke'ye gidecek ve Kabe'yi tavaf edeceksin."463 buyurdu.

Hz. Ömer 'in, Hz. Ebû Bekir  e Konuşması

Hz. Ömer, buna rağmen iç âleminde kabarmış duygularını teskin edemiyordu.

Bu sefer Hz. Ebû Bekir'in yanına vardı. "Ey Ebû Bekir!.." dedi, "Bu zât, Allah'ın hak peygamberi değil midir?"Hz. Ebû Bekir, "Evet, o, Allah'ın hak peygamberidir!" dedi.

"Peki, biz Müslümanlar hak üzere, düşmanlarımız olan müşrikler de bâtıl üzere değiller mi?"

"Evet, bizler hak üzereyiz, düşmanlarımız ise bâtıl üzeredirler!"

Bunun üzerine Hz. Ömer, "O hâlde, dinimizi küçük düşürmeye niçin meydan veriyoruz?" dedi.

Sadâkat timsâli Hz. Ebû Bekir, "Ey Ömer!.." dedi, "O, Allah'ın Resulüdür. Bu muahedeyi yapmakla Rabbine âsi olmuş değildir! Allah, onun yardımcısıdır! Sen, onun emrine itaat et!"

Hz. Ömer, tekrar, "O, bize Medine'de, 'Beyt-i Şerife varacağız, tavaf edeceğiz.' demedi mi?" diye sordu.

Hz. Ebû Bekir, "Evet." dedi; arkasından da sordu: "Amma, sana, 'Beytullah'a bu yıl gidecek ve tavaf edeceksin.' diye mi haber verdi?"

Hz. Ömer, "Hayır." dedi.

Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir, "Sen, muhakkak yakın bir zamanda Beytullah'a gidecek ve onu tavaf edeceksin!" dedi.464

Hz. Ömer 'in Îtirafı ve Nedameti

Hz. Ömer, o günkü halet-i ruhiyesini ve sonradan duyduğu nedameti şöyle anlatır:

"Ben, hiçbir zaman o günkü gibi bir musibete uğramadım. Peygamber'e (a.s.m.), hiçbir zaman başvurmadığım bir biçimde başvurmuştum. Eğer o gün, kendi görüşümde bir topluluk bulsaydım, bu musalaha ve muahede yüzünden hemen bunların içinden ayrılır, onların yanına varırdım! Nihayet, Allah Teâla, işin sonunu hayır ve rahmet kıldı. Resûlullah (a.s.m.) ise, işin böyle olacağını çok iyi biliyormuş. O gün, Resûlullah'a (a.s.m.) karşı sarfetmiş olduğum sözlerimden duyduğum korkudan dolayı neticenin hayır olmasını ümit ederek oruçlar tutmaktan, sadakalar vermekten, namazlar kılmaktan ve köleler âzad etmekten geri durmadım!"465

KURBAN KESME VE TIRAŞ OLMA

Resûl-i Ekrem Efendimiz, muahede ve musalaha işini bitirdikten sonra, sahabîlere, "Artık kalkınız, kurbanlarınızı kesip sonra başlarınızı tıraş ediniz!" diye seslendi.466

Ne var ki, Hz. Resûlullah'a sonsuz hürmet ve muhabbetlerine rağmen sahabîlerin hiçbirinde bu emir karşısında bir hareket görülmedi. Peygamber Efendimiz, emrini ikinci kere tekrarlamak zorunda kaldı: "Kalkınız, kurbanlarınızı kesip, sonra başlarınızı tıraş ediniz!"

Fakat, aynı şekilde sahabîler, sanki bu emri duymamış gibi davranıyorlar, kurban kesme ve tıraş olma işine başlamıyorlardı.

Resûl-i Ekrem, emrini üçüncü kere tekrarladı: "Kalkınız, kurbanlarınız kesip, sonra başlarınızı tıraş ediniz!"467

Yine sahabîlerden bu konuda bir hareket görülmedi.

Emrini üç kere tekrarlamasına rağmen, ashabtan kimsenin kalkmadığını gören Hz. Fahr-i Âlem, dönüp Ezvac-ı Tâhirat'-tan Hz. Ümmü Seleme'nin yanına gitti:

"Ey Ümmü Seleme!.. Nedir şu halkın tutumu?.. Onlara, 'Kurbanlarınızı kesiniz., başlarınızı tıraş ediniz.' diye tekrar tekrar söylüyorum; fakat hiçbiri emrime icabet etmiyor!" diyerek sahabîlerin bu durumundan şikâyet etti.468

Müstesna zekâ ve fazilet sahibi olan Hz. Ümmü Seleme, "Yâ Nebîyyallah!.. Bu işi yapmak istiyor musunuz? O hâlde, şimdi dışarı çıkınız; sonra, tâ kurbanlık develerini kesinceye ve berberini çağırtıp o seni tıraş edinceye kadar ashabtan hiçbirisine bir kelime bile söylemeyiniz." dedi; arkasından da ilâve etti: "Çünkü, sen kurbanını kesecek ve tıraş olacak olursan halk da öyle yapar!"469

Bunun üzerine, Peygamber Efendimiz dışarı çıktı. Hiç kimseyle görüşmeden ve hiç kimseye bir şey söylemeden, ihramını sağ koltuğu altından çıkarıp sol omuzuna attı; kurbanlık develerini kesti ve berberi Huzaalı Hıraş b.Ümeyye'yi çağırıp tıraş oldu.470

Bunun üzerine sahabîler de derhâl kurbanlık develerini kesmeye ve başlarını tıraş ettirmeye başladılar.

Hz. Ümmü Seleme der ki:

"Kurbanlıklara öylesine koştular, öylesine yığıldılar ki, neredeyse birbirlerini ezeceklerdi!"471

Sahabîlerin, Resûlullah'a muhalefet etmek için tekrarlanan emrini yerine getirmeyip bekledikleri elbette söylenemez. Belki onlar, çok ağır buldukları muahede ve musalaha hükümlerinin vahiyle ortadan kaldırılacağını düşünüyor ve bu vahiyle, Hz. Resûlullah'ın verdiği emirden vazgeçeceğini umuyorlardı. En azından, umre amellerini tamamlayabilmek için Mekke'ye girmelerinin temin edileceğini ümit ediyorlardı. Ve, bunun gerçekleşmesi için de bekliyorlardı. Nitekim, bu hususta herhangi bir vahyin inmediğini ve Hz. Resûlullah'ın da kurbanlık develerini kesip, mübarek başlarını tıraş ettirdiğini görünce, onların da Resûl-i Kibriya'ya muhalefet etmiş duruma düşmemek için sür'atle kurbanlık develerini kesmeye ve başlarını tıraş ettirmeye başladıkları görülüyordu.

Bu hâdiseden, ayrıca Hz. Ümmü Selem'nin de müstesna bir zekâ ve fazilete sahip olduğunu açıkça anlıyoruz. Hattâ, "Ümmü Seleme'nin Hudeybiye'de gösterdiği dirayet ve fetâneti İslâm tarihinde hiçbir kadın göstermemiştir."472 denilmiştir.

Peygamberimizin Dua Etmesi

Sahabîlerden bir kısmı başını kazıttırıyor, kimisi de kısalttırıyordu. Bunu gören Efendimiz, "Allah, başlarını kazıttıranlara rahmet etsin!"473 diye dua etti.

Saçlarını kısalttıran sahabîler, bu dua karşısında bir an tereddüt geçirdiler. Aynı duayı kendilerine de yapmalarını Efendimizden rica ettiler. Peygamberimiz yine, "Allah, başını kazıttıranlara rahmet etsin!" diye dua etti.

Sahabîler üçüncü kere, "Yâ Resûlallah!.. Kırptıran, kısalttı-ranlara da dua et." deyince, Resûl-i Ekrem, "Allah, saçlarını kırptıran, kısalttıranlara da rahmet etsin!"474 diyerek onları da duasının içine dâhil etti.

Sahabîler, "Yâ Resûlallah!.. Neden saçlarını kırptıran, kısalt-tıranları hâriç tutup, saçlarını kazıttıranlara rahmet diledin?" diye sordular.

Resûl-i Kibriya Efendimiz cevaben şöyle buyurdu:

"Çünkü, saçlarını kazıttıranlar, emre tam uyup, diğerleri gibi şüpheye düşmediler!"475

Sahabîler tıraş olduktan sonra, Allah tarafından estirilen bir rüzgâr, saçlarını Harem-i Şerife doğru uçurup götürdü. Onlarbunu umrelerinin kabulüne bir işaret sayarak birbirlerini müjdelediler.

HUDEYBİYE'DEN AYRILIŞ

Server-i Kâinat Efendimiz, ashabıyla birlikte 20 gün kadar kaldıktan sonra, Medine'ye dönmek üzere Hudeybiye'den ayrıldı.

Ashab-ı Kiram, Kâbe-i Muazzama'yı ziyaret edemeyip döndüklerinden dolayı çok üzgün idiler.

Bu sırada Resûl-i Kibriya Efendimize, Mekke ile Medine a-rasında bulunan Küraü'l-Gamim mevkiinde, Müslümanların yakında büyük fetihlere kavuşacaklarını müjdeleyen Fetih

Sûresi nazil oldu: "Ey Resulüm!..(Mekke'nin ve diğer memleketlerin fethine sebep olacak Hudeybiye Sulhüyle) Biz, sana gerçekten apaçık bir zafer verdik!"476

Cenâb-ı Hakk, indirdiği aynı sûrede, ayrıca Server-i Kâinat Efendimizle Müslümanların, kısa zaman sonra gidip Kabe'yi tavaf edeceklerini de haber veriyor ve Resulünün gördüğü rüyayı tasdik ediyordu:

"Andolsun ki Allah, gerçekten Peygamberine o rüyayı hak olarak, doğru gösterdi. And olsun ki, inşallah emniyet içinde bulunan kimseler olarak başlarını tıraş etmiş ve kısaltmış olduğunuz hâlde korkmaksızın mutlaka Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Fakat, Allah, sizin bilmediğiniz şeyleri bildi de Mekke fethinden önce, yakın bir fetih (Hayber'in fethi) yaptı!"477

Hz. Ömer 'in Durumu

Hz. Ömer, Medine'ye dönüşte, yol esnasındaki halet-i ruhi-yesini ve Fetih Sûresinin nazil oluşunu şöyle...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Müslümanların sadakat imtihanı
« Posted on: 26 Nisan 2024, 23:15:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Müslümanların sadakat imtihanı rüya tabiri,Müslümanların sadakat imtihanı mekke canlı, Müslümanların sadakat imtihanı kabe canlı yayın, Müslümanların sadakat imtihanı Üç boyutlu kuran oku Müslümanların sadakat imtihanı kuran ı kerim, Müslümanların sadakat imtihanı peygamber kıssaları,Müslümanların sadakat imtihanı ilitam ders soruları, Müslümanların sadakat imtihanıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes