> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > Peygamberimizin Hayatı > İslam ordusu Tebük'te
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslam ordusu Tebük'te  (Okunma Sayısı 508 defa)
03 Ocak 2011, 20:52:22
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 03 Ocak 2011, 20:52:22 »



İslâm Ordusu, Tebük'te
 
Nihayet, kavurucu sıcaklar altında ve sıcaktan âdeta kaynayan kumlar üzerinde yapılan yorucu bir yolculuktan sonra İslâm Ordusu on dokuzuncu konak yeri olan Tebük'e vardı.

Fakat, ortada ne Bizans ordusu, ne de başkası vardı. Doğu Roma İmparatoru, giriştiği hazırlıktan, cesaretsizliği sebebiyle son anda vazgeçmişti!

Ebû Hayseme 'nin Gelişi

Ebû Hayseme, samimî bir Müslümandı. Sırf ihmalkârlığı yüzünden İslâm Ordusuna katılamayıp, Medine'de kalmıştı.

İslâm Ordusunun Medine'den ayrılışından günlerce sonra, bir gün işinden evine dönmüştü. Hanımlarının çardağı süpürmüş, temizlemiş ve soğuk şerbetleri hazırlamış olduğunu görmüştü. Bu manzara birden âlemini değiştirdi. Çardağın kapısı önüne dikildi. Kadınlarına ve kendisi için hazırlanan şeylere bakarak, "Sübhanallah! Resûlullah (a.s.m.), yakıcı güneşin, rüzgâr ve sıcağın altında silâhını boynunda taşısın da, Ebû Hayseme serin gölgede, yemeği hazırlanmış, iki güzel kadının yanında, mal ve mülkünün içinde oturup dursun. İnsaf mı bu?" diye konuştu. Sonra da kadınlarına dönerek, "Vallahi, Resûlullah'a (a.s.m.) gidip kavuşmadıkça, hiçbirinizin çardağına girmeyeceğim! Derhâl yol azığımı hazırlayınız." dedi.1027

Yol azığı hazırlanan Ebû Hayseme, derhâl Medine'den Te-bük'e doğru yola çıktı. İslâm Ordusu, Tebük'te konakladığı esnada, mücâhidler, uzaktan bir atlının geldiğini fark ettiler:

"İşte, bakınız bir süvari geliyor!" dediler.

Peygamber Efendimiz, "Ebû Hayseme mi ola? Onun olmasını isterdim!" dediler.

Biraz daha yaklaşınca, sahabîler onu tanıdılar; "Yâ Resûl-allah!.. Vallahi, gelen Ebû Hayseme'dir!" dediler.

Ebû Hayseme, Resûl-i Ekrem Efendimizin huzuruna varıp selâm verdi.

Resûl-i Ekrem, "Ebû Hayseme!.. Sen, helake yaklaşmıştın!" buyurdu.

Olup bitenleri haber verince, Resûl-i Kibriya Efendimiz ona hayırla dua buyurdu.1028

Peygamberimizin Tebük'teki Hutbesi

İslâm Ordusunun Tebük'te beklediği sıradaydı.

Peygamber Efendimiz, bir ara ayağa kalktı. Arkasını bir hurma ağacına dayayarak şu hutbeyi îrad buyurdu:

"Size, insanların en hayırlısını ve en şerlisini haber vereyim mi?

"İnsanların hayırlısı, atının veya devesinin sırtında ya da iki ayağı üzerinde, son nefesine kadar Allah yolunda çalışan kimsedir! İnsanların en şerlisi de, Allah'ın Kitabını okuyup ondan hiç faydalanmayan azgın kimsedir!

"İyi biliniz ki, sözlerin en doğrusu Allah'ın Kitabıdır; yapışılacak en sağlam halka, takva kelimesidir; dinlerin hayırlısı, İslâmiyettir; sünnetlerin hayırlısı, Muhammed'in sünnetleridir; sözlerin şereflisi, zikrullahtır; kıssaların güzeli, Kur'ân'da olan kıssalardır; amellerin hayırlısı, Allah'ın yapılmasını mecbur kıldığı farzlardır; amellerin kötüsü, bid'atler, sonradan ihdas edilmiş [hoş olmayan] şeylerdir; en güzel yol, güzel yaşayış, Peygamber'in yolu ve yaşayışıdır; ölümlerin şereflisi, şehid-lerin ölümüdür; körlüğün körü, doğru yolu bulduktan sonra dalâlete sapmaktır; amellerin hayırlısı, faydalı olanıdır; doğru yolun hayırlısı, kendisine uyulandır; körlüğün kötüsü, kalb körlüğüdür; üst el, alt elden (veren el, alan elden) hayırlıdır; az olup yetişen şey, çok olup Allah'a taatten alıkoyandan hayırlıdır; özür dilemenin en fenası, ölüm gelip çattığı zamankidir; pişmanlığın kötüsü, Kıyamet Günündekidir; yanlışları en çok olan, dili en çok yalan söyleyendir; zenginliğin hayırlısı, gönül zenginliğidir; hikmetin başı, mehafetullahtır [Allah korkusudur]; şarap, içki, günahların her çeşidini bir araya toplayandır; gençlik, delilikten bir bölümdür; kazançların kötüsü, faiz kazancıdır; yemelerin kötüsü, yetim malı yemektir; mes'ud kişi, başkasının hâlinden ders ve ibret alandır; amellerde esas olan, neticeleridir; düşüncelerin kötüsü, yalan, yanlış düşüncelerdir; mü'mine sövmek, günah işlemektir ve dinî emirlere hürmetsizliktir; mü'mini öldürmek küfürdür; mü'minin etini yemek (dedikodu ve gıybetini yapmak) Allah'ın emirlerine karşı koymaktır; yalan yere, Allah adıyla yemin eden kişi, yalanlanır; af dileyen kişi, Allah tarafından affolunur; kim öfkesini yenerse, Allah onu mükâfatlandırır; uğradığı zarara katlanan kişiye, Allah karşılığını verir; Allah, zorluklara sabredip katlanan kimsenin sevabını kat kat artırır.

"Allah'ım, beni ve ümmetimi mağrifet eyle! Allah'ım, beni ve ümmetimi mağrifet eyle! Allah'ım, beni ve ümmetimi mağrifet eyle!

"Kendim ve sizin için Allah'tan mağrifet dilerim!"1029

Peygamberimizin Taunla İlgili Emri

Peygamber Efendimiz, Tebük'te iken, Şam taraflarında bir yerde taun [veba] hastalığının ortaya çıkmış olduğunu duydu. Bunun üzerine, ashabına hitaben, "Bulunduğunuz herhangi bir yerde taun zuhur ettiği zaman oradan çıkmayınız, kaçmayınız; taun zuhur eden yere de sakın yalaşmayınız!" diye buyurdu.1030

Tıp ilminde veba veya yumurcak olarak isimlendirilen taun, bulaşıcı hastalıklardan biridir. Hattâ, Avrupa'da bir ara korkunç olması sebebiyle "Kara Ölüm" diye de adlandırılmıştı. İşte, Peygamber Efendimiz, yukarıdaki sözleriyle, bu hastalığa karşı insanlığın tedbirli davranması gerektiğine tâ bin 400 küsur sene önceden dikkat çekmiştir. Yukarıdaki sözleriyle Re-sûl-i Ekrem Efendimiz, aynı zamanda, tıpta mühim bir yer işgal eden "karantina" usûlüne de tâ o zamandan işaret buyurmuştur.

Peygamberimizin, Ashab-ı Kiram 'in Görüşünü Alması

Tebük'te konaklayan Resûl-i Kibriya Efendimiz, Şam üzerine yürünüp yürünmemesi hususunda Ashab-ı Kiram'ın görüşünü sordu.

Hz. Ömer söz alıp, "Yâ Resûlullah!.. Eğer gitmekle Allah tarafından emrolundunsa git!" diye konuştu.

Peygamber Efendimiz, "Eğer o hususta Allah'tan herhangi bir emir almış olsaydım, o zaman sizin görüşlerinizi öğrenmek istemezdim!" diye buyurdu.

O zaman Hz. Ömer, fikrini şöyle beyan etti: "Yâ Resûlallah!.. Rumlar, sayıca oldukça kalabalıktırlar. O-ralarda Müslümanlardan tek kişi bile yoktur. Onların yakınlarına yeterince gelmiş bulunuyorsunuz! Bu derece yaklaşmanız onları korkutmuştur.Uygun görürseniz, bu yıl buradan geri dönünüz yahut Allah Teâlâ, size bu husustaki emrini bildirir."1031

Resûl-i Ekrem Efendimiz, Hz. Ömer'in bu görüşünü uygun buldu ve Tebük'ten ileri gitmedi.

YALNIZ PEYGAMBERİMİZE VERİLEN BEŞ ŞEY

İslâm Ordusu, Tebük'te beklemeye devam ediyordu.

Peygamber Efendimiz bir gece tecehhüd namazını kıldıktan sonra, çevresinde kendisini bekleyen sahabîlere dönerek şöyle buyurdu:

"Daha önce hiçbir peygambere verilmeyen şu beş şey bana verildi:

"1) Benden önceki peygamberlerin her biri yalnız kendi kavimlerine gönderilirken ben bütün insanlara gönderildim.

"2) Yeryüzü bana mescid [namazgah] ve temizlik vasıtası kılındı. Bunun için nerede olursam olayım, namaz vakti girince (su bulunmazsa) teyemmüm eder, namazımı orada kılarım. Ümmetimden herhangi biri, namaz vakti girince, bulunduğu yerde namazını kılsın. Benden önceki peygamberlerden hiçbirisine bu ihsan edilmemişti. Onların ümmetleri, namazlarını ancak kilise ve havralarında kılabilirlerdi.

"3) Ganimetler, bana helâl kılındı. Hâlbuki, benden önceki peygamberlerin hiçbirine helâl kılınmamıştı.

"4) Bana şefaat makamı verilidi.

"5) Ben, bir aylık mesafedeki düşmanlarımın bile kalblerine korku salmakla yardım olundum."1032

PEYGAMBERİMİZİN, HÂLİD B. VELİD'İ DÛMETÛL CENDEL'E GÖNDERMESİ

Tebük'ten ileri gitmeme kararı veren Resûl-i Kibriya Efendimiz, bu esnada Hz. Hâlid b. Velid'i, yanına 400 süvari vererek Dûmetû'l-Cendel'de bulunan Kindelerin Kralı Hıristiyan Ükeydir b. Abdûlmelik'e göndermek istedi.

Hz. Hâlid, "Yâ Resûlullah!.. Her tarafını iyice bilmediğim geniş memlekette, bu kadar az sayıda insanla gidip onu bulmam nasıl mümkün olur?" dedi.

Resûl-i Kibriya Efendimiz, "Sen, muhakkak onu, yabanî sığır avlarken bulacak ve yakalayacaksın! Yakalayınca, onu öldürme, bana getir!" diye ferman etti.1031

Bunun üzerine Hz. Hâlid, beraberindeki mücâhidlerle Tebük'ten, Şam'ın Medine'ye en yakın beldelerinden olan Dû-metû'l-CendePe doğru hareket etti. Oraya vardığında, Resûl-i Kibriya Efendimizin haber verdiği gibi, Ükeydir'i yabanî sığır avlarken görüp yakaladı;1034 daha sonra, onu ve kardeşini alıp Hz. Resûlullah'ın huzuruna getirdi. Peygamber Efendimiz, onları Müslüman olmaya davet etti. Buna yanaşmadılar, fakat cizye vermeyi kabul ettiler. Bunun üzerine kanlan bağışlandı. Onlar da Tebük'ten ayrılıp memleketlerine döndüler.

EYLE HÜKÜMDARININ PEYGAMBERİMİZE GELMESİ

Peygamber Efendimiz, henüz Tebük'ten ayrılmadığı sırada, Eyle* Hükümdarı Yuhanne b. Ru'be, çıkıp huzura geldi; sulh yapmak istediğini belirtti. Her sene muayyen miktarda cizye vermek üzere, Peygamber Efendimiz onunla anlaşma yaptı.1036

Peygamber Efendimiz, ayrıca, Yuhanne ve Eyle halkı için şu yazıyı yazdırdı:

"Bismillahirrahmânirrahîm!

"Bu, Allah ve Allah'ın Resulü Muhammed tarafından Yuhanne b. Ru'be ile Eyle halkından denizdeki gemilerde bulunanları ve karadaki gezenle...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslam ordusu Tebük'te
« Posted on: 18 Nisan 2024, 07:50:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslam ordusu Tebük'te rüya tabiri,İslam ordusu Tebük'te mekke canlı, İslam ordusu Tebük'te kabe canlı yayın, İslam ordusu Tebük'te Üç boyutlu kuran oku İslam ordusu Tebük'te kuran ı kerim, İslam ordusu Tebük'te peygamber kıssaları,İslam ordusu Tebük'te ilitam ders soruları, İslam ordusu Tebük'teönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes