> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > Peygamberimizin Hayatı > Hicretin 10. Yılı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hicretin 10. Yılı  (Okunma Sayısı 630 defa)
03 Ocak 2011, 16:13:07
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 03 Ocak 2011, 16:13:07 »



HİCRETİN 10. YILI


Hicretin 10. Senesindeki Mühim Bazı Hadiseleri - 1
 
HZ. İBRAHİM'İN VEFATI


(Hicret'in 10. senesi Rebiülevvel ayının 10. günü Salı)

Peygamber Efendimizin mübarek kalbi, bütün insanlara karşı bir şefkat ve merhamet kaynağını andırıyordu. Mini mini yavrulara, şipşirin çocuklara karşı ise bambaşka bir muhabbet, apayrı bir şefkat besliyordu. Hele kendi çocuklarına karşı âdeta bir şefkat ve sevgi deryasıydı.

Hz. Hatice'den dünyaya gelen üç oğlu Kasım, Abdullah ve Tâhir'i, henüz Mekke'de iken ve bebek yaşta ebedî âleme u-ğurlamıştı. Onların ebedî âleme göçüyle mübarek kalbleri oldukça teessür duymuştu. Fakat, Hz. Mâriye'den sevgili oğlu İbrahim'in dünyaya gelişi onu bir derece tesellî ediyordu. Bu sebeple, bu biricik oğlunu fazlasıyla seviyordu. Mübarek elleriyle başını okşuyor, kucağına alıp göğsüne basarak bu sevgi ve şefkatini izhar ediyordu.

Evet, şefkat, "rahmet-i İlâhiyye'nin en lâtif, en güzel, en hoş, en şirin cilverindendir." Şefkatin en şirini de evlâda karşı duyulanıdır. Çocuk ise, Cenâb-ı Hakk'ın, anne babaya muvakkaten teslim edilmiş bir emanetidir.

İşte, Resûl-i Kibriya Efendimiz, her emanet gibi, bu emanete karşı da gereken alâkayı esirgemiyordu. Çocuğunu, Cenâb-ı Hakk'ın rahmetinin bir cilvesi olarak görüyor ve onun için seviyor, bağrına basıyordu.

Hz. İbrahim, 16 ayına henüz ayak basmıştı.

Bu sırada Peygamber Efendimiz, onun hastalandığı haberini aldı. Sevgili oğlunun annesi Hz. Mâriye ile birlikte oturdukları bağ içindeki evine gitti.

Peygamber Efendimiz, hasta yatan nur topu oğlunun gözlerinde eski parlaklığı ve hareketli bakışları göremiyordu. Gürbüz ve hareketli İbrahim, bir anda sessiz, sakin ve dünyadan küsmüş gibi duruyordu. Bu haliyle ebedî âleme yolcu olduğunu âdeta ifade etmek istiyordu.

Bunu fark eden Efendimiz, kucağında tuttuğu sevgili oğlunun yavaş yavaş kayan gözlerine bakarak, "Allah'ın takdirine karşı elden ne gelir, ey İbrahim?.." diye buyurdu.

Az sonra İbrahim, fâni dünyaya gözlerini yumdu.

Bu esnada Efendimizin mübarek gözlerinden yaşlar boşandı.

Hz. Abdurrahmân b. Avf, "Yâ Resûlallah!.. Siz de mi ağlıyorsunuz? Böyle ağlamaktan halkı menetmemiş miydiniz?" deyince, Efendimiz şöyle buyurdular:

"Ey İbn-i Avf!.. Ben size günah ve ahmaklığın ifadesi olan iki ağlayış ve bağırışı yasakladım: Nîmete kavuşulduğu sıradaki eğlence, oyun bağırışından ve musibet ve felâket sırasındaki bağırışiyla yüz göz tırmalamak, üst baş yırtmaktan... Benim bu ağlamam ise, şefkatin eseridir, acımadan ibarettir. Merhamet etmeyene, merhamet edilmez!""20

"Göz Ağlar, Kalb Üzülür. "

Peygamber Efendimiz, yukarıdaki dersinden sonra da gözyaşlarına hâkim olamadı. Gözleri yaşla dolunca, "Göz yaş döker, kalb teessür duyar. Biz, Yüce Rabbimizin razı olacağı sözden başkasını söylemeyiz."1'21 buyurdu ve ilâve etti: "Vallahi, ey İbrahim!.. Senin ayrılığın, bizi fazlasıyla mahzun et-

tjt»1122

Bir erkek evlâda doyamamanin hasretli gözyaşlarını akıtan Efendimiz, daha sonra karşısındaki dağa bakarak, "Ey dağ!..

Eğer bendeki üzüntü sende olsaydı, muhakkak, yıkılmış, gitmiştin! Fakat, biz, Allah'ın bize emrettiğini söyleriz: 'İnnâ lil-lah ve innâ ileyhi raciûn.""123

Kabri Başında

Teçhiz ve tekfininden sonra, en mutena ve mübarek eller ü-zerinde Hz. İbrahim Bakî Mezarlığına götürüldü. Efendimiz orada cenaze namazını kıldırdı.

Kabir hazırlanmıştı. Peygamber Efendimiz, kabirde bir delik gördü. Kabri kazanın dikkatini çekti ve oranın kapatılmasını emretti.

Kabirci, "Yâ Resûlallah!.. O delik mevtaya ne zarar verir, ne de fayda!.." deyince, Kâinatın Efendisi şu dersi verdi:

"Evet, o, ölüye fayda da vermez, zarar da; ancak, dirinin gözüne zarar verir, onu rahatsız eder! Allah, kul bir iş yapınca onu mükemmel yapmasını ister."1124

Bundan sonra Hz. İbrahim kabre kondu. Resûl-i Kibriya E-fendimiz, mübarek elleriyle gözyaşları arasında kabrin üzerine toprak serpti, su serpti.

Peygamberimizin Müslümanları ikazı


Hz. İbrahim'in vefat ettiiği gün güneş tutulmuştu.

Halk bunun, onun vefatıyla ilgili olduğunu sanarak, "İbrahim'in ölümü sebebiyle güneş tutuldu!" dedi.

Resûl-i Kibriya Efendimiz bunu duyunca, Mescid-i Şerife vardı ve Allah'a hamd ve senadan sonra Ashab-ı Kiram'a şu dersini verdi:

"Ey insanlar!.. Biliniz ki, güneş ve ay, Allah'ın kudret alâmetlerinden ikisidir. Bir kimsenin vefatı veya birinin hayatı sebebiyle tutulmazlar. Bunları tutulmuş gördüğünüzde, hemen mescidlere sığınınız; onlar açılıncaya kadar da Allah'a dua ediniz, namaz kılınız!"1125

BİR İŞARET

Hz. İbrahim'in ölümüyle Peygamber Efendimizin çocuklarından sâdece kızı Fâtıma hayatta kalmış oluyordu. Bu da onun neslinin hikmete binâen erkekten değil, kadından devam edeceğinin ifadesiydi. Böylece, "Muhammed, erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; fakat o, Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur."112" âyet-i kerîmesinin işarî mânâsı da anlaşılmış oluyordu: "Bir kısım, şu âyetten şöyle bir işaret-i gaybiyeyi fehmeder ki: Peygamber'in (s.a.v.) evlâd-ı zükûru [erkek çocukları], rical derecesinde kalmayıp, rical olarak nesli bir hikmete binâen kalmayacaktır. Yalnız 'rical' tâbirinin ifadesiyle nisanın [kadınların] pederi olduğunu işaret ettiğinden, nisa olarak nesli devam edecektir. Felillahilhamd, Hz. Fâtıma'nm (r.a.) nesl-i Mübâreki, Hasan ve Hüseyin gibi iki nurânî silsilenin bedr-i münevveri, Şems-i Nübüvvet'in manevî ve maddî neslini idame ediyorlar."

HALID B. VELID İN NECRAN'A GÖNDERİLMESİ


(Hicret 'in 10. senesi Rebiülevvel ayı / Milâdî 631)

Resûl-i Ekrem Efendimiz, bu tarihte Hz. Hâlid b. Velid'i 400 mücâhidle Yemen civarındaki Necran'da oturan Haris b. Ka'b Oğullarına gönderdi."28

Resûlullah'ın Hâlid b. Velid'e emri şöyleydi:

"Onları üç gün İslâm'a davet et. İcabet ederlerse, gerekeni yap; şayet icabet etmekten kaçınırlarsa, onlarla savaş!""20

Hz. Hâlid, emrindeki mücâhidlerle Necran yakınına vardı. Birkaç taraftan süvari elçiler göndererek Haris b. Ka'b Oğullarını üç gün üst üste İslâmiyete davet etti. Necran halkı, sonunda davete icabet ederek Müslüman oldu.1130

Bunun üzerine, Hz. Hâlid, İslâm'ın ahkâmını öğretmek üzere aralarında bir müddet kaldı. Sonra da durumu Resül-i Ekrem Efendimize bir mektupla bildirdi. Mektubunda, ne yapması gerektiğini de soruyordu.

Peygamberimizin Hz. Hâlid'e Cevabı

Resûl-i Ekrem Efendimiz, Hz. Hâlid'in mektubuna şu cevabı yazıp gönderdi:

"Resûlullah Muhammed'den Hâlid b. Velid'e... "Allah'ın selâmı üzerine olsun!

"Senden (yaptığından) dolayı, Kendisinden başka ilâh bulunmayan Allah'a hamdederim!

"Elçinin getirdiği mektubunu aldım. Mektubunda, Haris b. Ka'b Oğullarının karşı koymadan Müslüman olduklarını, tek bir şeriki olmayan Allah'a îman ettiklerini, Muhammed'in Allah'ın kulu ve Resulü olduğuna şehâdet getirdiklerini, Allah'ın onları doğru yola hidâyet ettiğini haber veriyorsun!

"Onları, Allah ve Resulünün emirlerine göre hareket ettikleri takdirde, âhiret nîmetleriyle müjdele; aykırı hareket ettikleri takdirde, âhiret azabıyla korkut!

"Artık dön, gel! Onların elçileri de seninle birlikte gelsin! "Allah'ın selâmı, rahmet ve bereketi üzerine olsun!"1131

Hâlid b. Velid'in, Benî Haris Heyetiyle Medine'ye Gelmesi

Resûl-i Ekrem Efendimizin emri üzerine Hz. Hâlid, Haris b. Ka'b Oğullarından bir heyetle Medine'ye geldi. Elçiler, Hz. Resûlullah'ın huzuruna çıkıp Müslüman olduklarını haber verdiler.

Peygamber Efendimiz, Benî Haris b. Ka'blara, elçiler arasında bulunan Kays b. Husayn'ı vali ve kumandan tâyin etti.

Elçiler, Medine'de bir müddet kaldıktan sonra, Resûl-i Ekrem Efendimizin verdiği hediyelerle yurtlarına döndüler."

MÜSLÜMAN BELDELERE VALİ VE ZEKAT MEMURLARI GÖNDERİLMESİ

Hicret'in 10. senesinde İslâm güneşi birçok beldede bütün haşmetiyle parlamaya başlamıştı. Bu sırada Peygamber Efendimiz, İslâmiyetin yayıldığı bütün beldelere valiler ve zekât, sadaka tahsil memurları gönderdi. Necran, Hadramut, San'a, Kinde, Sadif, Yemen, Zebid, Rima, Aden, Sahil, Cened [Yemen], vali ve zekât tahsil memurlarının gönderildikleri yerler arasındaydı."33

Muaz b. Cebel 'in Yemen 'e Gönderilişi

Peygamber Efendimiz, Müslüman beldelere vali ve zekât tahsil memurları gönderdiği sıradaydı.

Bir gün, sabah namazından sonra cemaate dönerek, "İçinizden hanginiz Yemen'e gider?" diye sordu.

Hz. Ebû Bekir istekli çıktı; "Ben giderim, yâ Resûlallah!.." dedi.

Peygamber Efendimiz, hiçbir cevap vermeyip sustu. Az sonra tekrar, "Hanginiz Yemen'e gider?"' diye sordu.

Bu sefer Hz. Ömer ayağa kalktı; "Ben giderim, yâ Resûlallah!.." dedi.

Peygamber Efendimiz, Hz. Faruk'a da cevap vermeyip sustu.

Bir müddet bekledikten sonra tekrar, "İçinizden Yemen'e kim gider" di...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hicretin 10. Yılı
« Posted on: 25 Nisan 2024, 10:35:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hicretin 10. Yılı rüya tabiri,Hicretin 10. Yılı mekke canlı, Hicretin 10. Yılı kabe canlı yayın, Hicretin 10. Yılı Üç boyutlu kuran oku Hicretin 10. Yılı kuran ı kerim, Hicretin 10. Yılı peygamber kıssaları,Hicretin 10. Yılı ilitam ders soruları, Hicretin 10. Yılıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes