> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > Peygamberimizin Hayatı > Hayber'in fethi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hayber'in fethi  (Okunma Sayısı 521 defa)
05 Ocak 2011, 18:55:08
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 05 Ocak 2011, 18:55:08 »



Hayber'in Fethi
 
(Hicret 'in 7. senesi Muharrem ayı sonlan / Milâdî 628)

Hayber, volkanik bir arazi üzerine kurulmuş, kuvvetli ve sağlam yedi kaleye sahip bir şehirdi. Şam yolu üzerinde bulunan bu şehir, Medine'nin kuzeybatısına düşüyor ve ona uzaklığı ise 100 mili (169 km) buluyordu.

Resûli Ekrem Efendimizle olan anlaşmalarını bozmaları sebebiyle Medine'den sürgün edilen Yahudilerin çoğu buraya yerleşmiş, burayı âdeta Yahudiliğin bir nevi merkezi hâline getirmişlerdi.

Daha evvel bahsettiğimiz gibi, Mekke müşriklerini ayaklandırıp, bütün Arap kabilelerini toplayarak Medine üzerine yürütüp Hendek Harbinin patlak vermesine, buradaki Yahudiler sebep olmuşlardı. Hendek Savaşından sonra da rahat durmamışlar, Peygamberimiz ve İslâmiyet aleyhinde çeşitli iftira ve propagandalarına devam etmişlerdi.

Bunun yanında Mekkeli müşriklerle yeni bir anlaşma da yapmışlardı. Bu anlaşmaya göre, Peygamberimiz şayet Mekke üzerine yürürse Hayberliler de Medine'ye baskın yapacaklar, eğer Hayber üzerine yürürse Kureyş müşrikleri Medine'ye baskında bulunacaklardı. Ne var ki, bu plânları Hudeybiye Anlaşmasıyla neticesiz kalmıştı.

Yine, Resûli Ekrem Efendimiz, Mekkeli müşriklerle Hudeybiye Sulh Anlaşmasını imzalamak suretiyle, Medine'yi onlardan gelebilecek tehlikelere karşı emniyet altına almıştı. Ancak, kuzey tarafı—ki Hayber Yahudilerinin bulunduğu taraftı—henüz emniyetten mahrumdu. Hâlbuki, bu emniyetin temini,İslâmî gelişmenin sür'at kazanması bakımından gerekli görünüyordu.

Aynı şekilde, Arab'ın en büyük ticareti Şam'la idi. Yahudiler ise, bu yol üzerinde bulunuyorlar ve burada bir güç, bir kuvvet olma istidadını gösteriyorlardı. Bu ise, İslâmî gelişme için bir tehlikeden başka bir şey değildi!

İşte, bütün bu sebepler, Hayber meselesinin bir an evvel hallini gerektiriyordu.

Zaten, Cenâbı Hakk da, Hudeybiye Seferi dönüşü sırasında gönderdiği Fetih Sûresinde, Müslümanlara buranın fethini va'detmişti.

Medine 'den Hareket

Hayber Gazasına çıkmaya karar veren Resûli Kibriya Efendimiz, ashabına, hazırlanmalarını emretti.

Bu arada, korkularından dolayı Hudeybiye Seferine katılmaktan çekinmiş bulunan birçok kimsenin, Hicaz'ın bu en bereketli ve verimli şehri olan Hayber'de elde edilecek ganimeti düşünerek ve ona tamah ederek orduya iştirak etmek istedikleri görülüyordu; "Hayber'e biz de sizinle gidelim!" diyorlardı.

Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, "Allah yolunda, İ'lâyı Kelimetullah uğrunda bihakkın cihad edecek olanlar hazırlansın! Bunların dışında hiç kimse bizimle birlikte gidemeyecektir! Onlara ganîmetten de bir şey verilmeyecektir!" buyurdu.567 Bunu, Medine'nin içinde halka ilân etti.

Hz. Resûlullah'ın bu emri, bize, Allah yolunda cihadın sırf Hakk'in rızası gözetilerek, maddî hiçbir karşılık beklemeksizin, hattâ niyet dahi edilmeksizin yapılması gerektiğini gayet açık bir şekilde ders vermektedir.Zaten, İslâm'da harbin ulvî ve nurânî gayesi de, İ'lâyı Kelimetullah'tır.

Resûli Kibriya Efendimizin emri üzerine Müslümanlar derhâl toplandılar. Sayıları, 200'ü atlı olmak üzere bin 600 kişiyi buldu.568 Bunlar sâdece o anda Peygamber Efendimizle birlikte Medine'den hareket edecek olanlardı. Daha sonra, Peygamber Efendimiz, Hayber'de bulunduğu sırada, içlerinde meşhur Ebû Hüreyre'nin de bulunduğu Devs Kabilesinden 400 Müslüman ile Habeşistan'dan gelen Muhacir Müslümanlar da orada İslâm Ordusuna katılacaklardır.

Ayrıca, Medine'den hareket eden İslâm Ordusunda, Resûli Ekrem'in zevcesi Hz. Ümmü Seleme ile birlikte 20 kadar Müslüman kadın da vardı. Harb esnasında yaralanan mücâhidleri tedavi etmek, onlara yemek pişirmek ve ihtiyaçlarını karşılamakla meşgul olacaklardı.569

Peygamber Efendimiz, Medine'de yerine Gıfarlı Siba b. Urfutat'ı vekil bırakarak, ordusuyla Muharrem ayı sonlarına doğru Hayber yönüne hareket etti.

Nübüvvetin manevî boyasıyla boyanmış olan mücâhidler, pür şevk ve coşkunluk içinde yollarına devam ediyorlardı. Şâir Amir b. Ekva, o andaki heyecan ve sadâkatini, "Allah'ım, Sen hidâyet etmeseydin biz doğru yolu bulamazdık, zekât veremezdik, namaz kılamazdık. Üzerimize yürüyen bir kavim olunca, bizi dinimizden döndürmek için fitne çıkarmaya çalışınca, Sen kalblerimize sekînet indir; çarpıştığımızda da ayaklarımıza sebat ver!"570 şiiriyle dile getiriyordu.Peygamber Efendimiz, şiiri okuyanın kim olduğunu sordu. Âmir b. Ekva olduğunu öğrenince de, "Allah ona rahmet etsin!" buyurdu.571

Mücâhidler bir an durakladılar; zîra, bu dua, Âmir'in şehâdet mertebesine erişeceğinin işaretini taşıyordu.

"O, ne sağırdır, negaib... "

Mücâhidler, tekbirle yol alıyorlardı. Yer gök sanki tekbir sadâlanyla titriyordu. Bir ara hep bir ağızdan çok yüksek bir sesle, "Allahü Ekber! Allahü Ekber! Lâ ilahe İllallahu Allahu Ekber!" diyerek tekbir getirdiler.

Sahabîlerin bu hareketi üzerine Resûli Kibriya Efendimiz, "Canınıza acıyınız, sesinizi yükseltmeyiniz! Zîra siz, ne sağırı çağırıyor, ne de gaibe bağırıyorsunuz! Her şeyi bilen ve işiten ve her şeye her şeyden daha yakın olan Allah'a dua ediyorsunuz!"572 diye buyurdu.

Evet, dua ettiğimiz Allah ne sağırdır, ne de gâib. Bize ilmiyle, iradesiyle, kudretiyle şah damarımızdan daha yakındır: "Andolsun ki, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona vesveseler verdiğini biliriz. Biz, ona şah damarından daha yakınız (Her hâlinden haberdarız ve her an kudretimiz altındadır.)"573

Kalbimizin en gizli hâtırasını bilen, yalnız O'dur; bildiği için de, arzu ve isteklerimize cevap veriyor, ihtiyaçlarımızı yerine getiriyor.

Resûli Ekrem Efendimiz, sefer esnasında her konakladığı yerde Yüce Rabbine şöyle yalvarıyordu:

"Allah'ım!.. İstikbâl endişesinden, geçmişin tasasından, güçsüzlükten, gevşeklikten, pintilikten, korkaklıktan, bel büken borçtan, zalim ve haksız kimselerin musallat olmasından Sana sığınırım!"574

İslâm Ordusu Reci 'de

Peygamber Efendimiz, ordusuyla Reci denilen yere vardı ve orada konakladılar. Burası, Hayber'le Gatafanların yurdu aracında bir yerdi. Buraya gelip konmalarının bir sebebi vardı: şöyle ki: Hayber Yahudileri, Gatafanlardan yardım istemişler; onlar da bunu kabul edip, gerektiğinde gelip kalelerinde İslâm Ordusuna karşı müştereken savaşabileceklerini bildirmişlerdi. Resûli Ekrem, bu durumu haber almıştı. Bu yardıma mâni olmak için de, Gatafanlara, "Şayet Yahudilere yardım etmezlerse, fethedilecek Hayber'in bir yıllık hurma mahsûlünün kendilerine verileceği" teklifinde bulunmuştu. Ancak, onlar kabul etmemişlerdi.

İşte, Resûli Ekrem Efendimiz, ordusuyla buraya gelip konmakla, Gatafanlardan Yahudilere gelebilecek herhangi bir yardımın önünü kesmiş oluyordu. Nitekim, bu durum karşısında Gatafanlar, Hayber Yahudîlerine hiçbir yardımda bulunamayıp yurtlarında oturmak zorunda kaldılar.

İSLÂM ORDUSU, HAYBER ÖNLERİNDE

Peygamber Efendimiz, daha sonra ordusuyla Reci'den Hayber'e doğru ilerledi. Bir gece vakti Hayber önlerine vardı. Gece baskında bulunmak âdeti olmadığından sabahı bekledi.

Peygamberimizin Duası

Resûli Ekrem Efendimiz, Hayber önlerine varınca, "Ey göklerin ve gölgelediklerinin Rabbi olan Allah!.. Ey yerlerin ve üstündekilerin Rabbi olan Allah!.. Ey şeytanların ve saptırdıklarının Rabbi olan Allah!.. Ey rüzgârların ve savurduklarınn Rabbi olan Allah!.. Biz, Senden şu şehrin hayrını ve iyiliğini, halkın hayrını ve iyiliğini, bu şehirde bulunan her şeyin hayrını ve iyiliğini dileriz. Onun şerrinden, halkının şerrinden, içinde bulunan her şeyin şerrinden Sana sığınırız!"575 diye dua etti.

Herhangi bir şehre girdiğinde, Efendimiz, hep böyle dua ederdi.

Sabah olunca, Hayberliler, ellerinde ziraat aletleriyle tarlalarına gitmek üzere kalelerinden çıkınca, karşılarında İslâm Ordusunu buldular. Birden şaşırıp kaldılar ve, "İşte, Muhammed ve ordusu!.." diye bağrıştılar; sonra da, telâş ve heyecan içinde gerisin geri kaçıp kalelerine sığındılar.576

Beklenmedik bir durumla karşı karşıya kalmışlardı. Peygamberimizin tâ Medine'den kalkıp gelerek kendileriyle harbe tutuşacağına birçoğu ihtimal bile vermemişti. Çünkü, kaleleri kuvvetliydi, adamları da çoktu, harb âletleri de oldukça fazlaydı; öyle ise, Hz. Resûlullah, bütün bunları göze alarak, güya, gelemezdi! Kanaatleri buydu. Ne var ki, gerçek, düşündükleri gibi çıkmamış ve bu sebeple de şaşırıp kalmışlardı.

Onların bu şaşkınlığını ve gerisin geri pür telâş kaçıp kalelerine sığındığını gören Resûli Ekrem Efendimiz, bu durumu hayra yorarak, "Allahu Ekber, Allahü Ekber! Haribet Hayber [Hayber harab oldu]! Biz düşman bir kavmin yurduna baskın yapıp girdik mi, korkutulmuş olan o kavmin hâli ne kötü olur!"577 diye buyurdu. Hayber'in fethine işaret eden bu sözlerini üç kere tekrarladı.578

Düşman Cephesi

Hayber Yahudileri, aralarında görüştüler, konuştular ve sonunda kalelerinde kalıp müdafaa harbi yapmaya karar verdiler.

Savaşacak olan Yahudilerin hepsi, en kuvvetli kale olan Natat Kalesinde toplandılar. Eşyalarını, aile ve çocuklarını da başka kalelere yerleştirdiler.

ÇARPIŞMANIN BAŞLAMASI

Çarpışma, Yahudilerin...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hayber'in fethi
« Posted on: 28 Mart 2024, 14:52:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hayber'in fethi rüya tabiri,Hayber'in fethi mekke canlı, Hayber'in fethi kabe canlı yayın, Hayber'in fethi Üç boyutlu kuran oku Hayber'in fethi kuran ı kerim, Hayber'in fethi peygamber kıssaları,Hayber'in fethi ilitam ders soruları, Hayber'in fethiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes