๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Peygamberimizin Hayatı => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 28 Mayıs 2011, 15:47:00



Konu Başlığı: Rasulullahın Hurmayı Çoğaltma Konusundaki Mucizesi
Gönderen: Hadice üzerinde 28 Mayıs 2011, 15:47:00
Rasulullahın Hurmayı Çoğaltma Konusundaki Mucizesi

394) Ebu Hureyre anlattı:

Bir gün Rasulullah'a (s.a.v.) birkaç hurma getirdim ve:

- Onlara bereket vermesi için, benim namıma Allah'a dua et, dedim.

Rasûlullah (s.a.v.) hurmaları önüne dizip dua ettikten sonra bana:

-  "Bunları torbana koy ve torbanın içine elini sok, ancak torbayı silkeleme" dedi.

O hurmadan Allah yolunda şu kadar şu kadar vesk taşıdım. On­dan hem yiyor hem de yediriyordum. Torba belimden ayrılmıyordu. Os­man şehit edilince, kemerim koptu ve yere düştü. [34]

395) Ebu Hureyre anlatmıştır:

Ben üç tane musibete uğradım. Birincisi: Rasûlullah'm (s.a.v.) ö-lümüdür. Çünkü ben onun basit bir arkadaşı ve hizmet çişiydim. İkincisi Osman'ın öldürülmesidir. Üçüncüsü ise: Torbadır.

Dinleyenler:

-Torba da ne oluyor? dediler. Ebu Hureyre:

-Rasulullahla birlikteydik. Cemaatin karnı acıktı. Rasûlullah (s.a.v.) bana:

-"Ebu Hureyre! Birşeyler var mı? diye sordu. Ben:

-Evet, bir torbada biraz hurma var, dedim. Rasûlullah  (s.a.v.):

- "Bana, onu getir" dedi.

Onu hemen getirdim. Elini soktu. Bir avuç çıkarıp onu yaydı. Daha sonra:

- "Bana on kişi çağır" dedi.

Ona on kişi çağırıp getirdim. Onlar da doyuncaya kadar yediler. Bütün orduya yedirip doyuruncaya kadar devamlı böyle yaptı. Sonra bana:

- "Getirdiğini al. Elini içine sok. Onunla yetin. Onu ters çevirme" dedi.

Getirdiğimden daha fazlasını elde ettim.

Rasûlullah, Ebu Bekr, Ömer ve Osman'ın sağlığında yedim ve ye-dirdim. Osman ölünce evim yağmalandı ve torba gitti. [35]

396) Ebu Hureyre anlattı:

Rasûlullah (s.a.v.) bir gazadaydı. Yiyecek sıkıntısı çekmeğe başla­dılar. Bunun üzerine Rasûlullah:

- "Ebu Hureyre! Yanında yiyecek birşey var mı? dedi. Ben: -Evet, torbamda, biraz hurma var, dedim. Rasûlullah   (s.a.v.):

- "Onu getir" dedi.

Bir sergi üzerinde onu getirdim ve onu yaydım. Elini soktu ve hurmayı avuçladı. Bir de ne göreyim o, yirmibir hurma oldu. Rasûlullah (s.a.v.):

- "Bismillah=Allah'm adiyle" dedi ve her hurmayı koymağa ve ona besmele çekmeğe başladı. Hurmaları bitirinceye kadar hepsjne bismil­lah dedi. Ve onları topladı. Rasûlullah  (s.a.v.):

-  "Falancayı ve arkadaşlarını çağır" dedi. Ben falancayı ve arka­daşlarım çağırdım. Hepsi yeyip doydular ve gittiler. Daha sonra:

- "Falancayı ve arkadaşlarını çağır" dedi. Onlar da doyuncaya ka­dar yeyip gittiler. Hurma artmıştı. Bana:

- "Otur" dedi. Oturdum:

- "Ye" dedi. Ben de yedim, O da yedi. Hurma yine arttı. Onu tor­baya koyup:

-  "Ebu Hureyreî Eğer birşey istersen, elini ona sok. Onu tersine çevirme, yoksa aleyhine olur" dedi.

Hurma istediğimde hemen elimi sokar, alırdım. Ondan Allah yo­lunda elli vesek hazırladım. O, devemin arkasında asılıydı. Osman za­manında düşüp gitti. [36]

397) En-Nu'man Ibn Beşir'in kızkardeşi ve Beşir îbn Sa'd'ın kızı

şunu anlattı:

Annem Amra Bint Ravaha, bana, elbisemin arasında hurma vere­rek babama ve dayıma gönderdi. Giderken:

-Kızım! Babanla dayın Abdulah îbn Ravaha'ya yiyeceklerini götür, dedi.

Bunlarla birlikte yola çıktım. Babamla dayımı ararken Rasûlullah'a (s,a.v.) rastladım. Rasûlullah:

- "Kızım! gel. Şu yanında olan nedir?" diye sordu. Ben de:

- Ey Allah'ın Rasulü! Bu, annemin, babam Beşir îbn Sa'd'la dayım Abdullah îbn Ravaha'ya yemeleri için gönderdiği hurmadır, dedim. Rasûlullah  (s.a.v.):

-"Onu ver" dedi.

Hurmaları, Rasulullah'm avuçlarının içine döktüm. Avuçlarım doldurmadı. Rasûlullah (s.a.v.) bir örtü getirilmesini emretti. Onu yay­dı. Hurmaları onun üzerine yaydı. Sonra birisine:

- "Hendek kazanlara bağır: Yemeğe gelin" dedi.

Hendek kazmak için çalışanlar toplandı. Ondan yemeye başla­dılar. Hurma fazlalaşıyordu. Nihayet hendek kazmak için çalışanlar doydular. Hurmalar, serilen örtünün uçlarından yere dökülüyordu. [37]


[34] Tirmizî, Sünen 5/585. Tırmİzi şöyle demiştir: "Bu, hasen garib bir hadistir." Başka vecihten de Ebu Hureyre'den rivayet edilmiştir. Beyhakî, Delaılu'n-Nubuvve, 6/109

[35] Beyhakî, Dealılu'n-Nubuvve, 6/110,111; İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye, 6/117

[36] Beyhakî, Delailu'n-Nubuvve, 6/109,110; Îbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nıhaye, 6/117

[37] Abdurrahman İbnü’l-Cevzi, Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı, Uysal Kitabevi: 248-250.