Konu Başlığı: Rasulullah'ınkisra ya Yazdığı Mektup Gönderen: Hadice üzerinde 14 Mayıs 2011, 15:09:40 Rasulullah'ınkisra ya Elçi Göndermesi Ve Ona Yazdığı Mektup 1406) Abdullah İbn Abbas şunu anlattı: Rasulüllah (s.a.v.) Abdullah İbn Huzafe'yi, mektubunu götürmesi için Kisra'ya gönderdi. Abdullah îbn Huzafe mektubu, Bahreyn'in büyüğüne (valisine) verdi. Bahreyn valisi mektubu Kisra'ya verdi. Kisra mektubu okuyunca yırttı: İbn Şihab şöyle dedi: El-Museyyeb'in şöyle dediğini zannediyorum: Rasulüllah: Parça parça olsunlar diyerek onlara beddua etti. 1407) Muhammed îbn îshak şöyle anlattı: Rasulüllah (s.a.v.) Abdullah İbn Huzafe İbn Kays'ı İran hükümdarı Kisra ibn Hürmüz'e gönderdi ve şu mektubu yazdı: "Bismillahi rrahmanirrahim. Allah'ın Rasulü Muhammed'den Farsların büyüğü Kisra'ya. Selâm, doğru yolu tutanlara, Allah'a ve Rasulune iman edenlere olsun. Ben seni Allah'a imana davet ediyorum.Çünkü ben Allah'ın sağ olanları uyarmak,'kafirler hakkında da, o azap sözü gerçekleşmek için bütün insanlara göndermiş olduğu peygamberiyim. Öyleyse müslüman ol, selamette ol. Eğer davetimi kabul etmezsen, bütün mecusilerin günahı senin boynuna olsun." Kisra Rasulullah'm mektubunu okuyunca yırttı. Sonra Kisra Yemen'deki Bâzân'a: "Hicaz'da şu adama yanından, güçlü kuvvetli iki kişiyi gönder, onlar onu bana getirsinler diye yazdı. Bâzân, Babaveyh'deki özel vekilini gönderdi. Bâzân'ın bu özel vekili yazı yazan ve hesap yapan birisiydi. Onunla birlikte Farslılardan birisim daha gönderdi. Onlara, Rasulullah'a götürmelerini emrettiği bir mektubu da verdi. O, mektubta Rasulullah'm onlarla birlikte Kisra'ya gitmesini emrediyordu. Babaveyh'e şöyle dedi. Adamın haline bak, onunla konuş ve bana ondan haber getir. Babaveyh'le o adam yola çıktılar; Taife geldiler, Rasulullah'ı (s.a.v.) sordular. Sordukları kimseler: -O, Medine'dedir, dediler. Ayrıca "sevinin Kisra, onun karşısına dikildi, artık o adamın hakkından gelebilirsiniz" dediler. Babaveyh'le arkadaşı yine yola çıkıp Medine'ye Rasulullah'm yanına geldiler, onunla Babaveyh konuştu. -Şahlar şahı, hükümdarlar hükümdarı Kisra, hükümdar Bâzân'a, seni kendisine götürecek kimseler göndermesini emreden bir mektup yazdı. Bâzân da, benimle birlikte gitmem için beni sana gönderdi. Eğer benimle birlikte gelirsen, hükümdarlar hükümdarına senin lehinde mektup yazarım. O da senin işine yarayacak şeyler yapar ve seni bağışlar. Eğer benimle birlikte gelmekten kaçınırsan sen de bilirsin, Kisra seni de kavmini de mahveder ve memleketini de yıkar. Babaveyh'le yanındaki Rasuluilah'ın yanına gitmeden önce, sakallarını kazıtmışlar, bıyıklarını da uzatmışlardı. Onları o şekilde görmekten hoşlanmadığından: -Yazıklar olsun size, böyle yapmanızı kim emretti size, dedi. Onlar: -Bunu bize, Rabbimiz yani Kisra emretti, dediler. Rasulullah: - "Fakat benim Rabbim, bana sakalımı uzatmamı, bıyığımı da kesmemi emretti" dedi. Daha sonra onlara: "Şimdi gidin, kaldığınız yere dönün, yarın yanıma gelin" dedi. Rasuîullah'a (s.a.v.); Allah Kisra'ya oğlu Şireveyh'i musallat kıldı ve oğlu onu falan ayın, falan gecesinde ve gecenin de falan falan saatlerinde öldürdü diye vahiy geldi. Ertesi gün elçiler Rasulullah'm yanına gelince onlara: - "Benim Rabbim, falan gece ve o gecenin falan saatlerinde, oğlu Şireveyh'i Kisra'ya musallat kılıp onu öldürdü" dedi. Elçiler: -Sen ne söylediğini biliyor musun? Üzerine yürüyüp seni cezalandırmamız bizim için, bu söylediğini, hükümdar Bâzân'a haber vermekten daha kolaydır. Bu duyduğumuzu ona yazalım mı, hükümdara haber verelim mi? dediler. Rasulullah (s.a.v.): - "Evet, bunu benden duyduğunuzu ona haber verin. Ona şunu da söyleyin. Benim dinim ve hakimiyetim Kisra'nm saltanatının ulaştığı yerlere kadar ulaşacak, atların ve develerin ayak basacakları en uzak yerlere kadar uzanacaktır. Yine ona şöyle söyleyin: Eğer müslüman o-lursan idaren altındaki yerleri sana vereceğim. Seni Ebna'dan olan kavmine hükümdar yaparım" dedi. r Daha sonra Rasulullah (s.a.v.) Babaveyh'in arkadaşına, altın ve gümüşle işlenmiş bir kemer verdi. Bunu daha önce, Rasulullah'a (s.a.v.) hükümdarlardan birisi hediye etmişti. Elçiler Rasulullah'm (s.a.v.) yanından ayrılıp Bâzân'ın yanma geldiler. (Ona olup bitenleri anlattılar). Bâzân: -Vallahi, bu, hükümdar sözü değildir. Ben, dediği gibi, bu adamın bir peygamber olduğunu zannediyorum. Söylediği şeyin neticesini bekleyelim. Eğer söylediği söz doğru çıkarsa, o, gerçekten gönderilmiş bir peygamberdir. Eğer söylediği doğru çıkmazsa, o zaman onun haklarında ne gerekiyorsa düşüneceğiz, dedi. Çok geçmedi, Bâzân'a Şireveyh'in mektubu geldi. Mektupta şunlar yazılıydı: Ben, Kisra'yı öldürdüm. Ben onu ancak Fars eşrafından birçok kimseyi öldürmeyi, onları hudut boylarında toplayıp tutuklamayı mubah görmesine kızdığım için öldürdüm. Bu mektubum sana gelince, halkın, benim için beyatım al. Kisra'nın sana yazmış olduğu kişi hakkında da emrim gelinceye kadar bekle. Kisra'mn oğlunun mektubu, Bâzân'a ulaşınca: -Bu zat, Allah'ın el çişidir, diyerek müslüman oldu. Aslen Farsh olan Ebna ve (Yemen'deki) onlardan olan kimseler de müslüman oldular. 1408) El-Makburi şunu anlattı: Feyruz ed-Deylerm Rasulullah'a gelip: - Kisra, Bâzân'a senin topraklarında peygamber olan birisinin bulunduğunu duydum. Onu bağlayıp bana gönder diye yazdı, dedi. Rasulullah (s.a.v.): - "Benim Rabbim, senin Rabbin'e kızdı. Onu oğulları, seher vakti, şu saatte öldürdüler" dedi. Yanından çıktı. Haberi duydu, İslama girdi ve iyi bir müslüman oldu.[8] [8] Abdurrahman İbnü’l-Cevzi, Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı, Uysal Kitabevi: 590-592. |