> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Peygamberimizin Hayatı > Rasulullah'ın Hilmi Ve Müsamahakârlığı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Rasulullah'ın Hilmi Ve Müsamahakârlığı  (Okunma Sayısı 682 defa)
26 Mayıs 2011, 19:10:05
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 26 Mayıs 2011, 19:10:05 »



Rasulullah'ın Hilmi (Yumuşaklığı) Ve Müsamahakârlığı
 
691) îbn Abbas şunu anlattı:

Mekke halkı, Rasulullah'tan (s.a.v.), Safa tepesini onlar için altına çevirmesini ve ekin ekebilmeleri için dağları etraflarından uzaklaştır­masını istediler.

Ona şöyle denildi: Onlara acımak ve yumuşak davranmak isteye­bilirsin. Eğer istediklerini onlara vermeyi dilersen ve onlar da inkar e-derlerse kendilerinden öncekilerin helak edildiği gibi onları da helak ederim.

Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.):

-  "Hayır! Ben onlara acıyor ve yumuşak davranmak istiyorum" dedi. [13]

692) Ebu Hureyre şöyle anlattı:

et-Tufeyl Ibn Amr ed-Devsî Rasulullah'a (s.a.v.) gelip:

-Devs kabilesi isyankâr davranarak iman etmekten çekinmiştir. Sen de onlara beddua et, dedi.

Rasulullah (s.a.v.) kıbleye dönüp ellerim kaldırdı. Bu arada ora­dakiler:

- Devs kabilesi helak oldu! dediler. Rasulullah (s.a.v.) ise:

- "Allah'ım! Devs'e hidayet ver! Onları getir" diye dua etti. [14]

693) Urve'nin haber verdiğine göre Usame ona şunu anlatmıştır:

Peygamber (s.a.v.) üzerinde semer bulunan bir eşeğe bindi. Altında da bir Fedek kadifesi vardı. Arkasına Usame'yi bindirmişti. Rasulullah (s.a.v.) kendisi de Sa'd îbn Ubade'yi ziyarete gidiyordu. Bu olay Bedir savaşından önce olmuştu.

Rasulullah (s.a.v.) sonunda, Müslümanlardan, puta tapan müş­riklerden ve Yahudiler'den müteşekkil karma bir toplantıya rastlamıştı. Yahudiler arasında Abdullah Ibn Ubeyy de vardı. Toplantıya Abdullah îbn Revaha da katılmıştı. Hayvanın kaldırdığı toz toplantı yerini kap­layınca, Abdullah îbn Ubeyy, elbisesiyle burnunu kapattı ve sonra: Ü-zerimize toz kaldırmayın! dedi.

Peygamber (s.a.v.) onlara selâm verip durdu ve hayvanından indi. Onları, Allah'a imana davet etti ve onlara Kur'an okudu. Bunun üzerine Abdullah İbn Ubeyy:

-Bundan daha güzel bir şey yok. Eğer söylediklerin hak ise, bizi toplantılarımızda rahatsız etme (ve evine dön. Bizden sana kim gelirse ona anlat.

Abdullah Ibn Revaha da:

-Toplantılarımızda bize gel.) Çünkü biz bunu arzu ediyoruz, dedi.

Müslümanlar, müşrikler ve Yahudiler birbirlerine sövüp hakarette bulundular. Hatta nerdeyse birbirlerinin üzerine atılacaklardı. Pey­gamber (s.a.v.) devamlı onları yatıştırmağa çalıştı ve sonunda sakinleş-tiler.

Rasulullah (s.a.v.) daha sonra hayvanına binip Sa'd Ibn Ubade'nin yanına gitti ve şunu söyledi:

- "Sa'd! Ebu Hubab'ın (Abdullah tbn Ubeyy'in) söylediklerini duy­madın mı? O, şöyle şöyle dedi" dedi.

Sa'd da şunları söyledi:

-Ya Rasulellah! Onu affet! Vallahi, Allah sana verdiğini vermiştir. Buranın halkı ona taç giydirmeğe, sarık sarmağa karar vermişlerdi. Al­lah sana verdiği hak ile bunu reddedince bu onun boğazına durdu.

Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) onu affetti." [15]

694) Abdullah îbn Abbas şunu anlattı: Ömer İbnu'l-Hattab'm şöyle dediğini duydum:

Abdullah îbn Ubeyy öldüğünde Rasulullah (s.a.v.) onun cenaze namazına çağırıldı. Peygamber (s.a.v.) kalkıp ona gitti. Rasulullah (s.a.v.) namaz kılmak maksadıyla cenazeye karşı durduğunda, yerimden kalkarak göğsünün önüne dikildim ve:

-Ya Rasulellah! -Onun günlerini sayarak- şu, şu, şu, şu günlerde şöyle şöyle diyen Allah'ın düşmanı İbn Ubbeyy'e mi cenaze namazı kıla­caksın, dedim.

Rasulullah (s.a.v.) ise gülümsüyordu. Nihayet lafı uzatınca:

- "Ömer! Benden uzak dur! Ben iki şey arasında muhayyer kılındım ve bunlardan birini seçtim. Bana: Onlar için ister istiğfar et, ister etme. Onlar için yetmiş defa istiğfar etsen de Allah (c.c.) onları affetmeyecek­tir. Bilsem ki, yetmişi aşarsam onları bağışlayacaktır, mutlaka aşar­dım!" dedi.

Daha sonra Rasulullah (s.a.v.) onun cenaze namazını kıldı. Cena­zesiyle birlikte kabrine kadar yürüdü ve defin işini tamamladı.

Allah ve Peygamberi daha iyi biliyor ki kendime ve Rasulullah'a (s.a.v.) karşı cüretime şaştım.

Vallahi onu gömdükten kısa bir süre sonra, şu ayet indi: "Onlar­dan ölen birisine asla namaz kılma, kabri başında da durma çünkü onlar, Allah ve Ra sulu1 nü inkar ettiler de fasık olarak öl­düler." [16]

Rasulullah (s.a.v.) ondan sonra vefat edinceye kadar, hiçbir mü­nafığın namazını kılmadı ve kabri başında durmadı. [17]

695) Enes anlatmıştır:

Mekke'lilerden seksen kişi, Peygamberle ashabını yakalamak için silahlı olarak, Rasulullah'm (s.a.v.) peşine düştüler. Rasulullah Onları çarpışmaya girmeden yakaladı ve Öldürmedi. Bunun üzerine Allah Taâlâ şu ayeti indirdi: "O, sizi, onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra, Mekke'nin göbeğinde, onların ellerini sizden, sizin elleri­nizi de onlardan çekendir." [18]

696) Hz. Aişe şunu anlattı:

Rasulullah (s.a.v.) erkek ve kadın hiçbir hizmetçisine vurmadı. Allah yolunda cihat etmesi dışında eliyle hiçbir şeye vurmadı. Ona hiçbir şey isabet etmemiştir -ki, sahibinden intikam alsın. Meğer ki, Allah'ın haramlarından birşeyi çiğnemiş olsun. Bu takdirde Aziz ve Celil olan Allah için intikam alırdı, iki şey arasında muhayyer bırakılırsa, günah olmamak şartıyla onların en kolayını seçerdi. Şayet o günahsa, insanla­rın ondan en uzak olanıydı. [19]

697) el-Hasen îbn Ali'nin dayısı Hind şunu anlattı:

"Rasulullah (s.a.v.) dünya ve dünya işleri için Öfkelenmez di. Fakat bir hak çiğnenmek istendiğinde onun öcünü almadıkça, hiçbir şey öfke­sinin önüne geçemezdi. Kendi şahsı için asla kızmaz ve intikam almaz­dı." [20]

698) Hz. Aişe şunu anlattı: Hz. Aişe kendisi Rasulullah'a (s.a.v.):

-Başına, Uhud gününden daha şiddetli bir gün geldi mi? diye sor­du. Rasulullah (s.a.v.):

- "Senin kavminden başıma neler geldi! Onlardan başıma gelenin en şiddetlisi Akabe günü gelmiştir. Kendimi Abdü Kulâl oğullarına ar-zettiğimde, istediğim hususta bana icabet etmediler. Ben de üzgün ola­rak gözümün gördüğü tarafa yürüdüm. Ancak Karnusseâlib'te kendime gelebildim. Başımı kaldırdım. Bir de ne göreyim! Bir bulut, beni gölge­lemiş. Baktım, bulutun içinde Cebrail! Bana şöyle seslendi:

-Allah, kavminin sana söylediklerini ve sana verdikleri red ceva­bını işitti de onlar hakkında dilediğini kendisine emretmen için sana dağlar meleğini gönderdi.

Dağlar meleği bana seslendi ve selam verdi. Sonra:

-Şüphesiz Allah kavminin sana söylediklerini duydu. Ben dağlar meleğiyim. Rabb'in beni sana dilediğini emretmen için gönderdi, Mu-hammed! Şimdi ne dilersen dile! Eğer üzerlerine iki Ahşeb'i (Ebu Kubeys dağıyla Kuaykıan dağını) kapamamı dilersen kaparım, dedi. Ben:

-Hayır! Allah'ın onların sulplerinden, sadece Allah'a ibadet edecek, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayacak kimseler çıkarmasını dilerim, dedim" dedi. [21]

699) Enes îbn Malik anlattı:

Rasulullah'la (s.a.v.) yürüyordum. Üzerinde Necran kumaşından mamul kalın kenarlı bir cübbe vardı. Ona bir bedevi yetişerek, cübbe-sinden şiddetle çekti. Rasululîah'm (s.a.v.) omzunun yanına baktım. Bedevinin şiddetle çekmesinden cübbenin kenarı iz bırakmıştı. Sonra bedevi:

-Ey Muhammed! Allah'ın sende bulunan malından birşeyler veril­mesini emret, dedi.

Rasulullah (s.a.v.) ona bakıp güldü ve sonra iyilikte bulunulmasını emretti.

el-Buhari şöyle demiştir:

Huneyn savaşından sonra Peygamber (s.a.v.), ganimetleri taksim ederken bazılarına fazla vermişti. el-Akra îbn Habisle Huneyn'e yüzer deve vermişti. Yine o gün Arap eşrafından bazılarına ganimet taksimi esnasında farklı davranmıştı.                       

Bunun üzerine birisi:

-Vallahi, bu taksimde adil davranılmadı. Allah'ın rızası gözetilme­di, dedi. Ben de:

-Vallahi, tounu mutlaka Rasulullah'a söyleyeceğim, dedim ve gelip Rasulullah'a (s.a.v.) haber verdim. Rasulullah da şöyle buyurdu:

- "Allah ve Rasulu adil olmazsa, kim adil olur? Allah Musa'ya rah­met etsin! Ona bundan daha fazlasıyla eziyet edilmişti ama o sabret-mişti." [22]

700) Ebu Hureyre şunu anlattı:

-Ya Rasulellah! Müşriklere beddua et, denildi.

Rasulullah (s.a.v.) şu cevabı verdi:

- "Ben lanet edici olarak gönderilmedim. Ancak rahmet için gön­derildim." [23]                       

701) Ebu Hureyre anlattı:

Rasulullah (s.a.v.) Mekke'yi fethedince, Ka'be'yi tavaf etti. îçinde iki rekat namaz kıldı. Daha sonra Ka'be'ye geldi ve kapının iki yanından tutup:

- "Ne dersiniz? Şimdi hakkınızda ne yapacağımı sanırsınız?" dedi. Kureyşliler üç defa:

-Sen bir kardeşsin, bir amca oğlusun. Sen halimsin (yumuşaksın) ve merhametlisin, dediler.

Rasulullah da (s.a.v.) şöyle dedi:

- "Ben de Yusufun (a.s.) dediği gibi diyeceğim: Size bugün, hiçbir başa kakma ve ayıplama yok!   Allah, sizi bağışlasın.  O,   merhamet edenlerin en merhametlisidir." [24]

Bunun üzerine onlar, sanki kabirlerden çıkarümışcasına gelip is­lam'a girdiler. [25]

702) Ömer Îbnu'l-Hattab şöyle anlattı:

Mekke'nin fethinde, Rasulullah'ın (s.a.v.) Savfan Ibn Ebi Umeyye, Ebu Sufyan Ibn Harb ve el-Haris tbn Hişam'a eman verdiğine dair haber gönderdi. Ben de:

-Allah Teâlâ bana onlara hakim olma firsatı verdi, dedim. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.):

- "Benim halimle, sizin haliniz, Yusufun kardeşlerine dediği gibi olacaktır: Sizlere bugün, hiçbir başa kakma ve ayıplama yoktur! Allah, sizi bağışlasın" dedi. [26]

Rasulullah'tan (s.a.v.) utandığım için ağladım.    .

703) Cabir tbn Abdillah şunu anlattı:

"Rasulullah (s.a.v.) Huneyn günü insanlara Bilal'ın el...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Rasulullah'ın Hilmi Ve Müsamahakârlığı
« Posted on: 19 Nisan 2024, 02:24:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Rasulullah'ın Hilmi Ve Müsamahakârlığı rüya tabiri,Rasulullah'ın Hilmi Ve Müsamahakârlığı mekke canlı, Rasulullah'ın Hilmi Ve Müsamahakârlığı kabe canlı yayın, Rasulullah'ın Hilmi Ve Müsamahakârlığı Üç boyutlu kuran oku Rasulullah'ın Hilmi Ve Müsamahakârlığı kuran ı kerim, Rasulullah'ın Hilmi Ve Müsamahakârlığı peygamber kıssaları,Rasulullah'ın Hilmi Ve Müsamahakârlığı ilitam ders soruları, Rasulullah'ın Hilmi Ve Müsamahakârlığıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes