Konu Başlığı: Rasulullah'ın Ağrılarının Artması Gönderen: Hadice üzerinde 06 Mayıs 2011, 09:03:31 Rasulullah'ın Ağrılarının Artması 1445) Hz. Aişe şöyle dedi: Peygamber yatağında sızlanmağa ve kıvranmağa başladı. Ö'na: -Bunu, bizden birisi yapsa, ona üzülürdün, dedim. Bunun üzerine şöyle dedi: - "Mü'minler ağır belalara uğratılırlar."[12] 1446) Abdullah şöyle anlattı: "Ağır hasta iken Rasulullah'm (s.a.v.) yanma girdim. Ona dokundum ve şöyle dedim: -Ya Rasuiellah! Sen, şiddetli bir hummaya tutulmuşsun. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.): - "Evet. Ben sizden iki kişinin hummasına eşit hummaya tutuldum" buyurdu. Ben: -Sana iki ecir vardır, dedim. Rasulullah (s.a.v.): - "Evet. Canım elinde olan Allah'a yemin olsun! Hastalğıa tutulan hiçbir müsiüman yoktur ki, Allah onun hata ve günahlarını, ağacın yapraklarının döküldüğü gibi dökmesin" buyurdu.[13] 1447) Hz. Aişe şöyle dedi: Hastalığı Rasulullah'ınkinden (s.a.v.) daha şiddetli olan hiç kimseyi görmedim. 1448) Ebu Said el-Hudrî şöyle anlattı: Rasulullah'a. (s.a.v.) geldik. Şiddetli bir hummaya tutulmuştu. Bizden birinin eli, hummanın şiddetinden dolayı ısınır ısınmaz, teşbih getirmeğe (hayretimizi ifade etmeğe) başladık. Bunun üzerine. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: 'İnsanların en ağır belaya uğratılanları, peygamberlerdir. Bize geleh bela böyle ağır olduğu gibi, ecrimiz de kat kat olur."[14] Şöyle denilse: Büyüklere belanın ağırlaştırılmasının sebebi nedir? Buna İbn Akü şöyle cevap vermiştir: Büyüklere, ağır belaya dayanıklı olmaları için cevherler verilmiştir. Allah onları göstermek ve verdiği belaya sabretmeleri ve kazasına rıza göstermeleri için, sonrakilere hüccet yapmıştır. 1449) Ebu Ubeyde'nin halası Fatıma şunu anlattı: Biz, bazı kadınlarla birlikte Rasulullah'ı ziyarete gitmiştik. O'nu, hummanın hararetinin şiddetinden, sanki asılı duran bir sudan üzerine hep su damlıyormuş gibi bulduk. Bunun üzerine: - Ya Rasulellah! Şifa bulman için dua etsen" dedik. Rasulullah: - "İnsanların en ağır belaya uğratılanları peygamberlerdir. Sonra, derecelerine göre, onlardan sonra gelenlerdir. Sonra derecelerine göre onlardan sonra gelenlerdir."[15] 1450) Hz. Aişe şunu anlattı: Rasulullah'ı (s.a.v.) ölürken gördüm. Yanında içi su dolu bir bardak vardı. Elini bardağın içine sokup suyu yüzüne sürüyor, sonra da şöyle diyordu: "Allah'ım! Ölümün sekeratına (sıkıntılarına) karşı bana yardım et."[16] 1452) Hz. Aişe şöyle anlatmıştır: Ölümün, Rasuluüah'a (s.a.v.) olan şiddetinden sonra, ölümü şiddetli bulunan mümine imrenmekten geri kalmadım. 1453) Enes şöyle anlattı: Rasulullah (s.a.v.), ölüm ızdırabını çekerken Hz, Fatıma: -Vay çektiğin ızdıraba babacığım! dedi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.): - "Bugünden sonra, babanın üzerinde hiç ızdırap kalmayacak. Her kimin ondan bir alacağı varsa Allah kıyamete kadar alacaklılarına onun borçlarını ödemiştir."[17] [12] Hakim, Müsteclrek, I/346; İbn Sa'd, Tabakatü'i-Kübra, 11/11 (şu lafızla: "Hastalığı sebebiyle günah ve hatalarının dökülmesi için, müminler bela ve musibetlere uğratılırlar"). [13] Buharî, Sahih, kitabu'l-marad, bab: 3,13,16; Müslim, Sahih, kitabu'l-birr, hadis: 45; Darımî, Sünen, kitabu'r-rikak, bab: 57; İmam Ahmed, Musned, 1/381, 441, 455. [14] İbn Sa'd, Tabakatü'i-Kübra, 11/12. [15] İmam Ahmecl, Musned, VI/369, Hakim, Mustedrek, İV/404; İbn Sa'd, Tabaka-tiı'l-Kübra, VIII/238; İmam Ahmed, Musned, Zevaıdu'l-Musned, 357. [16] Tırmızî, Sünen, kıtabu'l-cenaiz, bab: 8 (Tırmızî şoyie demiştir: "Bu hasen garib bir hadistir."); İmam Ahmed, Musned, 6416, 70, 77, 151-; İbn Mace, Sünen, kıtabu'l-cenaiz, bab: 64; Beyhakî, Delailu'n-Nubuvve, VII/207. [17] Buharî, Sahih, kitabu'l-mağazî, bab 83; İbn Sa'd, Tabakatü'l-Kubra, 11/311, Beyhakî, Delailu'n-Nubuvve, VII/213. |