๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Peygamberimizin Hayatı => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 01 Haziran 2011, 09:03:11



Konu Başlığı: Rasûlullah'a Abdulmuttalib'in Bakması
Gönderen: Hadice üzerinde 01 Haziran 2011, 09:03:11
Annesi Aminenin Vefatından Sonra, Rasûlullah'a Abdulmuttalib'in Bakması[143]

138) Nafî Ibn Cubeyr anlatmaktadır:

Rasûlullah (s.a.v.) annesi Amine Bint Vehb'in yanında kalıyordu. Annesi vefat edince onu dedesi Abdulmuttalib yanma aldı. Onu bağrına basıp hiçbir oğluna göstermediği şefkati ona gösterdi. Onu kendine yaklaştırır, yalnızken ve uyurken onu odasına alır. Minderinin üzerine oturturdu. Abdulmuttalib, onun minderinin üzerine oturduğunu görün­ce de şöyle derdi: Oğlumu bırakın. Ona mutlaka mülk verilecek, derdi.

Mudiin oğullarından bir grup Abdulmuttalib1 e: Ona dikkat et, biz makamdaki ayağa ondan daha çok benzeyen ayak görmedik, dedi. Bu­nun üzerine Abdulmuttalib Ebu Talib'e: Bunların dediklerini dinle, dedi. Ebu Talib ona dikkat eder ve onu korurdu.

Abdulmuttalib Rasûlullah'ın dadısı Ummu Eymen'e şöyle demişti: Bereke! Oğlumu ihmal etme, ona karşı dikkatli ol. Çünkü ehl-i kitap, oğlumun, bu ümmetin peygamberi olduğunu söylüyorlar.

Abdulmuttalib onu yanına almadıkça yemek yemezdi. Oğlumu yanıma getirin, der, o da yanma getirilirdi,

Abdulmuttalib ölüm döşeğindeyken Ebu Talib'e Rasûluîah'ı koru­yup gözetmelerini vasiyet etmişti.

139) îbn Abbas anlatmaktadır; Babamın şöyle dediğini duydum:

Abdulmuttalib'in, Hıcr'da üzerine kendisinden başkasının otur­madığı bir minderi vardı. Harb Ibn Umeyyeyle ondan daha aşağı sevi­yede kimseler, minderin önünde, onun çevresinde otururlardı. Rasû-lullah (s.a.v.) bir gün, daha buluğa erişmemiş küçük çocukken gelip minderin üstüne oturdu. Birisi onu çekti. Rasûlullah (s.a.v.) ağlayınca Abdulmuttalib: Oğlum ne için ağlıyor? diye sordu. -O sırada gözleri kör olmuştu- Ona: Mindere oturmak istedi. îsteğine engel oldular, dediler. Abdulmuttalib, oğlumu bırakın, minderin üzerine otursun. O, ken­disinde bir şeref duyuyor. Onun, ne kendinden önceki, ne de kendinden sonraki hiçbir Arab'ın erişemeyeceği bir şerefe ulaşacağım umuyorum, dedi. [144]


[143] Bakınız: Beyhakî, Delailu'n-Nubuvve, H/20, 21,22.

[144] Abdurrahman İbnü’l-Cevzi, Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı, Uysal Kitabevi: 100-101.