๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Peygamberimizin Hayatı => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 31 Mayıs 2011, 14:37:28



Konu Başlığı: Peygamberliğinin Onbirincı Yılında Rasulullah'ın Ensarla Arasında Geçenler
Gönderen: Hadice üzerinde 31 Mayıs 2011, 14:37:28
Peygamberliğinin Onbirincı Yılında Ensarla Arasında Geçenler

Rasulullah (s.a.v.) her mevsimde yaptığı gibi (onbirinci yılın) mev­siminde kendini kabilelere arzetmek üzere çıktı.

Rasulullah (s.a.v.) Akabe'de bazı Hazreclilerle karşılaştı. Onlara:

- "Siz kimsiniz?" dedi. Onlar:

- Biz Hazrec kabilesindeniz, dediler

- Sizinle konuşmam için oturmaz mısınız? dedi.

- Olur, dediler.

Hazrecliler onun yanına oturdular. Rasulullah (s.a.v.) onları Allah Teala'ya imana davet etti. Onlara İslamı arzetti ve Kur'an okudu.

Onların eskileri Galib oğullarından bir peygamber çıkacağını du­yarlardı.

297) îbn Cumey anlattı:

Evs Ibn Harise İbn Salebe îbn Amr îbn Amir ölüm yatağına düş­tüğünde ona:

-  Biz sana, gençliğinde evlenmeni tavsiye ediyorduk sen de karşı çıkıyordun.   İşte bu, kardeşin Hazrec, onun beş oğlu vardır.   Senin ise sadece Malik var, dediler. O da şöyle cevap verdi:

- Hiç kimse Malik'i terkedenin helak olduğu gibi helak oİmaz. Bir de şu şiiri söyledi:

"Allah'ın, saadet ve iyilik ehlinin kendisiyle kurtulduğu bir daveti olduğu kavmime gelmedi mi?

Mekke'de Zemzemle Hıcr arasında Alu Galib'den elçi gönderildiği zaman.

Bu arada onun memleketiniz deki Amir oğullarına karşı zafer ka­zanmasını isteyin. Çünkü saadet zaferdedir."

Rasulullah'm (s.a.v.) kendisini arzettiği bu kişiler bir peygamberin zamanının gölgesinin düştüğünü yahudilerden duyuyorlardı.

Rasulullah (s.a.v.) onlarla konuşunca birbirlerine:

- Vallahi, bu, yahudilerin kendisiyle sizi korkuttuğu  peygamber­dir. Yahudiler (ona inanmak ve tabi olmakta) sizi geçmesinler, dediler.

Onlar, Rasulullah'm davet ettiği şeyi kabul edip iman etmiş olarak memleketlerine geri-döndüler.

Bunlar altı kişiydiler: Es'ad İbn Zurare, Avf îbn Afra, Rafı îbn Malik, Kutbe İbn Amir, (Ukbe İbn Amir) ve Cabir İbn Abdülah İbn Riab.

Bunlar Medine'ye kavimlerinin yanma varınca, onlara Rasulul-lah'tan bahsettiler. Onları İslam'a davet ettiler. Böylece İslam onların arasında yayıldı.

Ertesi yıl, Ensar'dan oniki kişi geldi. Rasulullah'la Akabe'de gö­rüştüler. Altısı Cabir hariç, daha önce adları geçen kimselerdi. Diğerleri de şunlardı: Muaz İbn Afra, Zekvan îbn Abdikays, Ubade Îbnu's-Samit, Yezid İbn Sa'lebe, Abbas İbn Ubade, Uveym İbn Saide ve Ebu'l Heysem İbnu't-Teyyihan.

Rasulullah (s.a.v.) onlardan beyat aldı. [113]

298) Ubade Îbnu's-Samit anlattı:

Biz Akabe gecesinde Rasulullah'a beyat ettik. Birisi de ben olmak üzere oniki kişi idik. Biz de, kadınların yaptığı beyat gibi, ona, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayacağımıza, çalmayacağımıza, zina yapmayaca­ğımıza, çocuklarımızı öldürmeyeceğimize, önden ve arkadan birbirimize iftira etmeyeceğimize, bir maruf konusunda ona isyan etmeyeceğimize dair beyat ettik. Bu, savaş farz kılınmadan önce olmuştu. Eğer bunları yerine getirirseniz, size cennet vardır. Eğer bir şeyi örterseniz (yap­mazsanız), onun işi Allah'a kalmıştır. O, dilerse affeder, dilerse azabeder. [114]

Onlar Rasulullah'm (s.a.v.) yanından ayrılırken, halka dinini öğ­retmek ve Kur'an okutmak üzere Mus'ab İbn Umeyr'i yanlarında Medi­ne'ye gönderdi.

Böylece birçok kimse müslüman oldu. [115]


[113] İbn Hişam, Siretu'n-Nebeviyye; İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye, 1/339 (Daha uzun olarak).

[114] Beyhakî, Delailu'n-Nubuvve, 2/436, 437, Bu hadisin benzeri şu kaynaklarda geçmektedir.   Buharı, Sahih, kitabu menakibi'l-ensar, babu vufudul-ensar, 3894; Müslim, Sahih, kitabu'l-hudud, 44

[115] Abdurrahman İbnü’l-Cevzi, Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı, Uysal Kitabevi: 192-194.