๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Peygamberimizin Hayatı => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 31 Mayıs 2011, 14:19:19



Konu Başlığı: Müşriklerin Muttalib Oğullarını Boykot Etmek İçin Yazdıkları Yazı
Gönderen: Hadice üzerinde 31 Mayıs 2011, 14:19:19
Müşriklerin, Haşim Oğulları Ve Muttalib Oğullarını Boykot Etmek İçin Yazdıkları Yazı

Haşimoğulları ve Muttalib oğulları Rasulullah'ı (s.a.v.) korumağa karar verince, Kureyşliler toplanıp içinde, Haşimoğullarma kız verme­mek, onlardan kız almamak, onlara birşey satmamak ve onlardan birşey satın almamak üzere andlaştıkları bir belge yazdılar.

Bu olay, Rasululîah'ın peygamberliğinin yedinci yılında oldu.

işi sağlama bağlamak için o belgeyi Ka'be'nin içine astılar. Onlar böyle yapınca, Haşimoğull arıyla Muttalib oğullan toplanıp Ebu Talib'e gittiler ve onun Şı'bına (mahallesine) girdiler. Ebu Leheb onların ara­sından çıkıp müşriklere destek oldu.

Üç yıl bu halde kaldılar. Müşrikler onlardan erzak ve katığı kes­tiler. Onlar oradan ancak hac mevsiminden hac mevsimine çıkabiliyor-lardı. Artık dayanacak güçleri kalmamıştı.

Hişam ibn Amr tbn Rabia yiyecek yüklerini onların yanına soku­yor ve bunu gizliyordu.

Daha sonra yazılan sayfanın hükmü bozuldu.

Hükmün bozulma sebebi hakkında iki görüş vardır:

1. Yüce ALLAH Peygamberine sayfanın durumunu bildirdi.  Güve, o sayfada zulüm ve haksızlık ifade eden şeyleri yemiş, ALLAH'ı zikirle ilgili olan yerler kalmıştı. Bunu Rasulullah (s.a.v.) Ebu Talib'e söyledi. Ebu Talib:

- Yeğenim! Bana haber verdiğin şey, gerçek midir? diye sordu. Ra­sulullah (s.a.v.):

- Evet, Vallahi gerçektir, amca! dedi. Ebu Talib bunu kardeşlerine anlattı ve:

- Vallahi, o bana, hiçbir zaman yalan söylememiştir, dedi. Onlar:

- Peki senin bu husustaki görüşün nedir? dediler. Ebu Talib:

- En güzel elbiselerinizi giyip Kureyşlilerin yanma gitmenizi ve bu haber onlara ulaşmadan önce bu meseleyi onlara hatırlatmayı uygun görüyorum, dedi.

Gidip mescide girdiler. Ebu Talib:

-  Biz kabul edeceğiniz bir iş için gelmiş bulunuyoruz, dedi. Ku-reyşliler:

- Hoşgeldiniz, safa geldiniz, dediler. Ebu Talib:

- Hiçbir zaman yalan söylememiş olan yeğenim bana haber verdi ki: Sizin yazmış olduğunuz sayfaya ALLAH güve musallat etmiş o da say­fanın içindeki, zulüm, haksızlık ve akrabalarla ilişkiyi kesme gibi her-şeyi yemiştir. Onda, ALLAH Teala'nın zikredildiği herşey kalmıştır. Eğer yeğenim doğru söylüyorsa, artık sizde kötü görüşünüzden vazgeçersiniz. Eğer o,  yalan söylüyorsa onu size teslim ederim.  Siz de onu, ister öl­dürürsünüz, ister sağ bırakırsınız, dedi. Kureyşliler:

- Sen bize insaflı davrandın, dediler.

Sayfayı getirmek üzere adam gönderdiler. Sayfayı açınca, onu Rasulullah'm dediği gibi buldular. Hepsi de şaşırdılar. Bildiklerinden vazgeçtiler. Ebu Talib:

-  Asıl zulmedenin ve akrabayla ilgiyi kesenin kendiniz olduğunu anladınız mı? dedi.

Hiçbir kimse ona cevap vermedi.

Bunu, Muhammed Ibn Sa'd bazı şeyhlerinden rivayet etmiştir.

2. Hişam îbn Amr îbn el-Haris el-Amri, Zuheyr İbn Ebi Umeyye ibn el-Mugire'ye gidip şöyle dedi:

- Zuheyr! Sen dayılarının; birşey satmaktan, birşey almaktan, ev­lenmekten ve evlendirmekten mahrum edildiklerini bildiğin halde, kendin, istediğini yemeğe, giymeğe ve istediğin kadınla evlenmeğe mi razı oluyorsun, yani gönlün nasıl razı oluyor? ALLAH'a yemin ederim! Ebu'l-Hakem îbn Hişam'ın seni dayıların aleyhinde andlaşmaya davet ettiği gibi, sen de onu, kendi aleyhinde böyle bir andlaşmaya davet etmiş olsaydın, senin davetine, hiçbir zaman icabet etmezdi. Zuheyr:

- Yazıklar olsun sana Hişam! Ben ne yapayım! Ben, bir tek kişiyim. Vallahi, yanımda başka bir kişi daha olsaydı, o andlaşma sayfasını

bozmaya kalkardım, dedi. Hişam:

-Ben birisini buldum, dedi. Zuheyr:

- Kimmiş o? dedi. Hişam:

- Ben, dedi. Zuheyr:

- Bize üçüncü bir adam ara, dedi. Hişam, El-Mut'ım İbn Adiyy'e gidip:

-  Mut'ım! Abdumenaf oğullarında iki batnın (Haşimoğullarıyla Muttalib oğullarının) helak olmasına gönlün razı oluyor mu? Bu konuda, sen de Kureyş'i tasvip ediyor musun? dedi. Mut'ım:

- Yazık sana! Ben ne yapabilirim. Ben, tek kişiyim, dedi. Hişam:

- Ben üçüncü kişiyi buldum, dedi. Mut'ım:

- Kim o? dedi. Hişam:

- Zuheyr İbn Umeyye, dedi. Mut'ım:

- Bize dördüncü bir kişi ara, dedi.

Hişam, Ebu'l-Bahteri tbn Hişam'ın yanma gitti. El-Mut'ım İbn A-diyy'e söylediklerinin aynısını ona da söyledi. Ebu'l-Bahteri:

- Bu hususta, yardım edecek birisi var mı? dedi. Hişam:

- Evet var. Zuheyr, Mut'un... Ben de yanındayım, dedi. Bunun ü-zerine Ebu'l-Bahteri:

- Bize beşinci bir adam ara, dedi.

Hişam, Zem'a İbnu'l Esved'e gidip onunla konuştu. Zem'a:

- Bu iş üzerinde duran kimseler var mı? diye sordu. Hişam:

- Evet var, dedi ve diğerlerinin adlarını saydı.

Sözleşip toplandılar.  Hükmünü bozuncaya kadar sahife mesele­siyle uğraşmak üzere andlaştılar.

Ertesi gün sabahleyin Zuheyr gidip Ka'be'yi tavaf ettikten sonra:

-  Ey Mekke halkı! Biz istediğimiz gibi yeyip içelim, giyinip kuşa­nalım da, Haşim oğulları ise açlıktan helak olsunlar, bu doğru mudur? Vallahi, akrabalık bağlarını kesen şu zalim sayfa yırtılmcaya kadar ye­rime oturmayacağım, dedi. Ebu Cehil:

- Sen yalan söylüyorsun. Vallahi, o sayfa yırtılamaz, dedi. Zem'a:

- Asıl sen yalan söylüyorsun. Yazıldığı sırada, biz onun yazılmasına razı değildik, dedi. Ebu'l-Bahteri:

- Zem'a doğru soyuyor.  Biz onda yazılı olan şeyleri ne kabul edi­yoruz, ne de ikrar ediyoruz, dedi. El-Mut'ım:

- Her ikiniz de doğru söylüyorsunuz, bunun aksini söyleyen yalan söyler. Biz o sayfadan ve içinde yazılı olanlardan ALLAH'a sığınırız.

Hişam İbn Amr da el-Mut'ını'inkine yakın sözler söyledi. Ebu Cehil:

- Bu, buradan başka bir yerde, geceleyin konuşulup üzerinde ka­rara varılmış bir iş? dedi.

El-Mut'ım kalkıp yırtmak için sayfanın yanına gitti. Güvenin, "Bismike'llahumme" sözü dışındaki bütün yazıları yediğini gördü.

Sayfanın yazıcısı, Mansur İbn Ikrime İbn Haşim'di. Sonra onun eli çolak oldu.

271) Ebu Hureyre şöyle söyledi: Rasulullah (s.a.v.) Nahr günü (kurban kesme günü), Mina'dayken şöyle dedi:

"Yarın biz Kinane oğullarının Hayfına, küfür üzere sözleşip yemin ettikleri yere ineceğiz." [78]

Hayf dan maksat; El-Muhassab denilen yerdir. Kureyş'le Kinane, Haşim oğulları ve Muttalib oğulları, Rasulullah'ı (s.a.v.) kendilerine teslim etmedikçe kız alıp vermemek ve ahş-verişte bulunmamak üzere orada andlaştılar. [79]


[78] Buharı, Sahih 2/186; İbn Mace, Sünen, 2942; Ebu Davud, Sünen, 2011; İmam Ahmed, Musned, 2/237; L^eyhakî, Sünenu'i-Kubra, 5/160, 6/218; İbn Huzeyme, Sahih, 2981, 2985; Abdurrezzak, S ı ,n, 9851, Tarihu'l-Hatib, 9/93; İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye 5/ 204

[79] Abdurrahman İbnü’l-Cevzi, Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı, Uysal Kitabevi: