๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Peygamberimizin Hayatı => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 31 Mayıs 2011, 15:07:03



Konu Başlığı: Mekke, Harem Ve Beytin Önceki Kitaplarda Bildirilmesi
Gönderen: Hadice üzerinde 31 Mayıs 2011, 15:07:03
Mekke Harem Ve Beytin Önceki Kitaplarda Bildirilmesi

îbn Kuteybe: Mekke, Harem ve Beyt'in önceki kitaplarda bildiril­diğini söylemiştir.

"İş'aya kitabında şunlar vardır: "Çöller ve şehirleri Alu Kaydar'm sarayları dolduracak. Onlar teşbih ederler. Dağların tepelerinden sesle­nirler. Onlar, Allah'ı yüceltirler. Karada ve denizde onun teşbihini ya­yarlar."

"Uzaktan bütün milletler için bayrağı kaldırırım. Yeryüzünün en uzak yerlerinden onları çağırır ve onlar gelmek üzere acele ederler."

İbn Kuteybe: Kaydar oğulları Araplardır. Çünkü Kaydar, herkesin ittifakıyle İsmail'in oğludur.

Kaldırılan bayrak ise, peygamberliktir.

Onların çağırılması da: Onları, dünyanın en uzak yerlerinden hacca davet etmesi ve onların da hemen gelmeleridir. Bu, yüce Allah'ın şu sözünde olduğu gibidir: 'İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek, yaya olarak gerekse nice uzak yoldan gelen yorgun argın develer üzerinde kendilerine ait bir takım yararları yakinen görmeleri, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar ü-zerine belli günlerde Allah'ın ismini anmaları (kurban kesmeleri için) sana (Ka'be'ye) gelsinler." [59]

Iş'aya kitabının başka bir yerinde: Saba1 dan bir kavim gönderile­cek. Onlar doğudan, toprak öbekleri gibi grup grup telbiyeler getirerek, ayaklarıyla çamur çiğneyen gibi gelirler."

Saba doğudan gelir. Allah oradan, Horasanlıları ve çevresindeki­leri gönderecek.

Sabanın estiği gibi inen kimdir? Toprak Öbeği gibi kalabalık grup­lar halinde gelenler, ayaklarıyla çamur çiğneyici gibi olan kimdir.

Onlardan bazılarının yumuşak kimseler olduğunu kasdediyor. Beyt'i tavaf ettiklerinde' herveleyi (koşmaya benzeyen yürümeyi) kas-detmiş olabilir.

Ibn Kuteybe şöyle söylemiştir: İstilam edilen (dokunularak saygı gösterilen) taş hakkında îş'aya şöyle der: "Efendi Rab: Ben Sahyun'u kuran kimseyim. O, mükerrem köşedeki (zaviyedeki) taş olarak Allah'ın beytidir, demiştir."

Taş, Beyt'in köşesindedir. Yücelik (mükerrem olma) onun istilam edilmesi ve öpülmesidir.

İş'aya Mekke hakkında şöyle demiştir: "Ey Akır (doğurmayan ka­dın) yürü ve sallan! Teşbih ederek konuş. Sevin çünkü sen hamile kal­madın. Senin ehlin (aile, akraba, halk) benimkinden daha çoktur.

Ehliyle Beytulmakdis'in (Kudüs'ün) israil oğullarından olan hal­kını kasdetmektedir.

Mekke halkının, kendilerine gelen hacı ve umrecilerle Beytul-makdis halkından daha kalabalık olduğunu kasdetmiştir.

Mekke'yi doğurmayan kısır kadına benzetmiştir. Çünkü Rasulul-lah'tan (s.a.v.) önce orada sadece ismail vardı. Orada hiçbir kitap nazil olmamıştı.

Akır'la (kısır kadınla) Beytulmakdis'i kasdetmiş olmaz. Çünkü o peygamberlerin evi ve vahyin yatağıdır. O, kısır kadınlara benzetilemez.

Yine iş'aya da Mekke hakkında şu zikredilmiştir:

"Nuh'un günlerinde Tufanla yeryüzünü suya batırmaya yemin et­tiğim gibi kendi kendime yemin ettim. Yine sana öfkelenmemeye seni terketmemeye yemin ettim. Dağlar gider, yelkenler iner. Sana olan ni­metim gitmez."

Sonra şöyle dedi: "Ey miskine (zavallı)! Ey mazlume! Güzellikle senin taşlarını yapan, seni mücevherlerle süsleyen, tavanına inciden taç geçiren, kapılarını zebercedle yapan benim. Sen zulümden uzaksın, korkma, zayıflıktan da uzaksın. Zayıf olma, sana karşı yapılan hiçbir silah, kullanılamaz. Sana düşmanlık için kullanılan her dilin kötülü­ğünden sen kurtulursun."

Şunu da söyledi: "Allah sana yeni bir isim verecek."

Daha önce Ka'be denilmekteyken Mescid-i Haram denildiğini kas­detmektedir.

"Kalk, parla. Çünkü senin nurun ve Allah'ın senin üzerindeki va­karı yaklaşmıştır."

"Gözlerinle etrafına bak. Onlar toplanmışlar.

Sabah erkenden sana oğulların ve kızların geliyorlar. O zaman sen seviniyor ve parlıyorsun. Düşmanın korkuyor ve senin için rahatlıyor. Kaydar'm her sürüsü senin yanında toplanıyor. Benavat'm efendi­leri sana hizmet ediyorlar."

Benavat, ismail'in oğludur.

Kaydar, peygamber'in (s.a.v.) atasıdır. Benavat'm kardeşidir.

Daha sonra şöyle dedi: "Kapılarını gece gündüz daima açacaksın kapatmayacaksın, onlar seni kıble edinecekler. Bundan sonra sen Rab-bin .jehri diye çağrılacaksın."

Yani o, Beytullah'tır. (Allah'ın evidir). İş'aya'nm başka bir yerinde de şöyledir:

"Etrafındakilere gözünü kaldır. Denizin hazineleri sana geldiği, milletlerin askerleri sana yöneldiği, besili deve katarları seni süslediği, etrafında toplanan katarlardan yerin daraldığı, Medyen'in koçları sana doğru sürüldüğü, Sebe halkı sana geldiği, Kaydar'm sürüleri sana hiz­met ettikleri için yüzün gülsün ve sen sevmesin." Yani Kabe'ye hizmeti kasdetmektedir. Ancak onlar, İsmail'in oğlu Benavat'ın çocuğundandır. [60]



[59] Hac Suresi, 27-28.

[60] Abdurrahman İbnü’l-Cevzi, Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı, Uysal Kitabevi: 53-55.