> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Peygamberimizin Hayatı > Hz. Peygamberin Çocukken Göğsünün Yarılması
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Peygamberin Çocukken Göğsünün Yarılması  (Okunma Sayısı 8994 defa)
01 Haziran 2011, 08:59:14
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 01 Haziran 2011, 08:59:14 »



Hz. Peygamberin Çocukken Göğsünün Yarılması [132]
 
120) Muhammed İbn Sa'd anlatmaktadır:

Rasûlullah (s.a.v.) Halîme'nin yanında dört yıl kaldı. O, süt kar­deşleriyle mahallenin yakınında yayılan kuzuların arasında koşarken, orada ona iki melek gelip karnını yardılar, içinden siyah bir kan pıhtısını çıkarıp attılar, altın bir leğenin içinde kar suyuyla kalbini yıkadılar. Sonra ümmetinden bin kişiyle tarttılar ve onlardan ağır geldi.

Birisi diğerine: Artık onu tartmayı bırak! Onu bütün ümmetiyle tartsan, yine de o ağır gelir, dedi.

Erkek kardeşi (Abdullah): Anneciğim! Kureyşli kardeşime yetiş diye bağırarak geldi. Annesi ve babası koşarak gittiler. Yanma vardık­larında Rasûlullah'ı (s.a.v.) rengi soluk bir vaziyette gördüler. Onu, A-mine Bint Vehb'e götürüp olanları ona anlattılar. Halime; Biz onu kolay kolay vermeyiz, dedi.

Halime,onu tekrar götürdü. Halîme'nin yanında bir sene veya bir sene kadar kaldı. Onun uzak bir yere gitmesine müsaade etmiyordu. Daha sonra Halime ona gölge yapan bir bulutu gördü. Çocuk durunca bulut da duruyor, yürüyünce o da yürüyordu. Bu, onun durumu hak­kında Halîme'ye dehşet verdi. Beş yaşındayken teslim etmek için onu annesine götürdü.

121) Şöyle rivayet edildi: Bir adam Rasûlullah'a (s.a.v.): Allah'ın Rasûlü! Senin işinin (peygamberliğinin) başlangıcı nasıldı? diye sordu.

Rasûlullah (s.a.v.) da şu cevabı verdi:

"Benim dadım Sa'd Ibn Bekr oğullarındandı. Birgün süt karde­şimle kuzularımızın yanma gitmiştik. Yanımıza azık almamıştık. Ben: Kardeşim! Git, annemizden bize azık getir, dedim. Kardeşim gitti. Ben kuzuların yanında kaldım kartala benzeyen beyaz iki kuş geldi. Beni tutup ensemin üzerine yatırdılar. Karnımı yarıp kalbimi çıkardılar. Kalbimi de yarıp içinden iki siyah kan pıhtısı çıkardılar. Birisi öbürüne: Bana kar suyunu ver, dedi. Onunla içimi yıkadılar. Daha sonra o: Bana dolu suyunu ver dedi. Onunla da kalbimi yıkadılar. Bu defa da, Bana sekineti (iç huzuru, sükunet) ver, dedi, sekineti kalbimin içine serptiler. Birisi diğerine: Onu (kalbini) dik, dedi. O da kalbimi dikti ve onun üze­rine peygamberlik mührünü bastı. Birisi diğerine; Onu terazinin bir kefesine koy, öbür kefeye de ümmetinden bin kişiyi koy, dedi. Üstümdeki bin kişiye baktım da bazılarının üzerime düşmelerine acıdım. O, bütün ümmeti onunla tartılsa, yine de onlara ağır gelir, dedi.

Daha sonra o ikisi beni kendi halime bırakarak çekip gittiler. Ben çok korktum. Anneme gittim. Başıma gelenleri ona anlattım. Benim birşeylere (cinlere) karışmış olmama acıdı ve seni Allah'ın korumasına havale ediyorum, dedi. Beni hayvana yerleştirdi. Kendisi de arkama bindi. Anneme gelip: Emanetimi ve sözümü yerine getirdim, deyip başı­ma gelenleri ona anlattı. Bu anneme garip gelmedi ona şöyle dedi: O, doğduğunda Şam saraylarını aydınlatan bir nur gördüm.

122) Enes îbn Malik anlatmaktadır: Çocuklarla oynarken Rasû-lullah'a (s.a.v.) Cebrail geldi. Onu tutup yere yıktı. Karnını yarıp kalbini çıkardı. Sonra kalbini yardı. Oradan bir kan pıhtısı çıkardı. Bu, şey­tan'm sendeki payı, dedi. Onu zemzem suyuyla  altın bir  leğenin içinde yıkadı. Sonra alıp yerine koydu.

Çocuklar koşarak onun annesine -süt annesine- geldiler ve: Mu-hammed öldürüldü, dediler. Onu rengi soluk bir halde görmüşlerdi.

Enes şöyle derdi: Onun göğsündeki dikiş izini görürdüm.

123)  Şeddad îbn Evs anlatmaktadır: Rasûlullah'm yanında otu­rurken Amir oğullarından bir ihtiyar çıkageldi ve, Muhammed! Bana peygamberliğinin nasıl başladığını anlatsana dedi.

Rasûlullah (s.a.v.) şöyle anlattı:

- "Ben atam İbrahim'in duasıyım. Kardeşim İsa'nın geleceğini müjdelediği peygamberim. Annem'beni dünyaya getirince Sa'd İbn Bekr oğulları (kabilesi) arasında emzirildim. Bir gün ben, ailemden uzakta, vadinin ortasında yaşıtım olan çocuklarla birlikteyken, ansızın yanla­rında kar dolu altın bir leğen bulunan üç kişi çıka geldi. Beni arkadaş­larımın arasından çekip aldılar. Arkadaşlarım vadinin kenarına kadar kaçtılar. Daha sonra adamların yanına gelip: Bu çocuktan ne istiyorsu­nuz? O bizden değildir. Kureyş'in efendisinin oğludur. Eğer onu mutlaka öldürücekseniz, bizden istediğiniz birini seçin ve onu öldürün, dediler.

Onlardan birisi gelip beni yere yatırdı, göğsümü yardı. Karnımın içindekileri çıkardı. Onları o karla iyice yıkadı. Sonra da onları yerlerine koydu. Daha sonra gelenlerin ikincisi kalkıp arkadaşına: Uzaklaş, dedi. Adam benden uzaklaştı. Elini karnıma soktu ve kalbimi çıkardı. Gözü­mün önünde onu yardı. İçinden siyah bir parça çıkarıp attı. Daha sonra, sanki birşey alıyorcasına eliyle ondan bahsetti. Elinde, görenleri şaşır­tan nurdan bir mühür vardı. Onunla kalbimi mühürledi ve kalbim nur doldu. Onu tekrar yerine koydu kalbimde uzun süre mührün soğuklu­ğunu hissettim. Üçüncü kişi: Uzaklaş, dedi. Elini göğsümün en üst ta­rafından kasığıma kadar gezdirdi. Böylece yarık Allah Teâlâ1 nın izniyle bitişti. Daha sonra elimden tuttu. Nazik bir şekilde beni yerimden kal­dırdı. Sonra beni bağırlarına bastılar. Alnımdan öptüler şöyle dediler: Ey Allah'ın sevgilisi! Niye korkuyorsun? Eğer sen hakkında murad edi­leni buseydin, çok sevinirdin.

Yine biz, evlerimizin yanındayken hepsi çıkageldi. Annem yani süt annem evin önünde, sesinin çıktığı kadar: Ah zavallı garibim! Sen ne i-yisin! Ne yücesin! diye bağırıyordu.

Benim önümde diz çöküp alnımdan öptüler ve: Bir zayıf olarak sen ne iyisin, dediler. Dadım: Sen ashabının arasında zayıf görülüp, zayıflı­ğından dolayı öldürülecek birisi misin? dedi ve beni kucağına bastı.

Canım elinde olana yemin olsun! Ben onun kucağmdayken ve elim bazılarının elindeyken herkesin onları gördüğünü zannetmiştim. Hal­buki onlar görmüyorlarmış.

insanlardan bazıları: Bu çocuğu cin çarpmış veya gözüne cinler görünüyor dediler.

Beni bir kahine götürüp durumumu ona anlattılar. Kahin: Bu ço­cuğu dinleyinceye kadar susun, çünkü durumunu o sizden daha iyi bilir, dedi.

Kahin bana sordu, ben de başımdan geçenleri ona anlattım. Hemen yanıma gelip beni kucağına bastı. Sonra avazı çıktığı kadar:

Arablar! Bu çocuğu öldürün, Onunla birlikte beni de öldürün, Lafla Uzza'ya yemin olsun! Eğer onu bırakırsanız ve o yetişirse, mutla­ka dininizi değiştirecek diye bağırdı.

Daha sonra beni aldılar. İşte benim peygamberliğimin başlangıcı böyle oldu" dedi.

124) Zeyd İbn Eşlem babasından rivayet etmiştir:

Ukaz panayırı kurulduğunda Halime Rasûlullah'ı (s.a.v.) halkın çocuklarını gösterdiği Huzeyl'li bir arrafa (kâhin, müneccim) götürmüştü.

Arraf çocuğu görünce: Huzeylliler! Arap topluluğu! diyerek hay­kırdı.

Panayır halkı onun etrafında toplandı. Arraf:

- Bu çocuğu öldürün, dedi.

Bunun üzerine Halime, hemen oradan çocukla birlikte sıvıştı. Halk:

- Hangi çocuk? diye sormaya başladı. Arraf ise:

- Şu çocuğu, diyordu. Onlar hiçbir şeyi göremiyorlardı. Annesi (süt annesi) onu çoktan götürmüştü. Arraf a:

- Yok öyle bir çocuk! diyorlardı. Arraf:

- Bir çocuk görmüştüm. O sizin dininizden olanları öldürecek, put­larınızı kıracak ve onun davası sizi yenecektir, dedi.

Çocuk Ukaz'm her yerinde arandı ama bulunamadı.

125)  Muhammed İbn Ömer anlatır: Huzeylli bir ihtiyar şöyle ba­ğırmaya başladı: Ey Huzeyl ve putları! Şüphesiz bu, gökten bir emir bekliyor. O, peygambere (s.a.v.) (inanmağa) teşvik ediyordu. Çok sür­medi, o ihtiyar aklını kaybetti ve kafir olarak öldü.

126) İbn Abbas şunu rivayet etti:

Halime Peygamberi aramak üzere çıktı. Onu kız kardeşinin ya­nında buldu ve: Yavrum! Bu ne sıcak böyle! dedi. Kız kardeşi: Anneci­ğim! Kardeşim hiç sıcak görmedi. Ben ona gölge yapan bir bulut gördüm, kardeşim durunca bulut da duruyor, o yürüyünce bulut da onunla bir­likte yürüyordu. Böylece buraya kadar geldi.

127) Bize şöyle rivayet edildi: Halime Mekke'de Rusûlullah'ın ya­nma geldi. O sırada Hadice ile evliydi. Ona, memleketindeki kuraklıktan ve hayvanların kırıldığından dert yandı.

Rasûlullah (s.a.v.), bu hususta Hadice ile konuştu. Hadice ona, kırk koyun, binmek ve yüklerini taşımak için bir de deve verdi. O da ai­lesinin yanma gitti.

îslâm geldikten sonra Rasûlullah'ın yanma gelip kendisi ve kocası müslüman oldular ve Rasûlullah'a beyat ettiler.

128) Muhammed İbnu'l-Munkedir anlatmaktadır:

Rasûlullah'ı emzirmiş olan bir kadın yanma girmek için ondan izin istedi. Kadın yanına girince Rasûlullah (s.a.v.): Annem annem! dedi. Ridasını alıp onun oturması için yere serdi. Kadın da onun üzerine o-turdu.

Aynı kadının daha sonra Ebu Bekr'e ve Ömer'e de geldiği ve onla­rında kadına ikramda bulundukları rivayet edilmiştir.

Rasûlullah'ın on yaşını tamamladıktan sonra göğsünün tekrar ya-rıldığı rivayet edilmiştir.

129) Ubeyy îbn Ka'b anlatmaktadır:   Ebu Hureyre, başkalarının soramadığı bazı şeyler hakkında Rasûlullah'a (s.a.v.) soru sorma konusunda cesaretliydi. O şöyle sordu:

- Allah'ın Rasûlü! Peygamberlikle ilgili gördüğün ilk şey nedir? Rasûlullah oturur vaziyette doğruldu ve:

- "Ebu Hureyre! Sen sordun. Ben on yaşını bir kaç ay geçtiğim sı­ralarda birgün çöldeyken ansızın tepemde bir konuşma duydum. Bir adam başka bir adama: Bu, O mu? dedi. O ikisi beni o güne kadar hiç kimsede görmediğim yüzlerle karşıladılar. Yürüyerek yanıma geldiler Her ikiside pazumdan tuttular. Onların tutmalarından dolayı hiçbir dokunma hissi duymadım. Birisi diğerine. Onu yatır, dedi. Hırpalama­dan beni yere yatırdılar. Birisi diğerine: Göğsünü yar, dedi. Öbürü göğ­süme eğilip ben kan görmeden ve ağrı hissetmede...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Peygamberin Çocukken Göğsünün Yarılması
« Posted on: 29 Mart 2024, 02:51:43 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Peygamberin Çocukken Göğsünün Yarılması rüya tabiri,Hz. Peygamberin Çocukken Göğsünün Yarılması mekke canlı, Hz. Peygamberin Çocukken Göğsünün Yarılması kabe canlı yayın, Hz. Peygamberin Çocukken Göğsünün Yarılması Üç boyutlu kuran oku Hz. Peygamberin Çocukken Göğsünün Yarılması kuran ı kerim, Hz. Peygamberin Çocukken Göğsünün Yarılması peygamber kıssaları,Hz. Peygamberin Çocukken Göğsünün Yarılması ilitam ders soruları, Hz. Peygamberin Çocukken Göğsünün Yarılması önlisans arapça,
Logged
22 Haziran 2014, 21:31:34
Kevser 9
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.730



« Yanıtla #1 : 22 Haziran 2014, 21:31:34 »

Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh(...)

Gerçekten benim bu konuda bir bilgim yoktu RABBİM razı olsun ki kaynaklar ile çok güzel ve emek verilmiş bir şekilde bizi aydınlattınız...
Peygamber Efendimiz(s.a.v.)'e bin bir kere selatu selam olsun O'nun mucizeleri bu kadarla sınırlı değil MAŞAALLAH...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
20 Ocak 2015, 16:55:10
Bahrişan 8

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 308


« Yanıtla #2 : 20 Ocak 2015, 16:55:10 »

HZ MUHAMMED COOK IYI BIR INSANDI VE ALLAH ONA YARDIM ETTI
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
20 Ocak 2015, 16:57:16
Yunus Emre

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 499



« Yanıtla #3 : 20 Ocak 2015, 16:57:16 »

cok guzel bir konu biliyordum ve hatta gecen bir aile toplantimizdada soz konusu olmustu
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Her Anımızda Allah için Niyet Edelim ( Allah için )  Yerken , İçerken , Giyerken , Çıkarırken , Gezerken , Dinlenirken Bakarken , Duyarken , Yatarken , Kalkarken , Otururken , Okurken , Yazarken ve daha nicesinde... ( Allah için ) Niyet Edelim.
21 Ocak 2015, 00:17:33
Sevilay Aktay 8b

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 358



« Yanıtla #4 : 21 Ocak 2015, 00:17:33 »

Peyganber efendimiziin kalbinin yarılıp temizlendigini biliyordum ancak böyle tam olayı bilmiyordum . Bu olayı anlatıp bizi  bilgilendirdıgınız için teşekkürler .
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes