๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zübdetül Buhari => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 17 Haziran 2011, 13:42:14



Konu Başlığı: Hudeybiye gazası
Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Haziran 2011, 13:42:14
HUDEYBİYE GAZASI

 

1069- Hazreti Ömer'den (Radiyallahu Anh) rivayet edilmiştir: Hazreti Ömer, Hudeybiye dönüşünde geceleyin Peygamber Sal-lallahu Aleyhi ve Sellem'in beraberinde bulunurken Hazreti Peygam-ber'e bir şey sordu; fakat cevab alamadı. Bu soruyu üç defa tekrar­ladı ise de yine cevab alamadı. Zira o esnada Hazreti Peygamber Âllah'dan gelen bir vahy ile meşguldü. Sonra Hazreti Ömer kendi nefsine söylendi:

— Ey Ömer, senin anan ağlasın! (ölesin). Üç kez ısrar ederek Resûlüllahı rahatsız ettin.

Hazreti, Ömer der ki: Sonra ben devemi koşturdum. Bütün in­sanların önüne geçtim. Hakkımda Kur'an nazil olmasından korku ve endişe içinde bulunuyor ve düşünüyordum. Ben bu hal üzere iken bir haberci beni çağırdı. Hakkımda bir ayet nazil olmuştur, korkusu ile Hazreti Peygamberin huzurlarına vardım. Bana şöyle buyurdular:

«Bu gece bana bir sûre nazil oldu ki, üzerine güneş doğan bütün varlıklardan bana daha. sevgilidir.» Sonra FETÎH sûresini baştan so­nuna kadar okudular.                                                                  '

Mütercim;

Bu Fetih sûresi, bugüne kadar meydana gelen ve bundan sonra da Jayamete kadar olacak bütün islâm fetihlerini müjdelemektedir. Hem Kur'an'ın bir mucizesi, hem de Hazreti Peygamberin ve onun ümmetinin geçmiş ve gelecek günahlarının bağışlanacağını da müj­deliyor. Ayrıca Hudeybiye bancının hem Mekke'nin fethine ve hem de diğer fetihlerin olacağına işaret ettiğinden bu sûrenin dünya ve dünyadâkilerden daha sevimli olacağı tabiidir. Yine Hudeybiye ban-şına evvelce itiraz eden Hâzreti Ömer ve Arkadaşlan bu sûrenin in­mesiyle mahcub oldular ve çok pişmanlık duydular, tevbe ve istiğ­far ettiler.

Bir de, bu sûrenin her bir ayeti Kur'anın apaçık mucizelerinden olup çoğu meydana gelmiş ve daha da gelecektir.

 

1070- Hazreti Cabir (Radıyallahu Anh) der ki:

Peygamber sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Hudeybiye'de ağaç altında BEY'ATÜ'R - RIDVAN (Allah'ın rızasına uygun biat) adı verilen biat sırasında bütün ashaba şöyle buyurmuştu:

«Siz, yeryüzündeki bütün insanların en hayırhsısınız.» Biz o gün orada bindörtyüz kişiden ibaret' idik.

 

1071- Misver bin Mahreme (Radıyallahu Anh) der ki:

Hudeybiye senesi, ömre yapmak niyeti ile Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashabı ile Medine'den çıkmıştı. Mekke'de bulunan Kureyş kâfirlerinin tutum ve davranışlarını öğrenmek için de Hu-zaa kabilesinden birini casus olarak göndermişti. Mekke'ye doğru ilerleyen birliğimiz Gadîru'l-Eştat adındaki yerde konakladı. Mekke-ye gönderilmiş olan casus CBüser bin Süfyan) dönüp şu haberi getir­di:

—Ya Resûlallah, Kureyş -kâfirleri sizin bu hareketinizi öğrendi­ler. Aleyhinize çeşitli kabilelerden toplanan büyük bir ordu hazırla­dılar. Sizinle savaşmakta kararlıdırlar ve sizi Kabe'yi ziyaretten alı­koyacaklar.

Verilen bu haber üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sel-lem, ashaba hitaben istişare yolunda şöyle buyurdu:

«Ey insanlar! bana görüşlerinizi söyleyin, Kabe'den bizi engelle­mek isteyen o düşmanların soyu sopuna yönelmemi uygun görür-müsünüz? Bize karşı koyarlarsa Allah Teâlâ, müşriklerden bir göze­yi (insan kaynağını) kesmiş (kurutmuş) olacaktır. Aksi takdirde biz de onları yersiz yurtsuz ederiz (bir daha bize karşı koyacak gücü bu­lamazlar):» Ebû Bekir söz aidi:

— Ya Resûlallah! Kabe'yi ziyaret maksadı ile (Medine'den) çık­tınız. Hiç kimse ile savaşmak ve hiç kimseyi de öldürmek niyetinde değildiniz. O halde ayni maksadla yola devam ediniz. Bizi Kâ'be'yi zi­yaretten engelleyen olursa ona karşı savaşırız, dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem:

«Bismillahi diyerek yolunuza devam ediniz.» buyurdular.

Mütercîm:

Mekke'ye doğru birlik yola devam ederken Hazreti Peygamberin Kusva adındaki devesi ilahi bir emirle Hudeybiye yönüne doğru isti­kamet değiştirdi ve orada çöktü. Gelecek yıl ömre yapmak üzere Hu-deybiye'de barış imzalandı. Gerçekten ertesi yıl Hazreti Peygamber ashabı ile ömreyi tamamladı ve üç gün Mekke'de kaldıktan sonra tekrar Medine'ye döndüler. Bundan bir yıl sonra da, Kureyş kavmi Hudeybiye barışının hükümlerini bozduklarından Mekke tamamen fethedildi ve Fetih sûresinin büyük mucizesi gerçekleşti.[40]



[40] Ömer Ziyaeddin Dağistâni, Zübdetü’l-Buhari, Hisar Yayınevi:711-714