๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Peygamberimizin Hayatı => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 15 Mayıs 2011, 13:06:51



Konu Başlığı: Hendek Gazası
Gönderen: Hadice üzerinde 15 Mayıs 2011, 13:06:51
Hendek Gazası

Bu, Ahzab gazasıdır.

Rasulullah (s.a.v.) Beni Nadir'i sürgün edince onların eşrafından bazıları Mekke'ye gidip Kureyş'i Rasulullah'a (s.a.v.) çarpışmağa davet ottüer. O'nunla savaşma konusunda anlaştılar. Daha sonra oradan ay­rılıp Gatafan ve Suleym oğullarına gittiler. Onların yanından da aynı şeyleri yapma konusunda anlaşarak ayrıldılar.

Kureyş hazırlanıp biraraya geldi. Onlar, dört bin kişiydiler. Da-runnedve'de sancak bağladılar. Yanlarına üçyüz at, binbeşyüz deve al­dılar. Komutanları Ebu Sufyan idi. Yediyüz kişilik bir orduyla Suleym oğullan Merruzzahran'da onlarla buluştu. Suleym oğullarıyla birlikte Esed oğulları da geldi. Bin kişilik Feraze de çıktı. Dörtyüz kişilik Eşca'da geldi. Yine dört yüz kişi olan Murre oğulları da çıktı. Hendek savaşına gelen kabilelerin adam sayısı onbindi.

Onların Mekke'den çıkıp Medine'ye doğru geldiklerini Rasulullah (s.a.v.) haber alınca, müslümanları toplantıya çağırdı. Selman, hendek kazılmasını teklif etti. Rasulullah Sel dağının eteğine Karargah kurdu. Müslümanların sayısı üçbindi. Altı günde hendeği kazıp bitirdiler. Ra­sulullah (s.a.v.) ashabıyla birlikte bizzat, eline kazma kürek alarak ça­lıştı.

1384) El-Bera İbn Azib şunu anlattı:

Rasulullah (s.a.v.) bize, hendek kazmamızı emrettiğinde, hende­ğin, bir yerinde karşımıza büyük, sert ve kazmaların işlemediği bir kaya çıktı. Bunu Rasulullah'a (s.a.v.) anlattık. Rasulullah (s.a.v.) geldi. O ka­yayı görünce elbisesini çıkardı. Kazmayı eline aldı ve:

- "Bismillah" diyerek kayaya bir darbe indirdi. Kayanın üçte birini kırdı ve:

- "Allahü ekber! Bana Şam'ın anahtarları verildi. Vallahi, şu anda, oranın kızıl köşklerini görüyorum" dedi.

Sonra kayaya ikinci darbeyi indirdi. Üçte birini daha parçaladı ve:

-  "Allahü ekber! Bana Fars'ın anahtarları verildi. Vallahi Meda-in'in beyaz köşkünü görüyorum" dedi. Sonra:

- "Bismillah" diyerek üçüncü darbeyi indirdi ve kayanın kalan üçte birici parçaladı ve şöyle dedi:

-  "Allahü ekber! Vallahi, şu anda, bulunduğum yerden San'a'mn kapılarım görüyorum."

Siyer alimleri şöyle anlattılar:

Hendek savaşında çok fazla korku vardı. Halk endişe içindeydi. Çoluk çocuğa ve mallara bir baskın yapılmasından korkuluyordu. Müş­rikler hendeğin atlarını geçirebilecekleri dar bir yerini aradılar ve bazı­ları geçti. Amr îbn Abdivudd bunlardan birisiydi. O, yetmiş yaşında olduğu halde kendisiyle düello için müslümanlara davette bulundu. Amr'la Ali düello etti ve onu öldürdü.

Sabah olunca, Halid Ibnu'l-Velid'inde aralarında bulunduğu büyük birlik toplanıp gece oluncaya kadar çarpıştılar. Rasulullah o gün ne öğle namazını ne de ikindi namazını kılabildi. Bunun üzerine şöyle dedi:

- "Onlar bizi öğle ve ikindi namazından alakoydular. Allah da on­ların evlerine veya kabirlerine ateş doldursun."[29]

Rasulullah la (s.a.v.) ashabı on geceden fazla kuşatıldı. Ondört gün kuşatıldı da denilmiştir.

Nu'aym îbn Mes'ud müslüman olmuştu. O, Kureyş'le, Kureyza a-rasında jurnalcilik (birbirine düşünmek için söz taşıma) yaptı. Onları birbirlerine düşürdü. Şiddetli bir rüzgar esti. Ebu Sufyan adamlarına: Siz durulacak gibi bir yerde değilsiniz. Develer, atlar öldüler. Kureyza yahudileri de aksilik ettiler. Rüzgardan başımıza gelenleri gördünüz. Hemen çekip gidin. îşte ben gidiyorum, dedi.

O gün müşriklerden üç kişi, müslümanlardan altı kişi Öldürüldü.[30]


[29] Kaynakları daha önce geçti.

[30] Abdurrahman İbnü’l-Cevzi, Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı, Uysal Kitabevi: 561-562.