๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Peygamberimizin Hayatı => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 01 Haziran 2011, 09:00:25



Konu Başlığı: Beş Yaşını Doldurduktan Sonra Rasûlullahın Başına Gelenler
Gönderen: Hadice üzerinde 01 Haziran 2011, 09:00:25
Beş Yaşını Doldurduktan Sonra Rasûlullahın Başına Gelenler

130) Ka'b'tan rivayet edilmiştir: Halime şöyle anlattı: Eşeğime bindim. Götürmek üzere Muhammed'i önüme aldım. Mekke'nin giriş kapılarından büyük kapıya kadar geldim. Orada toplanmış bir topluluk vardı. İhtiyaç gidermek ve ustumü başımı düzeltmek için çocuğu orada bıraktım. Şiddetli bir gürültü işittim. Döndüm, baktım ki çocuğu orada göremedim:

- Ey insanlar! Çocuk nerede? diye bağırdım.

- Hangi çocuk? dediler. Ben:

- Muhammed îbn Abdullah tbn Abdulmuttalib. Allah, onunla be­nim yüzümü ağarttı ve açlığımı giderdi. Onu büyütüp yetiştirdim. Şo-' nunda, onu, annesine götürüp teslim ederek emanetimden çıkarıp sevincime kavuşacağım sırada, önümden kapıp kaçtılar. Lâfla Uzza'ya yemin olsun! Onu göremeyecek olursam, kendimi şu dağın tepesinden atacağım, dedim. İnsanlar:

-  Biz hiçbir şey görmedik, dediler. Onlar, beni ümitsizliğe düşü­rünce, elimi başıma koyup:

- Vah Muhammed'im! Vah yavrum! dedim. Ben ağlamamla genç kızları bile ağlattım. Orda bulunan insanlar da, benimle birlikte feryat ederek ağlaştılar.

Hemen Abdulmuttalib'in yanına gittim. Durumu ona anlattım. Kılıcını çekip: Ey Al-i Galib! dedi. Cahiliye devrinde davet parolası böy­leydi. Kureyş Abdulmuttalib'in yaptığı davete icabet etti. Abdulmuttalib:

- Oğlum Muhammed kayboldu, dedi. Kureyşliler:

- Hayvanına bin, biz de seninle birlikte binelim, dediler. Sen denize dalarsan, biz de seninle birlikte dalarız, dediler.

Böylece Abdulmuttalib hayvanına bindi, onlar da bindiler. Mek­ke'nin yukarı tarafına vardılar. Oradan da Mekke'nin aşağısına indiler. Abdulmuttalib hiçbir şey göremedi. Halktan ayrılıp Beyt-i Haram'a gel­di. Yedi kere tavaf ettikten sonra şöyle demeğe başladı:

- Ya Rab Muhammed'i aramak için hayvana bindirdiğim kimseleri ona doğru gönder.

Onu bana geri döndür. Onu, benim yanımda bir el edin.

Havadan birisinin şöyle seslendiğini duydular: Ey cemaat! Feryat etmeyin. Muhammed'in Rabbi vardır. Onu yardımsız bırakmaz ve zayi etmez.

Abdulmuttalib: Ey seslenenkimse! Bize, onunnerde olduğunu dabil-dir? dedi. Seslenen: O, Tihame vadisinde, sağdaki ağacın yanındadır, dedi.

Abdulmuttalib gitti, gerçektenRasûlullah(s.a.v.) bir ağacın altında, ağacın dallarını çekiyor ve yapraklarıyla oynuyordu. Abdulmuttalib onu Mekke'ye getirdi. Halîme'yi en güzel şekilde (geri dönmeye) hazırladı.

131) Bir başka rivayette de şöyledir:

Halime, onu -Rasûlullah'ı (s.a.v.)- getirdiğinde, çocuk topluluğun arasında kayboldu. Durumu Abdulmuttalib'e haber verdi. O da Kâ'be'ye gelip şöyle dedi.

Rabbim! (Muhammed'i aramak için hayvanlara) binenleri Mu-hammed'e gönder.

Rabbim! Onu geri ver! (Onu) benim yanımda bir el edin.   a Onu bana bir pazı (destek) yapan sensin.

Bir başka rivayette de şöyledir: Abdulmuttalib onu bir ihtiyacı için göndermiş ve bu sözü söylemiştir.

132) Ebu Hazim anlatmıştır:

Rasûlullah (s.a.v.) beş yaşındayken Mekke'ye bir kâhin geldi. Süt annesi onu Abdulmuttalib'e getirmişti. Kahin:

- Ey Kureyş topluluğu! Şu çocuğu öldürün. Çünkü o sizi tefrikaya düşürecek ve sizi öldürecek dedi. Bunun üzerine Abdulmuttalib onu he­men kaçırdı.

Kâhinin bu uyarısı Kureyşlileri devamlı, Rasûlullah'm durumun­dan korkutmuştur. [134]

 

[134] Abdurrahman İbnü’l-Cevzi, Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı, Uysal Kitabevi: 96-97.