๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑ => Önemli Tarihi Buluşlar => Konuyu başlatan: ღ۩Bilgin۩ღ üzerinde 14 Temmuz 2010, 03:09:25



Konu Başlığı: Kalemin icadı
Gönderen: ღ۩Bilgin۩ღ üzerinde 14 Temmuz 2010, 03:09:25
(http://www.kesfetmekicinbak.com/yazarlar/oktayuludag/02924/imperiaflex_0_8_1.jpg)

Kalem yazı yazmaya ya da çizim yapmaya yarayan araçların genel adıdır. Mürekkepli kalemlerde iz bırakıcı madde olarak mürek­kep kullanılır. Kurşunkalem ve boya kalemle­rinde ise ahşap bir çubuğun içine grafit yerleştirilir.



Mürekkepli Kalemler
İlk insanlar sivriltilmiş çakmaktaşlarıyla hay­van kemiklerinin üstüne resim kazırlardı. Eski Mısırlılar, Yunanlılar ve Romalılar bal­mumu tabletlerin üzerine sivri uçlu çubuklar­la, parşömen ve papirüs üzerine ise saz ve bambu gibi bitkilerin içi boş saplarından yapılmış yarık uçlu kamış kalemlerle yazı yazarlardı. Türkçe'ye Arapça'dan geçen ka­lem sözcüğünün kaynağı "kamış" anlamına gelen Eski Yunanca kalamos sözcüğüdür. Çinliler ve Japonlar ise yakın zamanlara kadar yazılarını ince uçlu fırçalarla yazıyor­lardı.
Ortaçağda kâğıt üretilmeye başlandıktan sonra, daha eskiden de bilinen ve kullanılan tüy kalemlerin kullanılması yaygınlaştı. Kaz, kuğu ya da kargaların kuyruk ve kanat tüylerinin uçlarının sivriltilmesiyle elde edilen bu kalemlerin uçları mürekkebin kâğıda ak­masını sağlamak amacıyla yarılıyordu. Tüy kalemler, ****lden yapılmış mürekkepli ka­lemlerin yaygınlaştığı 19. yüzyıla kadar kulla­nıldı. Mürekkepli ****l kalemler aslında Romalılar'dan beri biliniyordu. Ama John Mit-chell adlı bir İngiliz 1822'de ilk kez makine yapımı çelik kalem ucu yaptı. Bundan kısa bir süre sonra İngiliz James Perry kalem ucunu uzunluğuna yararak ve bu yarığı bir küçük delikle genişleterek uca esneklik kazandırdı.
Kalemi sürekli mürekkebe batırma zorun­luluğu yazı yazmayı güçleştiriyordu. Bunu ortadan kaldıran dolmakalemler sertleştiril­miş yapay kauçuğun elde edilmesinden sonra yapılabildi. Bu gibi maddeler içi boş silindir biçiminde parçaların yapımına elverişliydi. İlk dolmakalemlerin uçları mürekkebin aşındır­masına karşı altından yapılırdı. Öte yandan, kâğıda sürtünmenin yol açacağı aşınmayı ön­lemek için ucun kâğıda değen noktasının çok sert bir ****lden olması gerekiyordu. Bunun için çoğunlukla iridyum kullanıldı. İlk dolma­kalemlerin mürekkeple doldurulabilmesi göz damlalığına benzeyen bir düzenekle sağlanı­yordu. ABD'li Lewis E. Waterman 1884'te mürekkebini kendi içinde taşıyan ilk dolmaka­lemi yaptı. Temel çalışma biçimi o tarihten beri pek fazla değişmeyen dolmakalemlerde havanın küçük mürekkep deposundan dışarı atılması ve ortaya çıkan boşluğu mürekkebin doldurması gerekir. Dolum düzeneği bir pompalama kolu, bir piston ya da vida olabi­lir. Daha yakın zamanlarda geliştirilen yeni bir tip dolmakalemde depo yerine, mürekkep dolu olarak kaleme takılan ve boşalınca değiş­tirilen kartuşlar kullanılır.
Tükenmezkalem ilk kez 19. yüzyıl sonların­da ortaya çıktı. Ama o zamanlar kâğıt üzerin­de değil de kaba yüzeyler üzerinde kullanılı­yordu. Tükenmezkaleme bugünkü biçimini 1944'te Lazlo Biro adında bir Macar kazan­dırdı. Bilyeli rulman yapımındaki ilerlemeler bu kalemin de gelişmesine yardımcı oldu.
Tükenmezkalemlerde mürekkep kâğıda pi­rinç uçtaki yuvaya yerleştirilmiş olan minik bir bilye aracılığıyla aktarılır. Bilye mürekke­bin depodan dışarı çıkmasını önler, ama yuvasında döndükçe yüzeyine sıvanan mürek­kebi kâğıda verir. Tükenmezkalemlerin mü­rekkebi çabuk kuruyan türdendir.
Keçe uçlu kalemler ilk kez 1960'larda Japonya'da yapıldı. Bu kalemlerde uç ya da bilyenin yerini sert liflerden yapılmış olan bir uç almıştır. Bu tür kalemlerden işaretleme yapmak ve resim boyamak için de yararlanılır.

Kurşunkalemler ve Boya Kalemleri

Kurşunkalemin içindeki, kâğıda sürtüldüğü zaman siyah bir iz bırakan ince çubuk, sanıldı­ğı gibi kurşun değildir. Bu çubuk, kurşun gibi iz bırakan bir mineral olan grafitten yapılır.
Kurutulmuş ve toz haline getirilmiş grafit kil ve suyla karıştırılır. Kurşunkalemin sertli­ği, içindeki kil oranına bağlıdır. Kil oranı artırılınca sertleşir, grafit oranı artırılınca yumuşar. Kurşunkalemlerin sertliği ya da yumuşaklığı harf ve rakamlarla belirtilir. Ha­mur kıvamına getirilen grafit ve kil karışımı presten geçirilerek ip gibi inceltilir, eşit boy­larda kesildikten sonra fırınlanır. Bu işlemler yapılırken, bir yandan da kalemin ahşap dış bölümü hazırlanır. Sedir ya da çam odunun­dan iki yarı halinde biçimlendirilen ahşabın içi, grafit çubuklarının yerleştirilmesi için oyulur. Fırınlanmış çubuklar bu oyuğa yerleş­tirilir. İki yarı bir araya getirilerek tutkalla yapıştırılır.
Boya kalemleri balmumu, tutkal ve renk verici maddelerle karıştırılmış kaolinden yapı­lır. Bazen bu karışım henüz sertleşmeden çevresine kâğıt sarılır. Sarmal biçimde dolan­mış olan kâğıt şerit açıldıkça, kalemin ucu da açılmış olur. Kopya kalemleri de anilin boya, grafit ve kaolin karışımından yapılır. Maran­gozların kullandığı türden işaretleme kalem­lerinde iz bırakan madde grafit, balmumu ya da donyağıyla karıştırılarak elde edilir. İçine uç takılan kalemlerde ise dış silindirin içinde küçük bir tüp bulunur. Bu tüpün için­deki kalem ucu, yaylı bir düzeneğin yardımıy­la dışarı itilir ya da içeri çekilir.