> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tefsir Eserleri > Ömer Nasuhi Bilmen > Tevbe Suresi
Sayfa: 1 [2]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tevbe Suresi  (Okunma Sayısı 2705 defa)
03 Kasım 2009, 15:39:33
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #5 : 03 Kasım 2009, 15:39:33 »






101. Ve sizin etrafınızdaki Bedevilerden ve Medine halkından münafıklar vardır. Münafıklık üzerine sebat edip durdular. Onları sen bilmezsin, onları biz biliriz. Elbette onları iki kere cezalandıracağız, sonra da daha büyük bir azaba döndürüleceklerdir.

101. Bu mübarek âyetler, müslümanlarca bilinmeyen bir kısım münafıkların Medine'de ve çevresinde bulunduğunu ve onların iki kere azap göreceklerini, sonra da daha büyük bir cezaya uğrayacaklarını haber veriyor ve yapılacak tövbelerin Allah katında kabul edileceğini müjdeliyor. Şöyle ki: Ey Medine'i Münevvere'deki Müslümanlar!. (Ve sizin etrafınızdaki Bedevilerden) ki, bunlar Cühende, Eşlem, Eşca ve Gıfar kabileleridir (ve Medine ahalisinden münafıklar vardır) bunlar, İslâmiyet'i kabul    etmiş, değildirler, (münafıklık üzerine sebat edip duruyorlar) tövbe etmemişlerdir. Resulüm!. (Onların) Onların birer münafık kimseler olduğunu (sen bilmezsin) onlar nifaklarını son derece gizli tutarlar. Senin gibi pek büyük bir fetanet ve feraset sahibi olan bir zat bile onların münafıklığını anlayamaz. Fakat (onları biz biliriz.) Ben Yüce Yaratıcı onların bütün sakladıklarını, nifaklarını tamamiyle bilmekteyim, elbette onları lâyık oldukları cezalara kavuşturacağım (elbette onları iki kere muazzep edeceğiz) dünyada öldürülme ve esarete, ölünce de kabir azabına uğrayacaklardır. Hatta deniliyor ki: Bu münafıkların kimler olduğu daha sonra Rasülullah'a bildirilmiş, o Yüce Peygamber de bir cuma günü hutbe okurken cemaat arasında bulunan bu münafıklardan herbirine hitaben: "Sen münafıksın, mescitten çık" diye emretmiş, onların durumlarının rezaleti böyle teşhir edilmiş, onlar mescit-i saadetten çıkarılmıştır. Bu birinci azaptır, ikinci azabı da kabirde göreceklerdi. O münafıklar (sonra da) ahirette (daha büyük bir azaba döndürüleceklerdir) bu da cehennemin ateşidir, İşte nifakın müthiş neticesi!.

 

 

 

 

102. Ve günahlarını itiraf eden başkaları da iyi bir ameli diğer bir kötü ile karıştırmışlardır. Umulur ki. Allah Teâlâ onların tövbelerini kabul eder. Şüphe yok ki. Allah Teâlâ çok bağışlayan, pek esirgeyendir.

102.   (Ve günahlarını itiraf eden başkaları da) Diğer bir cemaat de (iyi bir ameli) evvelce yapmış oldukları bir cihadı veya günahlarını itiraf etmiş olmalarını veya diğer güzel bir hareketlerini daha sonra (diğer bir kötü ile) ikinci bir cihada iştirakten geri kalmakla (karıştırmışlardır) artık hem sevabı gerektiren, hem de günahı gerektiren şeyleri yapmış bulunmaktadırlar. (Umulur ki. Allah Teâlâ onların tövbelerini kabul eder) Elverir ki, onlar kusurlarını bilip tövbekar olsunlar, (şüphe yok ki. Allah Teâlâ çok bağışlayandır, pek esirgeyendir.) Tövbe edenlerin kusurlarını af eder ve örter, kendilerini rahmete, lütuf ve yardımına nail buyurur.

§ Rivayete göre bu âyeti kerime, Tebük seferinden kaçınmış olan bir taife hakkında nazil olmuştur. Bunlar ya onüç veya sekiz veya beş veyahut üç kimse imiş. Bunlar, bu seferden geri kalanların aleyhinde nazil olan âyeti kerimeden haberdar olunca pek ziyade korkmuşlar, pişman olmuşlar, "biz yurdumuzda ağaçların gölgeleri altında ailelerimizle beraber rahat rahat yaşayalım da Rasülü Ekrem ile eshabı kiramı cihada atılarak birçok zahmetlere katlansınlar. Bu nasıl olabilir? Diye pişmanlık göstermişler ve Rasülullah'ın Medine'i Münevvere ve dönüşü sırasında kendilerini mescid'i şerifin direğine bağlamışlar "Yüce Peygamberimiz, bizi açıp kurtarmadıkça biz kendimizi bu bağdan kurtarmayacağız" diye yemin etmişler. Rasülü Ekrem, Sallallahu aleyhi vesellem de Medine'i Münevvereye dönünce yüce adetleri üzere saadet mescidine girmiş, iki rekât namaz kılmış, bunların bu halini görmüş. Fakat "bir ilâhî emir olmadıkça ben bunların bu bağlarını çözemem" diye buyurmuştu. Bunun üzerine bu âyeti kerime nazil olmuş, Rasülü Ekrem de onları o halden kurtararak, tövbelerinin kabul edildiğini kendilerine müjdelemiştir.

Yine rivayet olunuyor ki: Bu zatlar, böyle tövbelerinin kabulünü öğrenince çok sevinmişler, mallarını Hz. Peygamber'in huzunma arzederek: Biz bu mallar yüzünden geri         kaldık, bunları kabul buyur, bizim adımıza fakirlere sadaka ver, bizim için af dileğinde bulun" diye rica etmişler. Fahri Alem Hazretleri de: "Bana sizin

mallarınızdan bir şey almaklığım emir olunmadı" diye buyurmuş, bunun üzerine de şu 103 üncü âyet nazil olmuştur.

 

 

 

 

103.      Onların mallarından bir sadaka al, onunla kendilerini temizlemiş, tezkiye etmiş olursun. Ve onlara dua et, şüphe yok ki, senin duan onlar için bir sükûnettir ve Allah Teâlâ tam manâsıyla işit içidir, bilicidir.


103. Bu mübarek âyetler, tövbelerin, sadakaların Allah katında makbul ve bir nice mükafatlarını tecellisine vesile olacağını bildirmektedir. Hz. Peygamber'in duasına nail olmanın fâidesini ve Cenab'ı Hak'kın yüce vasıflarını anlatmaktadır. Şöyle ki: Resulüm!. (Onların) O günahlarından tövbe edenlerin (mallarından bir sadaka al) verecekleri bir kısım mallarını kabul et. Nitekim o tövbe eden zatların Hz. Peygamber'in huzuruna takdim ettikleri malların üçte birini Rasülü Ekrem Efendimiz kabul ederek fakirlere dağıtmıştır. (Onunla) Onlardan alacağın sadaka ile (kendilerini) günahlardan, mala düşkünlük lekesinden (temizlemiş) pâk, nezih bir hale getirmiş (onları   tezkiye etmiş) yani; Berekete nail kılmış, amellerinin sevabını çoğaltmış, arttırmış, onları Milaslı zatların derecelerine kavuşturmuş (olursun.) Resulüm!. (Ve onlara dua et) Haklarında istiğfarda bulun. "Cenâb-ı Hak malınıza feyiz ve bereket versin" gibi bir temennide bulunmak, bir muhabbet, bir hayır ist erlik nişanesidir, (ve şüphe yok ki, senin duan) Ey Yüce Peygamber!. (Onlar için bir sükûnettir) O dua sayesinde nefisleri rahat eder, kalpleri mutmain olur, tövbelerinin kabul edildiğini anlayarak neşelenirler. (Ve Allah Teâlâ tam manâsıyla işiticidir.) Duaları da yapılan tövbeleri de, günahların itiraf edilmesini de işitir ve o kerem sahibi mâbud (bilicidir.) kullarının amellerini, pişmanlıklarını, niyetlerin!, bütün hareketlerini tamamen bilir. Buna inanmışızdır.

 

 

 

 

104. Onlar bilme diler mi ki, muhakkak Allah Teâlâ, o -kerem sahibi mâbud kullarından tövbeyi kabul eder ve sadakaları alır. Ve şüphe yok ki tövbeleri kabul eden, pek merhametli olan ancak -Yüce Yaratıcıdır-.

104.    (Onlar) O tövbe edenler (bilmediler mî ki,) elbette bilmişlerdir ki, (muhakkak Allah Teâlâ, o) Yüce Mâbud (kullarından tövbeyi kabul eder) halisane olan tövbeleri kabul buyurmak ilahlık şanının gereğidir. (Ve) fakirlere zayıflara hak rızası için verdikleri (sadakaları alır) yani: Kabul eder, karşılığında sevaplar ihsan buyurur, (ve şüphe yok ki,) Kullarının yaptıkları halisane (tövbeleri kabul eden) ve onların günahlarını af buyuran ve (pek merhametli olan) bütün mahlûkatını lütuf ve ihsanına nail kılan (ancak o Yüce Yaratıcıdır) artık öyle kerem sahibi, merhametli olan Allah Teâlâya karşı isyana, onun emirlerine, hükümlerine muhalefete nasıl cesaret edilebilir?. Onun rızasını tahsil için fedakârlıktan nasıl kaçınılabilir? Bu mübarek âyetleriyle insanları sadaka vermeğe, tövbe ve istiğfar etmeye teşvik buyurmuş olması da onun merhameti ilâhîyesinin bir eseri bulunmaktadır.

 

 

 

 

105.  Ve de ki: -Dilediğinizi- yapınız. Elbette ki. Allah Teâlâ ve onun Peygamberi ve mü'minler sizin yaptıklarınızı göreceklerdir. Ve siz gaybı da, görüleni de bilen zata elbette döndürüleceksinizdir. Artık o da neler yapar olduğunuzu size haber verecektir.

105.     Bu mübarek âyetler, insanları tövbeye teşvik, tövbeden kaçınanlar! da tehdit mahiyetini taşımaktadır. Cihatdan geri kalan bir taifenin de ya azaba uğrayacaklarını veya affa nail olacaklarını beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: (Ve) Resulüm!. O cihada katılmayanlara veya bütün insanlara hitaben (de ki: Dilediğinizi — yapınız) tövbenin lüzumu, faidesi açıkça bildirilmiş olduktan sonra artık dilediğiniz amellerde bulununuz (elbette Allah Teâlâ ve onun Peygamberi ve mü'minler sizin yaptıklarınızı göreceklerdir.) Şüphe yok ki, Cenâb-ı Hak'ka hiç bir şey gizli kalamaz. Yüce Peygamber de m az har olduğu ilâhî vahiy sayesinde bunları bilecektir. Temiz mü'minler de iyi kimselere karşı kalben muhabbette, bozguncu kimseler hakında da nefretlerde bulunacaklardır. (Ve siz) Ey insanlar!, (gaybı da, görüneni de bilen) Kendisine hiç bir şey gizli kalamayan (zata) Cenâb-ı Hak'ka (elbette) söz öldükten sonra (döndürüleceksinizdir.) Bu muhakkaktır. (Artık o da) O sizin zahir ve gizli bütün yaptıklarınızı bilen Yüce Yaratıcı da sizin dünyada iken (neler yapar olduğunuzu size haber verecektir) o yapmış olduklarınıza göre sizi mükâfata ve cezaya uğratacaktır. Artık bu akibeti düşününüz!. Ne güzel bir teşvik ve ne müthiş bir tehdit!.

 

 

 

 

106.    Ve diğer bir takımı da Allah Teâlâ'nın emri için tehir edilmişlerdir. Ya onları cezalandıracak veya onların tövbelerini kabul buyuracaktır. Ve Allah Teâlâ bilendir, hikmet sahibidir.

106. (Ve diğer bir takımı da) Medine ahalisinden ve bedevilerden olup da nifaklarından dolayı değil, sadece tenbellikten ve rahata düşkünlükten dolayı Tebük seferinden geri kalan ve gelip de özür dilemede bulunmayan üçüncü bir kısım taife de (Allah Teâlâ'nın emri için) haklarında bildirilecek ilâhî hükmün gelmesini beklemek için (tehir edilmişlerdir) haklarında bir hükm verilmemiştir. Cenâb-ı Hak, (ya onları) o bulundukları hal üzere devam edince (cezalandıracak veya) niyetleri hâlis tövbeleri samimî olunca (onların tövbeleri...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tevbe Suresi
« Posted on: 19 Nisan 2024, 07:57:32 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tevbe Suresi rüya tabiri,Tevbe Suresi mekke canlı, Tevbe Suresi kabe canlı yayın, Tevbe Suresi Üç boyutlu kuran oku Tevbe Suresi kuran ı kerim, Tevbe Suresi peygamber kıssaları,Tevbe Suresi ilitam ders soruları, Tevbe Suresiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: 1 [2]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes