> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tefsir Eserleri > Ömer Nasuhi Bilmen > Maide Suresi
Sayfa: 1 [2]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Maide Suresi  (Okunma Sayısı 2476 defa)
02 Kasım 2009, 01:17:04
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #5 : 02 Kasım 2009, 01:17:04 »






101.         Ey imân edenler!. Öyle şeylerden sormayınız ki, eğer size açıklanırsa sizi üzer. Ve eğer siz Kur'an'ın indiği sırada sorarsanız onlar size açılır. Allah Teâlâ
onlardan af buyurmuştur. Ve Allah Teâlâ gafurdur, halimdir.


101.    Bu mübarek âyetler. Yüce Peygamberin tebliğ etmediği bir takım hikmete muhalif şeylerin sual edilmesi ağır bir teklif e, hoş olmayan bir hadisenin meydana gelmesine sebep olabileceği cihetle bu sorunun hikmete uygun olmadığını ve peygamberin beyanlarını kabul etmeyip inkâr edenlerin küfre düşeceklerini ihtar etmektedir. Şöyle ki: (Ey imân edenler!.) Ey Hz. Muhamed Aleyhisselâm'ın risâletini tasdik eyleyenler!. Ol Yüce Resule müracaat ederek size tebliğ etmediği (Öyle şeylerden sormayınız ki) bir takım icrası çok zor olan veya gizli sırlardan ibaret bulunan şeyler hakkında fetva talebinde bulunmayınız ki (eğer size açıklanırsa) onun zuhuru, size teklif edilmesi, hüzün ve meşakkate sebep olacağı için (sizi üzer) hoşunuza gitmez, sizin rezil olmanıza sebep olabilir. (Ve eğer siz Kur'an'ın indiği sırada) Pasûlü Ekrem'in zamanı saadetinde o gibi şeylerden (sorarsanız) onlar (size açılır) beyan olunur da sizi üzüntüye meşakkate sokar. (Allah Teâlâ onlardan) Evvelce vuku bulmuş olan somlarınızdan veya sual ettiğiniz şeylerden dolayı sizi (af buyurmuştur) artık o gibi şeyleri tekrar sormaya kalkışmayınız (Ve Allah Teâlâ gafurdur) vaki olmuş olan bir kısım günahları, hataları af ve mahv buyurmuştur. Ve (halimdir) yapılan günahlardan dolayı hemen cezasını acele etmez, merhamet buyurur, tövbe ve istiğfar etmek için müddet bırakır.

 

 

 

 

 

 

 

 

102.  Gerçekten de öyle şeyleri sizden evvel bir kavim sordu da sonra o sebeble kâfir oldular.

102.         (Gerçekten de öyle şeyleri) Bu sizin sual ettiğiniz şeyleri, onlar gibi sakıncalı meseleleri (sizden evvel bir kavim sordu da sonra o sebeble) o sordukları şeyler

hakkında beyanlara itaat etmeyip onları inkâra cür'et etmeleri yüzünden (kâfir oldular) nitekim eski kavimlerden bir takımı Peygamberlerinden böyle şeyleri sormuşlar, sonra o şeyler ile mükellef olunca onları terkederek yok olmaya mâruz kalmışlardır. Nitekim Salih Aleyhisselâm'ın kavmi taştan bir devenin çıkmasını istemişler" sonra bir mucize olarak meydana gelen o deveyi boğazladılar. Musa Aleyhisselâm'ın kavmi de "Ya Musa!. Allah Teâlâ'yı bize aşikâre göster" demişler, bu yüzden büyük bir vebale uğramışlardır. Yine İsrail oğulları Peygamberlerine müracaat ederek "bize bir hükümdar tayin et, Allah yolunda cihatta bulunalım" demişler, sonra kendilerine Talût hükümdar tayin edilince onun emrinde cihatta bulunmaktan kaçınmışlardır. Bunun gibi Isa Aleyhisselâm'ın kavmi de gökten bir sofra inerse imân edeceklerini söylemişler, sofra inince sözlerinde durmayarak küfre düşmüşlerdir.

§ Rivayete göre eshabı kiramdan bazıları Rasûlü Ekrem Hazretlerinden birçok sualler sormaya başlamışlar. Hz. Peygamber Efendimiz de minbere çıkmış, benden sorunuz, vallahi ben bu makamda bulundukça benden ne sorarsanız size cevabını veririm diye buyurmuş. Nesebi ayıplanan Abdullah Ibni huzâfe, ayağa kalkmış. Ey Allah'ın Peygamberi!. Benim babam kimdir? diye sormuş, Rasûlü Ekrem de: Senin baban huzâfe diye buyurmuş, aynı şekilde babası ölmüş bir zat da kalkarak: Ya Rasûlüllah!. Benim babam nerededir diye sormuş, Peygamber Efendimiz de "senin baban ateştedir" diye cevap vermiş, aynı şekilde: Süraka Ibni Mâlik de: "Ya Rasûlüllah Hac bizim üzerimize her sene mi farzdır" diye sormuş, Rasûlü ekrem ona cevap vermemiş, yüz çevirmiş Sürake yine sualini iki üç kere tekrar edince Yüce Peygamber    Hazretleri: "yazık sana, sana "evet" demiyeceğimi kim temin edebilir?. Vallahi eğer "evet" desem her sene hac farz olur, farz olunca da terkedersiniz, terkedince de küfre düşerseniz. Ben sizi terkettikçe beni terkediniz, yani size fazla teklifte bulunmadıkça artık fazlasını sual etmeyiniz. Şüphe yok ki, sizden evvelki kavimler, çok suallerinden dolayı helak olmuşlardır. Ben size bir şey ile emir edince ondan gücünüz yettiği miktarı ifâ ediniz ve sizi bir şeyden men edince de ondan kaçınınız. Hz. Ömer, Hz. Peygamber'in üzüldüğünü görmüş, bu hâdise üzerine ayağa kalkmış, biz Allah Teâlâ'nın Rabbimiz olduğuna, İslâmiyet'in dinimiz olduğuna, Hz. Muhammed'in de Peygamberimiz olduğuna razı olduk demiş, bu olay üzerine bu iki âyeti kerime nazil olmuştur.

 

 

 

 

 

 

103. Allah Teâlâ behireden, şaibeden, vesileden ve hamden hiç birini -meşru- kılmamıştır. Fakat kâfir olanlar Allah Teâlâ'ya karşı yalan söyleyerek iftirada bulunurlar. Ve onların çokları ise akıl erdiremezler.

103.       Bu mübarek âyetler; meşru şeyleri birakip da haram şeyleri işleyen ve bir takim sapik kimseleri taklit edip duran şahislarin bu cahilce hareketlerini kinamaktadir. Şöyle ki: (Allah Teâlâ) Öyle câhiliyet ehlinin uydurduklari gibi (behireden, sa-ibeden, vesileden ve hamden hiç birini -meşru- kilmamiştir) câhiliyet zamaninda: Beş kere yavrulayip, da beşinci yavrusu erkek olan devenin kulagini yarar kendisini saliverirlerdi, ondan artik hiç istifâde etmezlerdi. Bu deveye "behîre" denilmiştir. Şaibe de putlar adina adak yap i I an develerdir ki, bir m aks ad in gerçekleşmesi için bir deve ad an ir, o maksat gerçekleşince o deve de s al ive ri I irdi, ondan fâidelenmeyi kendilerine haram kilarlardi. Vesile de putlara tahsis edilen koyundur. Şöyle ki: Bir koyun dişi doğurursa sahibinin olurdu, erkek doğumrsa onu putlara tahsis ederlerdi. Şayet ikisini birden doğurursa dişi kardeşine kavşutu derler, artik o erkeği de kurban etmezlerdi. Ham da sulbünden on deve doğmuş olan erkek devedir ki, bunun sirti haram sayilirdi, onu serbest birakirlardi, onu hiçbir sudan veya meradan men etmezlerdi. Ölünce etinden erkekler de kadinlar da yerlerdi. Bunlarin hakkinda başka bazi rivayetler de vardir. İşte bu gibi hayvanlarin hakkinda böyle muamele yapilmasi için İslâm dininde şer'î bir hüküm yoktur. Böyle bir muamele din adina bir iftiradir. (Fakat kâfir olanlar Allah Teâlâ'ya karşi yalan yere iftirada bulunurlar) Yapacaklarini yapar, sonra da bunu bize Allah Teâlâ emretti, meşru kildi diye yalan söylerler, (onlarin çoklan ise) bu gibi gayrimeşru iddialarda bulunanlara körükörüne tâbi olup giderler. "Amr İbni Lühay ki, Hüzaa kabilesinden bir şahistir. Câhiliyet devrinde Mekke'i Mükerreme'ye hâkim olmuştur, İsmail Aleyhisselâm'in dinini ilk defa bozan budur. Putlar, heykeller edinmiş, behire ve diğer şeyler hakkindaki kâfirce usulü bu adam koymuştur. Artık birçok câhil hak da böyle kâfir, bozguncu, dinî hükümleri ortadan kaldıran bir şahısa tâbi olmuşlardır. Ne kadar üzücü bir alçaklık!.

 

 

 

 

 

104.   Ve onlara, Allah Teâlâ'nin indirdiğine ve Peygambere (sünnetine) geliniz denildiği vakit "babalarımızı üzerinde bulunduğumuz şeyler bize yeter" derler. Ya babaları hiçbir şey bilmiyorlar ve doğru yola gitmiyorlar idiyseler de mi?.

104. (Ve onlara) Öyle bâtıl şeyleri yapanlara, bir takım dinsizlere tâbi olan birçok kimselere (Allah Teâlâ'nın indirdiğine) helâl ve haramı beyan eden Kur'an'ı Kerim'e (ve Peygambere) kendisine Kur'an'ı Kerim'in nazil olduğu Yüce resule (geliniz) onların beyanlarına tâbi olunuz, tâki, gerçek durumu bilip, doğru yola girmiş olabilesiniz, (denildiği vakit) Onlar bu irşat ve ikazı kabul etmez, sapıklıklarında İsrar eder dururlar, (babalarımızın üzerinde bulunduğumuz) Onların yapıp durduğunu bildiğimiz (şeyler bize yeter) bizim için onlar yeterlidir (derler) ne cahilce bir iddia!, (babaları hiç birşey bilmiyorlar) Cehalet içinde yaşamış bulunuyorlar (ve doğru yola gitmiyorlar idiyseler de mi?) onlara tâbi olup duracaklar?. Bu ne kadar inatçı, şaşılacak bir iddia, bir hareketi, İnsan, makul, meşru olan hususlarda başkalarına tâbi olur, bundan istifâde eder, fakat bir takım inkarcılara, câhillere körükörüne tâbi olmalı mıdır? Hakikat meydanda iken onun aksini iddia edenlerin sözlerine kıymet vermek, maddî ve manevî bir düşüş, bir alçaklık nişanesi değil midir?. Binaenaleyh bu gibi zararlı, helak edici iddialar asla kıymet vermemeli, onlardan pek ziyâde kaçınmalıdır. Ferdî ve içtimai selâmet ve saadet ancak bu şekilde sağlanmış olur.

 

 

 

 

 

105. Ey imân edenler!. Siz kendi nefsinize bakınız. Siz hidayette bulunduktan sonra sapıklığa düşmüş olanlar size bir zarar veremez. Hepinizin sonunda varacağı Allah Teâlâ'dır, o da size ne yaptığınızı haber verecektir.

105.    Bu âyeti kerime, mü s l umanları uyanmaya davet ediyor, bir takım sapıklar! taklit etmekten men eyliyor, m üs l umanlara kendi vazifelerini ifâ, mukaddesata riâyet ettikleri takdirde sapıklar yüzünden mesul, azaba mâruz olmayacaklarını müjdeliyor. Şöyle ki: (Ey imân edenler) Siz öyle kâfirlere, bir takım yanlış inançlara saplanmış kimselere bakmayınız (Siz kendi nefsinize bakınız) kendi şahsınızı Islaha, temiz bir inanç dairesinde yaşamaya dikkat ediniz, üzerinize düşen vazifeleri ifâya çalışınız, ve siz hakiki mü'minler bir nefs hükmünde bulunduğunuz için birbirinizi irşat ve yükseltmeye gayret ediniz. Size en çok lâzım olan budur. (Siz hidayette bulunduktan sonra) Dini hükümlere riayetkar olup takva sahibi olarak yaşadığınız takdirde (sapıklığa düşmüş olanlar size bir zarar veremez) siz onların yüzünden âhirette mesul olmazsınız. Elverir ki, siz üzerinize düşen dini vazifeleri ifâ etmiş ve mümkün olduğu takdirde o sapıklara karşı iyiliği emredip kötülükten alıkoyar bulunmuş olasınız. Çünki bu vazifeye riâyet de hidâyete ka...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Maide Suresi
« Posted on: 19 Nisan 2024, 07:44:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Maide Suresi rüya tabiri,Maide Suresi mekke canlı, Maide Suresi kabe canlı yayın, Maide Suresi Üç boyutlu kuran oku Maide Suresi kuran ı kerim, Maide Suresi peygamber kıssaları,Maide Suresi ilitam ders soruları, Maide Suresiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: 1 [2]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes