> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Ölüm psikolojisi > Ölüm Ve İnsan
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ölüm Ve İnsan  (Okunma Sayısı 2278 defa)
22 Ocak 2012, 17:26:04
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 22 Ocak 2012, 17:26:04 »



ÖLÜM VE İNSAN

I. Ölüm Kavramı ve İlişkili Olduğu Diğer Kavramlar
 
1- Ölüm Kavramı

Kelime olarak bir şeyden kuvvetin gitmesi, hayatın zıddı, aşmak, çözmek, bitmek, tükenmek, hissiz kalmak, derûnî uyku, hayvani kuvvetlerin zevali mânasına gelen ölüm [259] ile ilgili ola­rak, daha önce üzerinde durduğumuz gibi değişik bakış açıları­na göre çeşitli değerlendirmeler yapılmıştır. Bu bağlamda ölü­mün anlamının kesin olarak tespit edildiğini ve bu konuda bir görüş birliğine ulaşıldığını söylemek mümkün görünmemekte­dir [260]. Biz burada bazı tanımlar verip, bütün bu değerlendirmeleri de göz önüne alarak genel bir ölüm tanımı yapmaya çalışacağız.

“Ölüm, canlı varlıklardaki yaşamsal görevlerin bir daha yinelenmemek üzere sona ermesidir” [261]. "Ölüm, bedenin ve ru­hun, evrenin beden ve ruhuna dönüp intikal etmesidir [262]. “Ölüm, ruhun insan koordinatlarından ayrılmasıdır” [263]. “Ölüm insan için çaresi bulunamayan ve önü alınamayan bir son, yaşa­ma arzusunun önüne dikilmiş bir engel, korku ve dehşet uyan­dıran bir şeydir” [264].

Hiçbir şey kaybolmaz, hiçbir şey de yeniden varolmaz prensibini kabul eden kimyacılara göre ölüm, bir kayboluş değil “yerine koyma” ve hücrelerin yer değiştirmesidir. Neticede bu serüvende yine hayat zafer kazanmaktadır [265].

Tanımlara baktığımızda ölüm kavramıyla ilgili olarak şunları söyleyebiliriz. Ölüm maddi yönden, canlı organizmala­rın yeni molekül ve hücreler üreterek kendilerini yenileme kabi­liyetlerinin ortadan kalkması veya hayatî merkezlerden birinin (kalb, beyin gibi), birkaçının veya hepsinin tahrip olması sonu­cu hayatiyetin sona ermesidir. Manevî ve dinî açıdan ise ölüm, ruhun bedenden ayrılması olarak kabul edilmektedir.

Görüldüğü gibi ölüm sözcüğü, hem ölme olayını, hem de bu olayın sonucunu ifade etmektedir. Bu bağlamda klinik ölüm ile biyolojik ölüm kavramları önem kazanmakta ve bunları bir­birlerinden ayırmak da hayli güç gözükmektedir. Zira bunların kesin belirleyicileri hususunda tıp uzmanları ve biyologlar ara­sında bir görüş birliği bulunmamaktadır. Klinik ölüm, yaşamsal belirtilerin ortadan kalkması olarak tanımlanırken, yaşamsal belirtilerin ortadan kalkmasından sonra da bazı biyolojik yapıların işlevlerini sürdürdükleri görülmektedir.[266] Yine çağımızın büyük buluşlarından biri olan organ nakilleri de ancak bu surette ya­pılmakta ve hatta ölülerden alınan bazı organlar dondurularak saklanmaktadır [267]. Ayrıca kalp ve solunum işlevlerinin kısa bir süre için durması ya da ileri derecede yavaşlaması, bu işlevlerin fark edilemeyecek kadar zayıf olduğundan kişiye ölü görünümü vermektedir [268].

Kavramların daha iyi anlaşılabilmeleri için ölümün kesin belirleyicileri olarak kabul edilen durumlar hakkında bilgi ver­mek yerinde olacaktır. Bu bağlamda ölüm, beyin-kalp-akciğer düzeyinde tam ve kesin, yani geri dönülmez olmak üzere hayatî fonksiyonlardaki durmayı ifade etmektedir [269]. Klinik ölümde, kalbin faaliyeti ve nefes, çeşitli refleksler, bilinç ve ona bağlı ha­yat sekteye uğramakta, yine de dokuların metabolik tepkileri bazı şartlarda devam etmekte ve beynin su almama süresi, 5 ila 8 dakikayı geçmediği sürece yeniden hayata dönüş mümkün ol­maktadır. Kısmi fonksiyonel ve organik ölümlerin geriye dönül­mez bir şekilde üst üste birikmesiyle gerçekleşen mutlak ölüm, aktüel bilimde ve uluslararası mahkemelerin onayıyla, beynin ölmesi şeklinde veya refakat olmadan sürdürülemeyen bitkisel hayat olarak tanımlanmaktadır [270].

Ölümün kesin olarak belirlenebilmesi konusunda öncele­ri tıbbi ve hukuki olarak, genelde kalp atışlarının durması, göz­lerin bir yerde odaklaşması vb. gibi şeylere bakılıyordu. Bu du­rum tıp geliştikçe artık kabul edilmez olmuş ve tıbbi ilerleme­lerle organ nakillerinin de mümkün olmasıyla, ölümün kesin bir şekilde tespiti daha da önem kazanmıştır. Bu konuda beynin ölümünün ölçülmesine yönelinmiş, ancak bu surette kesin bir tespit yapılabileceği öne sürülmüştür [271]. Böylece bazıları beyin ölümünü bu konuda kesin belirleyici olarak baz alırken, bazıları da mesela çocukların ana karnında gelişmiş bir beyne sahip ol­madıkları vb. gibi şeyleri [272], bazıları da beyin ölümünün sağlam bir dayanak olmadığını, tehlikeli bir hareket olduğunu ileri sü­rerek bu görüşe itiraz etmiştir[273]. Yine tıp uzmanları, beyin fonk­siyonlarının tamamen kesilmesinin yanılmadan ölçülebilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, ölümün kesin tespitinde bir görüş birliği oluşuncaya kadar, kusursuz bir şekilde gözlene­bilen kalp ve akciğer fonksiyonlarının durmasının, ölümün ke­sin tespitinde kullanılması gerektiğini savunmaktadırlar [274].

Biyologların bakış açısına göre ise, insan organizması can­lı hücrelerin bir bütünüdür. Her hücre tabiî olarak ölümlüdür. Fakat yeni hücreler doğmakta ve diğerlerinin yerini almaktadır. Belli bir zaman sonra hücre yenilenmesi yavaşlamakta ve sonun­da tamamen durmaktadır. Buna göre biyolojik olarak ölüm, ani­den oluşan bir olay değil, yavaş yavaş gerçekleşen bir süreçtir. Yalnızca can çekişme anında değil, ani ölümde de hem derece hem de parçalar açısından her zaman yavaş yavaş öldüğümüzü söyleyebiliriz [275]. Buna göre insan, doğar doğmaz yaşlanmaya ve ölmeye başlamaktadır. Fakat bireyin ölümü, bedeni oluşturan milyonlarca hücrenin ölmesiyle meydana gelmektedir. Hücre ise protoplazmik aktiviteleri sona erince ölmektedir. Bu perspektife göre ölüm, hücresel organizasyonların durması ve ortadan kalk­ması mânasına gelmektedir. Fakat atomlar, hücrelerin ve insanın ölümüne sebep olmalarına rağmen yeni hücreler hazırlamakta ve bozulmamaktadırlar. Onlar başka hücrelere, diğer bireylere geçmektedir ve hatta bu mânada bütün canlı varlıklar arasında köklü bir akrabalığın olduğunu söylemek mümkün görünmek­tedir. Buna göre şu anda bir insanın bedenini meydana getiren atomlar, günün birinde hayvanlar, bitkiler ve hatta diğer bir in­sanla paylaşılabilmektedir. Eğer atomların ruhu olduğu varsayılacak olursa, gerçek mânada bir ruh göçünden de bahsedilebilir. Ancak hücre kompleks bir organizmadır ve ölümsüz olması dü­şünülemez. Hiçbir güç onlardan oluşan organizmaların ölümle­rini engelleyemez; en fazla onların ölümleri geciktirilebilir. Sa­dece yaşlılıkta hastalığa bağlı olmayan ölümler tabiî ölüm-olarak isimlendirilebilirler. Hastalıklar çoğu zaman ölümlülüğü ispatlar durumdadır. Zira hasta zaten tabiî ölümün eşiğindedir ve her halükârda ölecektir. Hücreleri devamlı yenilenme halinde olan genç insanların ölümleri ise tamamen tesadüfîdir. Hijyen ve di­ğer ölçüler, tesadüfi ölümlerin riskini azaltabilirler ve son yıllar­da genç insanların ölüm oranları bunlar sayesinde gözle görüle­bilir bir şekilde azalmıştır. Hatta bazı biyologlar, yaşlı insanların hücrelerini tekrar gençleştirmeye ve böylece yaşlanmayı ve ölü­mü geciktirmeye çalışmaktadırlar. Bu teşebbüslerle ilgili olarak önemli başarılara da ulaşılmış, fakat bu uğraşlar sadece ölümü ertelemeyi başarabilmiş, onu hiçbir zaman yenememiştir. Bu meyanda türler de bireyler gibi ölümlüdürler. Tecrübî düzende ölümden yakasını kurtaran sadece hayatın kendisidir ve hatta o da bu gün nükleer patlayıcılarla tehlike altına girmiştir[276].

Biyolojik bakış açısına göre insan, son nefesinden sonra da ölmeye devam etmektedir. Sinir hücreleri oldukça kısa bir­kaç anoksi dakikası içinde ölmekte ve bunları karaciğer, böbrek ve benzer hücreler takip etmektedir. Zarar görmüş ve fonksi­yonlarını yitirmiş olsalar bile bazı organlar, yavaş yavaş kafatasını, göğüs kafesini ve karnı dolduran kokuşmuş bir bulamaç ha­line gelmeden önce anatomik biçimlerini korurlar. Son olarak hiçbir canlı hücre kalmadığında bütünsel ölüme ulaşılır [277].


[259] Bk. Ebn. Manzur, Usanu'l-A.rab, Daru Sadir, Beyrut 1968, .III, s. 546-548.

[260] Krş, Moody, Ölümden Sonra Hayat, s. 149.

[261] Bk. Hançerlioğlu, Felsefe Ansiklopedisi, C.V, s. 23-

[262] Bk. Necip Tayları, IsLâm Felsefesi, Ensar Neşriyat, 2. Baskı, İstanbul 1985, s. 104.

[263] Bk. Nurbaki, İnsan Bilinmezi, s. 89.

[264] Bk Hayati Hökelekli, Din Psikolojisi, T.D.V Yayınları, Ankara 1993, s. 97.

[265] Krş. Schaerez, Çagdaş Filozoflarda Ölümün Anlamı, s

[266] Krş. Çileli, Ölüm, .262.

[267] Krş. Serj Voronof, Hayat ve Ölüm, İktibas Eden: Kazım Naimi, İktisad Matbaası, İstanbul 1928, s. 35-36.

[268] Krş. Büyük Larousse, “Ölüm” Maddesi, C XVII, s. 9025;   Moody. Ölümden Sonra Hayat, s, 149-150.

[269] Krş. Thomas, Ölüm, s.17

[270] Krş. Thomas, Ölüm, s. 24-25.

[271] Krş. Brad R. Raynolds, “Brain Death Best Determines Death”, in Deatk and Dying, Ed: David L. Bender- Richard Hagen, Greenhaven Press, Minnesota 1980, s. 41-44.

[272] Krş. Frank Morris, “The Brain Death Trap”, İn Death and Dying, Ed: David L. Bender- Richard Hagen, Greenhaven Press, Minnesota 1980, s. 46-48.

[273]Bk. Veatch, “Brain Death”, in Death and Dving, Ed: David L. Bender-Richard Hagen, Greenhaven Press, Minnesota 1980, s. 46,

[274] Bk. Bender-Hagen, Death and Dying, s. 47.

[275] Krş. Thomas, Ölüm, s, 19.

[276] Krş. Lepp, Death and Its Mysteries, s. 23-25.

[277] Krş. Thomas, Ölüm, s. 25-27. Yrd. Doç. Dr. Faruk Karaca, Ölüm Psikolojisi, Beyan Yayınları: 85-89.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ölüm Ve İnsan
« Posted on: 28 Mart 2024, 12:28:44 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ölüm Ve İnsan rüya tabiri,Ölüm Ve İnsan mekke canlı, Ölüm Ve İnsan kabe canlı yayın, Ölüm Ve İnsan Üç boyutlu kuran oku Ölüm Ve İnsan kuran ı kerim, Ölüm Ve İnsan peygamber kıssaları,Ölüm Ve İnsan ilitam ders soruları, Ölüm Ve İnsanönlisans arapça,
Logged
13 Nisan 2015, 02:11:38
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 13 Nisan 2015, 02:11:38 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan Saniye abla.Ölüm genel olarak hayatsal fonksiyonların sona ermesi ve acılardan kurtulmasıdır..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes