> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Ölüm psikolojisi > Ölüm Süreci
Sayfa: [1] 2 3   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ölüm Süreci  (Okunma Sayısı 76002 defa)
22 Ocak 2012, 17:22:40
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 22 Ocak 2012, 17:22:40 »



2- Ölüm Süreci


Daha önce de değindiğimiz gibi aslında bütün canlılar bir ölüm sürecindedirler. Zira yeni doğan herkes, ölmek için yete­rince olgundur. Ancak daha sınırlı bir biçimde ölmek üzere olanlar ise; iyi olmaz hastalar ve hayatlarının son anlarına gelen kişiler olarak nitelendirilebilir. [278] Ölüm hızlı olabildiği gibi, bir komayı (bilinç yokluğunu) veya bilincin sonuna kadar açık kal­dığı bir can çekişmeyi izleyerek yavaş yavaş da vâki olabilmek­tedir. Ölümün en sık rastlanan belirtileri, gergin bir yüz, bilinç bozuklukları, işitme duyusunun daha sonra da görmenin yitimidir. Bunu solunumun kesilmesi izler, ardından da kalp atışları durur. Ölüm sürecindeki insanın karaciğerindeki glikojen mik­tarının saptanması, can çekişme süresinin biyolojik olarak tespi­tinde bir tahmin yapılmasını mümkün kılar [279].

Çeşitli araştırmalar, ölümden önce sistemli psikolojik de­ğişikliklerin meydana geldiğini bildirmektedir [280]. Fiilî ve hızlı bir şekilde ölüm sürecinde olan insanın yaşamış olduğu psiko­lojik süreçlerin, hem bu süreç içinde yaşayan insanın ailesi ve yakınları, hem de profesyonel olarak onunla ilgilenen ve ona yardım etme pozisyonunda olan hastane personeli ve doktorlar tarafından bilinmesinde büyük faydalar vardır [281]. Ölmek üzere olan ikiyüzden fazla hasta ile yakından ilgilenerek onların geçir­miş oldukları psikolojik evreleri tespit eden E. Kübler Ross'a gö­re, eğer ölüm birdenbire olmamış ve ölmekte olan insan şuuru­nu kaybetmemişse, beş psikolojik evre yaşar. Bunlar:

1- Yadsıma (inkâr) ve yalıtma (denial and isolation): Bu devrede ölüm sürecinde olan insan, ölümün bu kadar yakın olduğunu kabullenememektedir. İlk tepki “hayır, ben değil, bu doğru olamaz” şeklinde olmakta, bazıları, tıbbi tahlillerde yanlış yapıldığını, kendi tahlillerinin başkalarınkilerle karıştırıldığını, daha iyi bir sonuç alabilmek için başka doktorlara gideceklerini söylerler. Bu tepki kısmen de olsa hemen hemen bütün hastalar­da görülmekte ve sadece hastalığın ilk olarak öğrenildiği anda değil daha sonra da zaman zaman ortaya çıkmaktadır. Bu hasta­lar, bir anlık da olsa kendi ölümlerini düşünürler fakat o sıra, yaşama devam etmek için bu düşünceyi terketmek zorunda ol­duklarını hissederler. Beklenilmeyen ve şok edici bu haberden sonra yadsıma, bir tampon işlevi görmekte ve hastanın kendini toparlamasına ve zamanla diğer savunma mekanizmalarının ha­rekete geçmesine imkan tanımaktadır.

Yadsıma genellikle kısa bir savunma görevi görmekte ve yerini kısmî kabule bırakmaktadır. Sürekli yadsıma durumunun ise nadir görülmesinin yanında, geçici de olsa psikolojik savun­ma sağlamadığı ifade edilmektedir. Bir kısım hastalar ise pek fazla bu tür tepkiler vermezler, kısaca durumları hakkındaki gerçekten bahsederler ve aniden bu duruma reel olarak daha fazla katlanamayacak durumda olduklarını ortaya koyarlar. Bazı hastalar ise daha sonraları yadsımadan çok yalıtma tepkisi gös­terirler. Hatta bazen hasta bu durumdan, kendi sağlığı ve hasta­lığı, ölümlülüğü ve ölümsüzlüğü hakkında yan yana var olan iki ikiz kardeşmiş gibi bahsedebilir ve böylece ölümle yüzleşmenin yanında hâlâ umut devam eder. Ross'a göre bu yadsıma ve yalıt­manın nedeni, bilinçaltımızda ölümsüzlüğümüze olan inancınıızdır. Yani bizim de ölümle karşılaşmak zorunda olduğumuz konusundaki bilgi, bilinçaltımızda hemen hemen hiç kavranıl­maz. [282] Burada şunu ifade etmek gerekir ki, Ross'un yadsıma ve yalıtmanın kaynağı konusunda ileri sürdüğü fikirler, daha önce ölüm konusundaki yaklaşımlarına kısaca değindiğimiz derinlik psikolojisinin değerlendirmeleriyle paralellik ve hatta aynilik arzetmektedır. Ayrıca bu sürecin, insanı sarsıcı ve üzücü durumlar karşısında koruyabilecek olumlu bir güç olabileceği ve Ross'un ileri sürdüğünden daha uzun bir savunma işlevi görebileceği, bazı araştırmacılar tarafından ifade edilmektedir [283].

2- Öfke (anger): Yadsıma durumu genellikle fazla sürmez ve onun yerini öfke, hiddet, kıskançlık ve küskünlük duyguları alır. Burada;

“Neden ben?”, “Benden daha çok bu sonu hakkedenler var. O kadar kötü insanlar yaşıyor da neden ben öleceğim, benim yerime neden onlar ölmüyorlar?” şeklinde tepkiler gösterilir. Yadsıma tepkisinin aksine, hastanın aile ve yakınları açısından bu evreyle başa çıkmak daha zordur. Bu durumda du­yulan öfke, tüm doktorlar, hemşireler ve hastane personeline yansımakta ve hatta Tanrıya da sitem duyulmaktadır [284].

3- Pazarlık Etme (bargaining): Üçüncü aşama olan pa­zarlık etme aşaması, daha az bilinmektedir. Fakat bu süreç, kısa bir süre için de olsa diğer aşamalarla eşit derecede hasta için faydalıdır. Şöyleki ilk aşamada acıklı haberi alan insan, ikinci aşamada diğer insanlara ve Tanrıya kızmakta ve üçüncü aşama­da ise belki de bir nevi uzlaşmaya girerek, bu kaçınılmaz sonun ertelenmesini istemektedir. Burada “Şayet Allah bizi almaya ka­rar vermiş ve de bundan dolayı O'na olan öfkeme bir cevap ver­memişse (bu öfkenin bir faydası olmamışsa), daha güzel bir şe­kilde Ondan hayatta kalmamı istersem belki daha uygun olur” şeklinde bir mantık yürütülmektedir. Bu durum çocukların is­teklerinin büyükler tarafından kabul edilmediği zaman göster­dikleri tepkilere benzer. Meselâ çocuk, herhangi birşey için ona izin verilmemişse, önündeki yemeğe tekme atar ve öfkesini be­lirtir. Ama daha sonra bunun bir fayda sağlamadığını anlayınca, daha iyi bir tarzda yaptıkları iyi işlere de atıfta bulunarak iste­diklerini koparmaya çalışır. Hastalar da bunun gibi, yakınları, doktorlar ve Tanrıyla bir pazarlık içine girerler. Eğer bir taviz kopartırlarsa, bunu başkaları takip eder. Mesela son derece has­ta olan bir bayan, oğlunun düğününe gitmeyi çok arzu ediyor fakat sıhhati bunu kaldıracak durumda olmadığından doktor­lardan bunun için izin alamıyordu. Buna rağmen ısrarlara daya­namayan doktorlar, düğünden bir gün önce hastaneden çıkma­sına izin verdiler. Hiç kimse onun gerçek durumunu bilmiyor, o da etrafına ışık saçar bir şekilde bakıyor ve dünyanın en mutlu insanı olduğunu düşünüyordu. Düğünden sonra hastaneye yor­gun ve bitkin bir durumda döndüğünde, doktor ona merhaba demeden, o doktora;

“Başka bir oğlum olduğunu unutma” de­miştir. Bazı pazarlıklar da Allah ve (onun temsilcisi gözüyle) din görevlileriyle yapılmaktadır. Eğer hayatlarına bir ilâve yapılırsa, hasta insanlar bunu Allah'a veya kiliseye adayacaklarını bildir­mektedirler. Psikolojik olarak bu vaadîer, gösterişsiz, sade bir suçlulukla ilgili olabilir. Bu yüzden hastalar, doktorlar tarafın­dan kötü karşılanmazlarsa, bu işaretler faydalı olabilir. [285]

4- Depresyon (depression): Ölümcül hasta artık daha faz­la hastalığını inkar edemediği, daha fazla cerrahi müdahaleye maruz kaldığı ve hospitalize edildiği (devamlı hastanede kalmak zorunda olduğu), daha fazla semptomlara maruz kaldığı, zayıf ve güçsüz hale düştüğü zaman, artık daha fazla gülümseyemez duruma gelir. Uyuşukluk ve kayıtsızlığı öfke ve hiddet yerine derin bir yokluk hissine dönüşür. Bu yokluk hissi, kendini hastanın durumuna göre değişik şekillerde gösterebilir. Genellikle bu tip depresyonlar çoğu doktor tarafından bilinir. Ross'a göre depresyon “hazırlayıcı” ve “reaktif” (tepkici) olmak üzere ikiye ayrılabilir. Reaktif depresyonun tabiatı, tamamen farklıdır ve hazırlayıcı nitelikte olan depresyon ise çoğu kez gözardı edilmek­tedir. Hazırlayıcı depresyon bu son yokluk hissi neticesinde ol­mamakta, olması yakm olan bir kaybı hesaba katmaktadır. Bu çeşit depresyon reaktif olana nazaran daha sakindir, kelimelere çok az ihtiyaç duyar. Bu ortamda karşılıklı olarak ifade edilebi­lecek bir duygu daha hakim pozisyondadır. Hastanın etine do­kunmak, saçını okşamak veya bir müddet onunla oturmak, onun için çoğu kez daha iyidir. Zira bu durumda o, sevdiği her şeyi ve herkesi bırakma sürecine girmiştir [286].

5- Kabullenme (acceptance): Hasta eğer bu arada aniden ölmemişse ve daha önceki aşamalardan geçerek o aşamalarda kendisine biraz da olsa yardım edilmişse, ne kaderine karşı bir öfke, ne de depresyon olan bir aşamaya gelir, önceki aşamalardaki duygularını ifade edebildiği gibi, yaşayan ve sağlıklı olan diğer insanlara olan gıptasını ve önceki öfkesini dile getirebilir. Yaklaşan sonla dünyada pekçok iyi şey ve insanlardan ayrılacağını düşünerek hüzünlenir. Çoğu durumlarda yorgundur ve ta­mamen takatsizdir. Kısa bir süre için sık sık uyumaya ihtiyaç duyar ki bu uyku, daha önceden depresyon durumunda ihtiyaç duyulan uykudan farklıdır. Zira bu uyku çekilen ızdıraplardan ferahlamak için istenen uyku gibi değil, tıpkı bir küçük çocuk gibi (fakat düzeni ters çevrilmiş bir biçimde) yavaş yavaş müd­detleri artırmaya ihtiyaç duyan bir uykudur. Bu devrede hemen hemen bir duygu boşluğu yaşanır ve hasta derin derin yaklaşan sonunu düşünür [287]. Son aşama olan kabul aşamasına ulaşan in­san, dışardan yapılan herhangi bir müdahaleyi, barış ve huzur içinde ölmekten alıkoyulmak şeklinde ve büyük bir kargaşa ola­rak karşılar. Bu durum olması yakın olan ölümün bir işaretidir ve tıbbî bakış açısından çok, az ya da hiçbir gösterge taşımayan hastaların yaklaşmakta olan ölümlerinin, önceden tahmin edilmesine imkân tanır. Bu durumda hasta bir nevi yaklaşmakta olan ölümünü, ona söyleyen derunt bir işaret sistemine yanıt vermek­tedir. Bu işaretler, hastanın psikobiyolojik işaretlerinden bağım­sız bir şekilde, tesadüfen de bulunabilir [288]. Burada şunu da ilave etmek gerekir ki, ölüm aşamasında olan insanların hemen he­men hepsi hatta ölümü kabullenmiş olanlar bile, devamlı surette yeni bir buluşun, bir ilacın kendilerini kurtarabileceğine dair umut beslemektedirler [289].

Yine ölümü yaklaşan insanların organlarına hakim olama­maya başladıkları, bu insanların kanaatlerinde bir takım değiş­melerin olmaya başladığı, seslerinin az çıktığı ve bun...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ölüm Süreci
« Posted on: 24 Nisan 2024, 11:52:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ölüm Süreci rüya tabiri,Ölüm Süreci mekke canlı, Ölüm Süreci kabe canlı yayın, Ölüm Süreci Üç boyutlu kuran oku Ölüm Süreci kuran ı kerim, Ölüm Süreci peygamber kıssaları,Ölüm Süreci ilitam ders soruları, Ölüm Süreciönlisans arapça,
Logged
13 Nisan 2015, 02:16:49
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 13 Nisan 2015, 02:16:49 »

Aleykümselam .Rabbim razı olsun paylaşımdan Saniye abla.Rabbim bizleri ölüm sürecini hayırlı ve imanlı geçirmeyi nasip etsin inşallah....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

13 Nisan 2015, 13:27:54
❣ Muhammed ❣

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 3.112


« Yanıtla #2 : 13 Nisan 2015, 13:27:54 »

Ve Alleykümselam Ve Rahmetullah...Ölüm'ü herkez tadacaktır bunun kaçışı yoktur.Fakat eğer takva olarak yüksek yerlere gelmiş isek ölsekte Allah'a kavuşsak deriz.Rabbim böyle demeyi nasip etsin bizlere İnşaAllah.Ölüm anına kadar takva olarak Yükselmeyi nasip etsin rabbim bizlere İnşaAllah...
Allah razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

05 Ağustos 2015, 14:22:49
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« Yanıtla #3 : 05 Ağustos 2015, 14:22:49 »

Ve aleykumusselam.Âmin ecmain İnşaAllah.Ölüm süreci kolay değil.İnşallah bizler mümince yaşayıp iman üzerine olursak kolaylaşıcak İnşaAllah.Mevlam imanımızı kuvvetli kılsın İnşaAllah.Rabbim razı olsun kardeşim
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

05 Ağustos 2015, 16:49:53
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #4 : 05 Ağustos 2015, 16:49:53 »

Ve aleykumusselam ve rahmetulalh;insanda yaşlanmayan şeylerden biriside yaşama arzusu..bu yüzden ölüm biraz uzak görünür hepimize,halbuki ölüm burnumuzun ucunda.
Rabbim imanla yaşayıp yine iman ile can verebilmeyi nasip eylesin inşalalh bizlere.Allah razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2 3   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes