Konu Başlığı: Ölüm Düşüncesinin İnsan Hayatına Etkisi Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 21 Ocak 2012, 12:57:00 c- Ölüm Düşüncesinin İnsan Hayatına Etkisi İle İlgili Bulgular Deneklere “Ölümü düşünmek sizde aşağıdaki durumlardan hangisini ortaya çıkarır?” şeklinde yönelttiğimiz soruya verilen cevaplara baktığımızda, ölüm düşüncesinin en fazla dinî hayatı etkilemekte (%72.7) olduğu ve ona olumlu yönde bir ivme kazandırdığı görülmektedir. Ölüm düşüncesinin sosyal hayata olan olumlu etkisi (%43.4) de oldukça yüksek düzeydedir. Ölüm düşüncesinin deneklerin %26.2'sinde dünya nimetlerine karşı bir ilgisizlik uyandırdığı tespit edilmiş, bu düşüncenin, deneklerin küçük bir kısmını (%5.7) mümkün olduğu kadar dünya nimetlerine yönlendirdiği görülmüştür. Bu soruya açık uçlu cevap verenler sadece 23 kişidir. Ölüm düşüncesinin hayatlarında hiçbir değişiklik yapmadığını belirten deneklerin toplam popülasyona oranı %7.2 ile küçük bir kitleyi oluşturmaktadır. Ölüm düşüncesinin değişik şekillerde hayatlarına yansıdığını belirten deneklerin verdikleri cevaplara baktığımızda; anket formuna tarafımızdan koyulan maddelerden fazla farklı şeylerin yazılmadığı ortaya çıkmaktadır. Şöyleki değişik şekilde ifade edilmiş olsa da ağırlıklı olarak ölüm düşüncesinin deneklerin dinî ve sosyal hayatlarına olumlu yönde yansıdığını, açık uçlu sorularda da görmek mümkündür. Zira açık uçlu değerlendirme yapan toplam 23 denekten 8'i ölüm düşüncesinin kendilerini “dine yönelttiğini” belirtirken, 5 kişi de ölüm düşüncesinin diğer insanlarla olan ilişkilerine doğrudan yansıdığını ve ölümü düşünmekle insanlara daha bir dikkatle yaklaşmaya çalıştıklarını ifade etmiştir. Deneklerden 3 kişi de ölüm düşüncesinin kendilerini dünyadan soğuttuğunu belirtmiştir. Deneklerin açık uçlu olarak verdikleri cevaplara bakıldığında, münferit de olsa ölüm düşüncesinin bazılarının hayatına olumsuz bir şekilde yansıdığı görülmektedir. Mesela bir denek bu konuda “bunalıma girerim”, derken, diğer bir denek de “karamsarlığa neden olur” ifadesini kullanmıştır. Başka bir denek ise ölüm düşüncesinin “sosyal ilişkilerini azalttığını” belirtmiştir. Ölüm düşüncesinin deneklerin hayatlarına yansıma şekillerinden diğer bazıları şöyledir: “Dünya nimetlerinden faydalanarak âhireti kazanmaya yönelmek”, “gafletten uyanmak”, “haramdan uzak durmaya çalışmak”, “hayata yön vermek, hedef belirlemek”, “huzura kavuşmak”, “ölçülü olmaya yardım etmek”, “imgelerin güç kazanmasını sağlamak”, “kalıcı eserler yapmaya yönelmek”, “sevilen insanlara kavuşmayı arzulamak”, “varoluşun mantığını kavramak”, “yaşama sevgisi hissetmek”, vb. Ölüm düşüncesinin dini hayata olan etkisi demografik değişkenlerden sadece yaş ve meslek değişkenine göre farklılık arzetmektedir. Şöyleki ölüm düşüncesinin dinî hayatlarına canlılık kazandırdığını ifade eden deneklerden 40-59 yaş grubu %81.1 ile birinci sırada bulunurken, 16-22 ve 23-39 yaş grubu %73 ile ikinci sırada bulunmaktadır. 60+ yaş grubu ise %51.2 ile son sırada yer almaktadır. Buna göre ölüm düşüncesinin dini hayata olumlu yönde ivme kazandırması yetişkinlerde üst seviyede iken, bu tür bir etkilenim yaşlılarda yetişkinlere nispetle daha düşük gözükmektedir [1051]. Meslek değişkenine göre ise ölüm düşüncesinin dinî hayata olan etkisi, en çarpıcı bir şekilde polis memurlarında (%82.7) görülmektedir. Bu tür bir etkilenim konusunda polis memurlarını sırasıyla öğretmen, öğretim elemanı, öğrenci ve doktorların izlediği görülmektedir (%76.2; %75.0; %67.0; %60.8). Ölüm düşüncesinin emekli öğretmenlerin dinî hayatına olan tesiri (54.2) ise diğer meslek gruplarına oranla en düşük seviyededir [1052]. Ölüm düşüncesinin sosyal hayata etkisi demografik değişkenlerden yaş, eğitim düzeyi, medeni hal ve mesleğe göre değişiklik arzemektedir. Buna göre ölüm düşüncesinin sosyal ilişkileri olumlu yönde etkilemesi yetişkinlerde üst seviyede iken, 16-22 yaş grubu ergenlerde en düşük seviyededir. Zira 60+ yaş grubunun %70.7'si bu seçeneği işaretlemişken, 40-59 yaş grubunun %46.7'si, 23-39 yaş grubunun %42.9'u, 16-22 yaş grubunun ise sadece %22.2'si ölüm düşüncesinin sosyal ilişkilerini olumlu yönde etkilediğini bildirmiştir [1053]. Eğitim düzeyine göre ise ölüm düşüncesinin sosyal hayata olan olumlu yansıması en üst düzeyde (57.2) akademisyenlerde görülmüştür. Bu oran fakülte mezunlarında %36.9 iken, ortaokul veya lise mezunlarında %27.8 ile en düşük seviyededir [1054]. Medeni hale göre ise ölüm düşüncesinin, evli deneklerin sosyal hayatına daha çok (%50.7) yansımakta olduğu görülmüştür. Bekarlardan ölüm düşüncesinin sosyal hayatını olumlu yönde etkilediğini ifade edenler %26'lık bir kesimi oluşturmaktadır [1055]. Meslek değişkenine göre ise olum düşüncesinin sosyal hayata yansıması, en bariz bir şekilde (%79.2) emekli öğretmenlerde görülmektedir, ölüm düşüncesinin sosyal hayata olan etkisi, öğretim elemanları (%56.6), doktor ve öğretmenlerde (%43.1) de üst düzeydedir. Bu düşüncenin polis ve öğrencilerin sosyal hayatlarına olan olumlu etkisi (%30.7; %22.0) ise diğer gruplara nispetle en alt seviyededir [1056]. Ölüm düşüncesinin dünya nimetlerine karşı bir ilgisizlik uyandırması, demografik değişkenlerden yaş, cinsiyet, medeni hal, eğitim düzeyi ve mesleğe göre değişiklik arzetmektedir. Buna göre ölüm düşüncesinin insan hayatına bu yönde etkisi %38.1 ile 16-22 yaş grubu üzerinde en üst düzeydedir. Ergenleri bu konuda sırasıyla 23-39, 40-59 ve 60+ yaş grupları (%26.7; %20.0; %17.1) izlemektedir [1057]. Cinsiyete göre ölüm düşüncesinin bu yönde kadınlar üzerinde (%41.7) çok daha etkili olduğu görülmektedir. Erkeklerin ise sadece %19.9'u ölüm düşüncesinden bu yönde etkilendiklerini belirtmiştir [1058]. Medeni hale göre ise ölüm düşüncesi, bekarlarda (%33.3) daha çok böyle bir etki ortaya çıkarmaktadır. Evlilerde ise bu oran (%23)daha düşüktür [1059]. Ölüm düşüncesinin insanı dünya nimetlerinden soğutması, eğitim düzeyine göre de değişiklik arzetmektedir. Şöyleki fakülte mezunlarının %33.3'ünün ölüm düşüncesinden bu şekilde etkilendiklerini ifade etmelerine karşılık, bu oran ortaokul veya lise mezunları ile akademisyenlerde hemen hemen aynı düzeyde (%18.5; %17.7) ve diğer gruba nispetle oldukça düşüktür. [1060] Ölüm düşüncesinin insan hayatına bu yöndeki etkisi meslek değişkenine göre %36.3 ve %34.6 oranlarla, öğrenci ve öğretmenlerde en üst düzeydedir. [1061] Diğer meslek gruplarının ölüm düşüncesinden bu yöndeki etkilenimleri daha düşük düzeydedir, (doktorlar: %25.5; emekli öğretmenler; %20.8; polis memurları: %18.7; öğretim elemanları: %17.8). Ölüm düşüncesinin insanı mümkün olduğu kadar dünya nimetlerine yöneltmesi ile demografik değişkenlerin hiçbiri arasında istatistiki açıdan anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir. Ölüm düşüncesinin hayatlarında hiçbir değişiklik yapmadığını ifade eden denekler de eğitim düzeyi ve mesleklerine göre farklılık arzetmektedir. Söyleki; eğitim düzeyi açısından deneklerimizden en alt düzeyde olan ortaokul veya lise mezunları, ölüm düşüncesinin hayatlarında hiçbir değişiklik yapmadığını ifade eden denekler arasında birinci sırayı (%16.7) almaktadır. Akademisyenler ile fakülte mezunlanndaki bu oran (%7.5; %5.3) birbirine yakın ve birinci gruptan oldukça düşüktür [1062]. [1051] (X =12.741, s.d =3, p< .01). [1052] (* =14.201, s.d.=5,p<. 01). [1053] (* =24.419, s.d.=3, p< .001). [1054] (* =24.802, s.d.=2,p<.001). [1055] (=26.575, s.d.= l,p<.001). [1056] (/ =45.242, s.d.=5, p< .001) [1057] (x =8.218, s.d.=3, p < .05). [1058] (* -26.473, s.d =1, p<.001). [1059] (* =6.186, s.d. = l,p<.01). [1060] (X =16.146, s.d.=2,p<.001). [1061] (* =17.698, sd.=5,p<.01). [1062] (X =8.682, s.d.=2,p< 05). Yrd. Doç. Dr. Faruk Karaca, Ölüm Psikolojisi, Beyan Yayınları: 317-321. |