๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ölüm psikolojisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 21 Ocak 2012, 12:45:04



Konu Başlığı: Demografik Değişkenlere Göre Ölümün Anlamı
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 21 Ocak 2012, 12:45:04
1- Demografik Değişkenlere Göre Ölümün Anlamı  
 

Tablo 3'te de görüldüğü gibi ölüme verilen mâna ile de­mografik değişkenlerden yaş. meden, hal ve meslek değişkeni arasındaki ilişki, istatistiki açıdan anlamlılık düzeyine ulaşmıştır.[1064] Yaş değişkenine göre 16-22 yaş grubunun %66.7'si, ölümü önceden tayin edilen ecelin gelip çalmasıyla gerçekleşen bir olay olarak görürken, ikinci sırada soruya açık uçlu cevap verenler bulunmaktadır (%23.8). Bu yaş grubunda üçüncü sırada, ölü­mü biyolojik bir olay olarak görenler bulunmakta (%4.87), onu “yok oluş” (%3.2) ve “musibet” (%1.6) olarak değerlendirenler ise çok küçük bir kesimi oluşturmaktadır. 23-39 yaş grubunda ise yüzdeler farklı olmakla birlikte, sıralama hemen hemen aynı­dır. Şöyleki bu yaş grubu da birinci sırada, ölümü “önceden ta­yin edilen ecelin gelip çatmasıyla gerçekleşen bir olay” olarak yorumlarken (%85.4),   bu gruptan soruya açık uçlu cevap ve­renlerin nispeti %7.6'dir. Bu yaş grubundan ölümü “biyolojik bir olay”, “musibet” ve “yok oluş” olarak değerlendirenlerin ora­nı çok küçük ve hemen hemen aynı seviyededir. (%2.7; %2.1; %2.1). 40-59 yaş grubunda da sıralama aynı yöndedir. Şöyleki, bu yaş grubunda ölümü “önceden tayin edilen ecelin gelip çal­masıyla gerçekleşen bir olay” olarak algılayanların oranı, bütün yaş gruplarında en yüksek seviyededir (%88.9). Soruya açık uç­lu cevap verenlerin oranı %6.7, ölümü “biyolojik bir olay” ve “yok oluş” olarak değerlendirenler ise, %2.2 oranındadır. Bu yaş grubundan ölümü bir musibet olarak değerlendiren hiç kimse çıkmamıştır. 60+ yaş grubunda ise ölümü “alınyazısı” olarak de­ğerlendirenler birinci sırada olmakla birlikte (%56.1), bu oran diğer yaş gruplarına göre en alt düzeydedir. Bu yaş grubunda ölümü “biyolojik bir olay” olarak algılayan (%22.0) ve “bir yok oluş” olarak değerlendirenlerin (%12.2) oranı, diğer yaş grupla­rına nispetle oldukça fazla ve küçümsenemeyecek derecededir. Bu yaş grubundan soruya açık uçlu olarak cevap verenler, %10 civarında olup, ölümü “musibet” olarak değerlendiren hiç kimse bu grupta bulunmamaktadır. Yapılan analizlere göre, yaş değişkeni ile ölüme verilen mâna arasındaki ilişki, istatistiki olarak oldukça anlamlıdır. [1065]

Ölüme atfedilen mâna, medeni hale göre de değişmekte­dir. Şöyleki araştırmaya katılan evli deneklerin %83.7'si ölümü “alınyazısı” olarak yorumlarken, bunlardan 27 kişi (%7.5) bu soruya açık uçlu cevap vermiştir. Evli deneklerden ölümü “biyo­lojik bir olay” olarak değerlendirenler %5, “yok oluş” olarak gö­renler ise %3.1'dir. Bu gruptan ölümü “musibet” olarak değer­lendirenler, sadece 3 kişidir (%0.8). Bekar deneklerin bu soruya verdikleri cevaplara baktığımızda, sıralama benzer olsa da, ölü­mü “alınyazısı” olarak algılayanların oranı evlilere nispetle dü­şüktür (%76.5). Bekar deneklerden “başka” seçeneğini işaretle­yerek soruya açık uçlu cevap verenlerin oranı %14.2 ile, evliler­den daha fazladır. Ölümü “biyolojik bir olay”, “yok oluş” ve “musibet” olarak değerlendirenlerin oranı (%3.1) ise her iki grupta da aynıdır [1066].

Ölümün ifade ettiği mâna, meslek gruplanna göre de de­ğişiklik arzetmektedir. Şöyleki bütün meslek grupları içinde po­lis memurları, ölümü “alınyazısı” olarak algılayanlar arasında en yüksek nispete sahiptir (%92). Bu gruptan ölümle ilgili değişik değerlendirme yapan deneklerin sayısı oldukça düşüktür. (Bk. Tablo: 3). Polis memurlarından sonra ölümü en yüksek oranda “alınyazısı” olarak algılayanlar, öğretmen ve öğretim elemanlarıdır (%88.5; %84.9). Bu meslek gruplarında da diğer değerlen­dirmeler oran olarak birbirlerine yakın ve küçük bir kesim oluş­turmaktadır. Öğrencilerin bu soruya verdikleri cevaplara bakıldığında onların da birinci sırada ölümü “alınyazısı” olarak değerlendirdikleri (%72.5) görülmektedir. Ancak, öğrencilerden bu soruya açık uçlu cevap vererek kendi özel değerlendirmeleri­ni yapanların (16 kişi, %17.6) oranı küçümsenemeyecek düzeydedir. Bu grupta da diğer değerlendirmeler, birbirine yakındır. Doktorların oluşturduğu grup, olumu “alınyazısı” olarak algılayanlar arasında en düşük (%66.7) ikinci grubu oluşturmaktadır. Doktorlardan ölümü “biyolojik bir olay” olarak değerlendirenler ile açık uçlu cevap verenlerin oranı küçümsenmeyecek nispetle­dir. (%11.8). Bu meslek grubundan ölümü “musibet” olarak gö­renler, %7.8 ile bütün meslek grupları içinde en yüksek oranda­dır. Denekler içerisinde 60+ yaş grubunun önemli bir kesimini oluşturan emekli öğretmenlerin ölümü algılamaları, diğer mes­lek gruplarına nazaran oldukça farklıdır. Şöyleki bu grupta ölü­mü “alınyazısı” olarak algılayanların oranı (%54.2), bütün mes­lek grupları içerisinde en düşük düzeydedir. Bu meslek grubun­dan ölümü “biyolojik bir olay” ve “yok oluş” olarak değerlendi­renler de diğer meslek gruplarına oranla en yüksek düzeydedir. (%25.0; % 12.5). Meslek değişkeni ile ölümün mânası arasında­ki ilişki, istatistiki olarak oldukça anlamlıdır [1067].


[1064] Ölümün manası, ilk anlamda anlamı demograf* ve bagımsız değişkenler tabloda gösterilmemistir.

[1065] (A  =68.548, s.d.=12,p<. 001). 324

[1066] (*  =10.611, s.d,=4, p<.05).

[1067] (X   =76.288, s.d.=20, p < .001). Yrd. Doç. Dr. Faruk Karaca, Ölüm Psikolojisi, Beyan Yayınları: 322-326.