Konu Başlığı: Araştırmaya Katılan Denekler ve Nitelikleri Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 21 Ocak 2012, 21:09:12 III. Araştırmaya Katılan Denekler ve Nitelikleri Anketimiz, Erzurum il merkezinde oturan, büyük çoğunluğu yüksek öğrenim görmüş 6 değişik iş ve meslek grubundan toplam 573 kişiye uygulanmıştır. Tesadüfi örneklem yoluyla seçtiğimiz popülasyonun. çok az bir kısmı anketimize cevap vermeyi reddetmiş, gönüllü olarak araştırmaya katılan deneklerden bir kısmı da (yaklaşık 50 kişi) anket formundaki soruların bir kısmını veya tamamını cevaplandırmamıştır. Dolayısıyla bu kişilere verilen anketler, değerlendirme dışı bırakılmıştır. Araştırmaya katılan deneklerin yaşları 17 ile 87 arasında değişmekte olup, ortalama yaş 33.5'tir (SD=11.8). Araştırmamızın test edeceği hipotezler bakımından araştırmaya katılan deneklerin aşağıdaki demografik ve.şahsi özellikleri kontrol edilmiştir. Bunlar; yaş, cinsiyet, medenî hal, öğrenim durumu, meslek, sosyo-ekonomik düzey, bireysel idealleri gerçekleştirme oranı, ölümle yüz yüze gelme, ölümle ilgili kaygıları başkalarıyla paylaşma, sevilen birisinin ölümüne şahit olma, ölümü düşünme sıklığı, mezarlık ziyareti, ölüme verilen mâna, intihar teşebbüsü ve ölümle ilgili sohbet yapma sıklığıdır. Ayrıca araştırmada üzerinde durulan temel nokta, derunî dinî motivasyon ile ölüm kaygısı arasındaki ilişkidir. Araştırmaya katılan deneklerin demografik ve şahsi özellikleri ile ilgili bilgiler aşağıda verilmiştir [1006]. Araştırmaya katılan deneklerin % 62- 9'u (329 kişi) 23-39 yaş grubunda bulunmaktadır. Bu gruptaki deneklerden sonra en kalabalık yaş grubu ise, 90 kişiyle deneklerin % 17.2 suni oluşturan 40-59 yaş grubudur. 16-22 yaşlar arasında gelişim dönemlerine göre ergenliğin son döneminde bulunan grup, %12.1'le (63 kişi) üçüncü sırada, 60+ yaş grubunda olan yaşlılar ise %7.8 ile (41 kişi) dördüncü sırayı almaktadır. Ankete katılan deneklerin 372 (%71.1)'sini erkek, 151 (%28.9)'ini bayanlar oluştururken, toplam popülasyonun %69'u evli, %31'i ise bekarlardan oluşmaktadır. Eğitim düzeyine göre ise, araştırmaya katılan deneklerin % 36.5'i (191 kişi) üniversite mezunudur. Bu gruptaki deneklerden sonra en kalabalık grup, 187 kişiyle deneklerin %35.8'ini oluşturan akademisyenlerin oluşturduğu gruptur. %17.4 ile üniversite öğrencileri üçüncü sırada, % 10.3 ile ortaokul ve lise mezunları ise dördüncü sırada bulunmaktadır. Üniversite öğrencileri ve akademisyenleri de yüksek öğrenim görmüş gruba dahil edecek olursak, toplam popülasyonun %89.7’sinin yüksek öğrenim görmüş oldukları ortaya çıkmaktadır. Buna göre araştırmamız, eğitim düzeyi bakımından daha ziyade yüksek öğrenim görmüş insanlar üzerinde yapılmıştır[1007]. Meslek değişkenine göre araştırmaya katılan deneklerden en kalabalık grubu “akademisyenler” oluşturmaktadır. Şöyleki, akademisyenler, araştırmaya katılan denekler arasında 152 kişi (%29.1) ile birinci sırada bulunurken, 130 kişi (%24.9) ile “öğretmenler” ikinci sırada, 91 kişi (%17) ile “öğrenciler” üçüncü sırada bulunmaktadır. Bunları % 14.3 ile özel harekat timinde çalışan “polis memurları”, %9.8 ile doktorlar izlemektedir. “Emekli öğretmenler” ise %4.6 ile son sırada yer almaktadır. Araştırmaya katılan denekler sosyo-ekonomik açıdan değerlendirildiğinde ise, popülasyonun büyük çoğunluğu, sosyoekonomik açıdan orta düzeyde bulunmaktadır (%62.1). Kendilerini sosyo-ekonomik açıdan ortanın üstünde görenler %29.3 ile ikinci sırada, ortanın altında görenler ise %4.4 ile üçüncü sıradadır. Sosyo-ekonomik açıdan kendilerini üst düzeyde görenler %2.9, alt düzeyde görenler ise %1.3 ile küçük bir kesimi oluşturmaktadır. Araştırmada deneklerin mizaç ve karakter özellikleri de kendi değerlendirmelerine dayanılarak ölçülmeye çalışılmıştır. Buna göre araştırmaya katılan deneklerin %58.1'i kendilerinin dışadönük olarak değerlendirdiklerini ifade etmişler, %41.9'u ise içedönük bir karakter yapısına sahip olduklarını bildirmişlerdir. Bireysel idealleri gerçekleştirme açısından deneklere bakıldığında, “ideallerinin bir kısmını gerçekleştirenler” %46.0 (241 kişi) ile birinci sırada yer almaktadır, “ideallerinin önemli olanlarını gerçekleştirenler” %25.8 ile ikinci,”ideallerinin çok azını gerçekleştirenler” %23.0 ile üçüncü sırada bulunmaktadır. “İdeallerinin tamamını gerçekleştirenler” (%2) ile “İdeallerinin hiçbirini gerçekleştiremeyenler” (%2.3) hemen hemen birbirlerine eşit bir şekilde toplam popülasyonun küçük bir kesimim oluşturmaktadır. Deneklerin sağlık durumlarına göre dağılımına baktığımızda toplam popülasyonun çok büyük bir kesiminin (%90.4) önemli bir sağlık sorununun olmadığı tespit edilmiştir. Önemli bir sağlık sorunu olanlar ise %9.6 ile küçük bir kesimi oluşturmaktadır. Deneklere çocukluk dönemlerinde korkutucu masal anlatılması veya kendilerinin bu tip öykü ve hikaye kitapları okumaları yoluyla korkutucu masal ve hikayelere muhatap olma durumuna bakıldığında, deneklerin büyük çoğunluğunun C%65.6) bu tip masal ve hikayelere ara sıra muhatap oldukları görülmektedir. Bu tip öykü ve hikayelere hiç muhatap olmayanlar %29.8 ile küçümsenemeyecek bir orandadır. Bu tip öykü ve hikayelere sık sık muhatap olanlar ise % 4.6 ile son sıradadır. Ayrıca deneklerin %55.3”ü araştırmanın yapıldığı zamana kadar, “ölümün eşiğine gelmek” tecrübesini yaşadıklarını ifade ederlerken, %44.7'si ise böyle bir tecrübe yaşamadıklarını beyan etmiştir. Deneklerin değer verdikleri biri veya birilerinin ölümüne şahit olmalarıyla ilgili dağılımına bakıldığında %69.6 ile böyle bir tecrübe yaşamış olanların çoğunlukta olduğu görülürken, böyle bir tecrübe yaşamayanların nispeti %30.4'tür. [1008] [1006] Araştırmanın orijinalinde tablolar halinde verilen bu bilgiler, okuyucuları sıkmamak ve üslupça akıcılığı sağlamak amacıyla nesre çevrilmiştir. Ayrıca bu bölümde yapılan istatistiki analiz sonuçları, yine aynı nüshalarla metinden çıkartılarak dipnotlarda verilmiştir. [1007] Araştırmamızın ileriki bölümlerinde yapacak olduğumuz analizlerde üniversite öğrenimi görmüş ve görmekte olanlar, aynı kategoride değerlendirilmiştir. [1008] Yrd. Doç. Dr. Faruk Karaca, Ölüm Psikolojisi, Beyan Yayınları: 295-298. |