> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > Ölüm ile Yüzleşme > Ölümün sırlı dünyasına bir yolculuk
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ölümün sırlı dünyasına bir yolculuk  (Okunma Sayısı 2701 defa)
01 Ağustos 2009, 16:47:12
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 01 Ağustos 2009, 16:47:12 »





Ahiret inancı ve şuuru; kabri, dünyanın sıkıntılı hayatından Cennet’e götüren bir koridor gibi gösterir.Böylece ölüm, çürüyüp yok olup gitmek değil, sadece bir yer değiştirme, dünya hayatındaki imtihanın bitmesi sebebiyle vazifeden ayrılma olarak görünür...

Öldükten sonra Allah tarafından tekrar yaratılarak diriltileceğimiz ve ölümsüz olarak yaşayacağımız âlemdir ahiret. Dirileceğimiz güne de ahiret günü veya mahşer günü adı verilir. Ahiret gününden önce kıyametin kopması gerçekleşecektir. Kıyametin kopmasından sonra insanlar, Allah tarafından ikinci defa diriltilip iyilik ve kötülüklerin karşılığını almak üzere Allah’ın huzurunda toplanacaklardır. Rabbimiz için insanlar öldükten sonra onları diriltmek çok kolaydır. Yüce Mevla bunu Kur-an’ı Kerim’de şöyle bildirir:

"Mahlûkları ilkin yoktan yaratan, ölümden sonra da dirilten O’dur. Bu diriltme O’na göre pek kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce sıfatlar onundur. Gerçekten O mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir." (Rum suresi, 27. ayet)

Dünya’da her gün milyonlarca canlıyı yoktan var eden ilahi kudrete yine yoktan yarattığı insanı ölümden sonra ikinci defa nasıl yaratabilir, denilebilir mi? Gözümüzün önünde kışın beyaz sayfasını çevirip bahar ve yazın yeşil yaprağını açarak yeryüzü kitabını en güzel şekilde yazan, her ağacın, her bitkinin programını onun küçücük çekirdeğinde saklayıp muhafaza eden Zat, vefat eden insanların ruhlarını nasıl muhafaza edecek denilebilir mi?

Dünyayı ve sayısız küreleri, yıldızları kudret elinde top gibi yuvarlayan, tespih taneleri gibi çeviren Cenab-ı Hakk’ın hiçbir zorlukla karşılaşmadan yarattığı insanları tekrar diriltmesinde O’nun için hiçbir zorluk olamaz. Bahar mevsiminde bütün bitkileri ve çiçekleri yaratmak, O’nun kudretine bir çiçek yaratmak kadar kolaydır. Hiçbir şey onun kudretine zor gelmez.

ÖLÜM, YOKLUK DEĞiL


Ahiret inancı ve şuuru; kabri, dünyanın sıkıntılı hayatından Cennet’e götüren bir koridor gibi gösterir. Böylece ölüm; çürüyüp yok olup gitmek değil, sadece bir yer değiştirme, dünya hayatındaki imtihanın bitmesi sebebiyle vazifeden ayrılma olarak görünür. İyilik ve kötülüklerin karşılığı ahirete ertelenerek iyilerin ne kadar samimi oldukları ölçülür. Kötülere de yapmış oldukları kötü işlerden vazgeçmeleri için zaman tanınır.

Eğer ahirete imanın gereği olan Allah’a hesap verme fikri olmazsa "Güçlü olan haklıdır" kaidesine göre sorumluluk duygusunu kaybetmiş olanlar ve gücü ellerinde bulunduranlar, haktan ve adaletten yana olamazlar. Bunlar kendi zevk ve heveslerini ölçü kabul ederek dünyayı ve sosyal hayatı Cehennem’e çevirebilirler. Sevdiklerinin ölümü üzerine insanlar, büyük bir üzüntü duymakla beraber ahirette iman duygusu ile teselli bulabilir, bunalımlara düşmekten kurtulabilirler.

"O ölmekle yok olup gitmedi. Onunla tekrar buluşup görüşme imkânının kaybetmiş değilim. Ebedi bir âlemde, sonsuz ve ölümsüz bir hayatta yeniden ve bir daha ayrılmamak üzere buluşacağım. Rabbim bunu vaat ediyor, söz vermiş; O sözünden dönmez" diyerek teskin olurlar.

SORUMLULUK KAZANDIRIR

Öldükten sonra Allah tarafından diriltileceğine iman eden ve dünya hayatında yaptığı iyilik ve kötülüklerinin karşılığını göreceğine kesinlikle inanan bir insan, kendisini Peygamber Efendimiz’in ahlak tarzına göre ayarlar. Peygamber ahlakı ile ahlaklanmış insanlardan meydana gelen bir toplumda huzur ve güven olur. İnsanlar birbirlerine güvenerek iş yapar, birbirleriyle ellerinden geldiğince yardımlaşır. Ahirete iman, insana çok muhtaç olduğu sorumluluk duygusunu kazandırır.

Bu duygu; kendimize, vatanımıza, ailemize, milletimize, insanlara, hatta hayvanlara karşı bile görevlerimizi yerine getirmemizi sağlar. İnsanlar birbirlerine güvenerek iş yapar, birbirleriyle ellerinden geldiğince yardımlaşır. Cezalandırılma endişesiyle başkalarına zarar vermekten, kötülük ve haksızlık yapmaktan kaçınırız. İyi olan insanlar, dünyada alamadıkları mükâfatlarını ahirette alma inancıyla mutlu olurlar. Sıkıntı ve bunalımdan kurtulup sağlıklı bir ömür sürerler.

GÖZÜNÜZÜ PARA HIRSI BÜRÜMESİN


Peki malını artıran bir insan ne yapmalı? Sürekli olarak Allah’a şükretmeli, fakirleri, ihtiyaç sahiplerini koruyup gözetmelidir. Hırs ve tama, gözleri kör eder. İyi duyguları insanın içinden söküp alır. Beden ve ruhtan ibaret olan insanda ruhun yani maneviyâtın izi kalmaz. Kazanan insan verebilmeyi öğrenmelidir.

Allah rızasını en çok sevilen şeylerden vermeye bağlayan dinimiz, böylece insanların hırs ve tama çukuruna düşmelerini engellemeye çalışmaktadır. Bu çukur, öyle derin ve pisliklerle dolu bir çukurdur ki, oraya düşen insan cehenneme de düşebilir. Unutmayalım; Kâbil, Hâbil’i hırsına yenik düşerek öldürmüştür. Böylece, yeryüzündeki ilk cinayet, kanaatsizlik yüzünden işlenmiştir, diyebiliriz.

Mevlânâ, Mesnevî’de şöyle der: "Oğul! Bağını kopar ve kurtul. Ne vakte kadar altın ve gümüş bağında kalacaksın? Denizi bir kâseye dökecek olsan ne kadar sığar? Ancak bir günlük rızık miktârı. Hırs ve tama ehlinin gözü doymaz. Halbuki sedef, kanaat gösterip kapanmayınca içinde inci olmaz." İşte kanaatin ödülü budur. Tam yerinde ve zamanında kalbini hırsa kapatan kanaat ehli, inciye yani Allah rızasına erişecektir.

ÖRNEK HAYATLAR


Evvel zaman içinde, diyarların birinde Nuri Efendi isminde bir zat yaşarmış. Nuri Efendi her sabah besmelesini çeker, sağ ayağıyla ilk adımını atar, yola koyulurmuş. Hanımının öğle vakti yemesi için hazırladığı yiyecek paketini bir yoksulun evine bırakırmış. Ardından camiye girer öğlene kadar vaktini ibadetle geçirirmiş. Öğle namazını kıldıktan sonra da çarşıdaki işyerine gidermiş. Günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları, takip etmiş. Tam kırk yıl bu ahenk bozulmamış.

Evdekiler, Nuri Efendi’nin öğle yemeğini sabah yanına aldığı azıkla dükkanda yediğini; dükkandaki yardımcıları da "Nasıl olsa öğlende geliyor" diye evde yiyip de çıktığını zannedermiş. Oysa Nuri Efendi, kırk yılını oruçlu geçirmiş. Kırk yıl bir yoksul onun getirdikleriyle karnını doyurmuş. Peygamber Efendimiz, başka gölgenin bulunmadığı günde Cenab-ı Hakk’ın gölgelendireceği yedi zümreden bahsederken ‘sağ elinin verdiğini sol elinin duymadığı kimseler’i de sayar.

YENİ HAYIRLARA KOŞUN!

Kur’an-ı Kerim’de de "Sadakalarınızı başa kakma ve eza ile boşa çıkarmayın." (Bakara, 2/264) buyrulur. Cömertliğiyle yardıma koşan, düşmüşü kaldıran, çıplağı giydiren, açı doyuran, manevi kemaliyle kendi de doymuş birine sormuşlar:

"Efendi, bu kadar hayr ve hasenat yaparken hiç gurura kapılmaz, kendinizi yardımda bulunduğunuz kimselerden üstün görmez misiniz?" "O nasıl söz?" demiş, "Hiç aşçının elindeki kepçe ben insanları doyuruyorum diye gurura kapılır mı? Ben bir kepçeyim. Allah, ihsanını kullarına benimle dağıtıyor." Malla, bilgiyle, bedeni olarak bir kimseye yardım ettiniz, en azından tebessümünüzle gönül aldınız; geçin gidin. Orada takılmayın, yeni hayırlara koşun.

Yaptıklarınızı başkasına söylemek bir yana kendiniz dahi kaydını tutmayın. Ne mal sizin, ne ilim sizin, ne de bedeniniz gerçekte size ait. İkram sahibi cömertliğine sizi vesile kılmışsa en büyük şerefe ulaştınız demektir. Sakın kendinizi onun yerine koyup da "Bu iyilik benden" demeyin.

 Ali İhsan ER

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ölümün sırlı dünyasına bir yolculuk
« Posted on: 29 Mart 2024, 03:41:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ölümün sırlı dünyasına bir yolculuk rüya tabiri,Ölümün sırlı dünyasına bir yolculuk mekke canlı, Ölümün sırlı dünyasına bir yolculuk kabe canlı yayın, Ölümün sırlı dünyasına bir yolculuk Üç boyutlu kuran oku Ölümün sırlı dünyasına bir yolculuk kuran ı kerim, Ölümün sırlı dünyasına bir yolculuk peygamber kıssaları,Ölümün sırlı dünyasına bir yolculuk ilitam ders soruları, Ölümün sırlı dünyasına bir yolculuk önlisans arapça,
Logged
01 Nisan 2010, 08:32:52
basiret

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31


« Yanıtla #1 : 01 Nisan 2010, 08:32:52 »

allah razı olsun elinize sağlık

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
30 Nisan 2010, 17:55:24
mine

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1


« Yanıtla #2 : 30 Nisan 2010, 17:55:24 »

harikaydı.çok etkilendim.allah razı olsun hepinizden

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
16 Şubat 2011, 23:55:21
çiçek gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 16


« Yanıtla #3 : 16 Şubat 2011, 23:55:21 »

selamün aleyküm alla razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
15 Ocak 2014, 21:33:59
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #4 : 15 Ocak 2014, 21:33:59 »

Ve aleykümselam ve rahmetullahi ve berakatuh
Ölüme bu kadar farklı açılardan bakmamıştım hiç...
Ama hepsinin başı dünya ve ahiret mutluluğuna çıkıyor bence.
Çünkü insan bunun bilincine vardığı zaman dünyada yaptığı hareketlere söz ve davranışlara oldukça dikkat ediyor.Bu da onun sevincine, huzuruna ,samimice ALLAH ve peygamber sevgisine bir vesile oluyor.
Ne mutlu ki bu huzura ve refaha erenlere.Bi nevi ölmeden önce ölüyorlar aslında.
Rabbim bizlere de hayırlı bir yaşam ve ölüm nasip etsin.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 15 Ocak 2014, 21:34:08 Gönderen: mevlüdekalınsaz »
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes