๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Nurdan Damlalar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 16 Haziran 2009, 21:50:10



Konu Başlığı: Yerle gök arasında boşlukta duran bulut!
Gönderen: Zehibe üzerinde 16 Haziran 2009, 21:50:10
(http://www.risalehaber.com/images/news/58650.jpg)

Bismillahirrahmanirrahim

Sonra, dünyaya gelen o yolcu adama ve misafire, cevv-i sema denilen ve mahşer-i acâip olan feza, gürültüyle konuşarak bağırıyor: "Bana bak, merakla aradığını ve seni buraya gönderini benimle bilebilir ve bulabilirsin" der. O misafir, onun ekşi, fakat merhametli yüzüne bakar; müthiş, fakat müjdeli gürültüsünü dinler, görür ki:

Zemin ile âsumân ortasında muallâkta durdurulan bulut, gayet hakîmâne ve rahîmâne bir tarzda zemin bahçesini sular ve zemin ahalisine âb-ı hayat getirir ve harareti, yani yaşamak ateşinin şiddetini tâdil eder ve ihtiyaca göre her yerin imdadına yetişir. Ve bu vazifeler gibi çok vazifeleri görmekle beraber, muntazam bir ordunun acele emirlere göre görünmesi ve gizlenmesi gibi, birden cevvi dolduran o koca bulut dahi gizlenir, bütün eczaları istirahate çekilir, hiçbir eseri görülmez. Sonra, "Yağmur başına arş!" emrini aldığı anda, bir saat, belki birkaç dakika zarfında toplanıp cevvi doldurur, bir kumandanın emrini bekler gibi durur.

Sonra o yolcu, cevvdeki rüzgâra bakar, görür ki:

Hava o kadar çok vazifelerle gayet hakîmâne ve kerîmâne istihdam olunur ki, güya o câmid havanın şuursuz zerrelerinden herbir zerresi, bu Kâinat Sultanından gelen emirleri dinler, bilir ve hiçbirini geri bırakmayarak, o kumandanın kuvvetiyle yapar ve intizamla yerine getirir bir vaziyetle, zeminin bütün nüfuslarına nefes vermek ve zîhayata lüzumu bulunan hararet ve ziya ve elektrik gibi maddeleri ve sesleri nakletmek ve nebatatın telkîhine vasıta olmak gibi çok küllî vazifelerde ve hizmetlerde, bir dest-i gaybî tarafından gayet şuurkârâne ve alîmâne ve hayatperverâne istihdam olunuyor.

Sonra yağmura bakıyor, görür ki: O lâtif ve berrak ve tatlı ve hiçten ve gaybî bir hazine-i rahmetten gönderilen katrelerde o kadar Rahmânî hediyeler ve vazifeler var ki, güya rahmet tecessüm ederek katreler sûretinde hazine-i rabbâniyeden akıyor mânâsında olduğundan, yağmura "rahmet" namı verilmiştir.

Sonra şimşeğe bakar ve ra'dı (gök gürültüsü) dinler, görür ki, pek acip ve garip hizmetlerde çalıştırılıyorlar.

Sonra gözünü çeker, aklına bakar, kendi kendine der ki:

"Atılmış pamuk gibi bu câmid, şuursuz bulut elbette bizleri bilmez ve bize acıyıp imdadımıza kendi kendine koşmaz ve emirsiz meydana çıkmaz ve gizlenmez. Belki gayet kadîr ve rahîm bir Kumandanın emriyle hareket eder ki, bir iz bırakmadan gizlenir ve def'aten meydana çıkar, iş başına geçer. Ve gayet faal ve müteâl ve gayet cilveli ve haşmetli bir Sultanın fermanıyla ve kuvvetiyle vakit be vakit cevv âlemini doldurup boşaltır ve mütemadiyen hikmetle yazar ve paydosla bozar tahtasına ve mahv ve ispat levhasına ve haşir ve kıyamet suretine çevirir. Ve gayet lütufkâr ve ihsanperver ve gayet keremkâr ve rubûbiyetperver bir Hâkim-i Müdebbirin tedbiriyle rüzgâra biner ve dağlar gibi yağmur hazinelerini bindirir, muhtaç olan yerlere yetişir. Güya onlara acıyıp ağlayarak, gözyaşlarıyla onları çiçeklerle güldürür, güneşin şiddet-i ateşini serinlendirir ve sünger gibi bahçelerine su serper ve zemin yüzünü yıkar, temizler." (Şualar Ayet’ü-l Kübra Sh. 100)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
CEVV-İ SEMÂ : Hava âlemi, atmosfer, uzay boşluğu.
MAHŞER-İ ACÂİP : Hayret verici şeylerin toplandığı yer.
FEZÂ : Yıldızlar arasındaki geniş boşluk, uzay, gökyüzü.
ÂSUMAN : Gökyüzü.
ZEMİN : Yer; yüzey, satıh.
MUALLÂK : Askıda, havada boşlukta duran, hallolmamış.
HAKÎMÂNE : Her şeyi belli bir gaye ve fayda gözeterek yaparak.
RAHÎMÂNE : Şefkat ve merhametli bir şekilde.
AB : Su. Yağmur.
HARÂRET : Sıcaklık.
TÂDİL : Aslına zarar vermeden değiştirme, düzeltme.
CEVVÎ : Gök boşluğuna âit. Cevve dâir.
ECZÂ : Cüz'ler, bölümler, parçalar; bir ilâcın tesirli maddesi.
KERÎMÂNE : Cömertçe, bol ihsan ile.
İSTİHDÂM : Bir işte kullanmak için alıkoyma, çalıştırma, kullanma, hizmet ettirme.
CÂMİD : Cansız, durgun, donmuş.
İNTİZAM : Tertib, düzen, nizam üzere olmak.
NÜFÛS : Nefisler, canlar, şahıslar.
ZÎHAYAT : Hayat sahibi, canlılar.
TELKİH : İlkah etmek. Aşılamak. Döllemek Cinsinin üremesini sağlamak.
DEST-İ GAYBÎ : Görünmeyen el.
ŞUURKÂRÂNE : Şuurluca. Farkederek.Bilinçli
ALÎMÂNE : İlmen bilerek, ilmen vakıf olarak.
HAYATPERVERÂNE : Hayatı gözetircesine.
LATÎF : Güzel, hoş. Cenâb-ı Hakk'ın bir ismi.
BERRAK : Duru, saf.
KATRE : Damla, yağmur taneleri. Risâle ismi.
CÂMİD : Cansız, durgun, donmuş.
KADÎR : Her şeye gücü yeten sonsuz kudret sahibi Allah.
DEF'ATEN : Hemen, birden bire, âniden, beklenmedik anda.
MÜTEAL : Âlî, büyük.
FERMÂN : Emir, buyruk, tebliğ.
MAHV : Harab olma. Yıkılma. Ortadan kaldırma.
LÜTUFKÂR : Güzellik, hoşluk verici.
RUBÛBİYETPERVER : Terbiye etmeyi seven.
HAKÎM : Herşeyi gaye ve faydalarla yaratan Allah.


Konu Başlığı: Ynt: Yerle gök arasında boşlukta duran bulut!
Gönderen: Ceren üzerinde 15 Mart 2018, 18:24:10
Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. ..


Konu Başlığı: Ynt: Yerle gök arasında boşlukta duran bulut!
Gönderen: Sevgi. üzerinde 04 Şubat 2021, 04:14:12
Aleyküm Selâm. Rabb'im bizleri kendine lâyık kul, Peygamber efendimiz'e de hayırlı ümmet olanlardan eylesin inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Yerle gök arasında boşlukta duran bulut!
Gönderen: Mehmed. üzerinde 05 Şubat 2021, 13:48:01
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Peygamberimizin yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Yerle gök arasında boşlukta duran bulut!
Gönderen: Ceren üzerinde 05 Şubat 2021, 21:01:53
Esselamu aleyküm.rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim...