Konu Başlığı: Tam ve daimi bir Üstad buldunuz Gönderen: Zehibe üzerinde 28 Haziran 2010, 05:56:02 (http://www.risalehaber.com/images/news/65570.jpg) Bismillahirrahmanirrahim Aziz kıymettar, sadık ve sebatkâr kardeşlerim, Fihristeyi, taksimü’l-â’mâl tarzında mütesanid heyetinizin şahs-ı mânevîsine tevdiiniz çok güzeldir. Tam ve daimî bir üstad buldunuz. O mânevî üstad, bu âciz kardeşinizden çok yüksektir; daha bana ihtiyaç bırakmıyor. Sabri kardeş, senin rüyan mübarektir ve manidardır. İnşaallah zaman onu tabir edecek. Kardeşlerim, sizin hatırınız ve askerliğiniz endişesi için hâdisât-ı zamana baktım, kalbime böyle geldi: Menfî esasata bina edilen ve Karun gibi “Bu servet, bilgim sayesinde bana verilmiştir.” (Kasas Sûresi, 28:78.) deyip, ihsân-ı Rabbânî olduğunu bilmeyip şükretmeyen ve maddiyun fikriyle şirke düşen ve seyyiatı hasenatına galip gelen şu medeniyet-i Avrupaiye öyle bir semavî tokat yedi ki, yüzer senelik terakkîsinin mahsulünü yaktı, tahrip edip yangına verdi. Avrupa zâlim hükûmetleri zulümleriyle, Sevr Muahedesiyle âlem-i İslâma ve merkez-i Hilâfete ettikleri ihanete mukabil öyle bir mağlûbiyet tokadını yediler ki; dünyada dahi bir cehenneme girip çıkamıyorlar, azapta çırpınıyorlar. Evet, bu mağlûbiyet, aynen zelzele gibi, ihanetin cezasıdır. Burada çok zâtlar kat’iyen hükmediyorlar ki, Risaletü’n-Nur’un iki merkez-i intişarı olan Isparta ve Kastamonu vilâyetleri sair yerlere nispeten âfât-ı semâviyeden mahfuz kaldıklarının sebebi, Risaletü’n-Nur’un verdiği iman-ı tahkikî ve kuvvet-i itikadiyedir. Çünkü böyle âfatlar, za’f-ı imandan neşet eden hatâların neticesidir. Hadisçe, sadaka belâyı def ettiği gibi, 2 o kuvve-i imaniye dahi o âfâta karşı derecesiyle mukabele ediyor. (Kastamonu Lahikası, 11. Mektup) Bediüzzaman Said Nursi SÖZLÜK: Âb-I Kevser : Cennette Bulunan Kevser Irmağının Suyu Âfât : Afetler, Musibetler Âfât-I Semâviye : Semâvî Âfetler, Gökten Gelen Âfetler, Felaketler Âlem-İ Bekà : Devamlı Ve Kalıcı Âlem, Âhiret Âlem-İ İslâm : İslâm Dünyası Azap : Acı, Sıkıntı, Ceza Aziz : İzzetli, Çok Değerli, Saygın Cennetü’l-Firdevs : Firdevs Cenneti; Cennette Bir Tabaka Def Etme : Uzaklaştırma Desti : Geniş Gövdeli, Dar Boğazlı Olan Bir Tür Su Kabı Esasat : Esaslar, Prensipler Fedakâr : Kendini Bir Hizmete Adayan; Davası Uğrunda Değerli Şeylerini Gözden Çıkarabilen Hadis : Peygamber Efendimizin (A.S.M.) Mübarek Söz, Fiil Ve Hareketi Veya Onun Onayladığı Başkasına Ait Söz, İş Veya Davranış Hasenat : Güzellikler, İyilikler İhsân-I Rabbânî : Allah’ın İhsanı, İkramı, Bağışı İman-I Tahkîki : Hakiki İman; İnandığı Şeylerin Aslını, Delillerini Bilerek İnanma Kat’iyen : Kesin Olarak Kuvve-İ İmaniye : İman Kuvveti Kuvvet-İ İtikadiye : İman Gücü Maddiyyun : Materyalistler, Herşeyi Madde İle Açıklamaya Çalışanlar Mağlûbiyet : Yenilgi Mahfuz : Muhafaza Edilmiş, Korunmuş Mahsul : Ürün Medeniyet-İ Avrupaiye : Avrupa Medeniyeti Menfî : Olumsuz Merkez-İ Hilâfet : Halifelik Merkezi Merkez-İ İntişar : Yayılma Merkezi Mukabele Etme : Karşılık Verme Mukabil : Karşılık Nazar : Bakış Neş’et Eden : Doğan, Meydana Gelen Nispeten : Kıyasla, Oranla Risaletü’n-Nur : Risale-İ Nur’un Diğer Bir Adı Sadaka : Allah Rızası İçin İhtiyaç Sahibi Kişilere Yapılan Yardım Sadık : Doğru Sözlü, Dürüst Sair : Diğer, Başka Semavî : Allah Tarafından Olan, İlâhî Seyyiat : Günahlar, Kötülükler Sıddık : Çok Doğru Ve Bağlı Şirk : Allah’a Ortak Koşma Şükretme : Nimetlere Karşı Memnunluk Gösterme, Allah’a Teşekkür Etme Tahrip Etme : Bozma, Yok Etme Terakkî : İlerleme, Yükselme Vefadar : Vefalı, Sözünde Ve Dostluğunda Devamlı Olan Vilâyet : İl Za’f-I İman : İman Zayıflığı Zâlim : Zulmeden, Haksızlık Eden Zelzele : Deprem |