> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Nurdan Damlalar >  Hakikat kat’iyyen iktiza eder
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hakikat kat’iyyen iktiza eder  (Okunma Sayısı 344 defa)
08 Ağustos 2010, 14:23:53
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 08 Ağustos 2010, 14:23:53 »



Hakikat kat’iyyen iktiza eder ve hikmet yakinen ister ki, zemin gibi, semavatın dahi sekeneleri bulunsun ve zişuur sekeneleri olsun ve o sekeneler o semavata münasip bulunsun. (Sözler) Cümlesini açıklarmısınız?

Şu görünen âlemde nice görünmez kuvvetler, kanunlar, ışınlar iç içe vazife görüyorlar. Nurdan yaratılmış lâtif varlıklar olan melekler ise bunların hepsinden daha lâtif.

Işınlardan çok daha kesif olan havayı bile göremeyen insanoğlunun, “Görmediğime inanmam.” diyerek melekleri inkâra sapması çok tuhaf.

Zevkle seyrettiğimiz bir ağaçta, yarı canlı dediğimiz bir hayat tecellisi var. Biz bu hayatı göremeyiz, ama ağacın her yaprağı ve her çiçeği bize o hayatı âdeta haykırırlar. Güneşin câzibe kuvvetini de göremeyiz ama, dünyamızın güneş etrafındaki seyahatinde o kuvvetin varlığını seyreder gibi oluruz.

Gözümüz yeryüzünün taşında toprağında dolaşırken bunların arkasında bir çekim kuvvetinin var olduğunu da çok iyi biliriz.

Gerçeği bulmada görmeyi tek ölçü kabul edenler, diğer duyu organları yanında, akıl ve vicdanın vazifesini de göze yüklemiş olurlar.

Bilim adamlarımıza göre, insan gözü şu âlemde mevcut ışınların çok az bir kısmını görebiliyor. Demek ki insan, görmeyi tek ölçü kabul etse, şu görünen âlemin bile yüzde doksanından fazlasını inkâr edecektir.

Melekler ve ruhaniler şöyle dursun, böyle noksan ve kısır bir değerlendirme ile insan, görmediği ve âşina olmadığı bütün hayvanları da inkâr yoluna girer. Hiç balık görmemiş birisine, sürekli olarak suda yaşayan ve havaya çıktığında boğulan bir canlı türünü nasıl kabul ettireceksiniz?



MELEKLERİN YAZISI

Karşınızda tereddüt dolu bir çehre. Bakışlarda hayret ve şaşkınlık iç içe. Bir sorusu olduğunu hemen anlar ve kendisine fırsat verirsiniz. “Bir noktayı merak ediyorum da.” der ve sorusunu yerleştirir:

“Melekler bizim amellerimizi nasıl yazıyorlar?”

O söylemese de siz, bu sorunun arkasında, “Acaba meleklerin kâlemleri ne marka?”, “Mürekkepleri ne renk?”, “Amelleri daktiloyla mı yazıyorlar, bilgisayarla mı?” gibi bir mânâ hissedersiniz. Ve kendisine meleklerin ayrı bir canlı türü olduğunu, insanlara benzemediklerini, yazmalarının ve kaydetmelerinin de bizim tahminlerimizin çok ötesinde olduğunu anlatırsınız. Ve kendisine biraz ışık tutmak niyetiyle, teyp bandından, fotoğraf makinesinden, kara kutudan söz edersiniz. “Bunlar da kaydediyorlar, ama ne kâlemle, ne de daktiloyla.” diye eklersiniz.

Bir şey anlamış olmanın ümit ışıkları gözlerinde hafifçe belirmiş olarak yanınızdan ayrılır.

Ve siz kendi iç âleminizde meselenin muhasebesini yaparsınız :

Bundan önceki asırlarda ne bant vardı, ne fotoğraf makinesi, ne televizyon, ne de kara kutu. Ama o asırların insanları, amellerini meleklerin kaydettiğine bu asrın insanından çok daha fazla inanıyorlardı. Bunun sebebi ne idi?

Sorunuza değişik cevaplar verir ve şu cevabınızı, sanırım, daha tatminkâr bulursunuz:

Onlar, “Nefsini bilen Rabbini bilir.” sırrına ermişlerdi. Ve bu sorunun en güzel cevabını da yine kendi nefislerinde bulmuşlardı; hafızalarını dikkate alarak.

İnsan hafızası da sesleri, görüntüleri zapt ederken bizim sözünü ettiğimiz âletlerin hiçbirini kullanmıyordu. Hafızanın rahatlıkla yaptığı bir işi, Allah’ın vazifeli bir meleği de yapabilirdi.

Meleklerin bir anda birçok yerde bulunmaları ve farklı işleri birlikte görmeleri de çokça sorulan sorulardan. Bu sorunun kaynağında da yine insanın kendi kabiliyetini tek ve şaşırmaz ölçü kabul etmesi yatıyor.

Sözler’den On Altıncı Söz, bir yönüyle de bu sorunun en güzel cevabı...

Bu risalede, kesif ve maddî bir varlık olan insanın bir anda birçok aynalarda birlikte tecelli ettiği, ama kendisindeki sıfatların, özelliklerin o görüntülerde bulunmadığı dikkate sunulduktan sonra, maddî-nuranî olan güneşin aynalardaki görüntülerinde güneşin ziyasından, hararetinden, renklerinden bir cilvenin mevcut olduğu nazara verilir. Nuranî varlıklar olan meleklerin ise bir anda, çok yerlerde bizzat bulunabilecekleri akla havale edilir.

Aynı anda çok yerde bizzat bulanmaya ise, aynı eserin Lemaât kısmında harika bir misâl verilir: Kelime.

Ağızdan çıkan bir kelimenin nice kulaklarda aynı anda işitilmesi, güneşin aynalarda tecelliyle iş görmesinden çok daha ileri bir mazhariyet. Burada kelime, kulaklara tecellisini göndermiş değil; her kulağa giren bizzat kendisi.

Bu harika misâllerle melek hayatına uzaktan uzağa bakabiliriz. Uzaktan diyorum, çünkü, gözümüz önündeki hayvanların bile ruh dünyalarını gereğince bilemediğimiz halde, hiç görmediğimiz melekleri, o nuranî varlıkları tam mânâsıyla nasıl anlayabiliriz?!.

Konuyu, yine Nur’lardan bir cümle ile noktalayalım:

“Akl-ı beşer anlamaz, melek olmayan bilemez.”

Prof. Dr. Alaaddin Başar

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hakikat kat’iyyen iktiza eder
« Posted on: 19 Nisan 2024, 19:13:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hakikat kat’iyyen iktiza eder rüya tabiri, Hakikat kat’iyyen iktiza eder mekke canlı, Hakikat kat’iyyen iktiza eder kabe canlı yayın, Hakikat kat’iyyen iktiza eder Üç boyutlu kuran oku Hakikat kat’iyyen iktiza eder kuran ı kerim, Hakikat kat’iyyen iktiza eder peygamber kıssaları, Hakikat kat’iyyen iktiza eder ilitam ders soruları, Hakikat kat’iyyen iktiza ederönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes