๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Nurdan Damlalar => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 02 Temmuz 2012, 11:10:57



Konu Başlığı: Risâle-i Nur dersi
Gönderen: Sefil üzerinde 02 Temmuz 2012, 11:10:57


Osman ZENGİN

Risâle-i Nur dersi okumak


Risâle-i Nur, Risâle-i Nur sohbetleri, Risâle-i Nur dersleri... Bunlar, kaynağı Kur’ân olan âhirzaman tefsirine ait tâbirler. Asrın Bedîine, ilham-ı İlâhî ile yazdırılan Risâle-i Nur’un cemaate okunmasından bahsedeceğiz bu yazımızda. Yani ‘Risâle-i Nur dersi okumak’tan...

Rahmetli Zübeyir Ağabey, Ankara Üniversitesi’nin mescidinde; içinde profesör, milletvekili ve Pakistanlı misafirlerin de bulunduğu bir cemaate Eylül-1950’de verdiği konferansta, bu konuya da atıfta bulunarak şöyle söylüyor:
“Şimdi Risâle-i Nur Külliyatı’ndan, İmân, Kur’ân ve Hazret-i Peygamber (asm) Efendimiz hakkında olan eserlerden bazı kısımları aynen okuyacağım. Siz bu eserleri elde edip tamamını okursunuz. Okurken, belki izah edilmesini isteyen kardeşlerimiz olacaktır. Fakat bu hususta arz edeyim ki, Üstadımız Bediüzzaman, bir Nur Talebesine Risâle-i Nur’dan bazen okuyuvermek lütfunu bahşederken, izah etmiyor, diyor ki: ‘Risâle-i Nur, imânî meseleleri lüzûmu derecesinde izah etmiş. Risâle-i Nur’un hocası Risâle-i Nur’dur. Risâle-i Nur, başkalarından ders almaya ihtiyaç bırakmıyor. Herkes istidâdı nisbetinde kendi kendine istifade eder. Aklınız her bir meseleyi tam anlamasa da, ruh, kalb ve vicdanınız hissesini alır. Ne kadar istifade etseniz, büyük bir kazançtır.’
“Okunan Türkçe veya Arapça bir risâlenin izahı, başka bir risâlede varsa, onu getirip okuyor. Risâle-i Nur’daki gayet ince nükteleri derk eden basîretli âlimler de der ki: Bir âlimin yüksek bir ilmi olabilir, fakat Risâle-i Nur’u cemaate okurken tafsilâta girişip eski malûmâtlarıyla açıklarsa, bu izahatı, Risâle-i Nur’un beyân ettiği asrımızın fehmine uygun ve ihtiyacına tam cevap veren hakikatlerin anlaşılmasında ve tesirâtında ve Risâle-i Nur’un mahiyetinin derkinde bir perde olabilir. Bunun için, bazı lûgatların manalarını söyleyerek aynen okumak daha müessir ve daha efdaldir.
“İstanbul Üniversitesindeki kardeşlerimiz de böyle okuyorlar. Biz de hulâsaten deriz ki: Risâle-i Nur, gayet fasîh ve vecîzdir. Sözün kıymeti îcâzındadır, kısalığındadır. Bir mesele-i imâniye ve Kur’âniye umuma ders verilirken, mücmel olarak tedrisinde daha fazla istifâza ve istifade vardır.”
Aslında başka söze de hacet yok. Bu ifade ve beyanlar her şeyi izah edip açıklıyor. Yani başka malûmatlar ilâve edilmeden doğrudan Risâle-i Nurlar okunsa, şerh ve izahı gerekirse yine başka risâlelerden devam ettirilse, lüzumsuz tafsilâta girilmeden kısaca izahatla kifayet edilse daha iyi olur. Bu, Risâle-i Nur’un mesleğine daha münasibtir. Meselâ, Üstad Lem’alar mecmuasının Birinci Lem’ası olan Hz. Yunus’un (as) münâcâtını anlatırken, Yunus’un (as) kıssasıyla ilgili olarak “Ninova’da doğdu, kavmine peygamber olarak gönderildi. Kavmi onu dinlemeyince onlara kızdı, oradan ayrıldı, bir gemi seyahatindeki bir takım hadiseler neticesinde balık onu yuttu” diye uzun uzun anlatmıyor, “Denize atılmış, büyük bir balık onu yutmuş..” tarzında kısaca temas edip kıssadan hisseye, yani vereceği derse geçiyor. Dolayısıyla “Risâle-i Nur dersi” okunurken de, bu kıssanın tafsilâtına girmeye ihtiyaç olmasa gerek...
Evet, Risâle-i Nurları bir ders tarzında umuma okumak hassas bir meseledir. Bakınız ‘ders yapmak’ demiyoruz. Neyin dersini yapacağız ki? Bizim vazifemiz ancak ortadaki yapılmış, yazılmış bir dersi okumaktır.