Konu Başlığı: Ramazan’da Kur’an’ı dinlemek… Gönderen: Zehibe üzerinde 26 Ağustos 2009, 15:42:36 (http://www.risalehaber.com/images/news/58836.jpg) Bismillahirrahmanirrahim ALTINCI NÜKTE Ramazan-ı Şerifin sıyâmı, Kur'ân-ı Hakîmin nüzulüne baktığı cihetle ve Ramazan-ı Şerif, Kur'ân-ı Hakîmin en mühim zaman-ı nüzulü olduğu cihetindeki çok hikmetlerinden birisi şudur ki: Kur'ân-ı Hakîm, madem şehr-i Ramazan'da nüzul etmiş. O Kur'ân'ın zaman-ı nüzulunu istihzar ile, o semâvî hitabı hüsn-ü istikbal etmek için: Ramazan-ı Şerifte nefsin hâcât-ı süfliyesinden ve mâlâyâniyat hâlâttan tecerrüt ve ekl ve şürbün terkiyle melekiyet vaziyetine benzemek ve bir surette o Kur'ân'ı yeni nâzil oluyor gibi okumak ve dinlemek ve ondaki hitâbât-ı İlâhiyeyi güya geldiği ân-ı nüzulünde dinlemek ve o hitabı Resul-i Ekremden (a.s.m.) işitiyor gibi dinlemek, belki Hazret-i Cebrâil'den, belki Mütekellim-i Ezelîden dinliyor gibi bir kudsî hâlete mazhar olur. Ve kendisi tercümanlık edip başkasına dinlettirmek ve Kur'ân'ın hikmet-i nüzulünü bir derece göstermektir. Evet, Ramazan-ı Şerifte güya Âlem-i İslâm bir mescid hükmüne geçiyor. Öyle bir mescid ki, milyonlarla hâfızlar, o mescid-i ekberin köşelerinde o Kur'ân'ı, o hitab-ı semâvîyi arzlılara işittiriyorlar. Her Ramazan, “O Ramazan ayı ki Kur'an o ayda indirilmiştir.” (Bakara Sûresi: 185. ) âyetini, nuranî, parlak bir tarzda gösteriyor; Ramazan Kur'ân ayı olduğunu ispat ediyor. O cemaat-i uzmânın sair efradları, bazıları huşû ile o hâfızları dinlerler. Diğerleri kendi kendine okurlar. Şöyle bir vaziyetteki bir mescid-i mukaddeste, nefs-i süflînin hevesâtına tâbi olup, yemek içmekle o vaziyet-i nuranîden çıkmak ne kadar çirkinse ve o mesciddeki cemaatin mânevî nefretine ne kadar hedef ise, öyle de, Ramazan-ı Şerifte ehl-i sıyâma muhâlefet edenler de o derece umum Âlem-i İslâmın mânevî nefretine ve tahkirine hedeftir. (Mektubat Ramazan Risalesi sh. 390) Bediüzzaman Said Nursi SÖZLÜK: RAMAZAN-I ŞERİF : Mübârek Ramazan. SIYÂM : Oruçlar. NÜZÛL : İnmek, iniş. ŞEHR-İ RAMAZAN : Ramazan ayı. İSTİHZÂR : Hazır etme, göz önüne getirme. SEMÂVÎ : Cenâb-ı Hak tarafından gönderilen, gökten gelen. HÜSN-Ü İSTİKBÂL : Güzel karşılama, iyi karşılama. HÂCÂT-I SÜFLİYE : Aşağılık ve bayağı ihtiyaçlar. MÂLÂYÂNİYÂT : Faydasız, boş şeyler veya sözler. TECERRÜD : Sıyrılma, soyunma, çıplak olma. EKL : Yemek, yiyecek. ŞÜRB : İçme, içecek. HİTÂBÂT-I İLÂHİYE : Allah'ın hitapları, konuşması. MÜTEKELLİM-İ EZELÎ : Ezelden beri konuşma sıfatına sahip olan Cenâb-ı Hak. HÂLET : Durum, hâl, vaziyet, keyfiyet. MAZHAR : Nâil olma, şereflenme, kavuşma, ortaya çıkma ve görünme yeri. HİKMET-İ NÜZÛL : İniş gayesi, hikmeti. EKBER : En büyük. HİTÂB-I SEMÂVÎ : Allah'ın hitâbı, konuşması. ARZLI : Yeryüzündeki varlıklar. CEMAAT-İ UZMÂ : Büyük topluluk, cemaat. SÂİR : Başkası, diğeri, birşeyden geri kalan, maadâ. EFRÂD : Fertler, şahıslar. HUŞÛ : Korku ile karışık sevgiden gelen edebli hâl. MESCİD-İ MUKADDES : Mukaddes mescid. Temiz, kusursuz mescid. NEFS-İ SÜFLÎ : Alçak şeyleri isteyen nefis. Konu Başlığı: : Ramazan’da Kur’an’ı dinlemek… Gönderen: E.Nur üzerinde 26 Ağustos 2009, 15:52:08 ALLAH(c.c) razı olsun selsebil kardeşim...
|